hesabın var mı? giriş yap

  • karman (macar-amerika asıllı bir fizikçi) bu limiti kafasına göre seçmemiştir.

    hesaplarına göre deniz seviyesinden 100 km (62 mil) yükseklikte atmosfer o kadar incedir ki cismin uçabilmesi için gerekli kaldırma kuvveti sağlanamaz, bu yükseklikte uçuşun sağlanabilmesi için o yükseklikteki yörüngesel enerjiye karşılık gelen hızın aşılması gerekir. dolayısıyla standart havacılık teknikleri ile (kanatlar) burayı aşmak mümkün olmuyor.

    öte yandan, biliyorsunuz dünya'nın atmosferi gündüz mavi görünüyor. sebebi atmosferde güneş ışığının saçılması (bkz: rayleigh saçılımı). kàrmàn çizgisinde artık atmosfer o kadar incedir ki, o noktada durduğunuzda dünya atmosferinin mavi kıvrımını görebilirsiniz, artık aşağısı mavi, yukarısı siyahtır (160 km'den yukarısı tamamen siyahtır).

    böyle olunca burası dünya'nın bittiği, uzayın başladığı nokta olarak tarif edilmiştir.

    bugün bunun net bir tanımı yok. "uzay nerde başlıyor" dendiğinde çok çeşitli tanımlar yapılmaktadır. abd 90 km seviyesinde uçan bazı pilotlarına "uzaya çıktı" muamelesi yapmıştır mesela. alternatif bir tanımda da "atmosferin sürtünmesine maruz kalmadan bir tam turunu tamamlayabilen dairesel yörüngelerin olduğu yükseklik uzayın alt sınırı seçilsin" denmiştir. bu 150 km civarına karşılık geliyor.

    karman limitini geçen ilk insan yapımı cisim, v2 roketleridir.

    not: bu entry 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi süresince katalanca olarak sunulmuştur. (bkz: bütün entry'lerini katalancaya çevirmek) bundan çok daha kaliteli yüzbinlerce entry bu süreçte yok olmuştur. bir zamanlar devletin milletini ebleh yerine koyması yasaktı, bazı yasaklar özlenebiliyormuş.

  • romanlarında her zaman doğaüstü, sihirli olaylar olan yazar. yazım şekli resim sanatını andırır; o kadar iyi çizer ve renkleri yerleştirir ki, tüm karakterleri ve ortamı gözünüzde canlandırmamak güçtür. genelde siyahi insanların siyahtan çok uzak iç dünyasını okuyucuya sunar. toplum ve çevre de her zaman değindiği önemli noktalardan olmuştur. hakkını vererek okuması kimi zaman güçtür ama okunmalıdır.

  • telefonunu yer atması gözlerden kaçmamıştır.

    nice insanlar tanıyorum ki ; ekranı çizildi diye depresyona girip psikolağa giden, telefon yere düşerken onunla beraber uçuruma atlayan ve belki de telefonu için canını veren...

    helal olsun diyoruz...

  • 'ben hep 50 liralık dolduruyorum' diyen insanlara yönelik çok başarılı bir görsel bilgilendirme şöleni:

    ''ekonomi anlatıyorlar. ben size ekonomi anlatayım. 2002'de iktidara geldiğinde 50 lirayla bunu (30 litrelik yeşil bidon) dolduruyordun. 16 senenin sonunda bunu (8 litrelik kırmızı bidon) dolduruyorsun. al sana ekonomi.''

  • arkadaşlar bu yazılı olmayan kuraldır.

    şampiyon olduysan kendi semtinde eğlenirsin. rakip takımın semtinde eğlenemezsin. beşiktaş'ta, kadıköy'de bu kutlamayı yapamazsın. bu budur. sen şimdi trabzonspor taraftarı olarak bağdat caddesinde şampiyonluk kutlarım dersen senin oradaki amacın şampiyonluk kutlamak değil gövde gösterisi yapmak. bunu da sana yaptırmazlar. yapamazsın yani. etik değil.

    not: beşiktaş.

    edit: trabzona mı gidelim mesajları alıyorum.

    bağdat caddesine de gitmeyiver bir zahmet. istanbul'da semt mi bitti?

  • evlere kargo hizmeti yapmamakta kendileri. gidiyorsun eğer müsaitlerse şubeden alıyorsun.

  • 80li yıllarda, ders esnasında tam ortadan iki gruba ayrılmış bir sınıfta karşılıklı osuruk savaşı yapılmaktadır...
    kurallar nettir... bir taraftan birisi sesli bir şekilde osurduğunda diğer taraftan 10 saniye içinde cevap gelmek zorundadır... aksi taktirde gololur...
    ateşli bir savaşın ortasında, gaza gelen bir arkadaşın ikinci turda gürülltülü ve kokulu bir şekilde *altına zıçması ile ortam şenlenir...

  • türkiye'de olsa bebeğin psikolojisinde bozulma olmadığı ya da olay esnasında bebeğin direnmediği dolayısı ile olayda bebeğin rızası olduğu ve sanığın mahkeme esnasında iyi halinden dolayı beraat kararı çıkma olasılığı yüksek olurdu.