hesabın var mı? giriş yap

  • bunu alanların evine gidildiğinde müzik setini görüp "aa siz de mi aldınız?" die sorulduğunda suratlarında bir mahcubiyet olurdu.."napalım aldık .mna koyum bi hata yaptık" der ifadesini görürdük. savunmaya geçerlerdi "tv'de kocaman gözüküyordu" diye.

    bir de unutmadan, bu müzik setini çeyizlik olarak olanlar haricinde daha geniş eve çıkanlar bile olmuş. aldığım duyumlar o yönde.

  • 1944'te kurulan ve bazı değişikliklere rağmen halen daha dünyada geçerli olan uluslararası para sistemidir. sistemin ana düzenleyicisi ımf olduğu için bu sisteme ımf sistemi de denmektedir.

    bu sisteme göre abd dışındaki tüm üyeler ulusal paralarının değerini abd dolarına endeklemişlerdi. abd ise kendi parasını altına endekslemişti: 1 ons altın=35 abd doları ayrıca, ülkeler ellerindeki dolarları abd'ye verdiklerinde, abd buradaki parite üzerinden onların dolarlarını altına çevirmeyi garanti ediyordu. ulusal paraların dolar karşısında dalgalanmasına izin verilmeyecek, hükümetler yapacakları müdahaleler ile bu dalgalanmayı önleyeceklerdi. aşağı veya yukarı yönlü %1 den fazla dalgalanmayacaktı. ülkeler dış ticaret açığı verdiklerinde öncelikle para politikası ve maliye politikası uygulayacaklar, devalüasyon veya revalüasyon gibi önlemlere ancak istisnai olarak ve ımf'nin izniyle başvuracaklardı.

    sistemde ımf'nin başlıca görevi, dış açık veren ülkelere kısa süreli kredi sağlamaktı. açık yine de giderilememişse devalüasyon yapma izni vermekti. ancak, uygulamada ımf katı davranmamış, dış açık veren ülkelere kredi açtığında öncelikle devalüasyon yaptırtmıştır.

    bu sistem 1960’lardan sonra tıkandı, çünkü spekülatörler hayvan gibi altına hücum etti, dolar bulan doğruca amerikan merkez bankasına koşup altın talep etti. bu yükü daha fazla kaldıramayan abd 1971’de rest çekti. 18 aralık 1971’de smithsonian kararları ile bir takım radikal önlemler aldı. örneğin; %1 olan dalgalanma marjı %2,5 a çıkarıldı, 1ons altın=35 dolardan 38 dolara yükseltildi. ulusal paraların dolara, doların da altına endeksli olması yine de devam ettirildi.
    bu anlaşma sonrası abd başkanı nixon "doların bundan sonra bir daha devaüle edilmeyeceğini taahhüt ediyorum" demiştir

    ancak, spekülatörleri yine durduramadı bu kararlar, altına saldırı devam etti. 1973’te endeksleme sistemi iflas etti. çünkü nixon'un taahhüdü ancak 1,5 sene geçerli olabilmişti, abd tekrar devalüasyon yapmış, 1 ons altın=42,2 dolar yapılmıştı. bu tarihte sanayileşmiş ülkeler ulusal paralarını dolara endekslemeye son verdiler. sistem bazı değişiklerle halen daha devam etmektedir.

  • küçükken sorduğum her soruya saçma ve hayal gücünün sınırlarında cevaplar vermesi . aklımda kalan tek cevabı ise denizlerin neden tuzlu olduğunu sormuştum . abim ise mcdonalds'ın palyaçosunun tuzları taşıyan gemi ile battığını söylemişti. ardından o palyaçoya olan saygılarından kullanıldığını söylemişti.

  • tam anlamıyla bir seçim rüşveti.

    "buna göre, 5 milyona yakın ailenin 2 bin liraya kadar olan borcu icradan düşecek."

    2biner liralık kömür makarna almak yerine senin benim paramla borçlarını siliyorlar. yazık.

  • (bkz: ağlama melis)

    ne kadar kötüsünüz yaw, yok bellini'nin değilmiş yok bilmemneymiş utanmasanız o resmi dedem yaptı çakmadır cehape zihniyetini kazıklamışlardır diyeceksiniz.

    eğer ki o resmi imamoğlu değil uzun adam alsaydı şimdi ne methiyeler düzüyordunuz; hatta resim bellini'nin ama yaparken da vinci ile michelangelo yardım etti o kadar değerli bu kadar değerli diye methiyeler döşüyor olurdunuz.

    allah kimseyi onursuzlukla sınamasın.

  • kendisini cani gonulden tebrik ediyorum turkiye gibi bir ulkede rezil olmayi basardi kendileri.

  • * üstüne iki satır sabahattin ali tümcesi paylaşmadan geçemez.
    * video veya fotoğraf çekmeden spor yapamaz.
    * yediğini içtiğini, before-after'ını paylaşmadan; başımıza endokrin profesörü kesilmeden diyet yapamaz.
    * sofra/tabak fotoğrafı çekmeden yemeğe başlayamaz.
    * mağaza kabinlerinde giysi deneme fotoğrafları çekmeden bir şeycik alamaz.
    * arkadaşlarıyla dil çıkarmalı, zafer işareti yapmalı, birbiri üstüne yıkılmalı, ağlamalı gülmeli fotoğraflar çektirmeden sosyalleşemez, tatil yapamaz, yurtta veya öğrenci/bekar evinde kalamaz.
    * albümü yeni çıkmış popçu gibi çeşit çeşit pozlar vermeden mezun olamaz.
    * monaco prensine gelin gidiyormuş havasında pozlar yayınlamadan evlenemez.
    * başında doğum fotoğrafçısı olmadan doğuramaz.
    * şikayet ediyormuş maskesi altında övünmeden çalışamaz, istanbul'da yaşayamaz, trafiğe takılamaz.
    * hastaneden birkaç kare yayınlamadan refakatçi veya hasta olamaz.

    özet geçmek gerekirse "hiçbir zaman 'kendi halinde' olamaz".