hesabın var mı? giriş yap

  • kapitalizmin nasıl işlediğinden bihaber memur kafasına göre yanlış yol. bunu diyen adam zaten hayatı boyunca maaşlı çalışır, sonra da ben neden zengin olamadım diye bakar durur.

    krediyle bal gibi de iş kurulur kardeşim. "kapital" maaşla biirkmez. fırsatı gören girişimci borç alır yatırım yapar. kazancıyla da faizini ve anaparasını ödemeye başlar ve işini de büyütür. ha bu girişimci yanlış yatırım yapmıştır, işi yönetemiyordur; o zaman iş elbette batar. kredi çekti diye batmaz ama.

  • milyonlarca çomarın her türlü aşağılanmayı hiçbir şekilde umursamadan, sorgulamadan, saygısızca, onursuzca ve hiç gocunmadan memnuniyetle yaşadığı bir ortamda, pek çok insanın yerinde olmak isteyeceği olanaklara sahip hiç tanımadığım bir insanın incelikli bir yaşam sürdürme konusunda takatinin kalmadığını söyleyerek ölüme gitmesini izlemek milyonlarca çomarla tek başına kalmış olma hissi verdi. varlığından bu kadarcık haberdar olmuş bir kişi olarak hissettiklerimi düşününce tanıyanlara gerçekten sabırlar diliyorum. keşke varlığından bu şekilde haberdar olmasaydım mehmet kardeşim, keşke aramızda olsaydın da bir gün seninle tesadüfen bir şekilde karşılaşıp gerçekten doğru düzgün biri ile tanışma ve iletişim kurma olasılığımız devam etseydi.

  • fotoğrafa bakınca ben tatlı bir anne adayı görüyorum ama bu çük kafalı çomarlara göre orasını burasını açmış bir kadın.

    biri de şey demiş “bunu normalleştiremezsiniz” senin dünyaya gelmen anormal ulan beyin ölümü, hamileliği göstermek değil. sapıklar.

  • yaklaşık bi 15 dakika sonra yine binicem 500t'ye... kurbanlık koyun gibiyim şu an, çok çaresizim ve acayip yalnız hissediyorum kendimi.

    sırf 500t'ye binmemek için 3 vesait değiştirdim dün (metrobüs dahil). değdi mi? değdi abi... olm iş çıkış saatinde durak rio karnavalı (kalabalık baabında) gibi oluyor diye yarım saat mesaiye kalan adamım. gören de vay be ne çalışkan adam işini bitirmeden hayatta çıkmaz, der. ne işi be kardeşim... of ben çıkayım bari geç kaldım. kendinize iyi bakın.

  • müşterinin aracı ile 100+ km yol yapmak, gece alemlere akmak sonra sağa sola çarpıp bunu da müşteriden saklamaya çalışmak, yani bana kalırsa rezaletin esas tarafı gene "ya olmuş işte" diyerek es geçilerek piyasa değeri ıvır zıvır muhabbetleri yapılarak işi goygoya dönüştürme çabası. senin elemanların benim aracımı gezmek tozmak içmek ve ehliyetsiz halde terör yaratma amaçlı kullanıyor, senin bundan günler günler sonra tamamen şans eseri haberin oluyor ve hala utanmadan, sıkılmadan, yüzün kızarmadan piyasa değeri muhabbeti yapabiliyorsan o senin insafın.

    başlıktaki yorumları beğenmedim diyerek ayrı başlık açma fikri ise şahaneymiş. gideyim de yazdığım film başlıklarına bakayım genelde beğenilmeyen bir filmi beğendiysem "oradaki yorumlar filmi kötülüyor yea" diyerek başka başlık açarım.

  • baba - alo kızım nasılsın?
    as - iyiyim baba, sen nasılsın?
    baba: iyiyim kızım ben de
    as: valla iyi olduğuna şüphem yok annem 2 haftadır benimle çünkü
    baba: ahahaha eşşeğe bak ne yapayım kızını benden fazla seviyor demek ki
    as: baba maaşımın yarısını sana vereyim ne olur çağır artık annemi :(
    baba : mal varlığımı üstüne yapayım sende kalsın

  • uzun süreli ciddi bir ilişkinin en güzel yerinde er kişi sevgilisi tarafından “ailem seninle tanışmak istiyor” denilerek ilk yemeğe davet edilir. kahramanımız, gülşen bubikoğlu’nu istemeye giden tarık akan kıvamında hazırlanır, en güzel elbiseler giyilir. güzel de bir kanyaklı pasta alınıp ebeveynlerin huzuruna çıkılır. ilk salaklık anı atlatılıp ortama ısınılır. yemekler güzeldir, muhabbet koyudur, baba da beşiktaşlıdır hatta. ilk yemek için mükemmeldir her şey. yemek biter anneye “elinize sağlık” içerikli birçok övgü dizilir. baba da “hadi ellerini yıka da bir tavla atalım, kızım arkadaşına banyonun yerini göster elini yıkasın” der bu sırada. bunun üzerine er kişi ortamın sıcaklığı ve samimiyetin verdiği salaklıkla şu cümleyi sarfeder:
    - zahmet etmeyin efendim biliyorum.**

  • yalnızken ağlayan insan vicdan sahibi, samimi ve duygusal kişidir. gözyaşlarını sömürüye dönüştürmeden kendi kendini rahatlatır. güçlü insanlara özgü davranış biçimidir.

    selam olsun onlara, yalnız geldik zaten dünyaya. mutluluğu paylaş, acıları kendin yaşa.

  • pek ünlü olmadığı dönemlerde bodrumda müge anlı ile voleybol oynamışlığım vardır.

    sağa sola kaçan topları gidip bulur gelirdi. o zamandan belliymiş.

  • bu başlık altında sık sık "nerede yesek, kahvaltı neresi iyidir, uygun neresi var" vs gibi soruları gördüğümden, tam bir eskişehirli olarak, ama işin profesyoneli olarak değil de sıradan bir vatandaş gözüyle, kendi tercihlerim ve bilgili olduğum yerler odaklı bir kaç şey söylemek isterim;

    ---- kahvaltı ----

    doyuran kahvaltı salonu ya da doyuran:
    gerçekten bir eskişehir klasiğidir. gününe ve saatine göre sıra beklemeniz olasıdır. bol kepçeden koyduğu ve direkt üreticiden alınan halis kahvaltılıklarla şahane kahvaltı yaparsınız. esnaf lokantası havasında çalışır. o tarz bir salaşlık bekleyebilirsiniz.
    kötü yönü: sokak arası, sıfır çevre/görüntü, kapalı sıkışık ortam, açık hava bölümü yok.
    çok uzun zamandır gitmedim, ücretler yıllar önce çok makul idi, şu sıralar nasıl bilmiyorum (bilenler mesaj atarak bu maddeye destek verebilir)
    harita

    g'ce cafe bistro sazova (eski adı kocatepe kahvecisi): şehrin en güzel parkı eskişehir sazova parkının tam ortasında yer alıyor. dolayısıyla manzaranız bir gölet ve yanında şato. evet şato :) kahvaltı harici gün içi yemek seçenekleri de çok çeşitlidir. tek sıkıntısı yaya olarak gidemeyeceğiniz bir yerde, araç gerekir, merkeze 5-10 dk uzaklıkta. harita

    acıktım kafedeyiz
    biraz daha kalburüstü ortam denebilir, servisi ve ürünleri çok iyidir. fiyatları abartı olmasa da eskişehir'e göre "ucuz" denemez. şehrin popüler mekanlarından biri diyebiliriz. bahçe bölümü olması ve şehrim tam göbeğinde olması büyük avantaj.
    harita

    titanik 4
    benim şahsi favorimdir. porsuk çayının kalabalık olmayan tarafında, ferah, sakin bir bölümdedir, malzemelerinin çoğu direkt üreticiden ya da ev yapımıdır. fiyatları da tam orta skaladadır, ne az ne çok. porsuk manzaralı açık hava/bahçe bölümünde iyi bir kahvaltı olur. tren garına çok yakındır.
    harita

    bunların dışında eskişehir barlar sokağında çoğu mekan sabah kahvaltı veriyor, hiç denemedim. ayrıca porsuk kenarında da çoğu cafe kahvaltı servisi veriyor, burada bir kaç yere gitmiştim ama tavsiye etmek istemiyorum.

    ---- gün içi ----

    çibörek: eskişehir'e gelince çoğu kişinin denemek istediği gibi siz de çibörek yemek isterseniz;
    - popüler olan papağan çibörek salonu için sıradan diyebiliriz. şehir merkezinde, eski çarşı içinde. sıkışık bir ortam. harita
    - eskişehir çibörek evi. geleneksel çibörek ve diğer tatar mutfağı mevcut. harita
    - ama gelmişken kentparkı da görelim diyecekseniz ferah bir ortam ve iyi bir çibörek için kırım çibörekçisini tavsiye ederim.
    - sıradan esnaf lokantası gibi olan daha salaş alpu çibörek evi ise bence en lezzetlisidir.

    - pino: eskişehirliler için çok anlamlı olsa da dışarıdan gelenler için ne ifade edeceğini bilmiyorum ama, hamburger/fast food için çoğumuzun asıl tercihidir. kaliteli bir işletme ve 80lerden kalan klasik hamburgeri yapar. buraya her girdiğimde a-ha'dan hunting high and low gelir aklıma, ilk çıktığında burada dinlemiştim, hey gidi 80ler. bir çok şubesi olmasına rağmen tam şehir merkezindekini veriyorum haritada

    - karakedi bozacısı: bunu pas geçmeyin. hem geleneksel bir işletmedir hem de çok lezzetli bozası vardır. harita

    ---- akşam ----

    şehirde bu konuda çok fazla mekan ve seçenek var.
    meyhanesinden, restoranına, barına, pubına kadar onlarca yeri yazmak mümkün değil tabii, ben kendimce aklımdakileri yazmaya çalışacağım.

    drunken duck: baştan söylemek lazım, restoran değildir, yemek yoktur. pek küçük bir irish pub olmasına rağmen şehirdeki en kaliteli mekan olduğunu söyleyebilirim. ister iş çıkışı birer bira içilen yer edasında ister tüm geceyi kaliteli müzik eşliğinde geçirebileceğiniz, şehirde hiç bir yerde olmayan içki yelpazesi, bira ve viski seçenekleri buradadır. başlığını okuduğunuzda zaten yeterince bilgi alacaksınız. sahibi ve işletmecisi de sözlük yazarıdır ;) harita

    kör kamil: bence şehirdeki en iyi gerçek anlamdaki meyhanelerden biridir. eski sistem meyhanedir, yüzü gülmeyen ciddi garson abileri, çok standart yiyecek ve mezeleri vardır ama şehirdeki en kaliteli mezesi olan yer diyebiliriz. özellikle mart/nisan aylarında rakının yanında ayıklanmış temizlenmiş bir kuzu kelle için telefon edip sıraya girmeniz gerekebilir. fiyatları normaldir. salaşın bir tık üstü bir ortamdır. canlı müzik yoktur.
    harita

    sempre: nezih bir italyan mutfağı restoranıdır. kaliteli ve iyi hizmet alırsınız. çok uzun yıllardır kalitesini hiç bozmamıştır, zira çok müşteriye/ciroya vs ihtiyacı yoktur*, kalitesinden ödün vermez. fiyatları normalin bir tık üstündedir. bazı günler canlı müzik olarak hafif müzik ve caz vardı, halâ var mı bilmiyorum. güzel de bahçesi vardır. şehrin tam merkezinde porsuk çayı yanındadır. harita
    chinatown:sempre ile aynı gruba ait ve üst katında yer alan çin lokantasıdır. sempre'nin tüm kalite özelliklerine sahiptir.

    mezze: deniz ürünleri ağırlıklı, ayvalık tarzı restorandır. çok kaliteli mezeleri vardır. ortam nezih, havadardır.
    istanbul'daki mezze houseun orijinal çıkış noktasıdır. fiyatları normalin bir tık üstüdür. canlı müzik yoktur. harita

    afilli: yine nezih bir restorandır. ailece rahatça gidebileceğiniz yerlerden biridir. fiyatları normal diyebiliriz. canlı müzik yoktur. harita

    noon ve piraye: hem kaliteli bir yer olsun hem de müzik/eğlence/program olsun derseniz noon ve piraye size uygun olur. fiyatlar normalin bir tık üstündedir. noon harita, piraye harita

    harbiye restoran: hatay mutfağı. mekan nezih ve havadar. fiyatlar normalin bir tık üzerindedir. rakıyı soğutmazlar, hatay'da öyle olurmuş. canlı müzik yoktur. harita
    üst katında da black fish restoran var. aynı grubun kaliteli balık restoranıdır.

    fosforlu cevriye: eski hayal kahvesinin yerine açılan, kendince "bir başka meyhane" olarak adlandıran mekan. hiç gitmedim ama çok popüler olduğu kesin. daha üst tabaka bir mekan, fiyatlar yüksek, içeride vur patlasın çal oynasın ortam olduğunu duyuyoruz. harita

    alkollu cafe/bistro tarzında dublin cafe iyi bir mekan, gündüz de gece de gidebileceğiniz, bahçeli bir ortama kurulmuş şehrin göbeğinde iyi mekan.
    hangover da barlar sokağında gidilebilecek bir yer.

    tabi bunların dışında bir çok yer, hatta kendi gittiğimiz daha yerel, daha iddasız mekanlar var ama onlar bu yazının konusu değil. bu yazı zaten eskişehirliler için değil, başka şehirden gelenler için hızlı bir rehber olsun diye yazıldı.

    eskişehir barlar sokağı: eskisi gibi değil evet. ibis otel tarafından girişte bir kaç mekan ortalamayı tutmaya çalışsa da bölgenin ortamı çok da gitmeye değmez. genç yaş ortalamasına hitap eden mekanlar ağırlıkta, artık onlar da ne kadar olursa. neyzen ve mayday burada rum meyhanesi tarzında yerler, canlı müzik fasıl vs ihtiva ederler.

    ayrıca eskişehirdeki mekanların adisyonlarını yayınlayan bir instagram hesabı var, güncel fiyatları görebilirsiniz.

    unuttuğum ya da eklemek istediğim yerler olursa sonra editlerim