hesabın var mı? giriş yap

  • gece 2'de sıcaktan uyandım. etraf karanlık, kimse uyanmasın diye ışığı açamıyorum, kör bir şekilde yolumu buluyorum. bu havasız karanlıkta ne yapacağım? seçenekler:

    1) 31
    2) netflix buffer yaparken kısa bir 31

    netflix açıldı, ama hızlı açıldı dikkat edersen, daha donumu indirmemiştim. hafif bir şeyler izleyip sızayım derken, yanlışlıkla daredevil'e tıkladım, hadi dedim bir bölümüne bakayım, bari eğlendirici bir şey olsa. 6 bölüm sonra ben hala kanepedeyim ve işe gitmeye hazırlanan hatuna bunca saattir kahvaltı bile hazırlayamadığım için utanıp salonda uyuyakalmış numarası yapıyorum. ancak o zaman farkediyorum saatlerdir işemeye bile kalkmadığımı ve patlamak üzere olduğumu.

    izlediğim en iyi marvel şeyi, filmler dahil. yalnız esas oğlanın ortağı olan karakterin olduğu sahneleri atlıyorum genelde, jar jar binks gibi bir şey, lüzumsuz ve söndürülmesi lazım.

    halen kanepedeyim sanırım, dövüş koreografilerini yattığım yerden yeniden canlandırıyorum. karşı koltuğu iyi dövdüm geçen bölüm, sezon finalinde cam sehpaya dalıcam. bu entry bir rüya mı? buffering...

  • o anın ayrıntılarını pek hatırlamıyor olsam da babam şöyle bir anımızı anlatırdı hep;
    ''sen 5 yaşlarındasın, elinden tuttum bakkala gittik. yoğurt, ekmek falan aldık. bizim de durumlar iyiyken sana sürekli aldğım bir çikolata vardı, kinder sürpriz mi ne işte... senin gözün ona takılmış ama almıyorsun. ben de cebimdeki parayı hiç düşünmeden sen üzülme diye onu da almak için bakkala uzattım, sen elimden tutup yerine koydun ve şöyle dedin ''istemiyorum o çikolatayı, ben artık onu sevmiyorum '' öyle bir söyledin ki almadan çıkmak zorunda kaldım, çok sevdiğini biliyordum ama çikolatayı, o gece uzun zaman sonra ilk defa ağlamıştım...''
    herhalde benim fark ettiğim ilk an bu olsa gerek. bu anımı da neredeyse hiç kimseye anlatmamışımdır sevgili sözlük.

    3 yıl sonra edit: bu hatıranın da yer aldığı bir öykü kitabım çıktı aylar önce, -affınıza sığınarak- okumak isteyenlerle paylaşıyorum (bkz: sürünün dışında)

    4 yıl sonra edit2: güzel mesajlar atıp babama selam söyleyenler oluyor arada, sağ olsunlar ama o selam yerine gitmiyor. çünkü ben 17 yaşındayken bizi terk etti. herkese sevgiler.

  • cs_italy'de pazarın oradan geçerken tavukları da kesmiş nesildir.

    edit : uzun bir aradan sonra listenin sonunda da olsa tekrar debe'ye girmişiz.
    ama ben böyle entrylerle gündeme gelmek istemiyorum,o yüzden buradan buyrun : (bkz: #47081572)

    bi daha edit : "aynı linki vermişsin lan asfdfasd" tarzı mesaj gönderen arkadaşlar oldu.

  • m.h anlatıyor (emekli bir rallici):
    arkadaşın annesinin cenazesi, babasının yanına gittim. hal hatır sorduktan sonra "hatice teyze nasıl?" diye sordum. aldığım cevap da "iyidir arkanda yatıyor"

  • gençliğimin bir döneminde arkadaşlarla birlikte otostop yapmakla bozmuştuk kafayı, utanmasak sıçmaya giderken bile kamyon çevircez yoldan. her neyse, işte o zamanlar muhabbet ediyoruz kamyonuna atladıklarımızla falan, ilgimi çekiyor, bizi kamyonuna alan adamların çoğu alevi. bir gün sordum içlerinden birine, "abi" dedim, "kim dursa bizi almak için, hep alevi çıkıyor" dedim, adam bana "bizim töremizde adamı yolda bırakmak yoktur yeğen" demişti, üstelik o yıllarda ezel'le dayısı hala hapisteydi, dizinin senaryosu bile yazılmamıştı ama bu abi replikleri biliyordu. neyse de işte, ben o günden beri pek severim kendilerini.

  • yıllardır restoranlarının kanını emen yemek kartı şirketlerine; hele şükür durun diyen birilerinin çıkmış olması ile sonuçlanacağını umduğum, sömürü sistemidir!

    elbette çoğu çalışan sistemin ne olduğu konusunda habersizdir kısaca açıklayalım;

    piyasanın hakimi sodexo, ticket setcard gibi firmaların işi sadece ve sadece komisyonculuktur. hiç bir sorumlulukları olmadan sadece oturdukları yerden emekçileri sömürmektedir. sistem şöyle işler;

    1- yemek kartı şirketi firmalara gider ve işçilere dağıtılan yemek kartlarını kendi markaları ile kullanmalarını söyler. mesela çalıştığınız şirket aylık 200 lira kartınıza yükleme yapar. şirketiniz bu 200 lirayı yemek kartı şirketlerine +kdv olarak peşin öder. patron memnundur çünkü masrafı faturalandırmıştır ve gider olarak düşer!

    2- aynı yemek kartı şirketleri tüm lokantaları dolaşarak bak şu firma bizi kullanıyor diyerek o şirkete air pos makinasını aylık bir fi ücret ile restorana bağlar.

    3- çalışanlar yemeğini yer diyelim ki 10 lira, kartından restoranda ödemeyi yapar.

    4- yemek kartı şirketleri anında %10'unu restorandan keser. 1 ay boyunca siz bu pos cihazı üzerinden müşterinizden tahsil ettiğiniz parayı alamazsınız! 1 ay sonra pos cihazıdan aldığınız bir rapor ile birlikte yemek kartı şirketine fatura kesersiniz. (komisyonlar düşülerek) sonra şirkete yollarsınız ve ne olur biliyor musunuz? yemek kartı şirketleri 1 aydır ödemediği paranın faturasını size 60 gün sonra öder! yani sizin yediğiniz yemeğin parasını, o restoran sahibi 90 gün sonra %10 komisyon kesilmiş olarak alır! (bu arada düşük cironuz varsa ayrıca pos cihazı aidatı da keser)

    şimdi size soruyorum güç bela ev yemekleri dükkanı işleten, kıt kanaat esnaf lokantası çalıştıran bu gariban insanların sırtındaki komisyoncuların görevi nedir? neden bu paraları kazanmaktalar? neden bu paraları nakit olarak patrondan tahsil ettikleri halde lokantalara 90 gün sonra %10 keserek ödemekteler?

    haber

    çözüm; bu kan emicilerin ortadan kaldırılması gerekir. patron eğer masrafını düşünüyorsa, çalışanına ödediği para için çalışanından ödediği yemek bedeli kadar fiş yada fatura istemelidir! unutmayın bu yemek kartları ile ödeme yaptığınız her restorandan o yemek kartı şirketlerinin aldığı komisyon kadar kalitesiz yemek yemektesiniz çünkü gıda da sektör nakit döner arkadaşlar!

    (daha özel bir bilgi vermem gerekirse; vaktinde bu firmalar şirketlere gidip bizim kartımızı kullanursanız 100 liralık yemek ödemenizi sizden 90 lira olarak alalım diyorlardı. yani ortada şirketler arası bir rekabet vardı ve patronun bu durumdan bir çıkarı oluyordu. sonuçta ne oldu biliyor musunuz? bu şirketler bir araya gelerek kendileri arasında bir anlaşma yaptılar ve patronlara hiç bir şekilde indirim yapmama kararı aldılar! şimdi yapmıyorlar.)