hesabın var mı? giriş yap

  • immun sistemin yani dilimizdeki karşılığıyla bağışıklık sisteminin zararlı mikroorganizmaları* yok ederken kendisine ait yapılara zarar vermemesine "immun tolerans" denir. bu tolerans kaybolduğunda akyuvarlar organizmanın kendine ait yapılara savaş açar. vücuttaki sağlıklı dokularda yıkım başlar.
    bu durumun hastalığa sebep olabileceği ilk olarak immunolog paul virchow tarafından ileri sürülmüş ve "horror autotoxicus" olarak nitelendirilmiştir. bu korkunç tanım günümüzde yerini kulağa daha hoş gelen otoimmün kelimesine bırakmıştır.

  • yeşilçam filmlerindeki halkın takımı fenerbahçe'nin geri dönmesini ve en güçlü şekilde karşımıza çıkmasını istiyorum. en klas seviyede ve en yüksek kalitede yarışalım, rekabetimiz ülke futbolunu ihya etsin, iflas ettirmesin şu an olduğu gibi. kardeşliğimizi pekiştirsin. bu duygulardayım.

    6 sene sonra gelen edit: adam pisliğin teki çıktı rıza baba.

  • bu onemli dersimizde siz cok sevdigim yazar ve okurlara sudan votka limon yapmayi anlaticam. farzedin paraniz kalmadi ya da barmene kil oldunuz. gidin bir bardak su isteyin. bir sure sonra geri gidip limon ilave etmesini soyleyin, cekinmeden yapacaktir. daha sonra, baska bir barmene gidip bunun votkasi az olmus usta bu ne diyin. kalanina votka ilave edecektir. boylece elinizde bir votka limon olmus olur. sık tekrarlamamak gerekir cunku bazi barmenlerin hafizasi kuvvetli olabiliyor.

  • alnının teri ile ekmek parasını kazanan büyük adam. çocuk falan değil bu.

    onun yaşıtları medeni ülkelerde şu anda servisler ile okula gidiyor, oyun hamurları ile oynuyor, tablet, bilgisayar gibi teknolojinin nimetlerinden yararlanıyor, en güzel kırtasiye ürünlerini kullanıyor, bir kere yaşayabileceği çocukluğunun tadını çıkarıyor.

    bu garibim de kışın soğuğunda elinde çantası ile 1,25 tl'ye aldığı çorabı 2 tl'ye satmaya ve 75 kuruş çalışmaya çalışıyor.

    lanet olsun adaletsiz gelir dağılımına güzel gözlü çocuk.

    hem gerçek babanı hiç göreme, hem üvey baba ile büyü, hem üvey olduğunu sonradan öğrenmene rağmen onu hala gerçek baba gibi benimse. böyle bir metanet, böyle bir duruş bir çocuk için çok fazla. yaşamın ve annesinin yükü de omuzlarında.

    kameraya çeken adama uyuz oldum. ulan vereceğin 5-6 tl para. sen ne hakla çocuğu "sus lan yalan söyleme" gibi nahoş bir cümle ile azarlıyorsun. şakası bile kötü. bir de hala pazarlık derdinde. gönlüne çaktığım.

  • emekliye neden çalışan bakıyor anlamadım. emekli kişisi çalıştığı zaman maaşından prim kesilmiyor muydu? bu kesilen prim belli bir süre sonra emekliye verilmek üzere kesildi. yani baş edemiyorsak bu sistemi zorunlu olmaktan çıkaralım. çünkü bildiğim kadarıyla kesilen sigorta primi zorunlu.

  • dsıde çalışan bir mühendisseniz, köy köy dolaşıp gölet yapıyor, sulama sistemleriyle ilgileniyor olabilirsiniz.
    ziraat bankasında uzman mühendisseniz, karış karış gezip tarıma kredi vermiş bir insan olabilirsiniz.
    maden şirketinde memursanız, işçilerin hakkını alması konusunda destek vermiş, gerekli düzenlemeleri getirmiş, enerji komitelerinde görev almış olabilirsiniz.
    devlet demiryollarında memursanız, dağ taş gezip anadolunun olmadık yerlerine bayramda seyranda gidip sorun çözen bir insan olabilirsiniz.
    öğretmen olabilirsiniz, doktor olabilirsiniz, hakim savcı olabilirsiniz.
    bu insanlar benim dedem, babam, anam, teyzem. hayatlarını insanlara faydalı olacak şeyler yapmaya çalışarak geçirdiler. vatana millete faydalı olmak için okumuşlardı. plazada yabancı bir firmanın temsilciğinde çalışmaktan daha az kazandırdığı doğrudur. ama güvenceleri, tatilleri, lojmanları, dostları, müdürü çekiştirdikleri iş arkadaşları, ve örgütleri vardı.

    memur dediğimiz insanlar her ne kadar bugün devletin çürümüşlüğü içinde kalsalar da ülkeyi çekip çeviren çalışanlar ordusudur. onların emekleri bir devleti sosyal devlete dönüştüren şeydir. manevi olarak zengin bir hayattır. sosyal olarak güzel bir hayattır. sizi özel sektör gibi birbirine maaşını söylemediğin, yanında oturanla rekabet ettiğin bir dünyadan alır, aynı amaçlar için mücadele ettiğin ortağa çevirir. akşamları hobi edinecek çoluk çocukla oynayacak zaman bırakır.

    kar için değil, insanlar için çalışırsınız. onurlu ve anlamlı bir yaşamdır.

    ek:
    “hiçbir zaman inandıramadım seni kahramansız bir dünyaya neden inandığıma. hiçbir zaman inandıramadım seni o kahramanları uyduran zavallı yazarların neden kahraman olmadıklarına. hiçbir zaman inandıramadım seni o dergilerde resimleri çıkanların bizden başka bir soydan olduğuna. hiçbir zaman inandıramadım seni sıradan bir hayata razı olman gerektiğine. hiçbir zaman inandıramadım seni, o sıradan hayatta benim de bir yerim olması gerektiğine.” orhan pamuk, kara kitap