hesabın var mı? giriş yap

  • geçen yine metrobüs bekliyorum hiç boş gelmiyor. neyse bir tane geldi tek kişilik bir boşluk vardı lego gibi girdim oraya. tetriste çubuğu bekler gibi beni bekliyormuş meğer. neyse gidiyoruz çok şükür binebildim falan diyorum.

    metrobüsle durak arasındaki sınırı benim, yanımdaki dayının, en uçtaki şişman abla ve diğer kapının yanındaki zayıf bir abinin ayakları çiziyor. akıncı beyi gibi en uçtayız. 300 spartalı gibi elimizde mızraklar adam girmesi imkansız. sonraki durakta kapılar açıldı. inen yok. duraktakiler kedinin ciğer bakışı gibi büyük bir beklentiyle bir bize bir ayaklarımıza bakıyor. girecek ufacık bir boşluk bir aralık arıyor.

    sonra kalabalığın içinden bıyıklı bir dayı geldi. şöyle bir baktı. 4'ümüz adama bakıyoruz. benim gözüm zayıf abide. içimde dayanın aslanlarım dayanın diyorum. sonra duraktaki bıyıklı dayı tahmin ettiğim gibi zayıf abinin oraya sıçradı. ama orada boşluk yok. girmesi imkansız. sıçradı geri düştü. sonra bir daha atladı. bu sefer tutundu. zayıf abi bildiğin jilet gibi kapıya yabıştı. o yabıştıkça biz zip gibi rarlanıyoruz. ama durmuyor bıyıklı dayı. adam sığ havuzda yüzmeye çalışır gibi körüğe kadar imkansız bir şekilde ilerledi. zayıf abi artık kapıyla bütünleştiği için büyük bir gedik oluştu kapıda. sonra umutla bekleyen insanlar walkind dead'deki zombiler gibi hurraa kapıya yüklendiler, açılan o delikten abartmıyorum bi 8 9 kişi girmiştir.

    bu sırada ben oluşan tsunamilerle kendimi nefes nefese tekerlek üstü koltukların orada buldum. gözlerim bizim ekibi aradı ama hepimiz metrobüsün farklı noktalarına savrulmuştuk artık. zayıf abi ise metrobüs şehidi olarak kutsal şehadet şerbetini içmişti. seni unutmayacağım zayıf abi.

  • cafe'de kredi kartıyla ödeme yaptıktan sonra fişten erkeğin adını soyadını öğrenip, onun facebook hesabından yanındaki kızın adını bulan ve kızı ekleyip "selam ben x cafedeki garson, nasılsın :)" şeklinde bir mesaj atan garsonu gördükten sonra beni etkilemeyendir.
    adamin sinav puani fbi ajani olmayi tutmayinca garson olmuş sanırım.

  • aynı zamanda filozof eray, kızların sevgilisi melih ve kimsenin takmadığı zeki'den oluşan 3'lü bbg finalini de hatırlayan nesildir.

  • 50 sayfalık başlığın 20 sayfası "piyon" yazanlarla dolu. "benim satranca bakışım farklı üstadım"

    ahaha sizin farklı olma arzunuza çakayım kasaba entelleri sizi..

  • fenerliyim. entrylerime girip bakilabilir. fakat daha da galatasarayi agzina alan fenerlinin amina koyayim ben. baskalariyla sidik yaristiracaginiza bi uyanin akillanin da su takim duzelsin artik

  • her zaman yakışıksız olmayan eylem.

    mesela, kamuda aynı meslekte olup farklı kıdemde olanların merak edip birbirlerinin maaşını sormaları, oldukça normal.

    özel sektörde ise aynı iş yerinde çalışanların, birbirlerinin maaşını sormaları, bence gerçekten gerekli. ne zaman özel sektörden biri ile konuşsam "bizim birbirimize maaşımızı sormamız yasak." diyorlar. neymiş, birbirlerinin maaşını öğrenip ortalığı karıştırmasınlarmış. maaş sormanın ayıp olduğu algısının, biraz da bu nedenle yaratıldığını düşünüyorum. işverenin işine gelmiyor.

    bu durumların dışında; alakasız birinin, yalnızca meraktan sorması ise elbette rahatsız edici. örneğin alışveriş yaptığınız esnaf ya da yeni tanıştığınız biri sorunca, garip hissetmek kaçınılmaz. sanki size bir etiket vuruluyormuş gibi.(ki muhtemelen gerçekten de vuruluyor.)