hesabın var mı? giriş yap

  • vice'ın belgeselini izleyip geldim.

    pembe kokain veya tuci olarak bilinen tucibi, kolombiya'da son dönemde acayip popüler hale gelen bir uyuşturucu. toz olarak satılan tucibi, psikedelik etkilere sahip.

    kokainin modasının geçtiğini, ayağa düştüğünü düşünen kolombiyalılar için yeni moda bu tuhaf pembe uyuşturucu. tucibi ismi, 2cb olarak bilinen, mdma - lsd arasında bir şey olarak tanımlanan bir uyuşturucudan geliyor.

    peki ne var bu tucibi'nin içinde? aslında ne yok ki diye sormak daha doğru olabilir. pembe kokain diye anıldığına bakmayın; kokainle hiç alakası yok. tarifi ustadan ustaya değişse de tucibi genel olarak mdma, ekstazi, ketamin ve fentanilin bir karışımı. pembe renk versin diye de gıda boyası karıştırılıyor.

    bu pembe uyuşturucuyu kolombiya'da popüler hale getiren kartelin lideri, neden böyle bir karışım olduğu sorulduğunda ''pazarlama'' için diyor. tucibi için pembe renk tercih edilmesini de pazarlama üzerinden açıklayan kartel lideri, pembenin zararsız göründüğünü ve albenisi olduğunu söylüyor.

    satıldığı bölgeye göre gramı 40 ila 80 dolar değişen ve kokainden daha pahalı olan tucibi için ''elit/zengin uyuşturucusu'' deniyor. içine kimin ne koyduğunu bilmeyen ve güven problemi yaşayan bazı kolombiyalılar, yapımı nispeten kolay olduğu için evde kendi tucibilerini üretmeye başlamışlar bile.

    kartel liderinin söylediğine göre, tucibi artık yalnızca kolombiya'da değil, avrupa ve abd'de alıcı buluyor.

    kaynak: vice

  • "mevlana gibi benim de her lafa verilecek cevabım var.
    amma ve lakin; olay anında değilde gece yattığımda aklıma geliyor sinir oluyorum!:)"

  • gerçekten güzel çizgi film.
    "seinfeld'in george costanza'sı okul hayatında nasıldı(r) acaba?" diye bir soru sorarsanız; bu dizideki "jessie" karakteri sorunuzun cevabı olabilir!

  • - aa cenk nabıyosun? aysun mu o?
    - evet.. sen zararsızsın dedi.. kafasına vazoyla vurup bayılttım ırzına geçiyorum şimdi...
    - aheuahe ilahi cenk.. söyle aysun'a cafe de zartzurt'a gidiyoz biz, oyalanmasın gelsin..
    - ühühühüh ibneler...

  • asker, görev yerinde olay çıkmasının verdiği gerginlikle sinirlerine hakim olamamış, polis amirine bağırmış. elinde tüfek var ama buna pek silah çekti denemez, zira nöbet sırasında o tüfeği iki eliyle tutmak zorundadır (çapraz tutuştan hazır tutuşa geçmiş sadece).

    bu arada, askerle polis arasındaki farkı bilmeyenleri ortaya çıkarmıştır. yok aynı bokun lacivertiymiş de yok bilmem ne. adamlar nizamiyede nöbet tutan ere darbeci demeye getirmişler resmen. ulan askerlik ne zamandan beri gönüllü veya maaşlı (erler için söylüyorum ve 20 lirayı paradan saymıyorum) yapılan bir iş oldu? kendi zorunlu görevini (belki 5 ay belki 12ay) kazasız belasız bitirmek isteyen askerle, cemaatin veya akp'nin köpeği polisle bir tutmayın amk saçmalamayın.

    edit: bu entry'de ne polis, ne de asker seviciliği yapılmıştır. ben olayı nöbetçi askerin açısından değerlendirdim. biraz kafası çalışan insan zaten bunu görebilir.
    birçoğumuz askerliğimizi nefret ede ede yaptık. bu bağıran asker de bu tiplerden biri. bütün askerlere kenan evren muamelesi yapmayın amk.

  • (yoğun bakımda gördüğüm ilk insan hemşireydi haliyle, ona hitaben)

    - hastalanırsan haber ver, ben de sana bakacağım.

    biri olaydi da ağzıma terlikle vuraydı