hesabın var mı? giriş yap

  • çorba ya da pudingi pişirirken bir süre hep aynı yöne karıştırıp "alıştırdıktan" (?) sonra aniden ters yöne karıştırıp "şaşırtmak" (!)

  • şu an yaptığı şeyi takdir edelim öncelikle. ama ya kaza anında alkollüyse? şu an gecikmiş olarak bu suçu itiraf etmesi neye yarayacak? alması gereken cezadan daha azıyla geçiştirilecek.

    tekrar söylüyorum, itirafı kesinlikle takdiri hak ediyor ama soru işaretlerini kaldırmaya yetmiyor.

    edit: tek şeytanın avukatlığını yapan ben değilmişim neyseki. herkesin aklına aynı sorular gelmiş.

    edit2: diğer detayları öğrenince ortada takdirlik bir durum da gözükmüyor. cezası neyse çeksin. yazıklar olsun kendisine.

  • önemsiz gibi görünse de aslında önemli bir karardır. millet şimdi diyecek "avusturya kim yeeaa, savunma sanayisi mi varmış? keh keh" var kardeşim hem de türkiye'nin savunma sanayinden daha gelişmiş bir sanayisi var. özellikle tabanca, piyade tüfeği, barut, rdx, kurşun geçirmez yelek, miğfer(jöh'lerin kullandığı miğferler avusturya yapımı) gibi teknolojilerde ileriler ve türkiye, avusturya'dan baya bir gerekli ekipman ya da yan malzeme almaktadır. avusturya savunma sanayi, almanya tarafından desteklenmektedir. aslında almanya gözdağı veriyor türkiye'ye ayağını denk al mahiyetinde

    (bkz: kavga öncesi önden çocuk yollamak)

  • abisinin adı tahir mahir olan kişi. o nasıl isimdir arkadaş? sanki ebeveynleri koyacak isim bulamamış da en sonunda "ya tahir mahir bir şeyler koyalım gitsin" demişler gibi.

  • ağzı burnu dövülesi bir herif. öyle ki adam aşkı tek cümlede özetleyebiliyor. durduk yere hüzünlendirebiliyor. ayrıca bu adamı, kendine bu kadar aşık edebilen kadının ayaklarını öpmek lazım derdim ama adam ayaklarına bile şiir yazmış kadının.

    "but i love your feet
    only because they walked
    upon the earth and upon
    the wind and upon the waters,
    until they found me."

    türkçesi de;

    "ama ayaklarını seviyorum
    çünkü onlar;
    toprakta, rüzgarda,
    sularda yürüdüler
    beni bulana kadar"(çeviriyi kendim yaptığımdan çok edebi bir dille yazamamış olabilirim, kusura bakmayın)

    ama bu adamı tanımam, ayaklara şiir yazdığı için değil; beş yıl kadar önce, yazdığı tek bir cümleyi bir yerlerde okumam sayesinde oldu. o cümle de hala bir çok aşkı en kısa haliyle anlatır.

    "i can write the saddest poem of all tonight. i loved her, and sometimes she loved me too."

    diyor ki;

    "bu gece tüm zamanların en hüzünlü şiirini yazabilirim. ben onu sevdim, ve bazen o da beni sevdi."

    ulan pablo, sadece sometimes kelimesini kullanarak insanları hüngür hüngür ağlatıyorsun ya, çok büyük adamsın.

  • bülent arınç'ın, twitter'da erişim yasağı varken nasıl tweet atabildiğini açıklayan müthiş tespiti.

    "biz faydalı işler için yazıyoruz. mesela 'ben bu sabah akhisar'a gidiyorum' dedim sadece. çalışmalarımı anlatıyorum. nasıl ulaştı, erişime nasıl açıktı bilmiyorum o sırada, düşmüş. düşünce de beni sağdan soldan aradılar, 'herkes tweet atamıyor, siz nasıl atıyorsunuz' diye. özel bir çabamız olmadı. allah kapıları açıyor demek ki iyi niyet olursa twitter bile açılır' dedi." http://www.haberturk.com/…tan-ilginc-twitter-yorumu

    boşu boşuna o kadar dns kasmışız arkadaşlar, her şey bir iyi niyete bakıyormuş. şimdi ayarımızı yedik, mahcup mahcup oturuyoruz.

  • aile kazancim ayda 20 bin civarinda, zengin degiliz'den sonrasini okumadim.

    eksisozluk linc ekibi birazdan buraya gelir. ben espriyi yapip, kacayim:

    hep 50 tl'lik entrylere tanim yazdigim icin buna yazmiyorum.

  • hiçbir işe yaramaz.

    hoca eğer kitap defter açık sınav yapıyorsa, boku yediğinizin göstergesidir. boşuna sevinmeyin..