hesabın var mı? giriş yap

  • bilissel terapinin merkezinde yatar. durumlar karsisinda otomatik dusunceler olusur, ancak bunlarin cogunlukla farkinda olunmaz. bilissel terapi, otomatik dusuncelere dair farkindaligin artirilmasini ve bunlarin test edilmesini esas alir. bu yolla, varsayimlara,kurallara ve temel inanclara da ulasilmasi ve bunlarin fonksiyonel olmayanlarinin degistirilmesi hedeflenir.

    temel soru "aklimdan ne geciyor?"dur.

    ornegin, yolda bir arkadasinizi goruyorsunuz, yaninizdan gecip gidiyor. tam o anda aklinizdan ne geciyor?

    - beni gormedi.
    - beni gormezden geldi.

    duygunuz ve tepkiniz otomatik dusuncenize gore ortaya cikacaktir. bir durumda tek bir otomatik dusunce de olmayabilir. bunlara duygular da eslik eder ve surec icinde otomatik dusuncelere ek olarak o anda hissedilen duygu da belirlenerek bunlarin gerceklikleri test edilir, zira bir duygu ya da dusunceyi ortaya cikaran asla bir durum degil, bu duruma dair kisinin algisidir.

    super olaydir; ustunde calisip, fark ettikce kendini hayatina ve beynine sonunda tam olarak hakim olmus gibi hissetmek mumkundur.

  • adam kaydı dinlerken kafasının içinde ben bu hallere nasıl düştüm diye düşünüyor ama cevabı bulamıyor. kadının tek derdi etkileşim. bir gözü kamerada adama koala gibi sarılmış sürekli sarsıyor. o da içinden "kendine gel o kadar hazırlık yaptık bunun en az 1.000 beğeni 100.000 izlenme alması lazım" diye düşünüyor ama çabaları yetersiz.

    bu bir dramdır.

  • üç arkadas tren istasyonuna gitmisler. içlerinden biri giseye
    yaklasip bilet almis ve trenin kalkmasina ne kadar zaman oldugunu
    sormus.

    - bir saat on bes dakika... arkadaslarına dönmüs:
    - daha çok var, hadi gidip su karsıkı kafede çay içelim... oradan
    buradan derken laf lafı açmis... birden
    tren düdügüyle kendilerine gelmisler.
    kosarak disari firlamislar ama, nafile... tren kaçmis..
    sormuslar:
    - sonraki tren ne zaman?
    - bir buçuk saat sonra... yine dönmüsler kafeye. yine çay, yine laf
    ve derken yine düdük sesi...
    kosmuslar ama bu defa da treni kaçirmislar.
    bir saat sonra bir tren daha varmis. dönmüsler kafeye...
    ama bu kez uyanik duruyorlar.
    trenin sesini duyar duymaz kalkmislar ve kosmaya baslamislar.
    içlerinden ikisi; biri bir vagona, digeri baska vagona zar zor
    yetismis...
    üçüncü ise geride kalmis ve yetisememis...
    bir süre dövündükten sonra baslamis katila katila gülmeye.
    durumu gören istasyon memuru dayanamayip sormus:
    - hem treni kaçirdin hem gülüyorsun!
    - nasil gülmeyeyim!... onlar beni ugurlamaya gelmisti...

  • dergiye yazı yetiştirmeye çalışırken bilgisayarım bozuldu. ne yapayım derken aklıma babamdan onun bilgisayarı ödünç almak geldi.

    annem ve babam, büyük bir fedakarlık yaptı, ücretsiz iznim bitip işe başladığım dönemde çocuklarımla ilgilenmek için izmir'den gelip karşı apartmanıma taşındılar. yani komşum oldular.

    gittim aldım komşudan bilgisayarı. yazıyı yazmak için bir açtım, masaüstünde kocaman bir fotoğrafım. muayenehanedeki koltuğuma oturmuş gülümsüyorum.

    insanlar küçük çocuklarının fotoğrafını masaüstü resmi yapıyor ve bu normal geliyor ama babamın kocaman bir kadın olan kızının fotoğrafını koyması hem beni gülümsetti hem de mutlu etti. bilgisayarı her açtığında ona bakıp gülen kızını görmek istemiş demek.
    canım babam.

  • bim'in şanına yakışan yılbaşı paketidir.

    içeriği:
    le cola
    dağhan sucuk
    teatone ica tea
    3 kg'lık dost yoğurt
    peripella çıkolata
    12'lik bili bili yumurta

  • donemin alman imparatoru 2. wilhelm'in hediyesi oldugu icin "2. wilhelm cesmesi" olarak da bilinen, 1898-99'da almanya'da yapilmasinin ardindan paketlenip sultanahmet'e tasinan cesme.
    mimari spitta olan bu yapi, sekizgen plana oturmakta olup, bir yuzunde basamaklar, diger yedi yuzunde de birer cesme bulundurur. her kosesinden parlak yesil mermerden birer sutun yukselir. bu sutunlar, cesmenin uzerini orten sekizli tonozu tasir. ici altin yildizlarla, disi renkli cinilerle bezeli olan bu sekizli tonoza "kubbe" demek ayiptir; ama herkes oole der...

  • pokemon'un filminde arkada$in salonu dolduran milyonlarca bebeye ettigi "allaam pikachu cikacak $imdi! en sevdigim pokemon! pikachu yu sevenler ayaga kalkip pikachu pikachu diye bagirsin!" feryadindan sonra salondaki butun bebelerin ayaga kalkip "pikachu pikachu" diye bagirmasi..