hesabın var mı? giriş yap

  • kisinin sevdiklerinden bazilarinin aslinda dusmani olan diger bir yabancinin farkli tezahurleri olduguna inanmasiyla karakterize psikotik bozukuk. adini yuz degistirme ustasi olan aktor fregoli'den almistir.ilginc olarak organik nedenlerle ortaya cikan fregoli serileri mevcuttur.(bkz: capgras sendromu)

  • "yeri gelirse, ben müdahale ederim."

    evet, cümle bu şekliyle hiç karizmatik değil, amma velakin buyrun söylendiği yere bakalım:

    bundan 8 yıl evvel, hava harp okulu sınavlarına girilmeye hak kazanılmış ve toplu mülakat aşamasına kadar gelinmiştir. 20 kişilik aday grubu bir odaya alınır, saçma sapan bir konu verilir ve 10lık 2 grup halinde konunun tartışılması istenir. grubun biri konunun bir kısmını ikna etmeye çalışırken, diğer grupda diğer kısmını ikna etmeye çalışır. bu grubuda izleyen binbaşılar, pilot (rütbeleri hatırlayamıyorum) vs. vardır.

    tartışma başlamış ve 10-15dk geçmiştir ama zatı muhterem ben, henüz tek bir kelime bile etmemişim.
    ordan komutanlardan biri bana sorar, delikanlı sen hiç konuşmayacak mısın ?

    ben: "yeri gelirse, ben müdahale ederim."

    sonuç: 19 kişi o mülakatta elendi, ben geçtim. buda ömrü hayatımda verdiğim en karizmatik cevap olarak tarihe geçti.

    edit: gelen bir çok mesajdan dolayı, not düşeyim, hikaye 2002'de yaşanmıştır . ayrıca subay olup olmadığım soruluyor, hayır değilim, bu olayların olduğu son hafta check-up'ta elendim, hikaye sona erdi, bir daha askeriye ile işim olmadı, askerlikte yapmadım, bedelliden yararlandım.

  • ya ben zaten 600 tl bağkur haraçı ödüyorum her ay.

    bir de zorunlu emeklilik yapmaya kalkarlarsa vallaha billaha kendimi sahte bi cinayete kurban gittirir öldü diye raporlattırır bir de cenazemi kaldırır nüfus kaydında "öldü" diye işletirim.

    kimliksiz biri olarak yaşarım hayatımı. abdden aldığım ehliyet vardı yolda trafik çevirmesinde falan soran olursa abd vatandaşıyım derim

    valla yeter ya. bir tc pasaportu bu kadar yük getirir mi içine ettiğimin dünyasında ya. türküz diye ebemize yüklene yüklene doymadınız be.

  • rte: fakat, ben burada size çok daha farklı olanını vereceğim. bakınız biraz geçmişe gidiyorum, nuh tufanı...

  • bugün gelen haberler türkiye’den mi, kuzey kore’den mi belli değil. sonumuz iyi değil.

  • dünyanın en ünlü binalarından biridir. inşa edildiği 1931 yılında dünyanın en yüksek binası unvanını almış ve bu unvanı dünya ticaret merkezi'nin açıldığı 1972 yılına kadar korumuştur. 2017 yılında 381 metrelik yüksekliği ile amerika birleşik devletleri'ndeki en yüksek 5. bina olarak sıralanmıştır. dünya ticaret merkezi'nin 11 eylül saldırılarında yıkılması ile new york'un en uzun binası unvanını geri almış ancak özgürlük kulesi'nin (one world trade center) 30 nisan 2012'de açılması ile bu unvanı tekrar devretmiştir. dev paratoneri de hesaba katıldığında 443 metre uzunluğa ulaşmaktadır ancak sıralamalarda bu uzunluk kullanılmamaktadır.

    yıldırım düşme anı

    manhattan, beşinci cadde'de, 33. ve 34. caddelerin arasında bulunan bina her gün sabah 08.00, gece 02.00 arasında ziyarete açıktır.

    inşasına mart 1930'da başlanan bina 1 mayıs 1932'de dönemin abd başkanı herbert hoover'ın washington'da bir düğmeye basması ve ışıklarını açmasıyla resmen açıldı.

    keops piramidi 100 bin kişi çalıştırılarak 20 yılda, ayasofya 1.000 kişi çalıştırılarak 5 yılda bitirilmiştir. empire state building'in inşaatı ise sadece 18 ay sürmüştür.

    binanın inşası sırasında kaydedilen ve renklendirilmiş görüntüler: video

    büyük buhran'ın erkileri nedeni ile bina beklenen maliyetinin neredeyse yarısına inşa edilmiş ve 24.718.000 dolara mal olmuştur. inşaat sırasında yüzlerce kişinin öldüğü söylentileri dolaşsa da resmi kayıtlara göre sadece 5 işçi yaşamını yitirmiştir.

    kayıtlara göre; bir işçi kamyon çarpması nedeniyle, bir diğeri asansör boşluğuna düşerek, biri vinç çarpması nedeniyle, biri patlamada ve sonuncusu da binanın etrafındaki iskeleden düşerek hayatını kaybetmiştir.

    binada kullanılan bazı malzemelerin miktarı:
    yaklaşık 55.000 ton çelik
    10 milyon kiremit
    yaklaşık 760 km elektrik kablosu
    96 km su borusu
    yaklaşık 5600 km telefon kablosu
    6.550 pencere
    30.000 metrekare mermer zemin
    1.100'den fazla tuvalet
    73 asansör ve 11 km asansör boşluğu

    binaya girerken ilk karşınıza çıkan alan lobidir. 2009 yılında art deco tarzda restore edilen lobide 24 ayar altın varaklar kullanılmıştır. binanın dev bir resmi duvarda ziyaretçileri karşılamaktadır.

    86. katta bulunan gözlem güvertesi new york'taki en yüksek açık hava güvertesidir. bu alan sayısız filmde kullanılmıştır. binanın etrafını saran bu güvertede özgürlük anıtı, brooklyn köprüsü, central park, times meydanı ve hudson nehri ile east river'ı içeren 360 derecelik bir new york manzarası sizi karşılamaktadır.

    binanın 102. katında bulunan güverte ise new york'un çarpıcı bir kuşbakışı görüntüsünü sunmaktadır. binanın resmi sitesinde yer alan bilgiye göre açık bir havada bu alandan 130 km'ye kadar görüş sağlanabilmektedir.

    lobiden seyir terasının bulunduğu 102. kata asansörsüz çıkmak isterseniz 1.860 basamak çıkmanız gerekmektedir.

    bina 1976 yılından bu yana kutlama ve etkinliklerde aydınlatılmaktadır. 2012 yılında aydınlatmayı daha verimli ve daha yaratıcı şekilde yapabilmek amacı ile led ışıklar kurulmuştur. aydınlatma takvimine buradan ulaşılabilmektedir.

    kaynak: esbnyc.com, wikipedia, thoughtco

  • one piece ve oda gerçekleri-1
    oda'nın, one piece editörlerinin, one piece magazin ve diğer yazılı-görsel yayında geçen one piece ile ilgili içeriklerini japonca'dan ingilizce'ye çeviren “sandman” nickli bir twitter kullanıcı var. kendisinden izin alınarak bu çevirilerden ilgi çekici olanları burada çevirerek, one piece severlerle paylaşmak istiyorum.

    1) oda, luffy karakterini tasarlarken luffy'i için asla düşünce balonu kullanmayacağına karar verdi, yani 20 küsür yıllık seride luffy'i asla içinden düşünürken göremeyiz. luffy “aklında ne varsa dilinde de o var” deyimine birebir uygun biri. bu yüzdendir ki her yerde aklına geleni söyler.

    mr. sunday isimli televizyon programına göre luffy'nin düşünce balonuna sahip olmaması, shueisha editörlerinin one piece'i defalarca reddetme sebeplerinden biridir. çocuklar, jump dergisinin ana okuyucu kitlesi, ana kahramanın ne düşündüğünü anlayamayacaklarını düşünmüş olmalılar.

    2) oda'nın son one piece dergisinde 1000. bölüm hakkında yaptığı açıklamalar:

    oda: dürüst olmak gerekirse 1000. bölüm için çok fazla motivasyonum yoktu fakat çevremdeki insanlar “one piece 1000. bölüme yaklaşıyor!!” diyordu. sonra düşündüm ki “bir saniye! 1000. bölümde özel bir şey çizmem mi bekleniyor?”
    980'li bölümlerde yavaş yavaş baskı hissetmeye başladım, editörlerim kutlama planları yapmaya başlarken. hikayeyi tam 1000. bölüm için heyecanlı hale getirmekte zorlanıyordum.
    bu zordu çünkü gerçekte luffy ve karakterlerim hayranlarını 1000. bölüm için heyecanlandırması gerektiklerini bilmiyorlardı. onlar sadece kendi amaçları için hareket ediyorlar.
    fakat geriye dönüp bakınca, okuyucularımın 1000. bölümden keyif almalarından ötürü oldukça memnunum.
    tebrik mesajları için teşekkür ederim! 1000 bölüm manga çizmeme izin verilidiği için gönülden minnettarım.

    3) op magazin:
    1000. bölümde, oda ilk başta luffy'nin “arkadaşlarımın canını yakanları asla affetmem!” demesinin çok havalı olacağını düşündü. 1. bölümde shanks'ın sözlediği aynı söz. fakat fikrini değiştirdi ve “ben korsanlar kralı olacak adamım” sözünü kullandı.
    https://imgur.com/a/saugxvd

    luffy'nin 1000. bölümde hasır şapkasını çıkarma paneli bize 1. bölümdeki shanks sahnesini hatırlattı. ama oda bunun sadece bir raslantı olduğunu açıkladı. oda başka bir ropörtajında, bazen kasıtlı yapmadığı şeylerin fanlarını gaza getirmesinin harika olduğunu söylemişti.
    https://imgur.com/a/j7jcbyz

    4) oda'nın 1000. bölümdeki mesajı:
    luffy birçok adaya yolculuk yaptı ve bir sürü macera yaşadı. kaç kişiyle tanıştılar hiç fikrim yok! öte yandan, ben bir çok insanla tanıştım ve ailem dahil olmak üzere saymakla bitmeyecek kadar çok insan trarafından desteklendim. bu insanlara nasıl teşekkür ederim bilmiyorum.

    “okuyucu 5 yıl sonra bırakır.” bu benim uzun dönemli şov teorim. çünkü okurlar kendi hayatları ile meşgüller. bu yüzden okurlarımı “fan” olarak görmemeyi hep aklımın bir köşesinde tuttum. hep kendi kendime “kibirli olma” diyorum, onların günün birinde bu seriyi okumayı bırakacağını düşünerek.

    ne şanstır ki şu ana kadar mangamı gönlümce çiziyorum, luffy'e içtenlikle gönül veren fanlarıma güvenerek.

    luffy'nin macerası final bölümüne yaklaşıyor. 1.000 bölüm çizdim bile. bu 1.000 bölümün de etkisiyle daha heyecanlı hikayeler gelecek. evet! gelecek! tüm dünyadaki one piece sevenleri, uzun bir hikaye oldu ama lütfen luffy'nin maceralarına birazcık daha destek verin!

    5) yeni vivre kart bilgisi: roger'ın kılıcının adı ace (derecesi: en üstün sınıf) yorum: bu akıllara kara sakal'ın gemisinin adının “xebec'in saber'i” olmasını getiriyor, rocks d xebec'teki gibi

    6) zoro shimotsuki köyünde doğdu. ryuma'nın ve ushimaru'nın soyadları shimotsuki'dir. peki o zaman shimotsuki'nin anlamı nedir? anlamı da zoro'nun doğduğu ay olan “kasım”dır.

    7) “kılıç tanrı'sı” ryuma'nın da zoro gibi tek gözlü olduğu ortaya çıktı.

    8) one piece'in prototip'inde roger hazinesi için “dünyayı satın alabilir” diyor. ilginçtir ki manganın 22. bölümde gaimon luffy'ye “one piece'i bul ve dünyayı satın al” diyor.

    9) güncel medya editörü takano, oda'nın favori cilt kapağının 53. cilt olduğunu açıkladı! sebebi ise tayfa 52. ciltte dağıldı ve oda'nın sadece luffy odaklı bir macera çizmesi gerekiyordu ki bu da ona 1. cildi anımsattı.

    10) oda ve one piece ile ilgili bir programda konuşulanlara göre:
    op başladıktan kısa bir süre sonra oda bir ilkokul çocuğunun, sokakta okul çantası sırtında gomu gomu no pistol'ü taklit ettiğini gördükten sonra mangasının popüler olacağından epey emin oldu.

    11) oda: sahneleri kesme sayfa kısıtlamasından ötürü her bölümde olan bir şey. bu dergide açıklama yapmıştım ama “pişmanlığım” yok. (muhtemelen sahnelerin kesilmesinden bahsediyor, ah keşke şu sahneyi de kullansaydım gibi bir pişmanlığım yok demek istiyor) tamamen tatmin olmuş bir şekilde manuskripti teslim ediyorum. sahneleri kesmek demek onlara ihtiyacım yok demek. her bölüm benim için “epik”.

    derginin açıklamalarına göre, oda: “ her hafta 30 sayfa çizmeme müsaade edilse, çok gecikmeden onları teslim etme işini bitirirdim.” demiş.
    editör'ün deyişine göre, oda düşüncelerini 17 sayfaya nasıl sığdıracağına dair çok fazla düşünüyor. op'de yaklaşık olarak 10 tane yazı fonu var ve nerde ne kullanılacağının hepsi editör tarafından belirleniyor, oda tarafından değil.

    12) one piece başlamadan önce, mangakaların ve editörlerin oda hakkındaki yorumları:

    oda hakkında: favori mangaka: akira toriyama
    sevdiği: isveç müziği
    sevmediği: hamamböcekleri

    editör kushima: 1993 itibariyle, bir mangaka olarak oda'nın yetenekleri o kadar muazzamdı ki ona verecek çok tavsiyem yoktu.

    editör asada: oda katı ve kararlı bir adamdı. hikaye nasıl ilerlemeli diye saatlerce hararetli tartışmalar yapardık.

    şef editör torishima: oda'nın hikayeyi ilerletişi çok hızlıydı. okuyucusunu bağlamak için çok dikkatli davranması gerektiğini düşünmüştüm. ama sonradan endişeye gerek olmadığı ortaya çıktı!! (torishima editör toplantılarında op'nin seri olmasına şiddetle karşı çıktı.)

    masaya tokuhiro: oda, stüdyomda verdiğim partilerdeki en neşeli adamdı hem de hiç içki içmemesine rağmen.

    nobuhiro watsuki: biz klasik mangaların gelecekte popüler olacağına inandık ki bu one piece tarafından kanıtlandı. oda'nın karakteri luffy'nin karakterine oldukça benziyor. (ama 2002 yılında oda bunu şu şekilde reddetti: “ben luffy gibi ahmak değilim!”)

    hiruyuki takei: oda güçlü inançların adamı. onunla manga nasıl olmalı diye birçok kez konuştuk.

    13) oda ve watsuki (rurouni kenshin'in mangakası) ile yapılan ropörtaj:
    op başladıktan kısa bir süre sonra (1997 – 2001) oda, watsuki'ye gelecekte zoro'nun tek gözlü bir karakter olacağını söyledi.
    bunu duyan watsuki, yakın zaman içinde yayınlanmaya başlayacak olan gun blaze west serisindeki baş kahramanın tek gözlü olma fikrinden vazgeçti. bazı okurların oda'nın watsuki'den kopya çektiğini düşünmelerine sebebiyet vermek istemedi.
    watsuki zoro'nun neden tek gözlü olduğunu sorduğunu ama oda'nın soruya cevap vermediğini söylüyor.

    watsuki oda'ya one piece'in 5 yıl içinde biteceği söylentilerini sordu. oda'nın cevabı “40 yaşını geçmiş biri haftalık manga serisi çizmemeli.” olmuş.
    oda'nın manga çıkmadan önce one piece'i 5 yıl içinde bitirmeyi planlandığı bilinen bir gerçek. ama watsuki'ye göre oda op'yi 10 yılda bitireceğini söylemiş.

    watsuki oda (19-20 yaşlarında) ile ilk kez tanıştığında, oda'nın yaşından daha küçük olduğunu düşünmüş ve oda'nın asistan olarak iyi iş çıkarıp çıkaramayacağından endişelenmiş. ama watsuki kısa sürede endişelenecek bir şey olmadığını görmüş.

    “city hunter” stüdyosundan çıkan takehiko ınoue, haruto umezawa gibi birçok asistan mangaka olarak başarılı oldu. bunun olmasını sağlayan editör hisashi sakaki (şu an viz için çalışıyor.) gelecek vaadeden genç asistanları bir stüdyoya koyarsa, birbirleriyle çekişme içinde olup gelişeceklerini düşünmüş. (yanılmamışta :) )

    oda ve diğer asistanlar watsuki onları işten ötürü azarladığında şikayet etmiyorlarmış çünkü hepsi watsuki'nin karakterine güveniyorlarmış.

    oda asistanlığa hajime saito'nun mangada ortaya çıktığı zamanda başlamış. oda watsuki'nin 4 ay asistanlığını yapmış.

    oda bu röportaj başlamadan eline bir kenshin cildi alıp okuyor fakat dergiyi bir anda utanarak kapatıyor çünkü kenshin'in asistanlığını yaparken çizdiği bayan bir karakteri görüyor. karakter o kadar çok oda'nın tarzını yansıtıyor ki resmen kalabalıkta sırıtıyor. watsuki o bayan karakteri rurouni kenshin'den bir karakterden daha çok kimono giymiş nami olarak betimliyor.
    bunun sebebi, asistan dahi olsa oda'nın kendi çizimlerinin diğer mangakaların çizimlerinden farklı olması gerektiğine inanması. oda çizim tarzı için başka mangakalardan hiç etkilenmedi çünkü aksi halde zamanla çizimlerinin orjinalliği kaybolurdu.

    rurouni kenshin 'de “oda-ya” adında bir hotel çizilmiş fakat bu fikir başka bir asistandan çıkmış, oda'dan değil.

    oda watsuki'nin ona “dahi” demesinden memnun. watsuki op'nin 1. bölümünü okuduğunda jump okurları arasında yapılan popülerlik anketinde 1. olacağını anlamış. özellikle luffy'nin “ben korsanlar kralı olacağım.” sözünden etkilenmiş.

    oda 1. bölümü çizdikten sonra watsuki'nin stüdyosundaki fotokobi makinasını kullanmış çünkü o zamanlar kendine ait bir makinası yokmuş. oda memleketinden tokyo'ya taşındığında nereye yaşayacağını bilmediği için watsuki'nin yakınlarına taşınmış.

    oda watsuki'den sadece 5 yaş daha küçük ve diğer asistanlarda oda ile yaşıt. aralarındaki ilişki, watsuki de buna dahil, usta-çırak ilişkisinden daha çok “yoldaş” ilişkisi gibiymiş. oda o zamanların ömrünün en mutlu zamanları olabileceğini düşündüğü anlar olduğunu söylüyor.

    oda watsuki'nin kenshin'e benzediğini söylüyor, watsuki de sadece çizim yaparken ekstra ciddi moduna geçiyormuş.

    watsuki one piece'in protipi “romande dawn”ı okuduktan sonra, oda'ya luffy'nin davranışları zamanla gelişmeli ki okuyucu luffy'nin kendi iradesiyle haraket ettiğini hissetsin diye tavsiyede bulunmuş.

    oda çizim tarzının kalemin ucunu çok bastırmak olduğunu ve bunun tabletlerdeki dijital çizimler için uygun olmadığını söylüyor. dijital aletler çizimleri düzeltmeyi çok kolaylaştırıyor ve oda da çizimleri düzeltmekten kendini alıkoyamacağını ve çok vakit kaybedeceğini düşünüyor.

    watsuki, rurouni kenshin sergisi yapıldığı için çok memnun fakat biraz mahçup hissediyor çünkü çizimlerinin profesyonel ressamlar kadar ilgi çekici olmadığını düşünüyor. bu yüzden bu etkinlikle ilgili fazla bir şey söylemedi.

    röportajın sonunda oda: “inanılmaz bir karakteriniz var watsuki-sensei. insanlar rurouni kenshin'i muhtemelen sizin fanlarınıza olan ciddiyetiniz yüzünden seviyorlar. fanlar bunu çok iyi anlıyorlar ve bu yüzden sizi seviyorlar. umarım sonsuza kadar manga çizersiniz.” diyerek bitirdi.