hesabın var mı? giriş yap

  • elinin hamile kalacağından korktuğu için liseli genci son derece haklı bulduğum hareket.

  • tanrı kavramını, gerçekliği ve akabinde sanal gerçekliği sorgulayan, izleyiciyi düşünmye iten keyifli ve akıllı bir film. dvd'si bulunup izlenmeli. ama eğer alt yazıları orijinal değilse mutlaka kapayın ya da ingilizcesi olanlar ingilizce alt yazı ile takip etmeye çalışsın. zira berbat türkçe çeviriler filmin felsefi kısımlarındaki karmaşıklığın üstüne tuz biber oluyor...

  • bu cilt bakımı konusunda efsane bir ana ürün bence. ben artık bir üst seviyeye geçmeye karar verince kullanmaya başladım. kolajen ile beraber kısa sürede sonuç alırsınız.

    resmen her şeye dur diyebilen bir arkadaş bir dost kendisi. ben konsantre olarak aldım ve pıtpıt azıcık sürüp sonrasında krem sürüyorum. göz altlarım için ise kremle karıştırıyorum. sonucu şahaneler ötesi.

  • nöbetçi subayı gece devriyeye çıkıp nöbet yerlerinde ki askerleri kontrol ediyor. cephanelik önü nöbetçisi ağaca dayanmış sigara tellendiriyor.

    komutan : leyn... sen sigara mı içiyorsun ?
    nöb. er : içime çekmiyom ki komtanım.

  • nani'nin şutunda rvp'nin kafasını eğerek golcülüğünü konuşturduğu maç. amk rvp, seninle ilgili nasıl teselli bulacağımı şaşırdım artık. nerdesin amk uçan hollandalı? lpg'li hollandalı'ya döndün iyice.

  • murphy kanunları uyarınca, doğru insan tam da beklenmeyen anda çıkar aslında karşımıza.
    her kalabalık kutlamaya, üzerimize en kibar elbiseler, en içten gülücükler alıp gideriz.
    herkesin alnında ne yazar okumaya çalışırız, gel gör ki doğru insan, kafada takke, ayakta sabo terlik ve dizleri çıkmış bir eşofmanla bakkala indiğimizde düşen parayı yetiştirmek için arkamızdan koşan insandır.
    ya da otobüste cep telefonunu açık unuttuğumuz için tüm yolculardan azar işitirken, -ikarus otobüste ne abs' si- diyerek bizi kollayandır.

    doğru insanı ararken girilen şekil şemal, bizi onun için doğru olmaktan çıkarır aslında. en doğru en doğal olandır. bunu unutur, o bizi yüzlerce metreden seçsin diye şatafata boğarız kendimizi.yüksek sesle konuşuruz o ne kadar esprili olduğumuzu anlasın uzaklardan diye, pembe, morlara boğarız kendimizi elalem çok yakışıyor dedi diye, sosyal görünmek için bir merhabamız olan herkesi öperiz yol ortası rastlantılarında.

    bu sebeple bekleyiş kaybettirir aslında ha keza arayış da. çünkü gerçek, yağmuru seyrederken yalnızlığa ağlamaktır.
    doğru insan bu anı içten içe bilen ve bu anı silmek için emek verendir.
    oysa göremeyiz. çünkü yaptığımız şatafatın benzerini bekleriz ilk etapta.

    karizmatik bir merhaba bekleriz belki de o her bayram mesaj atanımızdır. 15 yıldır doğum günümüzü unutmayan ve sadece dost gördüğümüzdür.
    belki okulda sınav dönemi bize de fotokopi çektirendir.

    doğru insan biz teklif etmeden ders çalıştıran, hava soğuduğunda ceketini verendir.
    doğru insan yalındır, doğaldır. bunu bilmek bekleme süresini kısaltır.
    aramak ya da beklemek değil aslolan görebilmektir.

    herkes için doğru insan vardır, önemli olan omzunuza bırakılan ceketteki sıcaklığı hissedebilmektir.

  • bu adamın hikayesi suriyeli ailelerin çektikleri zorluklar hakkında yapılmış röportaj serisinin sadece biriydi. röportajlarda bütün suriyeliler çektikleri sıkıntılardan ve gördükleri muameleden de bahsediyorlardı. bu adamın hikayesi tutunca başkan obama bu adamı ve ailesini abd'ye aldığını sosyal medyadan duyurdu.

    türkiye gibi milyonlarca suriyeliyi ülkeye doldurur ve hepsini sefil koşullarda yaşamaya mahkum edersen işte hem ülkene aldığın suriyelilere yaranamazsın, hem kendi vatandaşının tepkisini alırsın, hem de ülke dışında eleştirilirsin. ama başkan obama aradan bir tane cımbızla çekince insanlık yapmış olur. ingiltere 50bin mülteciyi 5 senelik bir süreçte gıda/barınma sorununu çözecek şekilde alacağını duyurduğunda insanlık yapmış olur. sen 3 milyon suriyeli ülkene gelişigüzel doldurarak türkiye'nin demografik haritasını değiştirirsin ama ne suriyeli'lere ne kendi ülkenin vatandaşına ne de dünyaya yaranamazsın. stratejik derinliğiniz için tebrikler.