ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
babaların garip huyları
-
gecenin bi yarısı kalkıp bişiyler yerken "tek başına boğazımdan geçmedi" gerekçesiyle eşini ve çocuğunu uyandırmak.
düz dünya teorisyeninin feci ölümü
-
yorumlardan biri guldurmustur.
“the earth is still round, mad mike hughes is flat”.
hatıra olsun diye saklanan garip nesneler
-
bir adet 10 kuruş. zamanında çok önemli biri "saklarsın" diyerek vermişti, şaka yapıyordu ama ben hala saklıyorum.
göğüs dekoltesi
-
ilginçtir zerre heyecanlandirmiyor beni. hatta tam aksine iğrenç geliyor dekolteli kadınlar. şaka be olm, yeni osbir cektim ondan bu artizligim. geçer 12 saniye sonra. abazanım olm ben.
lost
-
- sana adanın gizemini anlatayım mı?
- anlat.
- anlat demekle olmaz. sana adanın gizemini anlatayım mı?
- e anlat ulan.
- ehehe anlat ulan demekle olmaz. sana adanın gizemini anlatayım mı?
- anlat laaaan.
- anlat laaaan demekle olmaz. sana adanın gizemini anlatayım mı?
...
yaran fıkralar
-
adamın biri ve danışmanı birgün konuşmaktadır.
adam sorar.
" söyle bakalım. ben mi daha büyüğüm yoksa turgut özal mı? "
" o nasıl soru efendim? tabiki siz daha büyüksünüz.
sayın özal halktan çok korkardı. siz ona göre çok daha cesursunuz. "
" peki söyle bakalım. süleyman demirel mi daha büyük yoksa ben mi? "
" tabi ki siz büyüksünüz haşmetlim. sayın demirel de askerden korkardı mesela. siz askerden de korkmuyorsunuz. "
" peki son bir soru. hz. ömer mi daha büyük yoksa ben mi? "
"tabi ki siz efendim."
"amma da abarttın haa. yalakalık yapıyosun şuan. doğruyu söyle kızmıycam"
" doğruyu söylüyorum efendim. hz. ömer de allahtan korkardı.
ama sizde allah korkusu da yok.
edit: pardon adam demişim.
konya ssk hastanesi hasta sırası
-
yıllar önce konya'da saray çarşısı'nın oradaki akbank'ta sıra bekliyordum. bankada inanılmaz bir kuyruk vardı. müthiş sıcak bir yaz günüydü. bankada klima çalışmıyordu, leş gibiydi ortalık. en az 4-5 vezne olmasına rağmen, 1 veya 2'si aktifti. işin en çileden çıkartıcı tarafı ise, şubede mevcut q-matik denen sistem kurulu olmasına rağmen, banka yönetimi niyeyse sistemi çalıştırmıyordu. herkes ayakta, kıç kıça bu kuyruğu bekliyorduk. artık sabredemediğim ve önümdeki ihtiyarın epey zorlandığını anladığım bir an, "ne biçim iş bu, şu q-matiği bari çalıştırın, neden bütün vezneler çalışmıyor" minvalinden söylenmeye sesimi yükseltmeye başladım. anında bütün yüzler, tüm içerideki insanlar, hepsi birer mirket refleksiyle bana döndü. gişe memuru vızırdanırken, "yok mu senin müdürün?!?" dedim, hay huy falan bir tartışmadır sürerken ve bu mirket konya insanları yüzüme bön bön bakıp hiç bir söylemde bulunmazken:
sırada arkamda bulunan bir karabıyıklı 35-40 yaş adamı "ne var birader? bi sen mi sıra bekliyon? bak hepimiz bekliyoruz, ne gonuşup duruyon??" diyerek bana çıkıştı. bu gücetapan kardeşimize dönüp "birader soyadın sabancı mı?" diye sordum. "yııoo" diye karşılık verdi. "lan o zaman asdaicaaewadazxc!!!!!" şeklinde çıkışmaya başlamıştım ki, önümdeki ihtiyar kolumu tuttu, "diklenme, dik dur. hoo diyecen altını kürüyüverecen" nasihatlarine girişti ve ben de bu kalabalıkta hak aramanın manasızlığını gördüm...
işte o insanların beklediği sıradır. anlayamazsınız.
fahrettin altun'u eleştirmek devleti eleştirmektir
-
devleti de eleştirirsin, fahrettini de, tayyipi de...
devlet kutsal değildir, insanların kurduğu bir organizasyondur. devlet pttdir, sgkdır, bağ-kur`dur. bu kurumlar ne kadar kutsalsa devlet de o kadar kutsaldır.
ışık hızını aşan felix baumgartner
selçuksportshd
-
bugün kasmaması sanırım imkansız. eğer bugün minimum kasmayla yayın yaparsa seneye dekoder satmaya başlar.
debe editi: nerdeyse hiç donmadı kendisini tebrik ediyorum. dekoder satarsa ilk alıcısı benim