hesabın var mı? giriş yap

  • rütbeli bir subay, astegmeni yanına çağırır,

    - söyle bakalim astegmenim, sence benim eve gidip karımla birlikte olmam benim görevim midir yoksa bir angarya mıdır?
    astegmen biraz düsündükten sonra cevap verir:
    - gorevinizdir komutanım.
    - niye gorevimdir peki?
    - angarya olsa bana yaptirirdiniz komutanım.

  • iran ile ailevi bagları olan biri olarak şah zamanı iranı annem ve dedemden dinleyerek büyüdüm. devrim olduktan sonra ise iranı oradan gelebilen yakınlarımızdan dinlemiştim. film marjane satrapi'nin gözünden anlatılıyor ki kendisi iran azerisidir ve şahlık pehlevilerden önce azerilerin elindeydi. tum anlatılanlar o zamanlarda orada bulunan dedem ve annemin dedikleriyle o kadar çok örtüşüyor ki ben bizim ailenin hikayesi anlatılıyor sandım... gözlerimi buğulandıran bir film...

  • evet sonunda gerçeklerle yüzleşmeye başladık. marketlerde indirimli ürünlerin fiyatları bile dün ve bugün değiştirilen etiketlerle inanılmaz bir noktaya gelmiş durumda. birkaç gün aradan sonra bugün alışveriş yapmak için markete uğramış herkes söylene söylene çıktılar alışveriş yapmadan.

    hepimize geçmiş, doğrudan veya dolaylı yoldan sebep olanlara lanet olsun.

    sebep olanlar açlıktan sürüm sürüm sürünsün, acılar içinde ölsün, hakkım, geleceğim, ümitlerim haram zıkkım olsun.

    edit: biri de gelmiş bana reisi ümmetin kalbinden sökme çabalarımız, reise yaptığımız ekonomik darbe girişimlerinin boşa çıkacağını yazmış.

    ben evime salatalık alamıyorum, en son ne zaman dolma yediğimi hatırlamıyorum. yaşarsam 30 sene sonra bina aidatı ederi kadar emekli maaşı alacağımı düşünüp kara kara düşünüyorum. ev alamıyorum, araba alamıyorum, telefonuma bişey olsa borçlanmadan alamıyorum, tatile gidemiyorum, doğalgazı istediğim gibi açamıyorum. ne istiyorsunuz siz bu ülkeden?

    edit2: salatalık konusunda gereksiz ajitasyon yapmışım. zaten yazın çıktığı için kışın nasıl yenirmiş ki? evet tam da bu yüzden kasımpaşa pazarında 25lira, marketlerde 30-35lira bandında bulunması çok normal. neyi abartıyoruz ki?

    akıllanmayacaklar.

  • milyon yılın taşak geçmesiymiş.. sen bosch’u şark kurnazı merdivenaltı telefon tamircisi sandın heralde. adamlar bina teknolojisinden yazılıma, elektrikli arabadan endüstriyel teknolojiye, tren raylarının aşırı ısınmasına bulduğu çözümden güneş enerjisine kadar her şeyin içinde. kalkmışsın diyorsun ki baktılar aşı tutmadı şimdi bunu deniyorlar. alıştınız burda yerli üreticiler tarafından silkilmeye tabi. herif oturduğu yerden boşa salladı ya la.

  • üşümeyen kızdır. senin benim gibi duraklarda otobüs metrobüs beklemez. herhangi bir yere yürümez. dışarıda olması da gerekmez çoğu zaman. soğukla temas ettiği ender zamanlar arabasına ya da onu bekleyen arabaya, taksiye yürüdüğu zamanlardır. sen de dışarıda elinde istanbul kart bilmem kaç dakikadır gelmemiş otobüsü bir tarafların donarak beklerken bunlar nasıl üşümüyor diye düşünürsün.

  • bir efsanenin bitişine eş zamanlı şahit olmak da ayrı bir zevk imiş.

    aşağısı 6x3 bölüme kadar izlememiş olanlara spoiler'dır.

    lütfen bölümü izleyin ve öyle gelin. sonra bütün tadı kaçar. yazık olur.

    --- spoiler ---

    nacho'nun sonuyla ilgili bazı kafalar karışmış.

    benim anladığım şu şekilde ama farklı fikri olanlar yeşillendirsin.

    gus kendisi üzerindeki şüpheleri yok etmek için nacho'nun ölmesiyle olayın kapanmasını planlamıştı. önce nacho'yu o motele yerleştirdi. sonra motelin yerine dair ipucunu salamanca ikizlerinin bulması için nacho'nun evindeki kasaya yerleştirdi. (ayrıca alvarez'den nacho'nun hesabına gönderilen paralara dair banka hesap dökümünü yerleştirdi)
    daha sonra salamanca ikizlerinin yanına koyduğu adam ve moteli izleyen adamıyla doğru zamanda nacho'nun ölmesini sağlamak istedi. böylece nacho konuşamadan ölecek, salamancalar da alvarezi sorumlu tutacak, gus üzerindeki şüpheler ortadan kalkacaktı. mike reis bunu içine sindiremese de bir şey yapamadı (bu konuda emin değilim, mike başta nasıl kabul etti diye. sonradan bu konudaki tepkisini gösterdi gerçi).

    nacho reis ise oyunu gördü ve bozdu. kaçmayı başardı. gus'a dedi ki ya beni canlı yakalarlar öterim ve yanarsın. ya da babamın güvenliğini garanti et ve geleyim, istediğini söyleyip öleyim. babasının güvenliğinin garantisi ise mike'ın tek bir cümlesi oldu. "babana zarar verecek olanın önce beni çiğnemesi gerekir."

    şimdi burada bir duralım. bu sanat eseri artık nasıl harika karakterler yaratıp o karakterleri ince ince işliyorsa artık, hiçbirimize bu garip gelmedi. yani her birimiz mike reis birisini koruyacağına söz verdiyse o kişiyi azrailin bile öldüremeyeceğine nacho kadar inanıyoruzdur herhalde. nitekim nachoya da bu söz yetti.

    gel gelelim veda anına. mike zaten sniper ile garantörlüğü üstlenmişti. planlandığı gibi koşarak kaçsaydı, victor vurur ve öldürürdü bence. gus'ın aksi bir planı yoktu. çünkü nacho'nun salamancalara canlı verilmesi halinde nacho tavuk adamın suçlu olduğunu kolayca ötebilirdi. burada mike reisin eline verdiği cam parçası ile kendi kafasına sıkması onurlu bir ölüme kavuşmasını sağladı sadece. yoksa koşarak kaçsa da victor ya da mike öldürecekti. nacho lalo'nun ölmesini sağladığına inandığı için bir nebze rahat öldü belki. ancak maalesef koca komando birliğini tek başına dağıtan lalo (ki bu diziye hala yakıştıramadığım fazla gerçek dışı ve saçma tek sahne olabilir) hayatta olduğu için nacho'nun ölümü bir işe de yaramamıştır.

    sonuç olarak nacho varga - michael mando kardeşimiz bu serideki harika oyunculuğu ve iyi yazılmış karakteriyle hepimizi mest etti. her izlediğimizde nefesimizi tuttuk. nacho'nun ölümü kaçınılmazdı. belki de onu izlediğimiz her sahnede istisnasız en makul, en mantıklı ve en doğru adımı attı. ancak yine de kartel pisliğine bulaştığı için bu bataklıktan sağ kurtulamadı. allah rahmet eylesin. sevenlerine sabır versin. hepimizin başı sağolsun.
    --- spoiler ---