ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sinan oğan'ın isteklerine boyun eğmeyeceğim
-
sinan oğan'ın istekleri:
- anayasanın ilk 4 maddesine dokunulmayacak
- anayasa madde 66'ya dokunulmayacak
- mülteciler ülkeden gönderilecek
- terör örgütleri ile mücadele edilecek, terörle iltisaklı partilere mesafe konulacak
- “faiz sebep enflasyon sonuç” gibi mantık dışı argümanlarla ekonomi yönetilmeyecek. bir an önce bilimsel metotlara dönülerek ekonomi düzeltilecek.
milliyetçi ve vatansever seçmene soruyorum: siz de bu isteklere boyun eğmeyecek misiniz?
şahan'ın bağış dekontunu paylaşması
-
örnek olması açısından güzel bir hareket. böyle şeylerin paylaşılması güzel.
sanmak fiilini geniş zamanda yanlış çeken insan
-
yazar olarak hayal kırıklığı yaratabilir.
bakıyorum iyi yazarlar bile yanlış çekiyor.
yazdıklarından belli, kim bilir kaç kitap okumuş insan, yeri geliyor "sanarlar" diyor.
sözlü olarak o şekilde kullanılmasının sakıncası yok. ama yazı dilinde doğrusunun kullanılması önemli.
çünkü ben bile artık şaşırmaya başladım.
bakın şimdi topu topu altı adet sözcüğü ezberleyeceksiniz:
sanırım, sanırsın, sanır, sanırız, sanırsınız, sanırlar
kaynak: bir yazım kılavuzu alıp bakın derim. yoksa
buyrun: https://en.wiktionary.org/wiki/sanmak
ünlü türk edebiyatçılarından da örneklerle kanıtlayalım.
örnek 1: sanırsın
terkîb-i bend - ziya paşa
---
çok mukbili gördüm ki güler içi kan ağlar
handan görünen herkesi hurrem mi sanırsın
bil illeti kıl sonra müdâvâta tasaddî
her merhemi her yareye merhem mi sanırsın
---
örnek 2: sanır
ağlama - ahmet hamdi tanpınar
-----
eğer yüzüne gözyaşı yağarsa;
seni garip sanır her gören.
ağlama sakın çocuk, ağlama!
korkmayana zarar gelmez, bunu bil.
sevgini hep söyle, sakın saklama.
aklından korkuyu, gözünden yaşı sil.
örnek 3: sanırız
özdemir asaf
biz değişiriz aşk değişti sanırız.
yiterken de böyleyizdir,
yitince de..
örnek 4: sanırsınız
her sabah, yanılmak ! - attila ilhan
sabah olmak her gece kolay mı sanırsınız
bulutları dağıtıp güneş olarak doğmak
denizle gök arasında çiy yorgunu şehre
----
örnek 5: sanırlar
dönmeyenler - can yücel
----
bu murat belgeli murat
çok ingilizce bilir
ama hel'sinkiyle güvey girer
bu özel üniversite randevucuları
aydın doğan solcuları
dünyaya birşey öğreteceklerini
sanırlar
ekonomi ekonomi diye
kendilerini unuttukları gibi
bizleri de unuturlar
*sanırım, "sanırım"ı herkes doğru kullanıyor. o yüzden örnek vermeye gerek duymadım.
edit: bir işi yarım bırakırsan böyle olur işte. her yanda sanarımcılar türer.
örnek 8: sanırım örneği de orhan veli'den olsun
baharın ilk sabahları
----
sanırım ki günler hep güzel gidecek;
her sabah böyle bahar;
ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
derim ki: "sıkıntılar duradursun!"
şairliğimle yetinir,
avunurum.
mark twain
-
hin bi abiymiş. yaşadığı şehrin ileri gelen 100-150 kişisine, "herşey ortaya çıktı, çabuk kaç" cümlesinden ibaret imzasız mektuplar yollamış. ertesi gün 10-15 kişi terketmiş şehri.
trikotilomani
-
küçükken annemin yanında yatarken saçlarını kıvırmamla başlayan, sonraları lise döneminde ders çalışırken kendi saç sakal kaşıma kayan ve şimdileri de bilgisayar başında otururken deva eden hastalığım. ismini yeni öğrendim. yıllardır bırakmak için uğraşıyorum, zaman zaman azaltmış olsam da bırakamadım. dışarıdayken şurada burada iş yaparken kesinlikle aklıma gelmiyor ama özellikle bilgisayar veya kitap okuma gibi faaliyetler esnasında koparıp koparıp sonrasnda üzülüyorum. şu anda suratımda belirgin değil gerçi, olaya daha profesyonel yaklaşıyorum, kısmen kontrol altında, bir bölgede belirginleşmeden başka bölgelere kayıyorum. * ama yine de tamamen bırakmak istiyorum, ileride ne olacağı belli olmaz ve artabilir de. işin kötü yanı özellikle kaşları koparırsanız suratın çirkinleşmesi ile psikolojiyi iyice bozması söz konusu.
şimdilik profesyonel müdahale düşünmüyorum, ama böyle devam ederse bir yerlere para bayılacağım sanırım.
yaran başlıklar
mühendis fıkraları
-
buyuk bir sirketin ust duzey yoneticilerinden biri bir gun new york
uzerinde balonla dolasmaya cikar. aksilik bu ya, pusulasini asagiya
dusurur ve kaybolur. inmek icin uygun bir yer ararken bir gokdelenin
tepesinde sigara icen bir adam gorur ve alcalir. "pardon. ben
neredeyim acaba?" diye sorar. "yerden 500 feet yukseklikte bir balonun
icindesin"der adam.
yonetici sinirlenir: "sen muhendissin degil mi?" diye sorar.
"evet." der adam. "nereden bildin?" "cunku basim belada ve sana bir
soru soruyorum. verdigin cevap 100% dogru fakat hic bir isime yaramiyor."
"sen de yoneticisin degil mi?" "evet sen nereden bildin?" "cunku
yerden 500 feet yukseklikte bir balonun icinde kaybolmussun. pusulan yok,
berbat durumdasin. fakat bu simdi benim sucum oldu."
arda turan'ın saçları
-
gerçekten güzel bir saç modeli. gerçekten güzel, çok trend, modern.
peki ama ya o surat?
çaldığın atları nerede saklıyorsun arda turan?
spor ayakkabı kot sakal ve tişörtle yapılan iş
-
kot sakal mı?
dekolte bluz giyip göğüs çatalını elle kapatmak
-
ahlâksızca bir hareket; zira karşıdaki insanı rahatsız eden bir tavır bu. böyle bir olayda kendimi çok kötü hissediyorum; durduk yere bir nevi sapıkmışsınızcasına bir karşılık görmüş oluyorsunuz çünkü.
fransa'nın insanlığa katkısı
-
(bkz: acacagin baslik)
edit: bu entry eskiden aramaya inanmayan birinin actigi "fransa olmasaydı dünyada eksik kalacak şeyler" basligindaydi.