ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yahoo
-
senelerdir arama moturundan icerigine ne ske melhem oldugunu anlayamdigim bu internet olusumunun hadisesini gavur diyarlarda bir adet email accountu aldigim anda ziyadesiyle idrak ettim.zira my yahoo diye bir atraksiyon sayesinde zip kodunuz uzerinden bolgesel hava durumunu, haberleri, en yakindaki kultur sanat aktivitelerini, konserleri, kili yunu sak diye karsima cikarip hayatimi kolaylastiran sahane bir hadise oldugunu gordum.keza ayni sekilde ne ise yarar lan bu dedigim aol in de buna benzer bir hizmeti olduguna eminim.
anlasilan her yerde internet var ama, her yerde size ozel internet yok.
fatsa sahilinde oturan genç çifti kovan esnaf
-
ahlak zabıtalığına koşa koşa giden bir çomar. o bankta birisi can veriyor olsa böyle şevkle koşmaz bu herif.
çocukken beğenilip şimdi anlam verilemeyen araba
2010'dan beri meydanlarda fetö'ye karşı uyardım
-
(bkz: 2010 demedim iki bidon dedim)
sözlükçülerin karşılaştığı efsane yobazlıklar
-
yıl 1998-1999 arası yer: istanbul
okula yeni başlamışım. tam anlamıyla bir solak olduğumdan her işimi sol elle yapıyorum. kalem tutmak, çatal kullanmak vs.
öğretmenim geldi kalem tutarken sağ elini kullan sol el şeytanın elidir falan dedi. ulan daha yeni okula başladım bi' sakin aq.
bu mevzu böyle devam ederken olay sınıfta patlak verdi. adım şeytana çıktı. daha 1. sınıfım. ilk aylarım. kimse benimle takılmıyor, konuşmuyor. öğrenci velileri falan okula geliyor; bizim çocukta solak olur onun yanına oturtmayın falan diye.
yaşadığım travmayı ben bile düşünemiyorum şu psikolog halimle.
sonra ailem okula geldi baya bi' olay olmuştu. sınıfım falan değişti. işin güzel tarafı gittiğim sınıfın sınıf öğretmeni solaktı. beni aldı, yetiştirdi. bugün bir şeyler olduysam, başardıysam onun sayesinde. mekanın cennet olsun hocam.
platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları
-
sen arayınca telefonu açmaması.
demek ki telefon numaranı silmemiş, silse de demek numaranı hatırlıyor ki açmıyor, hatırlamasa da demek bilmediği numaraları açmayacak kadar namuslu.
erkek doğurmak marifet ister
-
kendi annesi ve babasını marifetsiz olduğunu kabul eden kaynana sözü.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
- bir haftadır ne zaman su içsem ağzımda oluşan çilek tadının sebebini sonunda bulmuş olmaktan çok mutsuzum. evet su bidonunun içinde çiğnenmiş sakız var.
demba ba
-
gol makinası diye aldık; gol makinası çıktı.
ingilizce konuşurken yapılmış en büyük salaklık
-
+ hello sir, i am calling you on behalf of mr.topal
-mr who?
+topal
-could you please spell it?
+yes sir :
"t" as train
"o" as oslo
"p" as prince
"a" as arthur
and
"l" as lüleburgaz...
kışı güzel kılan detaylar
-
en sevdiğim mevsim kıştır benim için ve bana kışı sevdiren sayamayacağım kadar detay var. bir kısmı şöyle :
karın yağışını izlemek, kaç yaşında olursan ol gökyüzünden beyaz kar tanelerinin düşüşünün verdiği heyecan ve hayret hissi.
yılın ilk karında dışarı koşup insanların ne yapıyor bu bakışı altında kahkaha atarak kendi etrafında dönmek. kar tuttuktan sonra kartopu oynamak, karda yuvarlanmak
kimsenin basmadığı bir yerdeki karlara basmanın verdiği haz
kat kat giyinmeye rağmen deli gibi üşümek, soğuktan başka bir şey düşünemediğinden kafandaki rahatsız edici her düşünceden ve sesten kurtulmak
hafif bir kar ya da yağmur eşliğinde kulakta kulaklık sevilen müzikleri dinleyerek ve soğuktan titreyerek istiklal caddesi ya da kadıköyde yürümek, sonra sokaktaki kestaneciden kestane alıp yemek, kestanenin insanın içini sıcacık yapması
evde ailecek oturmuşken yenen kestane
vapura binip herkes soğuktan içerde otururken sıcak bir sahlep alıp vapurun dışına oturmak, bir yandan yüzüne çarpan rüzgardan üşürken bir yandan sahlepin içini ısıtması
soğuktan elin, burnun kıpkırmızı olmuş eve geldikten sonra yapılan sıcak duş ve sonra üstüne battaniye alıp peteğin yanına oturarak iyice ısınmak.
sobada kestane yapılan, sonra portakal yiyip kabuğu sobaya atılan çocukluğunun kışlarını hatırlamak ve özlemek
kar yağıyorken camdan dışarıyı izleyip müzik dinlemek. şehrin beyazlığından büyülenmek, karın ne kadar mucizevi ve güzel olduğunu düşünmek, sokak lambasına bakıp kar yağıyor mu diye anlamaya çalışılan, yere kar tutar tutmaz anneye dışarı çıkmak için baskı yapılan küçüklüğü hatırlayıp gülümsemek.
hasta olmamak için sürekli mandalina yemek çeşitli bitki çayları içmek
sonunda sıcak bir yere varacağını biliyorsan üşümek.
kar, karın ne kadar güzel bir şey olduğundan bahsetmiş miydim? sanırım dünyadaki en sevdiğim şeylerden birisi. sadece o bile kışı güzel yapmaya değer.
ah bir an önce kış gelse de üşüsek, kafamdaki susmayan düşünceleri soğukta dondurabilsen. yazdan iyice bunaldığımı fark ettim.
mısır'da bulunan 4000 yıllık dürüm
-
(bkz: tutankanzuk)
***
ysge: burada sözlük yönetiminin debe'leri beğeniye göre değil bazen kafalarına göre alıp/almamasına çakan bir debedit vardı ancak miadını doldurmuş oldu. zira seçerek debe'ye almak standart donanım oldu. oysa bu uğurda bir zamanlar nice isyanlar çıkmış, çok kanlı çarpışmalar yaşanmıştı...
hatay'ı geri almak için her şeyi yapacağız
-
kırk asırlık türk yurdu düşman elinde esir kalamaz
bir hatay'lı olarak, dedemin babasının yani hasan ağa'nın 80-85 yıl öncesi yaptığı gibi silahı alır dağa çıkar ne kadar suriye sevdalısı varsa hepsini kuş gibi avlarım. ben sofu hasan'ın torunuyum. benim dedem ağalığını, canını düşünmeden memleket elden gitmesin diye çalışanları ile hatay'ın dağlarında fransızlara, suriyelilere, araplara karşı eşkıyalık yapmış iken bu halimle kaybedecek hiçbir şeyi olmayan ben hepsinin alnını karışlarım.
rooney'nin oğlunun galatasaray forması giymesi
-
mauro icardi'nin oğlu da giyiyordu bir ara. bayern münih'in sol beki david alaba'da galatasaray maçları izleyen, tezahürat filan bilen bir taraftar. dexter reyiz michael c. hall ve mad man'in başrolü de ayrıca galatasaray'lı olduklarını söylemişlerdi. dünya kulübü olmak böyle bir şey oluyor işte.