ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
lihtenştayn'da coğrafya öğretmeni olmak
-
"perdeleri kapatın sınav başladı" anonsuyla sınav yapacaktır.
nepo baby
-
hollywood'daki yeni nesil oyuncuların büyük çoğunluğu bunlardan oluşuyor maalesef.
sıfırdan başlayıp bir yerlere gelmek her zaman zordu ama artık gittikçe daha da zorlaşıyor çünkü bu nepo babylerin sayısı eskisine göre çok fazla ve en iyi işleri ailelerinin networkü sayesinde hep onlar kapıyorlar. üstelik sadece hollywood için değil dünyanın her yerinde, her sektörde bu durum var. üzücü.
fransa'nın insanlığa katkısı
-
(bkz: acacagin baslik)
edit: bu entry eskiden aramaya inanmayan birinin actigi "fransa olmasaydı dünyada eksik kalacak şeyler" basligindaydi.
selman öğüt'ün doçentlik için damada yalvarması
-
hahhahahahaa diyerek karşılaştığım olaydır
"berat ağbi, doçentlik sınavından yine kaldım ağbi"
"bizim senden başka kimimiz var berat ağbi"
aynı zamanda tezlerinin de çalıntı olduğu ortaya çıkmıştır. oğlum selman, tv'de atatürk'e dil uzattığın zaman sinirimden uyuyamamıştım, işte adalet böyle tecelli eder.
aziz nesin
-
''hayatim suresince boyum kadar kitap yazdim ama beni sevmeyenler buna da mazeret bulup -onun zaten boyu kisaydi- diyebilirler.'' demi$ bir vakitte..
selçuk bayraktar'ın iktidar değişiminden korkması
-
akp'li erdoğan'ın damadı selçuk bayraktar adlı arkadaşın iktidar değişiminden son derece endişe etmesi olayıdır.
gerginlikten sesi titriyor, ne diyeceğini düşünüyor, iktidar gidince dünyanın mahvolacağı mesajını vermeye çalışıyor. halkın iradesinden korkma selçuk. bu ülkenin başka mühendisleri de var. kayınbabaları ülke yönetmiyor ama emin ol onlar da elinden geleni yapma imkanına kavuşacaklar. 20 yıl daha mı istiyorsun anlamadım ki.
link
ağzının suyu akarcasına rafael nadal'ı süzen kadın
-
kıza nadal değmesin, çok güzel.
ankara'da üniversite öğrencisi olmak
-
pekmezli simide alışmak demektir. hatta 2 simide bir ayranı yetiştirmek. hele baharsa mevsimlerden, kızılday'dan bulvara vurup kendini soluğu meclis parkında almak. hiçbir şeyin olmadığı o parkta gelip geçeni izlemek.
hayat boyu kullanmadığın sokak isimlerine alışmak demek ankara'da öğrenci olmak.
+ sevgilim burası neresiydi?
- karanfil
+ peki burası?
- burası da yüksel
+ şurayı biliyorum konurdu değil mi?
- evet orası konur. peki dostun olduğu sokak neydi?
+ hangi dost? şaşırtmalı soru bu : )
ezberlemeye çalışırsınız sokakların adlarını. buluşma yerleriniz kısıtlanır ankara'da. ya karanfil sokakta dost'un önünde buluşursunuz arkadaşlarınızla ya da ziya gökalp'te gima'nın önünde. her seferinde gima'nın hangi tarafı çelişkisini yaşarsınız. hoş gima falan da kalmadı ya artık.
paranın geldiği gün sokaklara atarsınız kendinizi. kızılay'dan tunalı'ya kadar yürür, kıtır'da oturup bir kumpir yer, üstüne 2 de bira içersiniz. bazen kuğulu parkta kuğulara simit atarsınız. banklarda kuşlar üzerime pisleyecek diye korkup oturamaz, sonra oradan esat'a, oradan da kurtuluş'a eve kadar yürürsünüz.
limon'a gidip manga, gölge'ye gidip raindog* dinlersiniz. ssk'da dolanıp çıkışta midye dolma yemek şarttır. sonra belki bir taksiyle esat. soluğu aspava'da alıp 1 dürüm döner, soslu olsun! dersiniz. yemeği yerken ayılıp, sonraki gün girilecek vizeyi hatırlar, boşver deyip kahkahalarla gülmeye devam edersiniz.
odtü'lü değilseniz odtü şenliklerine özenirsiniz. giriş yasak diye yolun ortasında inip dolmuştan, tanımadığınız arabalara otostop çekersiniz. beytepe'de rektör kar küreme makinası almış geyiği yapar, gülersiniz. olgunlardan kitap alır, güven park'ta otobüs ararsınız. dolmuşların tek fiyat uyguladığını öğrenir ve alışmaya çalışırsınız.
kış geldiğinde atkı kullanmaya alışırsınız ankara'da. soğuktan ciğerleriniz yanar, hatta sürekli tekrarlayacak bir hastalık kaparsınız. ellerdeki çatlaklara alışırsınız bir süre sonra. birbirini ısıtmayı öğrenir insanlar ankara'da. tek çift eldiveni paylaşır ve saçları kısa olan bereyi takar.
ankara'da öğrenci olmak hayatta hiç unutamayacağın bir deneyim yaşamak demek. ve ne kadar geçerse geçsin, bahsi her geçtiğinde gözlerinin dolması demek...
jose ernesto sosa
-
kariyerinde atletico madrid ve bayern münih gibi takımlarda oynamış futbolcuya sosa kim milan kim yahu yazmış adam
asıl soru ulan sen kimsin amk ?
sırt çantasını çıkartmayan ayaktaki yolcu
-
toplu taşıma araçlarının yetersizliğinden şikayetçi olacağına, adamın sırtındaki çantanın kapladığı yarım kişilik alanın derdine düşenleri kızdırır.
(bkz: türk insanı/#31442860)
alaatin çakıcı için tahliye sonrası oluşan konvoy
-
normal bir ülke ve normal bir toplum için utanç verici olması gereken konvoydur.
ancak ülke insanının çoğunluğu muhafazakar/milliyetçi politikaların sonucunda en basit mantık yürütme yetisini bile kaybettiği için güce, güçlüye ve kişilere tapmayı marifet zannediyor.