hesabın var mı? giriş yap

  • - abi hiç evrilmeyecektik.
    - haklısın babuş.

    edit: ya bu entry oylanıp duruyor ama başlığı açan ben değilim ona göre. ben açmış olsam saçma bi espri çünkü (bu haliyle de çok süper değil ama en azından daha mantıklı).

  • cips konusuna bir çok kişi dikkat çekmiş ama ben olayı biraz daha geçmişe taşıyayım.

    sene 1991-92 falan*, her gün bir paket cips alarak hayatımı sürdürüyorum. çocuğuz işte yerken de sürekli üstündeki yazıları okuyorum, son kullanma tarihi falan her şeyi okuyorum. o zamanlar bedavasız kampanyasız aile boyu ruffles 210gr.(nerden nereye gelmişiz bak.)

    bir gün yine almışım cipsimi yerken bir baktım 205gr. olamaz böyle bir şey. döndüm bakkala diğer cipslere bakıyorum kimisi 210 kimisi 205gr. 1 hafta daha dikkat ederek 210gr. olan paketleri aldım ama onlar da bitti.

    1 yıl içinde 180gr. olmuştu bizim cips. sonra işte yüzde 20 bedavalar başladı. 203gr. 205gr. 198gr.

    118gr. ne amk?

    manyağın biri var orada ayar yapıyor gram gram.

    - efendim 1 gram daha indirdim kârımızı maksimize ettim.
    - aferim evladım yarına da bir meeting set edelim.

    hıammına koduklarım

  • büyükşehirlerden birinin ilçesinde filyasyon yapan bir sağlık çalışanıyım. umreden gelen zorunlu karantinaya alınmayan sadece karantina formu imzalatılıp eve gönderilen umreden gelen vatandaşlar pozitifleşmeye başladı. pozitifleşmesi sıkıntı değil ama malesef çoğu yalan söylüyor. kim kaldı evinizde diyorsun kimseyi söylemiyor, harfi harfine uyduk diyorlar kurallara. sonra bi öğreniyorsun 40 kişi gelmiş öpüşülmüş koklaşılmış beraber aynı evde kalınmış. biz bunu nasıl öğreniyoruz. temas ettiği kişilerin testleri pozitif çıkıyor ve temaslıları umreden dönen şunu ziyarete gitmiştik diyorlar. velhasıl yalan söylemeyin ey müslümanlar bir başkası sizin yüzünüzden hasta olur ve ölürse katil olursunuz. artık alıştık umreden dönenlerin yakınlarını çapraz sorguya çekiyoruz. misal umreden dönen kaynanaysa geline odaklanıyoruz. taktik geliştirmek zorunda kaldık yahu.

  • (bkz: sen kaç beni tanıdılar)

    sizin bizden haberiniz var mıydı ya? ben hayalet ucak gibi kronik saplıgımızla ortamlarda dolanıyoruz sanıyordum. bizim tur hakkında biraz bilgi vereyim bari;

    1) usengectir. iliski durumu "yoh yaa simdi ne gerek var" ile "simdi baslican sonra bir suru ohooo amaaan" arasinda degiskenlik gosterir.

    2) saskındır. etrafindaki insanların ask ugruna bu kadar efor sarfetmesini, acı cekmesini bir turlu anlamlandıramaz. ama bak gercekten samimi olarak anlayamaz. basmaz yani. onu cılgın evlenme teklifi vidyolarını izlerken fark edersiniz zaten. olu balik gibi bakar ve "eee ne oldu simdi?" der.

    3) seri bahane uretir, kesinlikle bu konuda onu yıldiramazsınız, onunla yarısamazsınız. cık! kesin iliskisizligine mantıklı bir acıklaması vardır.

    4) kendi kendine kalmayı ve kendine yetiyor olmayı laf olsun diye degil gercekten sever. hatta bazen bunu bir basarı, zafer olarak gorur.

    5) siz onun icin once potansiyel tanıdık/arkadassınızdır sonra belki sevgili potansiyeliniz olur. sosyal iliskileri ask ekseninde, eleme sitemi ile yurumez.

    6) kendi hicbir sey yapmadigi icin karsidan da dogal olarak bir sey gormez. "beni zaten kimse istemiyor" der kulaginin ustune yatar. tam tavuk yumurta iliskisi.

    7) baskalarının iliskileri umrunda degildir, ne kıskanır ne sevinir ne uzulur. "bana mı sevisiyorlar" ya da "bana mı ayrildilar" der baska birsey demez. facebook'ta en fazla 1.5 dakika falan kalır.

    8) yanlıs anlasılır, kimseyi begenmedigi dusunulur. dogru degildir. ideal sevgili profili soruldugunda system error vermesinden anlarsınız zaten. kafasında bir profil yoktur, oyle de kalsın ister. onun icin olursa olurdur olmazsa ne yapalımdır.

    edit: imla

  • latince bilmediğinden kaynaklanır. yahut da eczacilik ilminden pek cakmiyordur. rahmetli dedelerimizi birakalim beyler. osmanlica yerine latinceyi ve eczaciliga yakin bir dersi liselerde zorunlu hale getirmek rahmetli dedelerimizi sevindirir. lutfen duyarli olalim.

  • ahmet necdet sezer ve sevgili eşiyle alışveriş sırasında karşılaştığım bir anım mevcut. (olay kendisinin cumhurbaşkanı olduğu dönemde gerçekleşmişti)

    alışveriş sırasında ahmet bey eşinin yanında değilken eşiyle kuyrukta karşılaştık. eşini tanıyamadığım itiraf edeyim. sadece kendisine sıramı verdim, zaten aynı anda gelmiştik olay ; "siz buyurun lütfen, sizden" çok da farklı olmadı. eşi gelene kadar sohbet ettik bu sırada eşyanız çok görünüyor isterseniz sizi ve eşinizi arabayla bırakabilirim bile dedim. eşi cumhurbaşkanı sezer'i gördüğüm anı unutamıyorum o kadar beklenmedik bir olaydı ki öyle kala kaldım kendisi ile de biraz sohbet ettik ve sonrasında teklif için ikisi ayrı ayrı teşekkür etti. ben öyle koruma ordusu falan hatırlamıyorum.