hesabın var mı? giriş yap

  • gectigimiz gunlerde tuzla'da gerceklesmis.

    3 cocuk babasi bahtiyar demir'in aracinin lastigi patlayinca emniyet seridine gecip butun onlemleri aliyor. dubalari diziyor ve ustune de trafigi kontrollu bir sekilde yavaslatabilmek icin cep telefonunun isigiyla gelen araclari yonlendiriyor. her sey super, adam tum iyi niyetiyle bir de uyariyor gelenleri..

    sonra bildigim butun kufurleri etsem hizimi alamayacagim bir maganda o trafikte makas atarak geliyor, hic bir seyi gormeden emniyet seridine daliyor ve tum onlemleri almis olan bahtiyar demir'i olduruyor.

    bitti mi? hayir

    daha cenaze kalkmadan bu serefsiz serbest kaliyor ve ulkede hayat devam ediyor...

    emniyet seridi ile ilgili dogru duzgun hic bir yaptirimda bulunmayanlarin da ayrica allah belasini versin.

    http://www.haberturk.com/…gistirirken-canindan-oldu
    http://www.milliyet.com.tr/…-oldu-do7lylftjtog.html

  • yine ibretlik bir tespitle geliyorum. kendini değersiz bulan, sevilmeye değer bulmayan insanlar, belki de kaba bir tabirle aşağılık bulan insanlar; onlara değer veren biri karşılarına geldiğinde bilinçaltından “ben değersizim, o zaman bana değer veren insan da değersiz” yargısı çıkıyor. o yüzden fark etmeden de olsa o değer veren kişiye bok gibi davranıyorlar. yok yaa diyeceksiniz ama böyle. yapılmaması gereken şey.

  • cevabı şöyle olan bir sorudur:

    * ülkenin ismi cumhûriyet masr'al arabiye diye geçer kendi dillerinde, mısır kelimesi de masr'al 'dan gelir. mısırlılar ülkelerine "mısr" diye hitap ederler. biz de bu ismi kullanırız.

    * egypt ise mısır'ın müslüman olmadığı dönemlerden kalma bir kelimedir. yunanistanlı şehir devletleri bu diyara "aigyptos" diye hitap ettiği için (hwt-ka-ptah kelimesinin bir türevi, mısırlılar'ın o zaman kendi ülkelerine hitap şekli) günümüze "egypt" şeklinde ulaşmıştır.

    * tahıl olan mısır ise, tüm bunlardan bağımsız olarak dilimizde "mısır buğdayı" olarak anıldığı için bu isme sahiptir. zaten yeni bir tahıl olduğundan (eski dünyaya 16. yy'dan sonra getirilmiştir, amerika'dan) değişik dillerde birbirinden alakasız isimlere sahiptir.

    (bkz: google sizin dostunuzdur, arkadaşınızdır)

  • hande ataizi 98'de fırtına gibiydi. şimdiki hali bile oldukça hoştur ama 25 sene genç hali apayrı bir seviye idi. ruhsar dizisindeki hallerinden önce mum kokulu kadınlar ile bir anda popüler olmuş, altın portakal kazanmış bir isimdi.

    hepsi bir yana, kenan evren bile kendisini nü model olarak kullanmış, magazin dergileri üstsüz fotoğraflarını kapak yapmak için birbiriyle yarışmaya girmiş haldeydi. burun estetiği bile ülkede gündem oluyordu, "eskisi iyi yok yenisi daha hoş" diye köşe yazarları mevzu yapıyordu.

    98de aldığı parayı az bile söylemiştir. en az 5 kat fazlası vardır.

  • gün içerisinde yazılan entrylerden görüyorum ki kendilerini "bilinçli jenerasyon" addedip buranın kahvelerine ve fiyatlarına bok atmayı "kapitalizm karşıtı" duruş olarak gören bir güruh var.

    iyi hoş tabii dile getirsinler düşüncelerini.

    4,5 liraya kahvesini alıp oturup keyif yapan adama skimsonik siyasi ideolojileriyle sataşmaya kalkışmalarının saçmalığından dem vurmuyorum bile.

    ister istemez merak ediyorum bir yandan, bu sataşan kesim gidip köşedeki tekel'den 2,5 liraya alabileceği biraya beyoğlu'nda herhangi bir mekanda 6-8 lira arası bir fiyat ödemedi mi hiç? aynı mantık değil mi lan?

    köhnemiş binanın 2. katındaki bardaysan içtiğin biraya olması gerekenin 3 katı fiyat ödemen normal, sistem karşıtı olabilirsin. bir amerikan şirketinde kahve içiyorsan kapitalistsin. vay anasını.

    yerim lan seni. asi şey.