hesabın var mı? giriş yap

  • "olsun"

    - doğdu mu çocuk bakayım?
    - evet hala, bir kızımız oldu
    - olsun

    - nereyi kazandın?
    - jeoloji mühendisliği
    - olsun

    - ee neciymiş senin bu damat adayı bakalim?
    - öğretmen teyzecim
    - olsun

    güya anlayışlı ama aslında karşısındakini ezen bir ifade. nefret ederim.

  • garibim namıma tayyip diyorlar,
    oyumu kürt almış devrik diyorlar,
    hastayım derdime kanser diyorlar,
    konyalı davutoğlu, satılmışım ben..

  • inşaat işçisi bir babanın kızıyım. orta okula kadar bu sorudan ölesiye utanırdım. sıra bana gelmesin isterdim. okuduğum sınıf ağırlıklı olarak zengin çocuklarının okuduğu bir sınıftı. okulun ilk günü herkeste yeni ayakkabılar, yeni önlükler, yeni çoraplar. bende babamın patronunun oğlunun ayakkabıları olurdu. kuzenlerimden kalan önlük ve altı yırtık çoraplarla gelirdim. öğretmen bunu bilir, görür inatla sorardı o soruyu.

    liseye başladığım gün bana bir öz güven geldi. babamın işi ile gurur duymaya başladım. övüne övüne kalkıp benim babam inşaat işçisi demeye başladım. büyük gurur duyuyordum. hatta bir defasında kendisi inşaat işçisi ve benim rol modelim olur dedim. tüm sınıf güldü. inşaatçı mı olacaksın diye dalga geçtiler. bende hayır inşaatçı olmayacağım çalışkan olacağım onun gibi dedim. nitekim de o günden sonra babam gibi çalışkan oldum. iyi ki inşaatçı bir babanın kızıyım.

  • bütün amerikan filmi klişelerini gördüğümüz klip.
    cheerleaderlar, nerdler, jessicalar, jasonlar, yakışıklı oyun kurucular, kimya laboratuarları, geyik hocalar, bando takımları, okula camaro ile gelmeler.

    hani filmdi lan bunlar. bizim dizilerde de tüm ülke yalıda yaşıyor, onlarda öyle gösteriyorlar ama gerçekte öyle değil diye düşünüp üzülmüyorduk, öyleymiş. can sıktı

    şimdi bunlar kocaman bahçeli, şişe süt ve gazete dağıtılan müstakil evlerde yaşayıp sabah kahvaltısında mısır gevreği de yiyorlardır allah bilir.

  • anneannem. evde herseyi kontrol altinda tutmak isteyen, cocuklari ve torunlari icin fazla kaygilanan turk anneanne modeli.

    mesela cay koyacaksinizdir, biseyler ariosunuz, o sirada anne anne de sizi gorebilecegi bir acida namaz kiliyor, ocaga gidiyorsunuz hemen bir "aalllaaahhuuuekber", kibriti elinize aliosunuz "eshhheeeeduenlaaa".. bu sekilde siz kararsiz bir tavsan gibi ordan oraya oyalanip bisey yapamazken anneanne namazin o kismini bitiriyor, selam verip hemen geliyor ve "dur yavrum ben tupu yeni degistirttiydim agzi tam yerlesmis mi bakayim" diyor herseryi hallediyor cayi koyuyor, bir de kek kurabiye cikartiyor.. namaza devam ediyor. siz de kumandayi alip tvyi aciyorsunuz, ingiltere-arjantin macini izlemeye koyuluosunuz..

  • 93 senesindeki efsane benim.

    önümdeki iki dallama ağlıyordu. arkamdakiler ağlıyordu. yanımdaki çekik tip tip bana bakıyordu. herkesin anası-babası sınıfta. gri önlüğüm ve ceplerindeki iyi ütülenmiş beyaz mendillerimle etrafı gözlemliyordum. annem yanımdaydı. işe gitmesi gerekiyordu. hayır duasını edip öptü ve gitti. her teneffüste çekimser adımlarla kapının önüne çıktığımda milletin annesini görüyordum orada burada. ama benim annem yoktu. gerçi olsa ne boka yaracaktı orası da ayrı. akşam olunca geldi, aldı beni.

    şimdi asıl ağlamama nedenime geleyim. annem ağlamazsam bana kardeş yapacağını söylemişti. ben de ağlamadım tabi ki. eve gitti kardeş yok. kardeşimi sorunca karnenin hepsini beş getirirsen kardeş yapacağım dedi. karne günü eve gittim, yine kardeş yok. bu sefer ikinci sınıfta aynı döngüye soktu. sanırım 4. sınıfta çocuğun ısmarlama bir olay olmadığını öğrendiğimde artık çalışkan bir öğrenciydim. bu vesileyle iyi bir not ortalamasıyla 8 yıllık zorunlu eğitimi bitirdim.

    bu kadın yıllarca pepsi kola şişesine koyduğu siyah üzüm suyunu bana kola diye içirmiş kadın. ben mi aptaldım, bu kadın mı akıllı hala emin değilim. belki ikisi de. *

  • - ne zaman evleneceksin?
    - zamani gelince.
    - zamani ne zaman gelecek?
    - ben evlenmek isteyince.
    - evlenmeyi dusunuyor musun?
    - zaman zaman.
    - ...
    - ...
    - ben torun sevemeyecegim anlasildi.
    - zaman gosterecek.

  • gerçekte, moda olduğu 1970'lerin sonundan yaklaşık bir asır kadar önce, sam lloyd adında birinin 15'li bilmecesinin bir nevi üç boyutlu versiyonudur. zira, söz konusu 15'li bilmecede amaç, 4x4 santimetrekarelik bir çerçeve içinde 1'den 15'e kadar numaralanmış, 15 tane birer santimetrekarelik yüzeyciği, tek bir boş kareden faydalanarak sıraya koymaktır. rubik'in kübünde ise, her bir yüzeyi ayrı renkte olan 7x5.7 santimetreküp hacmindeki bir küpçükler sistemi söz konusudur. burada her yüzey dış görünümleri küp olan 9 unsura ayrılmıştır. bu unsurlar yerleşmiş oldukları küpçükler düzleminde hareket edebilmektedirler. yüzeyler değişik yönlere çevrilerek, küpte 43 242 008 274 489 856 000 sayıda değişik renk patronu elde edilebilmekte ve bu bağlamda sistemsiz olarak çözülebilmesi neredeyse olanaksız olmaktadır.

    bu küpü çözmeye çalışırken, ilk önce öyle bir hamle uygulamalıyız ki, sadece bir küp istediğimiz şekilde yer değiştirmeli, diğerleri hamleler serisine başladığımız yerde kalmalı. hamleye başlarken hangi yüzey ortası küp bize , hangisi yukarı bakıyorsa , bütün hareketlerde o küp hep bize bakıyor olmalı ve her hareket 90 derece yönünde yapılmaya çalışılmalı, mesela bize bakan ve en soldaki yüzey 90 derece yukarı, bize bakan ve en sağdaki yüzey 90 derece aşağı, daha sonra bize bakan en üst sıra 90 derece sola , en alt yüzey 90 derece sağa, orta sıra 90 derece sağa doğru döndürülebilir. burada üst yüzde bir artı işareti oluşturulup, bu artı işaretindeki (renk grubu olarak) ikililerin düşey yüzleri, diğer düşey yüzlerdeki birlilerle aynı renk yapılmaya çalışılabilir. bunlar yapıldıktan sonra üçlüler kalan yerlere yerleştirilmeye çalışılarak üst yüz tek renk haline getirilebilir. yalnız burada, üst yüz tek renk olurken yan yüzlerdeki birer üst sıra da o yan yüzün birlisi ile aynı renk olmalıdır. burada iki olasılık söz konusudur, ya üst yüze üçlünün aynı renkli yüzü diktir, yada üst yüze paraleldir. eğer küp üst yüzeyde fakat kendi yerinden farklı bir yerde ise , yerine başka bir küp konularak yukardan yana veya tabana indirilir ve tekrar yukarıdaki hamleler yapılarak küp yerine konur. tıpkı ekvator gibi bir hat oluşturulmaya çalışılır. eğer bir ekvator oluşturulabilirse ortada altta bulunan kare yukarı gelecek şekilde çevirilmeye çalışılır. eğer bu noktaya gelinebilirse derhal alt yüzde bir artı işareti yapılmaya çalışılmalıdır, bu da yine ikililerin yerini değiştirerek yapılabilir. eğer her ikili olması lazım gelen yere getirildikten sonra dahi artı işareti oluşmamış ise bu durumda ikililer yerli yerinde olabilir ancak bu durumda, muhtemelen yatay düzlemde olması gereken yüzeylerden ya dört ya da iki tanesi düşey düzlemdedirler. bu hamleler sonucunda bir yüz ve ekvator tamamen yapılmış ve alt yüzde bir artı işareti meydana getirilebilmiş ise küp yine tepetaklak çevrilmelidir. bu öyle bir şekilde yapılmalıdır ki alt üçlüler diğer küplerin konumunu değiştirmeden çevrilmelidir. bu aşamadan sonra da köşe küp olduğu yerde çevrilir.