hesabın var mı? giriş yap

  • bvb - madrid macinda sesini mesut ozil'e duyuramayinca, marcel schmelzer'e ''mesut'a daha seri olmasini soyler misin'' demis, naif insan marcel schmelzer de bu istegi yerine getirmistir. kendi oyuncusuna, rakip takimin oyuncusu araciligi ile taktik veren ilk teknik adam olarak da tarihteki yerini almistir.

  • - alooov! mahmud!!!
    - yanlış numara beyefendi...
    - mahmudu ver.
    - mahmut yok, yanlış numara.
    - sen kimsin?
    - yanlış numara beyefendi yanlış yeri aramışsınız
    - haa. *çat*

    ..

    - aloo! mahmud!!!
    - ...mahmud yok beyefendi
    - mahmud nerde? işe mi çıktı?
    - yok beyefendi tekrar yanlış aradınız
    - neresi orası?
    - yok burda mahmut filan... yanlış aramışsın işte
    - *çat*

    ...

    - mahmud!!!
    - beyefendi hep aynı numarayı ararsanız hep yanlış olacak, düzelmeyecek ki...
    - kaç orası?
    - 021228339**
    - eee tamam... mahmudun numarası
    - hayır beyefendi son 9 yıldır benim
    - sen kimsin?
    - sana ne be!
    - *çat*

    ...

    - alooov!!
    - yahu beyefendi... yok işte... olmuyor... yanlış not almışsınzı numarayı!
    - ben hasan!!!
    - aferin. eee?
    - mahmudu ver!
    - gidin fihristten bakın... 118 'den sorun numarasını arkadaşınızın. internetten bakın dicem de, pek sanmıyorum
    - ne internedi?
    - offf... yanlış numara arkadaşım, yeter
    - yaauu... yavvv... üfff.... *çat*

    ....

    - alooov!
    - yeter be öööfff.
    - yine mi sen?
    - heralde ben! hep aynı numarayı arıyorsun... nasıl doğru düşsün?
    - ama orası mahmudun
    - değil ulan değil.
    - yok mu şimdi?
    - vardı da kalmadı elimizde. yarın gelir. daha yeni bitti stokta.
    - ne?
    - yok bir şey
    - *çat*

    ...

    - alooov, mahmud???
    - mahmut nişanlısıyla galapagos'a kaçtı.
    - nereye? işe mi?
    - yok... evrim geçirip gelecekmiş. sıkılmış maymunlarla yaşamaktan.
    - evrim kim?
    - sen tanımazsın. darwin var ya, zeytinburnunda... onun dayı oğlu.
    - mahmut'un dayı oğlu musun?
    - hayır ben mahmutumun geyşasıyım.
    - ayşası mı? ayşaaa?
    - böğürtlen be böğürtlen... su aygırları. traleybüs.
    - *çat*

    ...

    - aloov! mahmud?
    - mahmut işe çıktı hasan abi.
    - ne zamana gelir?
    - valla gelmez heralde bugün
    - haa.. *çat*
    - *oh bee*

  • titreme, soguk terleme, goz karartisi, tansiyon artisi gibi belirtileri vardir.
    hemen, tercihen önce sekerli sivi alinmali, ardindan sekerli bir seyler yenilmelidir.
    alinan seker, kana karisma süresi geç olan ve "yavas seker" tabir edilen seker ihtiva eden ekmek, bisküvi gibi gidalarla desteklenmelidir.
    keza hipoglisemiden hemen sonra alacaginiz fruktoz ve glukoz gibi "hizli seker" (ki meyve de ve bilumum tatli yiyecek içecekte vardir), kandaki seker seviyesini arttiracak, bu sefer de vücut tepkisel olarak fazla insulin üreteceginden tekrar hipoglisemiye varilacaktir.

    en iyisi reçelli ekmek, veya yogut+bal ve yanina bir dilim kepek ekmegi. hem dogal seker tüketmis olursunuz, hem kana geç karisan cinsinden de tüketmis olmanizdan dolayi kan sekeri yoyo yapmaz.

  • victor hugo’nun bir sözü vardı, aklıma o geldi: ‘kadının, artık çıkarı kalmadığı erkeğe tanrı acısın...’

  • diplomatik nezaketsizliktir. direkt olarak johnson da tayyip'in elini omzundan çekmeye çalışıyor, çünkü bu karşı tarafa üstünlük kurma gösterisidir ve bunun bir parçası olmak istemiyor.

    neyse hiç şaşırtmıyor dünya liderimiz.

    edit: bunu zaten olması gereken bir şey olarak görenlere şöyle söyleyeyim. ikili görüşmelerde evet vücut dilleri bu amaçla kullanılıyor. ancak hiç bir şekilde olayla haberi olmayan birine yapılması nezaketsizliktir. arkasından kulak da yap o zaman. hatta nah çek. adamın haberi yok ne oluyor bitiyor. bak zekayı kullanınca iyi ve kötü ayrılabiliyor.

  • bir erzurumlu olarak daha beter olmalarını en içten dileklerimle belirtir emeği geçen herkesi tebrik ederim.

  • arkadaşlık denen naneye inanmayan adamdır. takdir ederim böyle adamları. derdini başkasına anlatınca karşı tarafın samimi olmayan tesellilerine karnı toktur. hem acılarınızı başkalarına anlatırsanız başkalarının gözünden de düşersiniz. tıpkı samimi zannetiğin arkadaştan borç istemek gibi. acılar bireysel yaşanmalı. hep söylerim insan tek doğar tek ölür. gerisi hikaye.