hesabın var mı? giriş yap

  • uğur dündar'ı severdim zaten ama artık daha çok seviyorum. şimdikiler sıkıyı görünce hemen dayak yeme moduna geçiyorlar mağdur edebiyatı yapmak için.

  • grevde hekimlerin işyerinde olduklarını bilmeyen gerizekalılara dert olmuştur. bu gerizekalılar doktorların bu 3 gün sırasında kapıya grev var tabelası asıp antalya'da güneşlendiğini düşünüyor sanırım. gerizekalı işte.

  • başlık: oh be sonunda boş starbucks bardağı buldum

    1. biliyorsunuz beyler bunları bulmak çok zordur çünkü alan insan yıllarca bunları kullanabilir. gider evinde nescafe yapar sanki matara kullanırcasına yıllarca bunları kullanırlar.

    bugün işten gelirken yol kenarında bırakılmış grande boy bir bardak buldum. içerisinde 3-4 parmak kadar tahmin ettiğim kadarıyla mocha vardı. mochayı tek dikişte kafaya dikerek oracıkta bitirdim. az önce eve vardım direkt gidip mutfakta kenarında ki kahve lekelerini ve kapağı sildim.

    yarın ilk işim nescafe 3ü1 aradamı yaparak içine koyucam ve marlboro paketine koyduğum samsun 216'larım ile artık ben de havalı bir insan evladı olucam.

  • misal, 10-15 yıl önce öyle olsaydı ben üniversite okuyamayacaktım.
    çünkü maddi imkanım yoktu.
    kredi mi?.. üç kuruş öğrenim kredisi bile vermemişlerdi o zaman.

    sonuçta, üniversitede okuyamayacaktım.
    şu anda yaptığım mesleği yapamayacaktım.
    tanıdığım benim gibi onlarca arkadaşım gibi...
    çok muhtemeldir ki, çocuğuma da üniversitede okuma şansını, yani parayı sağlayamayacaktım.
    işçi çocuğuydum.
    işçi olarak kalacaktım.
    çocuğum da öyle kalacaktı..

    ama aldığım her nefes için vergi ödemeye devam edecektim.
    peki her bir boku devletten parayla satın alabileceksem, ben neden bu kadar çok vergi ödüyorum anasını satayım? bir tek polisin copu mu bedava kamu hizmeti olacak bu ülkede?

  • türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayacak uydudur.

    misal turksat 4a/b kapasiteleri yetmediği için turksat, yeni uyduları atılana kadar geçecek süre için avanti'den hylas2'nin kapasitesini 3 yıllığına kiraladı geçtiğimiz yıl.

    acil durumlar için kullanılacak uydu internet şuan çoğu devlet kuruluşunda mevcut. bireysel kullanımdan ziyade acil bir durumda devletin organları arasındaki iletişim buralardan sağlanacak. sınır birlikleri, siha ve iha'lar, sismik gemilerimiz, libya, suriye ve karabağ'daki askeri elementler, kapsama altındaki konsolosluklar, büyükelçilikler hep bu uydudan gelecek iletişime bağlı.

    tv yayınlarını bir kenara bırakın. onların konumuzla bir ilgisi yok.

    edit: aq 2 seferdir açıklıyorum altta sığırın biri hala ne faydası olacak diye yazıyor.

  • orpheus'un hikayesi, çözülemeyen bir gizemdi şimdiye kadar... sevdiği kadını ölümün karanlığından kurtarmak ve onunla tekrar birlikte olabilmek için, hades’i ikna etmişken, yeryüzüne çıkmalarına belki birkaç adım kala, dönüp eurydike’ye bakmasının sebebini hep merak ettim. kendi hayatını hiçe sayarak sevdiğini geri almaya gittikten, karanlıklara indikten, ölümün kapısına dayandıktan ve başardıktan sonra, nasıl oldu da o son bakışı atabildi, anlayamadım. o karanlıklardan, ikisinin de artık eskisi gibi çıkamayacaklarını mı düşünmüştü yoksa? korkusu aşkına yenik mi düşmüştü? veya hep söylendiği gibi, hades’in kendisine bir oyun yaptığından mı şüphelenmişti? neden sevgilisini kaybedeceğini bile bile dönüp bakmıştı ona? neden?

    ama artık neden olduğunun cevabını biliyorum: eurydike, orpheus’a “arkanı dön, bana bak” dedi... evet, orpheus’un bakmasını o istedi. orpheus'un merak içinde kıvrandığını bilen eurydike, belki hem onun korkularının farkında olan hem de aynı korkuları yaşayan eurydike, ona ve kendisine yardım etti ve “bana bak” diye fısıldadı. orpheus da dönüp sevgilisine baktı, eurydike karanlıklar içinde kaybolurken, o hala ona bakıyordu. sonsuza dek mutlu yaşamadılar belki, ama birbirlerine son kez bakarak vedalaştılar. ve hikaye öyle güzel tamamlandı ki böylece. eylemin bütün yükünü orpheus’un omuzlarına yüklemekten, sadece ona odaklanmaktan, eurydike’yi etkisiz bırakmaktan, kurtardı beni. hafifledim.

    çünkü ne var biliyor musunuz? bakanın olduğu yerde bakılan, izleyenin olduğu yerde izlenen de var. senin ona baktığın yerden, sana bakan biri var, senin onu izlediğin yerden seni izleyen biri... içiçe geçen ve kimsenin ne sadece “izleyen”, ne de sadece “izlenen” olamayacağı bu eylemlerde, çok güzel bir işteşlik var: çok güzel “son bakış”lar ve çok güzel vedalaşmalar... var da var.

    orpheus ve eurydike’nin hikayesini tamamlamak için aradığım cevabı bana veren bu film de izlenmeyi fazlasıyla hakediyor. umarım arkanızı dönüp, ona bakarsınız...

  • yanlış ses basılması durumunda sesi yukarı veya aşağı çekerek entonasyon sorununu ortadan kaldırmaya dayalı, antares firmasının ürettiği plug-in'in adıdır.

    t-pain tarzı sesleri yaratma işlemi auto tune değildir çünkü sesi tona oturtmaktan ziyade karakteriyle oynanılmasıyla sonuca ulaşılır. bu plug-in ile gelen özelliklerden birisi olduğu için auto tune adıyla hafızalara kazınmıştır.

    entonasyon sorunları için bir diğer efsanevi yazılım için (bkz: melodyne)