hesabın var mı? giriş yap

  • silah dağıtımı (g3 ve kasatura) yapılmıştır. biraz saf bir çocuk olan kemal' in kasaturası çaktırmadan alınıp saklanmıştır. kasaturanın yokluğunu farkeden kemal, etrafındakilere sormuş ama cevap alamamıştır.
    kemal: (haykırarak) gomtanım! kılıncımı çalmışlar!
    biz: puahaha.
    uzman çavuş: gülmeyin lan ibneler, kim aldı senin kılıncını?
    kemal: bilmiyom gomtanım.
    uzman çavuş: verin lan adamın kılıncını!

  • (bkz: mcdonaldization) sonuçlarından biridir. kapitalist abiler , şirket kartelleri ve özellikle dünyayı yöneten bankerler sayesinde bütün ülkelerin geleceği son noktadır. büyük bir çoğunluk her zaman asgari ücretle çalıştırılır.
    bu abiler için zaten gini coefficient pek önemli bir şey değildir. (bkz: gini katsayısı) 700-900tl asgari ücret alanların zaten fazla kültürel aktiviteleri de olamayacağı için sistemi eleştiremezler. böylece :

    * zengin daha zengin olarak istediği politikacıyı başa getirir.
    * politikacılar koyunları güder ve oyları toplar.
    * zengin abiler ve politikacılar mutlu mesut yaşarlar.
    * asgari ücret alanlar da sistem ve din kölesi olup çükleriyle oynarlar. çoğalırlar. öbür tarafta kendilerine vaat edilenlerin hayaliyle yaşarlar ve mutlu olurlar.

    kurtar bizi (bkz: bombacı mülayim)

  • izleyenler hatırlar dizide ted lasso, insanlara oyuncak askerler veriyordu. ilk bakışta sıradan askerler gibi gözükse de hediye ettiği insan ile verdiği oyuncak asker arasında bağlantı var. nasıl mı?

    - rebecca: ona verdiği figür savunmacı bir pozda ve masanın üzerine, bilerek onunla kapı arasına yerleştiriyor. bu seni koruyacak diyor ve o kadarını söylüyor. kendini güvende hissetmesini istiyor. ayrıca ted'in rebecca'ya karşı içgüdüsel tepkisini ve onu desteklemek istemesini anlatıyor.
    görselgörsel

    - sam: burda verdiği asker değil sam'in “amerikan ordusunun hayranı değilim” diyip askeri geri vermesi önemli. bu onun hayattaki duruşunu simgeliyor. burada önemli olan dürüst fikir alışverişi ve bu onların ilkelerine, sam ile ted'in birbirlerinin kültürel farklılıklarına nasıl saygı duyduğuna dair güzel bir fikir veriyor.
    görselgörsel

    - ted lasso: koç, boşanma kağıtlarını imzalamaya gittiğinde, masanın üzerinde bir asker yatıyor. sonunda ertelediği kağıtları imzalamaya karar verirken o asker dimdik ayakta duruyor.
    görselgörsel

    burda oyuncak asker bir el bombası atıyor. bu, aldığı kararın bir metaforu olabilir *. ayrıca, bir el bombasını çok uzun süre tuttuğunuzda, ciddi şekilde yaralanabilirsiniz, bu da evliliklerinin sona ermesi gerektiğine dair başka bir metafor olabilir.

    - jamie: jamie'ye verdiği figürün silahı yok, dürbünü var. ted'in jamie'yi görebilmesi metaforu. muhtemelen hayatında ilk kez biri jamie'ye potansiyelini görebileceğini söylüyor. sadece bir futbolcu olarak neler yapabileceğini değil, aynı zamanda bir erkek olarak potansiyelini de görebilir ve bu, jamie'nin daha iyi bir insan olmayı seçme yolundaki ilk gerçek bilinçli adımı.
    görselgörsel

    - terapist sharon: sharon'a verdiği figürün bir sırt çantası var. herkes adına, ted adına taşıdığı yüklerin bir metaforu olabilir. ayrıca askerin bir radyosu var. terapistleri olarak sharon; onların korkularını, endişelerini ve sorunlarını şefkatli bir kulakla dinliyor.
    görselgörsel

    seviyorum böyle ince düşünülmüş ufak detayları. dizi için gerçekten uğraşıldığını gösteriyor.

    ilham

  • sizin ben adaletinizi si.eyim!

    allah belanızı versin...

    lan geçtim artık malum kişiyi... milyar dolarlık israflarını; dünkü belediye başkanı bile artık hangi tüyü bitmemiş yetimin hakkını yediyse 500 araçlık konvoylarla görüntü veriyor, golf sahalarından tarım kurtarıyor. sokaklar ultra lüks alman arabaları ile dolu, ki hepimiz en çok da o şerefsizler biliyor ki biz bu kadar zengin bir ülke değiliz, artık hırsızlık organize hale gelmiş tabana yayılmış, lan resmen hırsızlıkta sosyalist davranılmaya başlanmış... herkes bir yerden adilik peşinde ama bu adamı böyle yakalıyorsunuz...

    bu ülkenin yasalarını çıkaran milletvekilleri, bu ülkenin adalet sisteminin kilometre taşları hakimleri, savcıları, yüksek veya alçak! yargı organları... güvenlik güçleri kolluk kuvvetleri... lan bu adamı böyle kıskıvrak sakatlarcasına yakalayan bu düzene çanak tutan bu ülkenin sözde vatandaşları... sizin ben adaletinizi cibiliyetinizi sileyim! allah topunuzun yedi bin türlü belanızı versin!

    e mi?

  • ben sahil kentinde büyüdüm. çocukluğumda -90lar- tüm çay bahçeleri ve belediye tesislerinde bira satılırdı. babam öğretmen, tüm öğretmenevleri ve milli eğitimin işlettiği plajlarda da alkol satılırdı. emekli öğretmenlerin veda yemekleri öğretmenevinde yapılırdı ve şarkılı türkülü eğlenceler olurdu. liselilere masal gibi gelebilir ama bunlar gerçek.
    neymiş belediye alkol satarsa oy kaybedermiş, tartıştığımız şeye bak. allah belasını versin böyle ülkenin.

  • sırf güzel diye kendini bir kocaya yamayıp ömür boyu koca parasını yemesinden daha hayırlıdır.