ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bim'in 5 lt diye sattığı yağın 4.6 kg çıkması
-
(bkz: kilo)
(bkz: litre)
(bkz: ilkokul)
edit: başlık başa. caps var allahtan. https://eksiup.com/58125898822 / görsel 2
cips paketlerinin içinden ıslak mendil çıkması
-
cips paketlerinden taso maso gibi ehemmiyetsiz şeyler çıkacağına parmakları temizleyip hunharca yalanmaktan kurtaracak bir mendilin çıkması tercih edilir. ilerici bir düşüncedir. en kısa zamanda hayata geçmesi dileğiyle...
255 oy kullanılan sandıkta 255 hdp oyu çıkması
-
van başkale özpınar köyü 1083 nolu sandıkta vuku bulmuş olaydır.
güneydoğu'da hangi şartlarda seçim yapıldığının göstergesidir.
buyrun
seçmen sayısı 255, kullanılan oy 255, geçersiz oy 0, hdp 255
vay anasını, istanbul'da bile tüm sandıklarda en az %5 oranında geçersiz oy çıkarken, ülkenin en ücra köşesinin köyünde, öyle bilinçli seçmenler varmış ki, tek bir tane geçersiz oy çıkmamış..
tek bir sandık da değil hani,
mesela van akçalı köyü 1002 nolu sandık sonuçları. buyrun
kayıtlı seçmen sayısı : 116
geçersiz oy : 0
hdp : 117
evet, hevaller burada biraz bokunu çıkartmış , seçmen sayısından çok yazmışlar hdp'ye, ben söylemiyorum ysk tutanakları öyle diyor.
isteyen bölgenin sandık tutanaklarına bakabilir. 330'da 329'lar, 290'da 288'ler filan havada uçuşuyor.. ne hikmetse geçersiz oy yok denecek kadar az buralarda..
https://sonuc.ysk.gov.tr/module/ssps.jsf
edit: bu 116 seçmen 117 hdp konusunda çok mesaj geldi, tabi ki ysk resmi tutanak diye yayınladığına göre bi şekilde prosedüre uygun olması lazım, sandık görevlisi de gaza gelip hdp'ye vermiş anlaşılan..
denize giderken yiyecek hazırlayan varoş kız
-
ulan 3 kuruş geliri olup da olmayanın eziklendiği bir dünyada yaşamakta bize nasip oldu keşke 100 sene önce yaşasaydım diyorum.
başlığı açan salak kardeş bak sana örnekle anlatayım antalya da tam adliye sarayının arkasında oturuyorum.
konyaaltı plajına 1.5 km mesafede evim
param olsa ekonomim parayı düşünmeyecek durumda olsa giderim bi beache locasıydı yemeğiydi içmesiydi hepsini yaparım ama ekonomi kısıtlı.
sandviç ekmeklerine sandviçler yapılıyor. termosa çay konuluyor. buzlukta su var bilmum içeçecekker var. plaj şemsiyesi sandalye hepsi var
2 çocuğumuzla gidiyoruz mekana gidip 400 tl ye yapacağımız eğlenceyi 50 tl ye çözüyoruz bu şekilde daha fazla ve sürekli olarak deniz keyfi yapabiliyoruz tavla da oynuyoruz müzik de dinliyoruz ne istersen.
temel sorun 3 kuruş parası olanın kısıtlı imkanlarla birşeyler yaratan yaşamaya çalışan insanları varoş vs diye nitelemesi
kadın erkek fark etmez ekonomik gücüne göre hayattan maksimum keyfi alan insanlar candır
kadınların lüks yaşam sağlayan herkese aşık olması
-
loserlar toplanmış yine.oğlum biraz kendinize güvenin lan.sevgilimle 4 yıldır birlikteyiz iyi günde de kötü günde de.yalnız 2 yıl önce biraz batar gibi olduğumuzda benden ayrılma kararı almıştı ama onun benim maddi durumumla alakası yokmuş.ondan daha iyilerini hak ettiğimi düşündüğü için ayrılmak istemiş.işleri toparlayıp müreffeh hayatımıza geri döndüğümüz günlerden birinde tekrar konuşmak istediğini söyledi.bu süre zarfında beni çok özlediğini ve ne kadar çok sevdiğini fark etmiş.bu hayatta her şey para değil..
2021 gurbetçi istilası
-
yemin ediyorum çok iyi ya. her taraf alamancı plakalı mercedes dolu.
düşünsene kazandığın paranın 10 katı ile yaşıyorsun. tüm hukuksuzluğu yapabiliyorsun, ceza mı? yazılsın aq hayvan gibi radar cezası yesen ne olacak. hayvan gibi alışveriş yap, sudan ucuz.
azcık para biriktir, köyünde satılık tarla bağ bahçe varsa al fln.
dünyada kendi vatandaşı bu kadar fakir yaşarken, yabancı/gurbetçiye bu kadar ucuz olan başka ülke var mı acaba?
uzak değil yakında fakir ülkelerden yasa dışı kaçan insanlar gibi olacağız. teknelerle.
en büyük hayalimiz avrupada çöpçü veya garson olabilmek.
cem yılmaz defne samyeli acun ılıcalı deren talu
-
defne samyeli'nin (46) acun'un (50) kaynanası olması hadisesi. deren talu'nun da (defne samyeli 2.0) üvey babası cem yılmaz (45) oluyor. aile ağacı büyüyor, büyük şehir çalışıyor.
ozan güven'i de alın oyuna. yazık çocuk dışarıda kalmasın.
nike kelimesine nayk diyebilen canlı
-
başlığı 'nayk kelimesine nayk diyebilen canlı' diye okuması da ayrı bir zevkli oluyor.
benim.
abd'de sigortasız olduğu için corona'dan ölen genç
-
bizim ülkenin sorununu gösteren içerik. hep kötüyü örnek almak.amerikada sigortası olmayan tedavi edilmemiş ama tayyip sağolsun bize sigorta sormuyormuş. iş oraya geldiyse küba’yı örnek gösterin o zaman. eğitim sağlık her şey ücretsiz. adamlar çılgın çalışıyor. ne kadar aptal bir kafanın hezeyanı bu.
edit:@kiray mahlaslı yazarın söylediğine göre gss prim borcu olanlar tedavi olamıyor. buna da cevap alalım.
edit: gss prim borcu olanlar endişelenmesin lütfen, acilden giriş yaptığınızda borcunuz var diyerek geri çevrilmiyorsunuz. zaten gss prim borcunun ertelendiği yönünde mesajlar da geliyor. kendiniz araştırabilirsiniz son durumu.
dersten atılırken oluşan ilginç diyaloglar
-
üniversite 2'de yaşanandır. "uyuyanı dersten atarım" diyen bir atatürk ilkeleri hocasıyla sınıf arkadaşı arasında yaşanmıştır. dersin sonuna doğru uyuyan öğrenci hoca tarafından uyandırılır:
-sen! arkada uyuyan! çık dışarı yok yazıyorum seni.
+eheehee. ben bu dersi almıyorum ki.
-bak sen şuna. çık diyorum çık.
+eheehehehe.
sırf hocaya ayar vermek için eve gitmek varken derse girmiş, bilerek uyumuş, kendini dersten attırmış, yememiş, içmemiştir.
ışık hızına ulaşıldığında zamanın durması
-
ilk entryde verilen örnekte durumun biraz yanlış anlaşıldığını düşündüğüm kuram.
hızınız yükseldiğinde atom altı parçacıklarınızın hareketi de yavaşlar, ışık hızında ise durağan hale gelir. yani zaman sadece sizin için durur. ya da ışık hızına yakın hızlarda seyahat ederseniz zaman sizin perspektfinizde yavaşlar. ancak size göre zamanın akış hızı aynıdır. yani, siz bu değişimi pek hissedemezsiniz. bir varış noktası olarak ayı düşündüğünüzde kafanız karışır.
varış noktası olmaksızın bir f1 aracı ve bir ışık hızında gidebilen aracı "dünyada durağan halde duran bir gözlemcinin saati" ne göre harekete geçirelim ve 1 yıl boyunca amaçsızca uzayda dönsünler.
dünyada geçen 1 yılın arından f1 aracındaki saatin henüz 360 gün kadar zaman saydığını, uzay mekiğindeki saatin ise henüz bir kaç dakika bile saymadığını görürüz. yani bu sırada zaman her gözlemci için farklı akar ancak hiç bir gözlemci kendi çerçevesindeki değişikliği hissetmez. uzay mekiğinde bulunan kişi gerçekten bir kaç dakika yaşlanmıştır çünkü onun atomları bozunma-eskime sürecini diğerlerine göre yavaşlatmıştır. aynı şey gravitasyon ile de gerçekleşir;
eğer saturn'e gidip yerleşirseniz sizin kolunuzdaki saat 1 saat ilerlediğinde bizim dünyadaki saatlerimiz çoktan bir kaç saati tamamlamış olur. yani algı herkes için yereldir. bu iki gözlemci birbirine baktığında birbirlerinin normalden yavaş/hızlı hareket ettiğini görebilir mi sorusu ise tam bir muamma. çünkü şu şekilde hayvan gibi bir paradoks vardır.
eğer ışık hızında giderken uzay mekiğinin farlarını yakarsanız uzay mekiğinden çıkan ışık yine ışık hızında hareket eder hem de hem durağan hem hareketki gözlemci için.
yani siz farları yaktığınızda ışığın sizi ışık hızı kadar fark atıp geçtiğini görürsünüz ama kenardan bakan gözlemci farınızı ve sizi aynı hızda görür.
yani hızınız ne olursa olsun ışık hızı daima ama daima sabit hızda gözlemlenir.
ekleme: kütlesi olan hiç bir şey ışık hızında seyahat edemez.
daha önce bu konuda çok daha detaylı bir yazı yazmışım efendim buyrunuz link
db editleri:
otizmli çocuklara öğretmen kampanyası
(bkz: ekşi sözlük'teki sansür)
ekleme:db eklemelerine açığım arkadaşlar varsa istek yeşillendirin
ilginç etimolojik bağlantılar
-
şimdi türkçe'nin muhteşemliğine şahit olun. yazık ki, bu tür kelime türetme usulü unutulmuş:
geriye doğru > kaçmak
ileriye doğru > koçmak/koşmak (koç da aynı kökten)
yukarıya doğru > kuçmak/uçmak (kuş da aynı kökten)
yana doğru > keçmek/geçmek (geçit ve keçi de aynı kökten)
aşağıya doğru > köçmek/göçmek (köçek ve göçük de aynı kökten)
****
geriye doğru > çekmek
ileriye doğru > çakmak, çokmak/çomak
dışarıya doğru > çıkmak
aşağıya doğru > çökmek (çökelek, çökelti)
***
takmak
tekmek/tekme
tikmek/dikmek(diken)
tokmak
tökmek/dökmek
tükmek/tükürmek
***
geriye doğru > sakmak(saklamak)
zemin üstünde sıçramalı > sekmek
dışa doğru, içeriye > sokmak
içten dışa > sökmek