hesabın var mı? giriş yap

  • 30 aralık 2004 , tutulan 4-6 nöbeti dönüşü yorgun argın bölüğe dönmüş traş oluyorum. 4-6 nöbeti tutanlar mıntıka temizliği sonrası traş oluyor , bölüğün kuralı bu. yanıma yazıcı çocuk geliyor , ihsan başçavuş beni arıyormuş. kantin muhasebede buluyorum onu , bana kargo var , ama sadece yazısı gelmiş , gidip almam gerek. en erken haftasonu alabilirim ama kargo sevgiliden , almam gerek. ihsan atla diyor arabanın arkasına montu üstüne çek , gider geliriz yarım saate. ihsan çok kral çocuk , bir kısa dönemle astsubayın dostluğu. kargo ofisine varıyoruz , iki tane askeri üniformalı adam kargolarının peşinde. kargocu bana paketimi uzatıyor , paketi açıyorum , paketten dans eden noel baba çıkıyor , elimde noel baba dans ediyor , ihsan gülerek kargoculara bakıyor , hadi olm gidelim diyor. yüzümde kocaman bir gülümseme , hediyede bir de not , ben yıllar önce noel babadan seni diledim ve oldu artık başka dileğim yok. hayat güzel , şafak 20 , sevgiliden alınmış en güzel hediye elimde alaya dönüyoruz. ihsan soruyor , olm nasıl sokcaz lan onu alaya , yakalanırsak noel baba yaparlar bizi...

  • ilkokulda yapmayı seven arkadaşlarım vardı ama ben sıkıcı bulurdum. roman ya da çizgi roman okumak çok daha cazip gelirdi. bu konuda iki tane istisna olmuştu. bunlardan ilki bilgisayar ansiklopedisi. ilkokulda bilgisayarımın olmadığı dönem ilaç gibi gelmişti (bkz: bilgisayar ansiklopedisi/@ssg). diğeri ise ismini doğru mu hatırlıyorum bilmiyorum ama "resimli dünya ansiklopedisi" diye bir şeydi. kapağında profilden zenci kız silüeti gibi bir şeyler vardı. bu ansiklopedide yazıdan çok fotoğraf vardı dünyanın her ülkesinden çekilmiş. işte bu ansiklopedinin fotoğraflarına hayrandım. internet gibi imkanların yokluğunda dünyanın bilmediğim yerlerinde bilmediğim hayatları görebiliyor olmak şahane bir tecrübeydi. tv'de gördüklerimizden daha gerçek hayatları resmediyor gibiydi.

    insan hatırlamaya çalışınca kendiyle ilgili ne kadar çok şey öğreniyor. başta sadece ansiklopedi okumayı sıkıcı bulduğumu yazacaktım istisnaları sonradan hatırladım.

  • dakika 62:emre aşık kafası bandajlı olarak oyuna girer...
    dakika 66:emre aşık, altıpasta ıskaladığı bir top sonrası rakip forvetin kafasına tekme atarak pozisyonu savuşturur.

    bence maçın özeti budur.zira biliyorum ki jan koller 10 yıl sonra anılarında şöyle yazacaktır:

    "2-0 öndeydik,her şey istediğimiz gibiydi,çeyrek finale çok yakındık.
    fakat birden başı sarıklı adamlar üzerimize gelmeye başladı,hatta birisi arkadaşımın kafasına tekme attı.sonrasında ise inanılmaz bir şekilde maçı kaybettik..."