hesabın var mı? giriş yap

  • reklamın neyi rahatsız etti onu anlamadım. düpedüz hırsızlık temalı reklam olmuş. ben beğendim.

  • o zamanlar rusyada emekli maaşları 150 dolarmış derlerdi insanlar nasıl geçiniyor diye hayret ederdim.
    artık etmiyorum...

  • kayserili'nin eşi ölmüş,
    gazeteye gitmiş, en ucuzundan standart bir ilan vermek istemiş.

    önüne konan kağıda istediği ilanı yazmış:

    "ayşe'yi kaybettim.üzgünüm."

    ilan görevlisi ilanı görünce uyarmış,

    "isterseniz 6 kelimeye kadar uzatabilirsiniz,üç kelime daha hakkınız var"

    kayserili "aynı paraya mı?" demiş.
    görevli "evet aynı paraya" diyince ;

    kayserili üç kelime daha eklemiş:

    "satılık toyota var !"

  • elektromanyetik alan ve dalga teorisi.
    (bkz: elektromanyetik alan teorisi)
    (bkz: elektromanyetik dalga teorisi)
    derste profesör soru çözmek için tahtayı tamamen doldurdu ve en sonunda da "şu formülle çözümü buluyoruz" diyip elindeki kağıttan formül yazdı ve sonuca ulaştı. "hocam formülün de ispatını yapsanız çok uzun çünkü ezberlemeye gerek yok" dedigimde "ispatını ben de bilmiyorum, bilim adamları öyle bulmuş" dedi.

    dersi bilen 3 kişi var, onlar da kitap yazmışlar zaten.

  • kanımca bu büyük otel zincirinin hakkı olan potansiyel demecidir.

    şimdi birileri marmaray yaptı, metro yaptı, biz bunları parasını çatır çatır ödeye ödeye kullanıyoruz. ama yapanlardan bir şikayetimiz olduğu zaman ne deniyor?

    ''gözünüze dizinize dursun; metro yaptık, duble yol yaptık. azıcık şükredin.''

    e, şimdi hilton da benim için otel yapmış, parasını ödeyip kullanıyorum. bir şikayetim olduğunda dinlemek gibi bir hataya düşüyorlar.

    halbuki adamlar bana hizmet sunuyor. neden bana ''utanın, utanın! daha ne istiyorsun, sizin için koca otel yaptık, görmüyor musunuz!'' demiyorlar?

    üstelik hilton adamın parasıyla yapılmış. marmaray benim vergimle yapılmış, bunlar yapılırken yandaşlara ne rantlar sağlanmış; kullanmak için üzerine para ödüyorum bir de her şikayetimde ''daha ne istiyorsunuz kafirler?'' diye azar işitiyorum.

    bildiğin benim paramla iş açmışsın, standart bir özel sektör hizmeti ödetiyorsun. bir de yatırımın için benim sana şükretmemi bekliyorsun.

    hilton'un şunu demeye daha çok hakkı var. ben olur da bir gün gidersem ellerini öpüp geri dönerim.

  • atık ve atığın oluşturduğu kirliliği oluşumunu önlemek, üretim materyallerinin ve ürünleri mümkün olduğunca üretim zincirinde tutmayı amaçlayan sistemdir.

    popülerliğini ellen macarthur foundation'ın 2013 yılında davos'ta yaptığı sunum üzerine kazansa da fikir olarak temelleri 1966 yılında kenneth boulding'nin yazmış olduğu "the economics of the coming spaceship earth" kitabına dayanmaktadır. sonraki yıllarda da katkılarla gelişmiştir.

    döngüsel ekonominin karşı çıktığı şey linear/ lineer ekonomidir. * sanayi devrimiyle beraber üretim süreci take-make-dispose* adımlarını izlemektedir. bu süreç üretim kaynaklarının doğadan alınmasıyla başlar, ürünün fabrikada üretimi ile devam eder, ürün tüketiciyle buluşur ve en nihayetinde atık haline gelir. bu linear ekonomi modeline karşı olarak döngüsel ekonomi yeniden kullanım, tamir, ürün paylaşımı, kiralama, yeniden üretim, geri dönüşüm gibi adımlarla atık oluşumunun önüne geçer ve döngü devam eder.

    bu sistemde önemli bir kavram cradle-to-cradle yani beşikten beşiğedir. cradle to grave yani beşikten mezara kavramına karşı çıkmıştır, yukarıdaki paragrafta bahsedilen düşünceye benzer argümanları savunur. bu konu hakkındaki detaylı bir entry için (bkz: #17140063).

    batı ve kuzey avrupa ülkelerinde döngüsel ekonomiye yönelik planlar, programlar çok fazla. toplum ve özel sektörde de bu konuda bilinç yüksek denilebilir. ikinci el dükkanlarının yaygınlığı, çoğu beyaz eşya/makinelerde dönemlik kiralama opsiyonunun bulunması, doğa dostu ürünlerin ulaşılabilir ve daha ekonomik olması, depozitolu ürünlerin depozitosunun gerçekten iade edilmesi, geri dönüşüm kutularının her yerde olması insanda ister istemez bir farkındalık oluşturuyor.

    türkiye belki daha ciddi sorunları var diye çevresel olaylara yeterince politika geliştirilmiyor, ama gereken düzenlemeler yapıldığında toplum nezdinde de ilerleme kaydedileceğini düşünüyorum. bunun net örneği bence tekerlekli sandalyeler için toplanan mavi kapak projesiydi.

    sıfır atık projesi bu konuyla ilgili olsa da, projenin yürütücüsünün bazı açıklamaları nedeniyle toplum genelinde çok da ciddiye alınmadığını düşünüyorum. umarım olayın özüne odaklanmayı başarırız da, bu konuda ilerleme kaydedebiliriz.

  • anlık güldüren yorumlardır. for example :

    " "bugün ne giysem?" programı erkekler için olsa 10 dakika sürmezdi.
    -kokmuyor hacı bu tişört. giy gitsin amk. "

  • sahrayıcedit'te a101 markette marketi yaparken kolonları kestiklerini ben öğrendim. kolonların kesildiğini markette kolon sayımı yaptıran alanında deneyimli mimardan öğrendim. bir binadan depoda yer açmak için kolon kesmek cinayettir. hatay depremini yaşadığımız şu günlerde,22 bin insanın öldüğü şu günlerde kolon kesmiş a101'in sahrayıcedit şubesi için istanbul büyükşehir belediyesi'nin ve a101'in genel merkezinin gereğini yapmasını ve acilen denetim yapılmasını ve gereğini yapması gerekiyor.
    konuştuğum mimarda binanın müteahhidiyle tartışmış müteahhit ise belinde silahını göstermiş sonra korkudan muhatap olmak istememiş.tedbir alınmazsa o kolonların kesilmesi deprem olursa burada 200 kişiye mezar olur!
    kanıt isteyen arkadaşlar olmuş bu yeterli kanıt değil mi?
    görsel
    sonumuzun bu avukat gibi olmasını istemiyorsak zincir market açılması için kolonları kesen dükkan sahiplerini şikayet etmemiz gerekiyor!allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun!

    görsel

  • dünyanın en büyük diş macunu firmasıdır. o kadar büyük ve güçlüdür ki, ipana, colgate, sensodyne gibi küçük diş macunu firmaları sürekli kendisine bok atar. yok efendim, sıradan diş macunlarına göre 2 kat daha uzun ferahlık sağlarmış, sıradan diş macunlarına göre çürük riskini %80 azaltırmış. kanmayalım lütfen.