ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
pelin çift'in canlı yayında yaptığı saygısızlık
-
"anlamaya çalışıyorum", "bir dakika canım"..."hmmm", "hııh","ama canım..." cevapları ile konuya olan hakimiyetini tekrar ve tekrar ispat etmiş bir adet sunucunun yaptığı saygısızlıklar zinciridir.
selfie çeken sığınmacının telefonunu kırmak
-
helal olsun kız sana.hafta sonu gelip bayılana kadar o sıktığın meyve sularından içeceğim kardeşim benim.
e: düşünsene orda sabahtan akşama kadar bi şekilde çalışıyorsun millete laf anlatıyosun meyve sıkıyosun helal para kazanıyorsun sonra vatansız ne olduğu belli olmayan bi kahpe çocuğu gelip senin oranı buranı çekiyor…sadece kendinizi o kızcağızın ve ailesinin yerine koyun başka sözüm yok.
damien rice
-
damien rice'in resmi olarak 3 stüdyo albümü var fakat youtube'da arattığınızda gerek eski grubu juniper'la olsun gerek solo unreleased çalışmaları olsun gerek yıllar önce sadece canlı olarak çaldıkları olsun 3'ten fazla albüm yapmaya yetecek şarkıları mevcut. ben de bunlar arasından favorilerimle sizler için damien rice'ın asla gelmeyecekmiş gibi duran 4. albümünü yaptım.* keyifli dinlemeler. not: depresif bünyelerin dinlemesi tavsiye edilmez.
1. never
2. what if i'm wrong
3. it didn't take you long
4. fool
5. is that it my friend
6. insane
7. forgotten deers
8. orchard
9. beast and beauty
10. you shouldn't be here
11. what the night is for
12. the connoisseur of great excuse
13. under the tongue
14. be real with me
15. cheers darlin live (bonus track)
hayatta yenmiş ve yenebilecek en lezzetli yiyecek
-
ekmek arası domates peynirdir.
not: beşiktaşlıyım.
diyarbakır surlarına inen melekler
-
"ne derece doğru bilemiyorum" nedir amk?
survivor 2016
-
çok saçma bulduğum bir yarışmaydı.. ta ki annemi kanser yüzünden kaybedene kadar.
sağlığında annem sürekli izlerdi. ben de çok sıkıcı ve saçma olduğunu söyleyerek sürekli eleştirirdim. annem ise "ben eğlenmek için izliyorum, seviyorum" cevabını verirdi her seferinde.
anneme ağustos ayı başında lösemi teşhisi konuldu ve o zamandan sonra kalan ömrünü hastanelerde geçirdi. hasta olduktan sonra hiçbir şekilde televizyona dönüp bakmadı. yaşamak için bir nedeni olsun, o hastane odasında yaşama bağlansın diye elimizden geleni yaptık. kitap, müzik, elişi, boya... ama televizyondaki hiçbir programa dahi dönüp bakmadı.
sonra ölmeden bir kaç ay önce kafasını dağıtması için televizyon izlemesinin yararlı olacağını söylerken "survivor başlasa izlerdim. o beni eğlendiriyor" dedi. o günden sonra survivor başlasa diye dört gözle bekledim. neredeyse acun ılıcalı'ya bir şekilde ulaşıp ne olur başlatın, annemi eğlendirecek bu programa çok ihtiyacım var diye yalvaracaktım. gazetedeki "survivor şubatta başlayacak" haberini anneme müjde diye verdim.
ama olmadı. annem survivor başlamadan bir kaç hafta önce öldü. şimdi ne zaman televizyonda görsem başımı çevirip bakamıyorum. acaba annem bu programı izleyebilseydi ölmeden önce, biraz olsun o hastane odasında eğlenebilir miydi merak ediyorum sadece.
present perfect tense
-
iki gün önce katıldığım ingilizce öğretmenlerine yönelik hizmet içi eğitim seminerinde, semineri veren kişi bir ifadenin farklı şekillerde söylenebildiğini, öğretirken saf dilbilgisine yoğunlaşmamamız gerektiğini vurgularken arada şöyle bir diyalog geçti.
- bildiğiniz gibi bir filmi izlemişseniz bunu "i have seen this film" diye söylersiniz ingilizcede. fakat amerikalılar bunu "i saw this film" olarak söyler. içimizde amerikalı var mı?
farklı birimden bir amerikalı öğretmen anında atılır ve:
- ben present perfect tense'i türkiye'de öğrendim!
diyerek bütün salonu yarar geçer.
google'ı bikini istemediğime ikna etmek
-
nasıl yapacağımı bilemediğim ve mümkün görünmeyen bir durumdur.
bağlandığım wi-fi’den birileri bikini mi bakmış ne yapmışsa 3 gündür sabah akşam bikini reklamı gösteriyor.
ilgilenmiyorum diyorum “bi daha göstermeyiz” diyp yine gösteriyo. uygunsuz diyorum “bi daha göstermeyiz” diyo yine gösteriyo. bu ürünü aldım diyorum hala gösteriyo amk.
olm erkeğim ben!
3 gündür sağımda solumda insan varken chrome’a giremiyorum…
(davarın teki de dm gelmiş “bu yazki bikininizi ben alabilir miyim?” diyor… koyun can derdinde kasap et derdinde)
çok sayıda çözüm öneren/bekleyen mesaj gelmiş, tek tek dönmem mümkün değil edit olark yazayım istedim.
x işaretine basınca çıkan “neden bu reklam?” butonuna bastım. “bu reklamın gösterilmesini durdur” dedim. yine göstermeye devam etti. bu işlemi 3 kere daha yapınca artık göstermiyor şimdilik. sanırım aynı reklamı 3-4 kere vermişler, birinden kaçsan öbürü denk gelsin diye.
şimdi her yer mis gibi msi reklamı. msi da zerre skimde diil ama en azından insan içinde açabilirim…
(penti’yi yendim ama bu yöntemle koton’u yenememişim arkadaşlar koton gelmeye devam ediyor)
çağrı merkezi diyalogları
-
diyalogda sozlukcu olan call center cali$ani ise, arayan salaktir. diyalogda sozlukcu olan arayan ise, call center cali$ani salaktir. dunya siyah ve beyazdir. sozlukculer beyazdir.
çarşaflı kadının operadan kovulması
-
çarşafın kadını aşağıladığını düşündükleri için çarşaflı kadını aşağılamışlar. vay mk
sudan çıkıp timsah avlayan jaguar
-
jaguar aleminin sat komandosu. resmen askeri operasyon yaptı hayvan, hayran kaldım.