hesabın var mı? giriş yap

  • yıllar önce makyavel taktikleri vermiş zaten. bizzat uyguladığım için %100 işe yaradığını söyleyebilirim.

    1) iş hayatında bir şeyi kontrol etme gücüne sahip olana kadar asla yüzünü belli etmeyeceksin. kimseyi kesinlikle yakın arkadaşın olarak görmeyeceksin. ismi üstünde onlar "iş arkadaşı".
    2) erkekler iyi anlar beni aynı askerlik gibi ortada bir yerde duracaksın, ne çok silik olacaksın ne de her işe koşacaksın. her zaman delta-pozitif olacaksın.
    3) en önemlisi ise ne olursa olsun iş hayatını ciddiye almayacaksın. yoksa seni ele geçirir ve bu mutsuzluk hayatına yansır.

    özetle işi yapılması gereken, sana gelir sağlayan yan bir şey gibi düşünmek en doğrusudur ki buna profesyonellik denir. ne demişler? "iş işte kalır."

  • fenerbahçe beko'nun çok yüksek ihtimalle yeni koçudur.

    saras oyunculuğundan beri çok sevdiğim ve hocalığının da çok başarılı olacağına inandığım bir isimdi. artıları ve eksilerine bakacak olursak;

    önce artıları değerlendirirsek, her ne kadar barcelona macerası fiyaskoyla bitse de elit koç seviyesinde değerlendirilebilecek bir koç ve şu kısıtlı piyasada gidilebilecek en yüksek profilli isim kendisi. camiayı çok yakın tanıyan, kulübün ekmeğini yemiş ve alışma zorluğu yaşamayacak biri. stil olarak zeljko obradovic ekolünden gelme, oyunun her anına hükmetmeyi ve her anını planlamayı seven bir koç. düşük bütçeli ve yüksek bütçeli takımlarla f4 görmüş, büyük bütçeliyi pek yönetemese de düşük bütçeli, komutanının her dediğini dinleyen asker zihniyetli oyuncularla oldukça başarılı olmuş bir isim. büyük bütçeli dönemindeki hatalarından ders aldıysa, sıkıntılı taraflarını yontabilirse verim verebilir. özellikle zalgris dönemindeki havasını yakalarsa avrupa basketbolunda gerçekten ikinci obra dönemi başlayabilir.

    eksileriyse her ne kadar kağıt üstünde başarılı sayılabilecek gibi görünse de beklentinin çok altında kalan barcelona kariyeri. barcelona 'ya giderken bize de ucundan laf çakıp başka hiçbir takım söz konusu bile olmadı sadece burayı düşündüm diye koşa koşa gidiyordu, en sonunda sertaçvesely'nin önünde oynatmak gibi saçmalıklar içine girdiği zamanlarda kovuldu. barcelona'nın o dönemki muhteşem kadrosuna rağmen her zaman beklenti altında ezildi, hiçbir hedefe tam manasıyla varamadı. formsuzluğunun yanında çoğu oyuncuyla kanlı bıçaklı hale geldi, sahaya istediği oyunu bir türlü yansıtamadığından saha kenarında bağırıp çağıran, obra özentisi vasat muamelesi gördü. kanlı bıçaklı olduğu iki oyuncu da şu anda fenerbahçe beko kadrosunda bulunuyor, bu durum başlı başına bir facia yaratacak düzeyde. derya ve sertaç'ın bulunduğu yönetimden de başka bir saçmalık beklenmezdi.

    artıları ve eksileri şu anda ne olacağına dair hiçbir ışık sunmuyor, bu hikaye çok iyi de bitebilir çok kötü de. sadece tek kesin olan şey yönetimin değişip farklı bir yapılanmayla devam edilmesi halinde saras'ın da bir şeyler yapabileceğine dair çok daha büyük umutların olacak olması.

  • şöyle yapalım

    bir ay tüm ürünleri bedava satın, çok beğenirsek, yemeklerimizde fark yaratacak bir tat yaşarsak, %30 indirimli fiyat ile baharatlarınızı almaya devam edelim.

    piyasalar fena.

  • orjinali üstteki entrylerden birisindeki gibiyse, naçizane almanca bilgimle tam tercümesi:

    "türkiye'nin kendisini rehin alması dolayısıyla en nihayetinde sadece diplomatik ve sosyal imkanlarımızı kullanabiliyoruz. saldıracak halimiz yok."

    olan cümle.

    o değil de, ekşisözlük entel dantel popülasyonu dedik, ekseriyeti metin 2'den fırlama dallama, atarı gideri yüksek ergen çıktı amk. yorumlara gel yorumlara.

  • başlık: sevgilim eve iç çamaşırsız döndü

    1. gece dışarı çıkmıştı.. bu ne demek lan şimdi.

    3. altına sıçmıştır belki hemen aklına kötü şeyler getirme panpa.

  • baslik: boyum 138 cm yedek astsubay olur muyum

    1. var mi oyle bir durum beyler

    4. call of duty de sorun olmaz panpa

    6. hobbit ordusuna komutan olursun panpa

    10. mahallede su tabancasi kadrosuna bile almazlar amk

  • atatürk'ün ölümünden sonra çivi çakılmadığı komedisini geçelim. hiç değilse, işi osmanlı'dan sonra noktasına taşımadığına tabii sevinmek lazım arkadaşın. atatürk döneminde yapılanları öğrendiğine göre, atatürk'ün ölümünden sonra yapılanları da öğrenir bir gün diyelim.

    gelelim hırsızlık meselesine.

    arkadaş, senin o yol, havaalanı dediğin şeyler var ya. işte hırsızlık onların üzerinden oluyor. farkında değilsin. o yol, havaalanı, normalde yapılabileceğinden kat kat pahalıya yapılıyor, karşılığında da işte yoldan fazladan para kazanan adam, bakanlara hediye olarak kol saatleri alıyor.

    ki hırsızlık işin sadece bir yönü. akp kendisinden olmayanların futbol bir yana, ülkede her yerden her konumdan silmek isteyen bir parti. ülkede herkesin sağladığı her konumu kendisinin sağladığına inanıyor. kimse vasıfları ve kendi özellikleri ile bir yere gelmiyor akp'ye göre, o nedenle herkes, yediği lokma için bile akp'ye minnet duymak zorunda, çünkü akp o insanın o lokmayı akp'nin lutfu sonucunda kazandığına inanmasını istiyor.

    işte hırsızlıktan daha vahimi bu zihniyettir, insanları değersizleştiren, onların ellerindeki herşey için kendilerine şükretmesini isteyen zihniyet.