hesabın var mı? giriş yap

  • fantastik romanlara yıllarını vermiş biri olarak rowling'in tolkien ile kıyaslanması kesinlikle hakaret filan değildir. tolkien'in romanları müthiş zengindir, diller, alt kültürler, ırklar, coğrafyalar, destanlar, şiirler... rowling'in romanları ise farklı bir çeşitlilik içerir. büyüler, eşyalar, mekanlar, isimler, karakterler.... ayrıca rowling'in dili daha basit olduğu için çok daha akıcıdır. son kertede tolkien'in eserleri ciddi anlamda ağır bassa da, rowling'in eserlerinin yaşattığı coşkun mutluluk duygusu da yabana atılamaz. bu nedenle iki yazarı da birbirleri üzerinden küçümsemek çocukça bir sidik yarışından başka bir şey değil. ikisi de iyi ki varlar.

  • yemin ediyorum bizim 112 çağrı merkezindekilerin amerika'daki 911 çağrı merkezindekileri dinleyip ders alması gerekiyor. bu kadar amatörlük arka arkaya soru adres alamama olamaz ya. kadın şok halinde enkazda 3 çocuğum var diyor çağrı merkezindeki yok taksim kaç yok apartman numarası kaç bilmem ne. oldu olacak ev sizin mi sigorta var mı onu da sor. devletin birimlerinde çalışanların kriz yönetebilme soğukkanlı olabilme yeteneği sıfırın altında sıfır bile değil.

  • facebook'ta paylaştığı bir gönderide;

    --- spoiler ---

    suçlusun basbakan asgari ücret 184 tl iken 760 tl yaptın......
    suçlusun halk bankası sen den önce esnafa %47 faizle kredi veriyordu sen %13,%10 en son olarak %5 yaptın
    suçlusun erdoğan sosyal dayanışma fonu 892 milyon tl iken 2milyar 365milyon tl ye yükselttin
    suçlusun erdoğan kişi başına milli geliri 1.300 dolardan 10.000 dolara çıkardın
    suçlusun gariban sofralarında iftar açtığın için..
    --- spoiler ---

    gibi paylaşımları bulunan eleman. ama 2000-3000 dolarlık arabası yanınca kişi başı milli gelirin 10000 dolara çıktığını unutmuş olmalı ki hüngür hüngür ağlıyor. o övündüğü sosyal dayanışma fonundan alsın parasını madem. ya da o övündüğü düşük faizlerle çeksin bir kredi.

  • evlenen insanın bakmakla yükümlü olduğu kişiler ortaya çıkar. en basitinden bir erkek, evlendiği eşinden mesuldür. aynı şekilde kadın da erkeğin dışarıya karşı hareketlerinden, eylemlerinden yarar-zarar göreceğinden onları kontrol altında tutmak ister.

    fevri bir canlı olan insan, kararlarını alırken tek başınaysa daha atak, saldırgan olabilir. ama biriyle hayatını birleştirmiş bir erkeğin-kadının eskisi kadar agresif ve atak olması beklenemez. hele bir de çocuk dünyaya getirmişlerse iyice pasifize olurlar.

    yani kısaca, sadece kendinizden mesulseniz toplumda "çıkıntılık" yapma ihtimaliniz çok yüksektir ve özellikle bizimki gibi toplumlarda bundan hiç hoşlanılmaz. yalnız erkeksinizdir ve toplumun boyun eğdiği şeylere ses çıkartırsınız, tepki gösterirsiniz. yalnız kadınsınızdır ve toplumun size biçtiği rolden çok daha fazlasını veya farklısını benimsemiş, toplumun istemediği derecede başarılı olmuşsunuzdur.

    işte toplum bu "baş ağrısından" kurtulmak için "iki özgür ruhu birbirine zincirleyerek" dizginlemeyi amaçlar. sonra da aman oğlum-kızım, ailen var. evde seni bekleyen var. karışma, ses çıkarma, boyun eğ telkinleri ile sizi mevcuda mahkum kılarlar.

    onlar mevcudun değişmesi için çaba göstermemişlerdir. böyle bir çabaları hiç olmamıştır. öyle ki bunun farkında dahi değillerdir. ve tıpkı maymun deneyindeki gibi, kimse onlara düzeni değiştirmek istedikleri için zarar vermemiş olsa dahi eski korku masallarını dinleyerek, size de aynı masalları anlatarak sizi vasatlığa mahkum ederler.

    işte bu sebeple insanlar evlendirilir veya buna zorlanır. evlenen birey işyerinde patrona, trafikte işini düzgün yapmayan memura, markette önüne geçen hanzoya, yüksek sesle müzik dinleyen üst komşuya, hükümete tepki göstermez.

    çünkü evinde bir ailesi vardır ve dikkatli olması gerekiyordur.

  • türkiye' de gece kulübüne gitmek gibi bir hatayı 9-10 sene önce yapmıştım. tabi en iyilerinden biriydi, çok kötü bir olay olmadı ama içerideki tipler, dışarıda herhangi bir yeraltı örgüte bağlılık yemini etmiş güvenlikler, bahşiş vermiyorsan; hizmet yok garsonlar, arabanı gavurun malı gibi kullanan sabıkalı valeler, kol gibi hesaplar...

    eğlence bunun neresinde? bunlar eğlence mekanı diye geçiyor ama gittiğinde stres oluyorsun. klişe olacak ama avrupa'da cidden eğleniyorsun; eğlence mekanında.

    edit: içimin yağları eridi; 10 kişiye tek dalarım vari at hırsızı tipleri güzel benzetmişler. çok rahat, çok profesyonel.

  • bu adamın hikayesi suriyeli ailelerin çektikleri zorluklar hakkında yapılmış röportaj serisinin sadece biriydi. röportajlarda bütün suriyeliler çektikleri sıkıntılardan ve gördükleri muameleden de bahsediyorlardı. bu adamın hikayesi tutunca başkan obama bu adamı ve ailesini abd'ye aldığını sosyal medyadan duyurdu.

    türkiye gibi milyonlarca suriyeliyi ülkeye doldurur ve hepsini sefil koşullarda yaşamaya mahkum edersen işte hem ülkene aldığın suriyelilere yaranamazsın, hem kendi vatandaşının tepkisini alırsın, hem de ülke dışında eleştirilirsin. ama başkan obama aradan bir tane cımbızla çekince insanlık yapmış olur. ingiltere 50bin mülteciyi 5 senelik bir süreçte gıda/barınma sorununu çözecek şekilde alacağını duyurduğunda insanlık yapmış olur. sen 3 milyon suriyeli ülkene gelişigüzel doldurarak türkiye'nin demografik haritasını değiştirirsin ama ne suriyeli'lere ne kendi ülkenin vatandaşına ne de dünyaya yaranamazsın. stratejik derinliğiniz için tebrikler.