hesabın var mı? giriş yap

  • çok fazla ünlünün icloud'larının hacklenmesiyle özel fotoğraflarının internet ortamlarına sızdırılması olayıdır.

    en popülerleri arasında jennifer lawrence var.

    not: sanırım gece yarısı operasyonu gibi bir şey oldu.

    not2: kaynak jennifer lawrence başlığının son on sayfası, lol.

    not10: ssg icloud'a dair: (bkz: #45384344)

  • hayırlısı olsun dediğim olaydır. dna onarımı üzerine yaptığı çalışmalar üzerine 2 kişiyle beraber ödülü paylaşmıştır.

    http://www.nytimes.com/…ancarn-nobel-chemistry.html

    edit: öncelikle başlığı benden önce açan arkadaşı tebrik ederim. new york times okurken resmen son dakika haberi düşer düşmez buraya yazdım ona rağmen ikinci olmuşuz. kendisi ödülü veren jurilerden biriydi herhalde.

    bununla birlikte aziz sancar ile ilgili çok önemli bir bilgi vermek istiyorum. kendisi mardin'in savur ilçesinde, okuma yazma bilmeyen 8 çocuklu bir ailenin çocuğu olarak doğmuş. ailesi eğitime önem verdiği için okulunu okumuş, üniversiteyi kazanmış.

    işte aziz sancar gibi insanlara bakarak eğitimin ve cumhuriyetin önemini unutmamalıyız. herkese örnek olsun.

  • yıllardır 50 farklı platformda üyelik almışımdır. youtube premium kadar hakkını veren olmadı henüz.

  • sanırım erkeklerin kabul etmeseler de hoşuna giden hilelerdir. zira timsah gözyaşları dökmeyen, zengin koca bulmak gibi bir amacı olmayan, bebek sesi çıkarmayan ve çözemedikleri durumların üstesinden kendisi gelmeye çalışan, makyaj sevmeyen ve topuklu ayakkabıyı gündelik yaşamda tercih etmeyen kadınların başka başlıklarda "bizim mahmut abiden ne farkı var yaaa ekieki" şeklinde incelendiğini görebilir ve pek revaçta olmadıklarını söyleyebiliriz.

  • cahil, iyi niyetli ve cingöz meryem'i o kadar iyi oynamış ki, rolüne girmek için 5 yıldır beykoz'un mahalle-köylerinden birinde mahalleli ile iç içe yaşadığını, ramazanda her akşam teravihe gittiğini, mevlitleri hiç kaçırmadığını düşünüyorum. "esra erol'a bakıyom" derken kullandığı mimik, "abla" kelimesini telaffuz ederken b ile l'nin arasına soktuğu görünmez ı'nın profesyonelliği, postürünü bile ortalama bir meryem'e uygun hale sokuşu, elleri cebinde başı önünde hızlı hızlı yürümesi, kanepede kaykılmış, çukur'a bakarken ve dizinin tamamında nasıl göründüğüne dair en ufak bir kaygı gütmeden bedenini ve sesini kullanışıyla ayakta alkışlanası bir oyunculuk sergilemiş. 1 falsosu dahi yok, bir başkadır'daki oyunculuğu başlı başına sanat.

  • (bkz: ayçiçek yağı fiyatlarının çıldırması)
    (bkz: ayçiçek yağına getirilen satış sınırlaması)
    (bkz: 5 mart 2022 ayçiçek yağı kuyrukları)
    (bkz: carrefour'da ayçiçek yağı kavgası)

    vesaire vesaire... başlıklarda yazan olayların hiçbirini hakketmeyen, üretiminde kullanılan petrokimyasallar bir yana, yemek yaparken en ufak bir işleme, en kısa sürede en hafif bir ısıya maruz kaldığı zaman dahi reaktive olmaya başlayan yağ değil katran, gıda değil zehir ve yukarda yazılan türden olaylarda insanlar resmen bile isteye kendilerini hasta etmek için birbirini eziyor.

    öncelikle belirteyim kimyager, biyolog, doktor vb... bilim insanı değilim, ama mesleğim gereği pazarlamadan ve bilinçli tüketimden anlarım. sırf bu yüzden üni.de kendi evime çıktığımdan ve ebeveynlerimle beraber o dönemlerde ahmet aydın vb... gibi doktorların kitaplarını okuyup üzerine düşünmemizden beri, yaklaşık 15 senedir tüm kızartmalarda riviera zeytinyağı kullanırım. fakat şu ayçiçek yağı çılgınlığı yaşandığından beri tekrar bir araştırmaya giriştim ve 2010'lu yıllardan 2019'a kadar, muhtelif kuruluş ve ülkelerde yapılmış, sırf kızartmalar ve bunlarda kullanılan yağlar üzerine 'bilimsel' araştırmalara rastladım.

    son 2-3 gündür bunlarla yatıp kalktım ve yaptığım çıkarımları kendim bizzat deneyerek doğruladım. sona eklerim araştırma linklerini.

    elbette ki burda yazacaklarım bazı gönlü zengin suserler çok öncelerden özet olarak yazmışlar fakat pek sallayan olmamış. o yüzden konuya dönersek ben de kendi 'abstract'ımı yazayım da insanlar belki biraz uyanıp sağlığını düşünmeye başlar ve varını yoğunu dandik "makine" yağlarına yatırmayı bırakır.

    olay şu;

    onlarca araştırmada olabilecek tüm kızartma koşullarında (ev koşullarını canlandıran düşük miktarlarda kısa süreli orta-yüksek sıcaklıklarda pişirmeler ayrıca lokanta, zincir fastfood gibi mekanlarda kullanılan "deep frying" teknikleri de dahil) farklı zaman aralıklarında ve ısıtıp-soğutup tekrar tekrar kullanımlarda çeşitli yağların içinde pişirilenlerle ne kadar reaksyona girdiği, sıcaklıktan ne kadar dejenere olduğu ve içindeki gıdalarda ne kadar iz bıraktığı gibi ölçütlere defalarca denenerek bakılmış. çıkan sonuç ise;

    kızartma yapılan yağı seçerken içindeki tekli doymamış yağ (mufa) ların, çoklu doymamış yağ (omegalar, 3, 6 vb... ya da pufa) lara olan oranına bakılmalıdır ve mufa bakımından zengin yağlar, ısıya genel olarak daha az tepki verdikleri, daha uzun süreli ve daha yüksek sıcaklıklarda, çoklu tekrar kullanımlarda daha az dejenere oldukları ve gıdalarda daha az iz bıraktıkları için tercih edilmelidir. fındık yağı, yer fıstığı yağı, sızma, soğuk sıkım veya naturel, birinci zeytinyağı vb... yağlar mufa zengini yağlardır ve kızartmalar dahil her tür yemekte rahatlıkla, eğer içindeki gıda koku-aroma bırakmayan bir gıdaysa ortlama 2-3 kez tekrar bozulmadan veya gözardı edilecek kadar küçük bozunmalarla kullanılabilir.

    araştırmalardan bir tanesi ve en güncelinde ülkemizde bulunmayan bir mufa zengini yağın yukarda yazılanlardan çok daha sağlıklı olduğu bulunmuş, o yağ da deniz alglerinden elde edilen ve neredeyse yüzde yüz mufa içeriği barındıran "yosun yağı" olduğu yazılmış. ondan sonra gelen -kızartma için- en sağlıklı yağlar ise sızma zeyitnyağı ve kanola yağı (!) olmuş. evet şu bildiğiniz, bir zamanlar tu kaka edilen, gdo sınıfına dahil o güzel görünümlü sapsarı narin çiçeklerin yağı 3. sağlıklı ve dayanıklı yağ olarak belirlenmiş. bunlardan sonra gelenler ise fındık, yer fıstığı gibi kabuklu meyvelerden çıkarılan yağlar olmuş. başlığımızın sahibi ayçiçek yağı ise içindeki pufa'ların mufa'lara göre daha fazla olmasından ve daha ilk ısıtmalarda reaktive olup gıdaları daha fazla dejenere ettiğinden, yanma/kaynama dercesi yüksek olmasına rağmen bu sıcaklığa erişmeden çok önce içinde epoksi, akrilat vb... farklı sınıflarda plastiğimsi moleküller oluştuğundan mısır yağıyla beraber en sonda yer alıp en sağlıksız ve kalitesiz yağlar olmuşlar.

    fakat sonuçlandırmadan önce biryağ'a payesini vermek gerekir, 2008'li yıllarda gdo teknikleriyle üretilmiş farklı bir ayçekirdeği tohumundan "olem "adıyla mufa zengini bir yağ üretmeyi başarmışlar fakat şu an iç piyasada esamesi okunmamasına rağmen kendi sitelerinde ürünler başlığında halen görülebiliyor. benim tahminim halen ihracat ürünü olarak satıldığı, keşke eskiden olduğu gibi bu tip yenilikçi ve sağlıklı yaklaşımları iç piyasada da görebilsek. eğer ki bulabilirseniz yeşillendirin de herkes faydalansın.

    https://www.trakyabirlik.com.tr/…iryag-olem-foy.pdf (içindeki mufa miktarına dikkat)

    sonuç olarak, ülkemizde bulunan yağlardan en sağlıklı ve kızartma için en uygun olanı zeytinyağıdır. rivieralar tahmin edildiğinin aksine daha çabuk kaynar ve gerçek zeytinyağı sayılmazlar. eskiden olan avantajlı fiyatları da günümüzde pek kalmadığı için tercih edilmesi gereken etiket ve markadan bağımsız olarak sızma zeytinyağlarıdır. zararsız tekniklerle üretilen veya sıkılan en ucuz zeytinyağı, en pahalı ayçiçek, mısır vb... yağlardan daha faydalıdır.

    kendi hücrelerine ve karaciğer vb... gibi organlarına eziyet edip son kullanma tarihini öne çekmek istemeyen, kendi sağlığını ve ailesini düşünen herkes, her türlü sıcak-soğuk yemek ve kızartmalarda (mufa/pufa oranını kontrol ederek) zeytin yağı kullanmalıdır.

    edit: beklediğimden çok ilgilendiniz, favladınız, hepinizin merakına sağlık!.. sabırla okuduklarınızın hepsi doğru bilgilerdir, sevdiklerinizle paylaşın, bilgiyi büyütün, bilenleri çoğaltın. bunları yapın ki bedenleri daha sağlıklı hale gelecek insanlar paralel olarak akıl sağlıklarını da geri kazansınlar... bir wellness furyası kopsun gitsin arşa kadar...

    önemli not: önceden belirtmediğim için şimdi söylememde fayda var. tabii ki bulabileceğiniz en ucuz zeytinyağı diğerlerinden daha evladır fakat (bkz: tağşiş) yani sahte olmadıkça... içinde bulunduğumuz gibi zor zamanlarda sahtecilik, stokçuluk ve sömürgenlik artar, seçimlerinizi hassasiyetle yapın. ayrıca yine belirtmeliyim ki aşağıdaki kaynaklarda deneylerde kullanılan zeytinyağlarının nerdeyse hepsi "extra virgin" doğal yöntemlerle sıkılmış-üretilmiş sızma yağlar... elbette ki riviera veya pirina yağları da sağlık açısından diğerlerinden öndedir fakat kullanışlılık ve lezzet açısından -eğer rahatça alabiliyorsam- her zaman sızma yağları tercih ederim.

    büdütttt: veeee geldi gelmekte olan!.. en garde!.. (bkz: profesöründen patates kızartması sırları)

    kaynaklar:

    https://prod-olivewellness.s3.amazonaws.com/…om.pdf
    https://sci-hub.se/10.1016/j.foodres.2016.03.033
    https://www.nature.com/…474a-866a-c04350a1d0d0#sec8