hesabın var mı? giriş yap

  • evli olup olmadığı belirtilmeyen çiftin başına gelen olay. zevce dememişsin sevgili demişsin buradan bekar olduğunuz ortaya çıkıyor. türbanlı dediğin namuslu olur. belli ki sen onu öpüp uyandırdığına göre zanisiniz. adam da tavırlarınızdan anlamış olacak ve gerçek bir müslüman beyefendiymiş ki sizi almamış. allah razı olsun faniden.

  • büyük çoğunluğu şoför koltuğu ile ön yolcu koltuğu ortasında konumlandırılan ve aşağı yukarı hareket edebilen kol şeklinde olan,otomobili park halinde sabitlemeye yarayan mekanizmalara verilen addır. ilgili mekanizmada, el freni mafsalından başlayıp arka tekerleklere kadar uzanan yaylı, çelik tel sistemi bulunmaktadır. görece olarak basit bir kullanım mantığına sahiptir. el frenini çektiğinizde, aradaki bu el freni telini gerdirmiş olursunuz. gerilen tel, arka tekerleklerde (kampana veya disk fren sistemi) balatalarda sıkıştırma etkisi yaparak aracın park halinde hareket etmesini engeller. el freni kolunu yukarı çektiğinizde, bu sıkıştırmayı korumak adına mafsalın içinde dişli bir mekanizma bulunur. el frenini indirirken koldaki düğmeye basıp hafif yukarı kaldırmanın mantığı tam olarak budur. mekanizmadaki dişliden kurtarmaktır. arka tekerlekleri disk fren olan araçlarda el freninin daha sağlam ve sıkı tuttuğu tecrübe edilmiştir. aynı zamanda arka disk fren sistemlerinde ekstra bir el freni ayarına gerek olmaması büyük bir kolaylıktır. arka tekerlekleri kampana fren sistemi olan araçlarda ise belirli periyotlarla el freni ayarına ihtiyaç duyulur. kampanalı fren sistemine sahip araçlarda kullanıma bağlı olarak el freni daha ustlerde tutmaya başlar. bu nedenle el freni ayarı önem arz eder. aşırı sıkı yapılan el freni ayarı neticesinde arka tekerlekler sıkma yapar ve farkına varılmaması halinde kampana balatalarının aşırı ısınması sonucunda yanmasına ve seyir halinde iken arka frenlerin tutmamasına sebebiyet verir. bu nedenle özellikle kampanalı fren sistemi bulunan araçlarda el freni ayarı hayati önem arz eden bir konudur. el freni ile alakalı bir diğer konu ise özellikle dik yokuşlarda el freninin hayat kurtarıcı özelliğidir. siz siz olun el freni ile yokuşta kalkış yapan acemidir söylemlerini dikkate almayın. el freni acemilik değil akıllıca hareket etmektir. dik bir yokuşta dur kalk yapma durumunda kalırsanız mutlaka el frenini, tabancasındaki düğmesine basılı tutarak çekin ve o pozisyonda bekleyin. kalkış esnasında debriyaj-gaz ayarını yapıp araç harekete hazırken, el frenini yine düğmesine basılı vaziyette indirin. bu şekilde yokuşta kalkış yapmak, aracın tüm ağırlığını el freni teline bindirerek daha güvenli ve daha ucuza kalkış yapmak demektir. öte yandan usta! şoförlerin gurur meselesi yaptığı gibi sadece debriyaj pedalı ile kalkış yapmak, debriyaj ömründen yemekle beraber aracın ön-arka çekiş durumuna göre kaymalara, geri kaçırmalara ve bu nedenle şahsınızın panik olarak bir kaza yapmasına sebep olabilir.
    el freni teli ile alakalı bir diğer önemli konu ise kullanıma bağlı olarak bu telin değiştirilmesi hususudur. bahsettiğim şekilde sürekli el freni ile yapılan seyahatlerde, araç muayenesi öncesinde el frenini mutlaka frenciye ayarlattırın. muayene sonrasında el freni sapma değerlerini frenciye göstererek ikinci bir ayarla işinizi sağlama alın. zaten bu sapma değerleri sonrasında ayarlarda düzelme sağlanamıyorsa frenciniz size el freni değişimini önerecektir. el freni ayarı(kampana fren sistemi araçlar için) , arka kampanalardan ve araç içinde el freni tabancasının bulunduğu bölümden olmak üzere iki yerden yapılır. öncelikle kampana kısmından yapılan ayarın esas ayar olduğunu belirtmeliyim. el freni tabancasının altından yapılan ayar ise daha çok el fren teli gerginliğini ayarlamak, tabiri caizse el freni sertliğini ayarlamak için yapılan bir nevi konfor ayarıdır. genelde el freni teli değişiminde yapılır. el freni kullanımında dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de kışın soğuk ve yağışlı havalarda mümkünse el freninin çekilmemesi, bunun yerine aracın uygun viteste takılarak sabitlenmesi ve tercihen oto lastik takozu kullanılarak işin garantiye alınmasıdır. kış şartlarında el freni çekildiğinde(el freni telinin ıslanması ve ayarına bağlı olarak) donma gerçekleşebilir. bu durum arka tekerleklerin kilitli kalmasına ve trafikte zor durumlar yaşamanıza neden olabilir. buraya kadar bahsedilenler çoğunlukla manuel el frenleri için geçerlidir. elektrikli veya elektronik kontrollü el frenklerinin temel mantığı manuel el frenleri ile aynı olmakla beraber bazı konularda tüm kontrolü minik bir düğmenin insafına bırakmak şahsıma mantıklı gelmemektedir. kazasız, belasız güvenli sürüşler dilerim.

  • şimdi sabah haberlerinde bir kaç gündür gözüme çarpıyor bu teyzeler, amcalar farklı versiyonlarla:

    bir adam "torununa 1 lira harçlık veremediğinden" yakınıyor, bir kadın "torununun muz istediğinden ama alamadığından"...

    ben fena kazanmıyorum, yani ortalama bir standardım var, hatta bazen çok bile kazanıyorum çeviri vs. ile. biraz da steril yaşıyorum; köyden kente, evden işe... böyle bir başınıza takılırsanız gözünüze gözünüze giremeyebiliyor gerçekler.

    bugün c sınıfı bir pazara gittim. (len pazarın da sınıfı mı olur demeyin. var: misal antalya'da altınkum pazarı bambaşka, altınyaka daha başka, sosyete pazarı ekstra başkadır.) iki üç çeşit meyve dışındakiler girmez o sınıf pazara mesela. ben bugün çakırlar pazarındaydım. balıkçıya durdum ve klasik deniz mi, çiftlik mi sorusundan sonra bir tane -bir tane- tekrar yazıyorum bir tane çupra tarttırdım: 20 lira dedi. yuh dedim. yuh deyince kenardaki küçük -adını şimdi anımsayamadığım balığı gösterdi. len dedim, ev geçindiren bir ebeveyni düşünsene, geliyor, bir balık yedirmek istiyor çocuklarına adam gibi, kenara attığı balıkları gösteriyor satıcı. içi acır lan insanın. benim evlatlarım evlat değil mi lan, der. der yani. ben olsam derdim.

    almadım, içeriye doğru uzadım. patates 3.5 lira (dün markette 5 liraydı, sinirlenip almadıydım), fasulye 7 lira, havuç 3 lira, patlıcan 3,5, bakla 7, pancar 4 tanesi 3 lira, marul 1,5, 4 tane yeşil soğandan müteşekkil bağ 1 lira... hangi sebzenin mevsimi dedim kabağı, havucu gösterdi, baklayı sonra, patates, soğan...

    çilek de 6 liraydı ha. eriği hiç saymıyorum.

    şimdi tv'de "insanlık onuru" diyor başbakan.
    insanlık onuru mu kalmış lan? verdiğiniz 900 lira maaş ile bir dede/nine torununa pazarda gördüğü meyveyi, balığı, sebzeyi alamıyor, hangi onurdan bahsediyorsunuz lan?

    yazık, vallahi yazık.

    dilerim ki bahsettiğiniz o insanlık onuru sizi ve sizin gibi çiğleri gün gelecek yiyecek!
    insanlık onuru, yalandan, hitabetten beslenen pezeveng herifleri yenecek.

    ha, muzdu di mi? muz göremedim pazarda.

  • özeti şudur;

    "feneri kurtaracaksınız diye türkiye'yi yakmayın"

    beşiktaşlı olarak altına imzamı atıyorum..

  • (bkz: adaletin bu mu dünya)

    bir adam düşünün ki kurduğu sivil toplum örgütü ile devletin başaramadıklarını başarıyor...

    bir adam düşünün ki bireysel anlamda dünya çapında başarılara sahip, everest'e çıkan ilk türk...

    bir adam düşünün ki soyu osmanlı'nın şanlı paşalarına dayanıyor ve bu soyunun verdiği sorumlulukla çağdaş bir atatürkçü olarak hareket ediyor...

    ve ne idüğü belli olmayan vatan hainlerince* hedef alınıyor, ne kadar acı değil mi?

    zor zanaat bu ülkede düzgün insan olmak...

  • şahsımı güldürmüştür ama bir uçağın içinde beş saat beklemek nedir ya. adam sonuna kadar haklı. illa kavga mı edelim, polis mi gelsin, adam mı dövelim isyanı muazzam.

  • 12 saatlik hastanedeki gece nöbetinden sonra, eve gelir gelmez çocuklarına sevdiği yemeği pişirmeye üşenmeyecek kadar fedakar soğan kokulu ellerin sahibidir. aynı anda bu yemeğin yenmesini oturup uykusuzca seyreden pırıltılı, milyonlarca yıldızlı gözlerin sahibi. meleğin yer yüzünde insanda şekil almış halidir.

  • hem ielts hem de toefl ibt sınavına 20 gün arayla girmiş birisi olarak sınavların arasındaki farkı, avantajlarını ve dezavantajlarını paylaşmak istedim sizlerle. (eğer writing kısımlarında böyle bir cümle yazsaydım muhtemelen notum kırılırdı=) neyse, sınavlara hazırlık sürecine geçmeden önce ingilizce seviyemi belirteyim ki bu entryden yararlanacak arkadaşlar bir kıyaslama yapabilsinler. universite hariç olmak üzere tüm ilk ve orta öğretim eğitimimi özel okullarda aldım. bu sizi yanıltmasın, lisede ve öncesinde çok başarısız bir öğrenciydim. hatta liseden sondan ikinci mezun oldum. sonuçta, iyi yada kötü grammar altyapım düz liselerden mezun olanlardan daha iyi durumdaydı ama çok değil. daha sonra üniversitede hazırlık okudum. tabi yine beklenen olmadı ve hazırlığı çok verimli bir şekilde okuyamadım. uzun lafın kısası bu yazıyı okuyan bir çok kişinin ingilizce seviyesi benimkinden ya iyidir ya da en az benimki kadardır. bir uyarı yapmak isterim. sınava hazırlanmaya başlarken ki seviyemden bahsediyorum tabiki. on the other hand, önemli olduğunu biliyorum ama çok kafanıza takmamanız gereken bir şey daha var. sınava parisde hazırlandım. evet konuşmama biraz yardımcı oldu ama çok fazla da değil.

    şimdi, after i came here, okullar benden ingilizcemi de ıspatlamamı istediler. o kadar sıkışıklığın içinde bir de ingilizce sınavlarına hazırlanmak zorunda kaldım. tabi öte yandan da gmat sınavına hazırlanıyorum matha faka. konu çok dağıldı biliyorum az sabret. arkadaşım yok anlatamıyorum bunları napim ala ala.. şimdi dört ay kadar süre ile gmat ve toefla beraber hazırlandım. ancak dürüst olmak gerekirse bu dört ayın son iki haftası hariç toefl için 1 saat bile çalışmadım. gmat' in quantitative kısmı benim için çok kolaydı ama verbal kısmında kan kusuyordum. okuduğumu anlıyordum ama soruları çözemiyordum. çok zordu amnskm. neyse bunu neden söylüyorum. it is because very önemli. gmat hazırlığı toefl için dolaylıda olsa büyük bir katkı sağladı. sonuç olarak toefla 2 hafta çalışdım. hatta speakinge son gece bakmışdım. gelen sonuç biraz yıkıcı oldu haliyle. r: 20 l: 21 s:18 w:21 overall: 80 burada okullar en az 94 istiyor. kabul almama imkan yoktu anlayacağınız.(bu arada ingilizcemin o dönemde hangi seviyede olduğunu anlamanız için güzel bir örnek. sonuçta score 80 ken çalışmaya başladım ieltse) bende kalktım ielts sınavına yer ayırttım. toplamda 20 günüm vardı iki sınav arasında.

    ielts sınavı için gidip kitapçıdan sınavla ilgili herhangi bir kaynak almadım. hepsini internetten indirdim. birazdan detaylı olarak kitaplardan bahsedicem. az sabredin. ielts sınavının en büyük dezavantajlarından biri internette ve kitapçılarda toeflda olduğu kadar kaynak bulunmaması. ama bir yandan da bu iyi bir şey. çünkü toefl için piyasada o kadar çok kaynak var ki hangisine çalışacağınıza karar veremiyorsunuz. ielts için bu söz konusu değil. cambridge bu konuda monopol aga. bunun dışında vereceğim bir kaç internet sitesi ve kitap tavsiyesi size yeterli olacaktır.

    öncelikle sınavın içeriğine ve formatına alışabilmek için thomson ielts practice tests adlı bir kitaba çalışdım. sınav formatını öğrenmek ve teker teker tipsler yardımıyla ilerlemek çok faydalı oluyor. eğer kasarsanız 1 ya da en fazla 2 günde bu kitabı bitirirsiniz. daha sonra cambridgelere geçebilirsiniz. şimdi burada da önemli bir husus var. cambridgeleri internetteki malum sitelerden indirirken dikkat edin, çünkü hepsinin ses kalitesi iyi değil. 2,4,5,6, ve 7 nolu kitapların dışındakilerin ses kalitesi iyi olanını bulamayacaksınız. 1 ve 3 nolu kitapların listening kısımlarını çözmesenizde olur. zaten 1 nolu kitap bugün uygulanan ielts formatına uygun değil. o yüzden fazla üstünde durmanıza gerek yok. kitapları kendi rakam sıralarıyla çözün. ieltsin soru kalıplarını kafanıza kazımanızda çok yardımı olacaktır. ilk günlerde her gün dört farklı sectiondan da çözmeye çalışmayın. sonuçta readinge alışana kadar devam edin örneğin birinci kitapta. (dikkat edin general training kısmındaki testleri çözmeyin) her kitapta 4 tam test var. toplamda 28 tam testiniz var. 5 nolu kitabı köşeye ayırın. onu sınava 1 hafta kala çözeceksiniz. bu çok önemli. 5. kitap çok iyi ve sınavı çok iyi yansıtıyor. yukarıda dediğim gibi ilk 5-9 gün sectionlara teker teker çalışın. (bana güvenin bir bildiğimiz var.) şimdi burada size ekstra sectionlar lazım olacak. bunun için de “improve your ielts” isimli bir set var. her section için ayrı ayrı kitapları var. her birini bir günde bitirebilirsiniz. malum sitelerde bu kitaplar var merak etmeyin. yukarıda bahsettiğim 5-9 günlük period bunun için yeterli. unutmayın bir yandan da en az cambridgeların 4. kitabına kadar gelmiş olun. hatta 4üde bitirin. buradan sonra artık formatı öğrenmiş olmanız ve sınava alışmış olmanız gerekiyor. hala kendinizi ısınmamış hissediyorsanız full testlere başlamamanızı öneririm. onun yerine başka bir yerden sadece kendinizi eksik hissettiğiniz sectionlara çalışın. (oxford kitaplarından uzak durun sınavla uzaktan yakından alakaları yok. mesela instant oxford) (piyasadaki tüm kitapları inceledim neredeyse, rahat olun bu konuda) (ekstra ısınma çalışmaları için tavsiye ettiğim kaynak: focus on ielts) artık sınava 10-12 gününüz kaldı. artık full testlere başlayabilirsiniz. ( daha sonra her section için tavsiyeleri olacak merak etmeyin) 6. kitap ve 7. kitabı dört gün içinde her gün ikişer tane full sınav çözerek bitirin. tüm sınav koşullarını evde yaratın. sakın taviz vermeyin. bu çok önemli. speaking için sesinizi kaydedin. sonra kendiniz not verin. (notun nasıl verildiğini görmek için official ielts örnek sınav kitabı bakın, buradaki sınavı sakın çözmeyin bu sınavı en son yapıcaz) şimdi 8 full test çözmüş birisiniz ve artık olaya tamamen hakimsiniz. geriye kalan 6-8 günher gün 1er full olmak üzere 5. kitabı ve son olarak ieltsin official kitabındaki 4 sınavı çözün. sınavda muncuğuna koyacağınıza eminim. şimdi her sectioniçin ayrı tavsiyelerde bulunucam. buraya kadar izlemeniz gereken çalışma sitilini yazmaya çalışdım. uygularsanız nasıl gelişdiğine siz de inanamayacaksınız.

    reading: her gün the economist de çıkan her makaleyi okudum hazırlık süresince. bunun dışında çok fazla zorlandığım bir bölüm olmadı hazırlanırken. çünkü gmat sınavındaki parağraflardan sonra çocuk oyuncağı gibi geliyordu. bu arada okuma ve anlama gücümü arttırmak için wordtest.com u kullandım. ancak bu siteyi 4 aydan fazla kullandım. kısa süre içerisinde hazırlananlar için anlamsız olur ancak çalışmak için uzun zamanı olan arkadaşlar bu siteyi mutlaka kullanmalı. her gün 1 saatte 5000 kelimeyi dört ayda halledebilirsiniz.şahsen ben yaptım oldu. =) all in all, reading kısmı için fazla yardımcı olamıyorum. önerilen kitaplar ve siteler: “cambridge 1,2,3,4, “improve yout ielts reading skills” ve http://www.ielts-exam.net/)

    listening: toefl sınavında bu kısımda çok fazla zorlanmamışdım. ama ielts için en çok hazırlandığım kısım listeningdi. önüme gelen her örneği çözdüm diyebilirim. bu section için piyasada kitap bırakmadım desem yeridir. önerilen kitaplar: cambridge 2,4, “improve your ielts listening skills”“ieltsin ana sitesindeki örnekler, ielts-exam.net, ielts-blog.com, ve binlercesi) (cambridge in diğer kitapları son günlerdeki full sınavlar için o yüzdenonları yazmadım hem readingde hem de burada.)

    speaking: dediğim gibi parisde yaşıyorum, bu yüzden speaking için tek bir çalışma dahi yapmadım. aşağıda bir siteden bahsedicem. speaking için daha iyi bir kaynak bulamazsınız, lütfen okumaya devam edin.

    writing: dananın kuyruğu burada kopuyor millet. writingin 1. kısmı hakaten zor arkadaş. bu sectionada çok fazla zaman ayırdım. şimdi size vereceğim site hayatınızı kurtaracak. o sitede ne deniyorsa yapın. baş-ka kay-na-ğa ihticanız yok. ben birkaç tane olayı kavramanız için vericem ama referans kaynağımız bu site olacak. aman yarebbim ielts sınavında ben bu siteye borçluyum o kadar diyorum. ilk olarak “improve your ielts reading and writing skills" kitabından hafif bir bilgi sahibi olun. daha sonra, visuals writing about graphs, tables and diagrams by gabi duigu isimli kitaba 1.task için iyi çalışın derim. şimdi intenet sitemize geçebiliriz.

    ielts-simon.com bu siteye ilk önce tapın sonra ne derse onu yapın. writing ve speaking için ne derse onu takip edin. adam siteyi blog şeklinde yapmış. o yüzden her section için bloğun en eski yazısına gidin ve bugüne doğru gelin. şablonları ezberleyin. örnekleri çözün. maddi gücünüz varsa bu adamın kitabını satın alın. ben ihtiyaç duymadım.

    to sum up, toeflda reading kısmı ieltsden zor. listening de ise ielts daha zor. ieltsin speaking kısmına tapacaksınız. toefl boy bile ölüçemez bu konuda ieltsle. iki sınavında writing task 1 leri zor ve iki sınavında task 2 kısımları birbirinin neredeyse aynısı. ielts de biraz daha emeğe ihtiyacınız var bu yüzden genel olarak ieltsin writing kısmı daha zor.

    gelelim sınava. uzun olduğunu biliyorum ama tam bir guide olmasını istiyorum.

    ben sınava dusseldorf’ da girdim. paris’ de yer kalmadığı için alamanyalara gitmek zorunda kaldım. sınav günü heyecandan altıma sıçtım. koktu. neyse, listening de ilk bölümde baya bir yer kaçırdım. nasıl olduğunu bile anlamadan bitti. 2.bölümde ise nispeten durumu biraz topladım ve çoğuna yetişdim. listening bölümü bittiğinde en fazla 6 gelir diye düşünüyordum. ama bu bölümden 7,5 almışım. yukarıda saydığım kaynakları meyvesini yedim diyebiliriz.

    reading: bu bölüm daha önce dediğim gibi bana çok kolay geliyordu. 1. ve 2. parağraf şaka gibi sanki, 30 dakikada bitti. son ve en zor olan parağraf için 30 dakikam vardı. bu bölümden en az 7.5 alacağımdan emindim ve öyle de oldu. açıkçası yedi buçuk olmamasına şaşırdım.

    writing: hahaha. ben buna gülüyorum işte. taktik icabı ilk olarak ikinci kısımdan başladım. açıkçası çok şık bir essay döşedim. sagacious, propensity to, compensate gibi upper advance kelimeleri ipe dizer gibi dizdim. bu bölümde noktayı koyduğum anda aga bağırdı “twenty minutes”. ben bu bölüme çalışırken de çok zorlanıyordum. ve nitekim öyle de oldu. tam 20 dakikam olmasına rağmen bu kısmı tamamlayamadan sınav bitti. sadece 1-2 cümle kalmışdı ama sonuçda bitiremedim. writingden 6,5 aldım. sanırım ilk kısma 4 ikiye 7 yada 7,5 gibi bişe verdiler. official sonucu daha görmedim oyüzden bilemiyorum.

    speaking: tamamen bir sohbet havasında geçti. sınavda olduğumu bile hatırlamıyorum. ben konuşurken adam sözümü kesip sınav bitti dedi. o derece kendimi kahvede hissedermiş gibi geçti bu kısım. ben 7 ve üzeri bekliyordum ama sanırım biraz puronansiyeyşından kaybettim.bu bölümden de 7 almışım. official score gelince hatalarımı görürüm artık.

    toefl: r: 20 l: 21 s:18 w:21 overall: 80/120
    ielts: r:7.5 l:7.5 s:7.0 w:6.5 overall: 7.5/9.0
    12 yil sonra gelen edit: r:9.0 l:8.0 s:7.0 w:7.0 overall: 8.0/9.0

    bir insanın 20 günde ingilizcesi bu kadar artmaz. bu yüzden ieltsin tamamen bir taktik ve konsatrasyon sınavı olduğunu anlamalısınız arkadaşlar. yukarıda yazdığım standartları takip ederseniz bunu gerçekleştirmenin ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz