ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilişkiyi bitirme cümlesi
-
benim bir kedim var. öyle kaprisli ev kedilerinden değildir. sizi görür görmez yere atar kendini, açar karnını ve bekler. ister ki sevilsin, okşansın.
bazı günler bakar ki gelip onu yerde seven yok, kalkar oturduğum koltuğa gelir. önce boynumun arkasına burnunu sürter, saçlarımı koklar ve hoppp diye kucağıma atlar. çok da güzel mırlar, açar motoru tor tor tor...
severim ben de kedimi, o kadar zahmet etmiş, ayıp olmasın derim. ama o sırada başka bir odaya gitmek isterim. karnım açtır mutfağa gitmek isterim, hava sıcaktır duş almak için banyoya gitmek isterim. isterim de isterim!
peki kediyi o mutlu, huzurlu ortamdan çıkarmak onu üzmeyecek mi derim içimden. daralırım, kalbim sıkışır.
düşünürüm ve sonra yavaş yavaş sevginin şiddetini arttırırım. dokunulmasını sevmediği yerlerine dokunur, koltuktaki yerini daraltırım.
önce bir afallar, sonra bana kızar, bazen pati atar hatta dişlerini de kullanıp şiddetin dozunu kaçırır ve bir hışımla kucağımdan atlatıp kaçar.
"gitme" derim ama gider.
ilişkileri bu tek kelimelik cümle ile bitiririm ve benim bitirdiğimi kimse anlamaz. bana kızan olmaz.
bu yöntemi ben keşfetmedim, bir zamanlar keşfedenin kedisiydim.
zeitgeist (film)
-
bildiğiniz, inandığınız, güvendiğiniz herşeyi sorgulatan bir başyapıt.
söyledikleri bazı şeyleri sorgulayamıyoruz, bilgi diye koymuşlar, ancak bazıları o kadar net kanıtlarla ortaya konmuş ki.. çok ama çok çarpıcı bir belgesel. insana "bunu tanıdığım herkese izletmeliyim" fikrini yerleştiriyor.
keşke anlattıkları yalan olsaydı..
isim ve soy isminin tek sahibi olmak
-
(bkz: ekmeleddin ihsanoğlu)
pink floyd alelade bir gruptur
pet şişeye evden su doldurup çantasına koyan kız
-
kolay kazanılan para yiyicileri tarafından hor görülebilir.
sahibinden.com'daki muhteşem apple bilgisayar
-
hepsini anladım da bunca yıllık bilgisayar kullanıcısı/toplayıcısıyım, "içi amerikan döşeme" nedir hala anlayamadığım ilandır. araba mı lan bu???
erkekleri itici yapan detaylar
-
kadınlar için itici buldukları detayların kendileri için doğal olduğunu sanmaları.
ekşi sözlük'teki herkesi dövebileceğim gerçeği
-
beni döversin.
kağıthane, adım cemil, 14, 1.58, 55 kilo, deneyim yok.
mesnetli iddia.
sevgilinin önceden yattığı biriyle tanışmak
-
sevgilinin, sizden sonra yatacağı biriyle tanışmak kadar acıtmaz.
pazar fiyatlarından memnun olan türbanlı bacılar
-
başbakan meydanlarda "asgari ücreti 1500 lira yapacaklarmış" diye bağırdığında "yuhhh" çekenlerle aynı bacılardır.
neden yabancı dil öğrenemiyoruz
-
çünkü bir yabancı dili matematik öğrenir gibi öğrenemezsiniz. dil farklı bir tür zeka gerektirir. matematik kafasıyla grameri oturtabilirsiniz ama grameri oturtmak size akıcı bir konuşma veya okuduğunu/duyduğunu çok iyi anlama şansı vermez.
farkındaysanız toefl/ielts gibi uluslararası standarttaki ingilizce sınavlarında gramer diye bir bölüm yok, yazma/okuma/dinleme/konuşma var. bizdeki sistem gramerle o kadar çok vakit harcıyor ki dilin kültürle olan bağlamını kaçırıyoruz.
bir dili öğrenmek için o dile maruz kalmak önemli, ingilizceye her ne kadar maruz kalmak kolay olsa da türkiye şartlarında yeterli değil çünkü dışa çok açık bir kültürümüz yok ve sömürge ülkesi de olmadık. ülkede pasaport sahibi olma oranı bile %10 falandı en son baktığımda.
zaten b1 düzeyine geldikten sonra o dilin konuşulmadığı bir ülkede kursa giderek geliştirmenin çok mümkün olduğuna inanmıyorum ingilizce haricinde, yabancı dilde eğitim veren bir okulda falan okuyorsanız bu şart biraz esniyor.
ben bunu hem almanca hem de italyanca öğrenirken çok yaşadım. iki dilde de kursa giderek b1 seviyesine geldim ama devam etmeye kalktığımda gösterdiğim çabanın b1’e gelene kadar sağladığım ilerleme hızına yetmediğini gördüm. ha bu demek değil ki o noktadan sonra kurs işe yaramaz, sadece o dilin konuşulmadığı bir ülkede kursa gitmek yetersiz kalıyor demek bu.
artık ilerleme için o dilin konuşulduğu bir ülkeye giderek kursa orada devam etmek gerekiyor. mesela hiç bilmediğiniz bir dile sıfırdan başlayacaksanız o ülkeye gitmeye gerek yok en az bir 6 ay kursa burada da devam edebilirsiniz. ama öğrenmek için sosyal hayatın içine girmek zorunda kalacağınız bir noktaya geliyor bir süre sonra durum.
dediğim gibi bunlar ingilizce dışındaki diller için geçerli. ingilizceye maruz kalınan ortamda olma şansınız daha yüksek oluyor bir şekilde. ha liseye kadar olan eğitime bakarak diyebileceğim ise dil eğitiminde kafayı gramerle bozmuş olmamız, halbuki dil demek kültür demektir. mesela her kelimenin türkçesi yok, artık o dilde ilgili ülkenin kültürü nasıl şekillenmişse size onu algılama şansı verir. biz o kısmı sürekli kaçırdık gibi geliyor bana. adam gibi dil eğitimini üniversiteye kadar alamadığımı düşünüyorum ben.
istanbul'da yaşamak
-
istanbul'da yaşayıp istanbul'u övmek için çok çok az sebep vardır. o övenler de toplu taşıma kullanmayan, arabasını park etmek için mücadele vermeyen, doğru düzgün fakir fukara, göçmen vs. ile muhatap olmayan, kendine bol vakit ayırıp şehrin güzel yerlerinde hayatın tadını çıkaran insanlardır. yoksa bu kadar kaosun, fakirliğin olduğu, yaşamın ve paranın pul kadar değerli olmadığı, insanların birçok semtte kucak kucağa yaşadığı, ahır damından bozma evlere bir asgarî ücret kira istenen boktan bir şehri kim niçin över?
pegasus airlines
-
https://twitter.com/…sus/status/1125659016246497281
23 haziran seçimleri için elini taşın altına koyan airline.
edit: bu entry'de bahsi geçen seçim 2019 yılında imamoğlu'nun kazandığı ve haksız, hukuksuz iptal edilen ve yenilenen istanbul belediye seçimidir.