hesabın var mı? giriş yap

  • sözlükte müthiş prim yapan bir bitiş. erkek versiyonu da var. şimdi o adam benim kocam vs...

    6/10'luk romantik hikayeni anlatıyorsun ve sonunu bununla bağlıyorsun. ve bam! debe'de ilk 10 garanti! bitiyorum arkadaş şu olaya yaa. artık olur olmadık entry'lerimi bununla bitiricem. bazen entry'sinin son paragrafına bununla başlayıp cümleyi bitirmeden ''lasdnkajsdad'' a bağlayıp ''şaka lan şaka. hiç sevgilim olmadı, hayatım da bok gibi zaten'' diye entry'yi bitiren şakacılar da mevcut. bence o entry'ler ciddi olanlardan çok daha güzel. daha bi trick'li böyle. şaşırtmacalar, komiklikler. örneğin; #56227513 - #62872999

    (bkz: tanışılmayan kıza çok tatlısın demek/#74698134)

    mesela: (bkz: #90577390)

    şimdi o kadınla evliyim. önümüzdeki ay çocuğumuz doğacak. odasını çoktan hazırladık bile. gel artık bekletme seni sevenleri... (ne yapsın prematüre mi doğsun amk. ne bekliyorsun yani bunu derken?)

  • bazılarının vatan hainliği dediği durumdur. bizi bu hale getirenler değil de hayatta kalmaya çalışan vatandaşlar hain öyle mi ?
    paramızı tuvalet kağıdı haline getirenlere bir laf yok mu?
    bu kadar mı yüzsüz utanmazsınız lan siz?

  • muhtemelen ekşi sözlükten haberin vardır. yoksa da yarın sabah uyandığında telefonunda onlarca çağrı bir sürü mesaj görecek "fundacım internet seninle yıkılıyor" diye arkadaşlarından haber alacaksın.

    işte burayı açıp baktığında görmen için yazıyorum funda esenç. sen saf kötü bir insansın,ettiğin hakaretler sinir harbinden değil, muhtemelen kendinden aşağı gördüğün hatta kendin gibi 3 5 tiple bir araya geldiğinde "ıyy varoş şekerim bunlar" diye aşağıladığın insanı bilerek ve isteyerek tahrik etmek amacıyla hakaret ediyorsun. işte bu yüzden çok kötü bir insansın.

    halkla ilişkiler firmasında müdürmüşsün ya,muhtemelen kısa bir süre sonra mahkeme kararıyla bu girileri sildireceksin. inandığım tüm değerler üzerine yemin ederim ki, sen sildirdikçe tek başıma bile olsa buraya senin ne kadar kötü bir insan olduğunu yazacağım. 200 lira para verdi diye karşısındaki insana "koca kıçını büyüteceğine aklını büyüt, sokak süprüntüsü ben çingeneler ile muhattap olmam" dediğini bıkmadan usanmadan tekrar tekrar tekrar yazacağım.

    şu hayatta çok az insandan nefret ederim listeme paraşütle en tepeden indin.

    düzeltme editi: kendisi başlıkta da sıkça belirtilen halkla ilişkiler şirketinden uzun bir süre önce ayrılmış. bilgiyi veren `@proverb haste makes waste` ye teşekkür ederim

  • sabahin 4unde, taksimde soguktan buz tutmak uzere evine yuruyen seyyar cayci amcaya yardim amacli seslenip "amca 2 cay" dendikten sonra gozleri yorgunluktan cokmus amcanin cay termosunu gostererek ve utanarak "..ama cay soguk" demesi.. o seref ve o onur isitir o cayi amca.. ver de icelim

  • son zamanların en büyük şampiyonlar ligi performansını gösterip ballon d'or ödülünü sonuna kadar hak etmiştir.
    zamanında real madrid'in neden ibrahimovic, lewandovski gibi üst düzey bir santrafor almadığı tartışılıyor benzema yetersiz görülüyordu. benzema'nın asli görevi ronaldo'yu beslemek, ona boş alanlar yaratmak ve diğer hücumcuların performansını yukarı çekmekti bu işi de layıkıyla yaptı. ronaldo gittikten sonra kağıt üstünde takımın hücumdaki en önemli oyuncusu oldu ve son 3 senede muhteşem bir performans sergiledi, adama hangi rol verilirse verilsin kusursuza yakın yerine getiriyor değeri son 3 senede anlaşılsa da ronaldo ve bale'in bu kadar üst düzey oynamasındaki sebep de kendisiydi.

  • nasıl geriye gittiğimizi gösteren konferanstır. şimdi erzurum'da orucu ne bozar konferansları var herhalde.

  • ön edit: arkadaşlar destekleriniz ve iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederiz. elif'in annesi olayın açıklamasını şu şekilde iletmemi istedi:
    “olay, kadıköy kızıltoprak'taki florence nightingale hastanesi'nde 11.06.2021 tarihinde gerçekleşti. kızımın ayağındaki aşil tendonu gerginliğinden dolayı bel mr'ı istendi. önce, mr çekimi için kızımla birlikte mr odasına girdik fakat uyanık halde mr çekilemediği için anestezili çekim istendi. bir hafta sonra tekrar abimle birlikte hastaneye gittik. elif'i bayıltıp içeri aldılar. ben de içeri girmek istedim fakat anestezili çekime alamayacaklarını söylediler. süreç beklenenin 2 katı sürdü. mr kapısının önünde bilgi almaya çalıştık fakat bizi kapıda beklettiler. kızım bize haber dahi verilmeden müşahede odasına alınmış, eli ve kolu sargılı haldeydi. kızımı o halde görünce tansiyonum düştü ve baygınlık geçirdim. bize sadece ufak tefek yanıklar olduğunu söylediler. sargılar açıldığında elif'in başparmağı kemiği gözükene kadar yanmış, orta parmağı ve kolunda da yanıklar vardı. bir anne olarak o an yaşadığım acının tarifi yoktur. bu olayın neden gerçekleştiğine dair bize hiçbir şekilde açıklama yapılmadı. bizi bir odaya çıkardılar ve saatlerce orada beklettiler. ısrarlı taleplerimiz sonucunda odaya gelen doktor “biz de ne olduğunu anlamadık, allah beterinden korusun” deyip gitti. epikriz raporunu istedik, vermediler. mr ödemesini yapmak için gittiğimizde ücret almadılar. hastaneden çıkarken vale parası bile almadılar. amaçları bizi apar topar hastaneden göndermekti.

    bunun üzerine aynı gün karakola gidip şikayette bulunduk. polis eşliğinde haydarpaşa numune hastanesi'ne gittik ve orada 2. ve 3. derece yanık olduğunu öğrendik. ardından kartal lütfi kırdar yanık hastanesi'ne gittik ve kızıma müdahale yapıldı.

    kızım iki ameliyata girdi, ikisinde de doku nakli yapıldı. parmaktaki hasarın ciddiyetini ilk anda hiç anlayamamıştık. ameliyatlardan sonra anladık ki baş parmağın tendonları yandığı için işlevini tamamen kaybetmiş.

    hastane bu olayla ilgili hiçbir sorumluluk kabul etmediği gibi bize bugüne kadar bir açıklama da yapmadı. biz ne öğrendiysek savcılık bilirkişi raporundan öğrendik. raporda bahsedilen sorun, mr makinesine uyumlu olmayan bir materyal kullanımı olduğu yönünde.

    yaklaşık bir senedir ameliyatlar, psikolojik problemler ve hukuki süreçle uğraşıyoruz. eminim herkes hemfikirdir ki, evlat acısının hiçbir maddi karşılığı yok. haberlerdeki fotoğrafları görünce olayın ne kadar ciddi ve acı olduğu anlaşılıyordur zaten. bizim tek istediğimiz sürecin adil bir şekilde sonuçlanması, gerçek sorumluların cezalandırılması ve hepsinden önemlisi elif'imin bu süreci en az hasarla atlatabilmesi, bedenen ve ruhen sağlığına kavuşabilmesi. bizim canımız çok yandı başka canlar yanmasın”

    ön edit 2: mr makinesine uyumlu olmayan metaryel diye bahsedilen şey mr cihazına uygun olmayan oksimetre kablosuymuş.
    ek olarak, birçok arkadaş çocuğun üstünde metalik bir nesne olabileceğinden bahsetmiş ancak çocuğun üstünde hiçbir metal nesne yokmuş. sadece tshirt ve tayt varmış. saç tokasına kadar herşey kontrol edilmiş. hatta anne ve dayısı da kızı teslim ederken üstündeki metal eşyaları ve cep telefonlarını kabindeki odada bırakmışlar.

    ——

    komşumun dünyalar tatlısı kızı elif'i florence nightingale hastanesinde mr çekimi sırasında cihazın içinde unutup yaktılar arkadaşlar. bu rezaletin duyurulmasını istiyorum çünkü çocuğun baş parmağı ne yazık ki hayatı boyunca engelli kalacak. hastane yönetimi ise olayı örtbas edip aileye ne maddi ne manevi hiçbir şekilde destek olmadı.

    detaylar için:

    https://www.cumhuriyet.com.tr/…rda-yaktilar-1941309

    https://www.ntv.com.tr/…iasi,mg0bmi8qm0mrolw7k-r4ya

  • yalan soylerken utanmamak, kizarmamak bir meslek olsa, kendisi kesinlikle ultra otesi ordinaryus profesor olurdu.

    hayat pahaliligini anlamak isteyen herkesi marketlere bekliyorum. sepetine ihtiyaci icin aldigi urunleri kasada birakmak zorunda kalan insan sayisini gormeniz yeterli.

  • adı milli, dağıttığı para ise euro.

    bunlar birkaç sene önce artık sözleşmeleri vs. euro olarak değil, tl olarak yapacağız şovu yapıyordu.

    her şey şov. gelinen noktaya bak

    yerli ve milli teknik direktöre euro ile sözleşme
    yerli ve milli futbolculara euro ile prim

    yerli ve milli para birimi euro. neden tl değil de euro be kardeşim. her yerde yerli ve millilik şovu yapıyordunuz. bari yaptığınız şovun arkasında durun

    edit: geç de olsa tff'den yalanlama gelmiş inşallah daha önceki prim mevzusu gibi olmaz

  • eurolig nba ile uzun yıllardır kıyaslanıyor. bir basketbolsever olarak bu iki ligi kıyaslamak bana zor geliyor ve nba'in euroleague'in kalitesini daha da düşürecek yeni kararlar alması kuvvetle muhtemel.

    öncelikle hatırlatmak gerekirse mevcut durumda nba'de en düşük maaş yaklaşık 900 bin dolar, sadece bir sene tecrübe sahibi oyuncuların maaşı yaklaşık 1,5 milyon dolar ve ortalama nba oyuncusu maaşı ise 7-8 milyon dolar.

    kıyaslamanın diğer tarafında eurolig'te ise ortalama bir takım 10 milyon dolara kuruluyor ve nba'de tutunmuş diyebilecegimiz (5-6 sene tecrübe) bir oyuncunun alabileceği en düşük maaş olan +2 milyon dolarlık kontrata sahip oyuncu sayısı 5-10 ve bu kontratları veren takımların da ekonomik bir motivasyonları yok; eurolig şampiyonu bile ancak 3-4 milyon dolar gelir elde ediyor. toparlamak gerekirse eurolig'in parasal olarak nba ile rekabet etme ihtimalinden söz etmek mümkün değil; nba takımları avrupa'dan istedikleri oyuncuyu alıyorlar. ( maaşlar arasındaki devasa fark sebebiyle ekstra gelirler çok dile getirilmiyor ama nba'de oynayan oyuncular çok daha rahat şekilde ve daha büyük reklam gelirlerine ulaşabiliyorlar. nba'de neredeyse her oyuncunun kıyafet sponsoru var ve knick gibi bir takımda 5-10 dakika oynayan oyuncular için bile bu 6 haneli oluyor.)

    eurolig'in gelir sağlamada başarısız olması ve nba ile sürekli olarak artan gelir farkı eurolig'in nba'den çekebildiği oyuncu kalitesini düşürüyor. güncel olarak mirotic gibi istisnai bir örnek olsa da geçmişte eurolig nba'de az çok bir rolü olabilecek oyuncuları çekebiliyordu, bu cazibe gittikçe zayıflıyor.

    nba'den euroleague'e gelen oyuncular deyince akla genelde udoh, vesely, larkin gibi oyuncular geliyor ama nba'in avrupa ve dünya basketboluna zararı aslında yakın zamanda başlayan iki yönlü kontratlarla daha alt seviye oyuncuların abd dışında oynamalarının cazibesini düşürmesi.

    ifade ettiğim gibi hiç tecrübesi olmayan bir oyuncu bile nba'de yaklaşık 900 bin dolar alıyor ama geçmişte her takımın kadrosu 15 kişilik olduğu için nba dünyanın en iyi 450 oyuncusunu alıyordu diyebiliriz; geçtiğimiz yıllarda iki yönlü kontratlar devreye girdi ve birçok takım için cazip olan bu olanak sebebiyle 60 tane daha oyuncuya nba yaklaşık 500 bin dolarlık kontrat sunabiliyor. 500 bin dolar eurolig'te zirveye oynayan takımlar için büyük bir rakam değil ama ortalama takımlar için ortalama maaş geliri. eurocup gibi organizasyonlar için ise büyük para... üstelik g-league'te oynayan bir oyuncu herhangi bir takımın acil ihtiyacı sebebiyle (sakatlık vs.) 10 günlük nba kontratlarından 50-150 bin dolar arası(tecrübeye göre) para kazanıyor ve g-league'te kendini ispatlayan oyuncular defalarca 10 günlük kontrat alma, nba'e dönme/nba'de yer edinme imkanı buluyorlar. bunun dışında takımlar exibition 10 kontratlarıyla oyuncuları nba'deki minimum maaşla g-league'te oynatma imkanı devreye girdi. (exhibition 10 kontratları garanti değil, her an feshedilebiliyor.) g-league için atılan bu adımlar avrupa basketbolu ve eurolig'in kaliteli oyunculara daha az ulaşabilmesine sebep oluyor.

    g-league'in geçmişe oranla daha fazla para vaat edebilen bir lig olması avrupa için olumsuz fakat bu lig günün sonunda zarar eden bir lig (nba takımlarını çok kasmıyor olsa da) fakat nba g-league'in gelirlerini ciddi şekilde artıracak, g-league'i nba'den sonra dünyanın en önemli ligi haline getirebilecek kararlar alıyor/almaya çalışıyor. covid-19 sebebiyle bu sene dikkat çekmedi; nba, g-league'e ignite diye yeni bir takım ekledi. bu takım koleje gitmek istemeyen bir sonraki draftın önemli oyuncularına 500 bin dolara kadar para sunuyor böylece liseden sonda bir sene kuralı sebebiyle abd dışında basketbol oynamak isteyen (oyuncuların gelişimini olumlu etkilemiyor; (bkz: emanuel mudiay), (bkz: brandon jennings)) oyunculara makul bir alternatif sunuyor. (ignite genç oyuncuların gelişimi için de önemli olanaklar sunuyor. uzatmamak için kısa kestim.)

    nba, liseden sonra bir sene kuralından pişman uygun bir süreç ile bunu sonlandırmayı planlıyor. (covid olmasaydı 2021 iddiası vardı.) lise mezunu gençlerin nba'e girmeden önce bir yıl g-league'te oynamaları öneriler arasında.

    gelecek vaat eden gençler bayağı ilgi çeken bir konu, bir önceki sene zion williamson-ja morant karşılaşmalarının yayını çok ciddi rating toplamıştı; okulların kendi kitlesinin de etkisi olsa da march madness'ta elde edilen gelirler milyar doları buluyor ve bu parada oyuncuların hiçbir payı yok, bu gelirin çok azı bile g-league finanse etmeye yeter ve ligi karlı bir hale getirir. g-league'in çok daha fazla gelire sahip bir lig haline dönüşmesinin avrupa basketbolunu olumsuz etkileyeceğine şüphe yok. eurolig'in gelir üretmedeki beceriksizliği ( şampiyona 1 milyon dolar ! en fazla sağlanan gelir 3-4 milyon dolar vs.) nba ile kıyaslanan euroleague'in g-league'in gerisinde kalmasına şahit olabiliriz.

  • --- spoiler ---

    - breaking bad nedir?

    - jesse'nin, walter'ın kafasına silahı dayadığında gerçekten bastırması ve walter'ın alnının ortasında çıkan namlu izidir.

    ayrıntılarına ve titizliğine kurban olduğum dizi.

    --- spoiler ---