hesabın var mı? giriş yap

  • bir kadının yürüyüşünde, oturuşunda, gülüşünde, bir mavi kumaşın üzerinde unutulmuş elinde, gamzesinde, ayak bileğinde, en anlamlı vesairesinde somutlanan ihtiraslı, tutkulu düşler; bir şekilde gerçeğin yatağına akamıyorsa, istediğiniz yönü bulamıyorsa, alevlenen isteklerinize odun atıyorsa cehennem zebanisi, alevin, kızıllığın, çoraklığın arasında ortaya çıkan çıkan burukluğun adıdır aşk acısı. acısı barizdir. çeken bilir. yani herkes bilir.. ya tarifi?

    belki hayatınız boyunca karşınıza çıkan en ilginç kadındır o.
    (ya da erkek.)
    diyelim yaşınız olmuş 30.
    ve karşınıza çıkan kadın, hayatınız boyunca gördüğünüz en orijinal kadın.
    tarzı var çünkü.
    güzellik, bedensel çekicilik bunun ötesinde.
    bir kadında en mühim olan tarzdır dostlarım.
    belki hiç ihtiyacınız yok tavsiyeme ama bunu dikkate alınız derim.
    yürüyüşlerinde vardır bir şeyler en basit. ya da onunlayken, ya da o kadar şanslı değilseniz onu düşlüyorken sanki görünmez bir paletten boyalar fışkırır rengarenk.. içinizde uykuya dalmış ne varsa uyandırır.
    ve siz tarzı olan bir kadına aşık olmuşsanız ve bir şekilde yüreğiniz sizden onu talep ediyorsa ve maalesef çeşitli nedenlerden ötürü bu isteğiniz sonuçsuz kalıyorsa nasıl yenilir ki şimdi bu aşk acısı?

    hayatınız boyunca, o dolu 30 yıl boyunca gördüğünüz en orijinal kadın o diyelim. ama maalesef işler istediğiniz gibi gitmiyor, bunu da ekleyelim. belki istemeden. şartlar gereği.

    bir 30 yıl beklemişsiniz böyle bir kadını görmek için.
    bir 30 yıl daha bekleme deliliği n'apar aklınızın sürülmekten yorulmuş, tarumar olmuş aşk tarlalarını?
    öyle ya, ancak 30 yılda bir çıkar böyle bir kadın karşınıza.
    istatistik belki kişisel, tıpkı acı gibi.
    maalesef mantıklı ve maalesef acımasız.

    geceler uzun, beyninizden kalbinize doğru müthiş bir şekilde devam ediyor acı hücum.
    nasıl diner bilmem. bilemem. doğru belki, zaman en makul merhem.
    sürelim kalbimize.

    dünya acımızla bize daha başka görünsün.
    her şey değişsin.
    3 senedir aşksız yaşadığınız ev bile başka gelsin size.
    başkaca ve cehennemvari.

    yapacak bir şey yok.
    oturup acınızı yoklamaktan başka.
    iyisi mi sırtınıza bir yastık koyup tanrının oyununu seyre koyulun.
    dudaklarınızda sigara, elinizde şarap, kulaklarınızda dost bir şarkıcının sesi..
    karantinaya alın kendinizi. caddelere çıkın ya da, kalabalığa karışın...
    detaylarla, deliliklerle ilgilenin.
    akıl hastanesini ziyaret edin misal.
    sahaflardan foto romanları bulup okuyun.
    bende var mesela, 17 haziran 1974 tarihli...
    adı: "güneş, deniz ve aşk"
    cağaloğlu tasvir sokakta basılmış.
    kapağı açtığınızda iç kapakta burç yorumları da yazıyor. oturup 1974 tarihli burç yorumlarını da okumak eğlenceli oluyor.
    "oğlak burcu.. gönül bağlarınız dengeye girecek bu hafta. sevdiğinizle aranızda tam bir anlaşma olacak. uzun zamandan beri almayı düşündüğünüz bir şeyi bu hafta alacaksınız."
    aman tanrım, ne kadar da ironik bir yorum...

    damlayan musluk, kanayan yara, boşa atan kalp, pıhtılaşan kan...
    bir gün unutacaksınız elbet, 4 yıl sonra bir gece misal, salı'yı çarşamba'ya bağlayan..

  • binaya her geldiğimde asansörü 6. katta buluyordum. polat alemdar gibi ben de ilk seferinde olabilir dedim. ikincisinde tesadüf dedim. üçüncüsünde ise bu işte bir ibnelik var diyip asansörden indikten sonra bekledim. asansör ben inince , otomatik olarak yukarı çıktı ve 6. katta durdu. bekledim ancak inen de olmadı.

    meğer benim komşum olan şahıs *, asansörcüyü kafalayıp , her seferinde kendi katına (6. kat) çıkacak şekilde ayarlatmış.

    sonraki bakımda düzeltdi ve her seferinde otomatik olarak zemin kata göndermesi şeklinde ayarlandı.

    bu düşünce veya ayar , her ne kadar enerji sarfiyatını artırsa da binaya giren için elinin dolu olması veya acil ihtiyacı olması açısından güzeldir.

  • atatürk 14 yıl eğitim görmüş.
    14 yıl boyu fransızca eğitim almış.
    fransızca eğitimi veren de osmanlı devleti’nin okulları.
    düşman olmak cahil olmayı gerektirmiyor.

  • buyuk bir sirketin ust duzey yoneticilerinden biri bir gun new york
    uzerinde balonla dolasmaya cikar. aksilik bu ya, pusulasini asagiya
    dusurur ve kaybolur. inmek icin uygun bir yer ararken bir gokdelenin
    tepesinde sigara icen bir adam gorur ve alcalir. "pardon. ben
    neredeyim acaba?" diye sorar. "yerden 500 feet yukseklikte bir balonun
    icindesin"der adam.
    yonetici sinirlenir: "sen muhendissin degil mi?" diye sorar.
    "evet." der adam. "nereden bildin?" "cunku basim belada ve sana bir
    soru soruyorum. verdigin cevap 100% dogru fakat hic bir isime yaramiyor."
    "sen de yoneticisin degil mi?" "evet sen nereden bildin?" "cunku
    yerden 500 feet yukseklikte bir balonun icinde kaybolmussun. pusulan yok,
    berbat durumdasin. fakat bu simdi benim sucum oldu."

  • bugün kendisinden haberim olan ve oldukça hayran kaldığım kişi.
    gerçekten de "yeni einstein" olarak dünyanın en iyi üniversitesi olan harvard tarafından ilan edilmiş. 14 yaşında bir uçak yaparak uçurmayı başarmış. 14 yaşında!
    o nasıl bir çalışma? o nasıl bir azim? o nasıl bir sabır? o nasıl bir kararlılık? o nasıl bir adanmışlık?

    bugün en büyük şirketler tarafından kapısının çalındığı, en dolgun maaşlarla çalıştırılmak istendiği belirtiliyor.
    onun ise amacı ilk önce kendi sorularına cevap bulmak gibi.

    inşallah ileride türk kadınlarından da böyle multi başarı sahibi olanlarını görürüz.
    gerçekten büyük iş.

  • şu an için öne çıkan yeni teknik direktör adayları şöyle:

    mikel arteta: arsene wenger sonrası hoca arayışının son ana kadar favorisi olan arteta, arsenal yönetiminin cesaretli davranamayıp daha tecrübeli bir isme yönelmesinin kurbanı olmuştu. o günden beri pep'in altındaki stajyerliğine devam etti ve büyük ihtimal arsenal yönetiminin kapısını çalacağı ilk isim olacak. guardiola'nın şampiyonlar ligi'ni kazanması halinde city'i bırakacağı dedikoduları, arteta'nın tercihini de yakından etkileyecek. arsenal görevini şu an kabul etmeyip, yazın guardiola'nın kararını beklemek istemesi olası. her ne kadar başta pep olmak üzere geleceğinin parlak olduğu söylense de, kendisi hala bir kapalı kutu.

    freddie ljungberg: arteta gibi geleceği parlak bir başka kapalı kutu. ljungberg'in şansı, beklentinin tamamen sıfırlandığı bir takım devralmış olması ve önümüzdeki altı ayda kendini kanıtlama fırsatının olması. ljungber, u23 takımının hocalığını yaptığı için genç oyuncuların tamamını çok iyi tanıyor ve elindeki malzemeden iyi verim alma olasığı yüksek. man utd'ın, solskjaer tecrübesinin çok iyi sonuç vermemiş olması, arsenal yönetiminin benzer bir yola girme konusunda tereddüt etmesine yol açacak ve yönetim, daha tecrübeli bir hocayla anlaşılması halinde freddie'yi yardımcı olarak takımda tutmayı tercih edecektir.

    erik ten hag, julian nagelsmann, mauricio pochettino: bu üç ismi aynı kategoriye koyabiliriz çünkü her üçü de arsenal'in isteyeceği ancak elde edemeyeceği isimler olarak göze çarpıyorlar. bayern münih, real madrid, man utd gibi takımların hoca arayışında olacağı bir dönemde, avrupa'nın en gözde hocalarının arsenal'i tercih etmesi biraz zor gözüküyor.

    nuno espírito santo: arsenal'in hoca adaylarının içerisindeki sürpriz isim wolves hocası santo. raul sanllehi ve jorge mendes arasındaki yakın ilişki nedeniyle, arsenal'in bu ismi hemen yarın takımın başına getirebilme opsiyonu var. her ne kadar wolves'un başında çok başarılı bir çizgisi olsa da, taraftarın kendi ilişki ağı içerisinde tercihler yapma ısrarından rahatsız olmaya başlaması nedeniyle, raul sanllehi için çok riskli bir tercih olur. santo, aynı emery gibi "orta sıraların hocası" damgasını yiyecek ve en ufak bir formsuzlukta baskı altına girecektir.

    brendan rodgers: eğer arsenal'in başında hala ivan gazidis olsaydı belki rodgers favori aday olabilirdi. ancak, raul sanllehi kişisel olarak anlaşabileceği hocalara yönelecek gibi duruyor. rodgers'ın iyi bir hoca olup olmadığı hala tartışılıyor ancak sırf ortaya nasıl bir takım çıkacağını merak ettiğim için kendisine şans verilmesini isterdim.

    massimiliano allegri: arsenal yönetimi ile anlaşması imkansız gibi gözüküyor. zaten arsenal'i reddettiği ve daha büyük projelerden birisini istediği yazıldı italyan basınında.

    marcelino garcia toral: valencia'nın eski hocasından ağzı yanan arsenal'in yine aynı yola girmesi biraz zor gözüküyor. aynı santo gibi, marcelino da çok hızlı bir şekilde baskı altına girebilir.

    marco rose: gladbach'ın yetenekli hocası riskli olarak görülecek tercihlerden birisi.

    rafael benitez, carlo ancelotti: eğer arsenal yönetimi illa ki tecrübeli bir isim getirmek isterse şansı yükselecek hocalar. her ikisinin de arsenal'in aradığı isimler olduğunu sanmıyorum.

  • vishera isimli yazarın başına gelen bu olayı buraya aktarmak istiyorum. çaylak olduğu için başlığı öne çıkmıyor.

    babam samsunda beyaz eşya mağazası olan küçük bir esnaftı. 1 yıl önce çalıştığı büyük bir şirket yaklaşık 8.000 tl lik borca karşılık 34.000.000 tl evet yanlış duymadınız otuz dört milyon tl haciz ihbarnamesi gönderdi. ilamsız takip de olduğu için bunu gönderirken herhangi bir belge de sunmadı karşı taraf. olay da burada başlıyor. ben bu ihbarnameyi görmedim. görsem direkt el atıp cevap vermesini sağlardım babamın. babam da insanlara güvenen birisi. bu şirket babama senin buna cevap vermene gerek yok. biz senin borcunu biliyoruz zaten diyip cevap süresinin kaçırmasını engellediler. bunun sonucunda babamın, küçük bir esnafın 34.000.000 tl borcu olmuş oldu. babamın üstüne kayıtlı 3 araba ve 1 ev var. başka bişey yok. bunların hepsine şuanda haciz konulmuş durumda. ayrıca yine aynı kişiler tarafından bankalara 340.000.000 tl evet yine yanlış duymadınız üç yüz kırk milyontl lik haciz ihbarnamesi gönderilmiş durumda. evimize her hafta bankalardan icra geliyor. 9 yaşında 3.sınıfa giden bir kardeşim var ve bu çocuğun psikolojisini düşünün. ayrıca bu şirket bunu sadece bize değil çalıştığı birçok kişiye de yapmış durumda.

    menfi tespit davası açmayı denedik. önce karşımıza dava tutarı çıktı. 600.000 tl gibi bir para. ödeyemeyeceğimiz için adli yardım talebinde bulunduk ve babamın bu tutarı ödemekte zorlanmayacağı gerekçesi ile mahkeme tarafından kabul edilmedi. bir üst mahkemeye gittik ve adli yardım talebi kesin olarak kabul edildi. bu sefer ilk duruşmada mahkeme bu davanın açılamayacağına kanaat getirerek reddetti. şimdi soruyorum. tek yapılması gereken defter kayıtlarının, muhasebe kayıtlarının incelenmesi ve böyle bir borcun olup olmadığına bakılması. bu kadar basit bir olay neden yapılamıyor, neden reddediliyor? verdiği vergi belli, kazandığı para belli olan bir esnafın nasıl 34.000.000 tl borcu olur hiç mi vicdanınız yok sayın mahkeme heyeti? belgelerle her şey açık. babamın borcu 8000 tl ve ortada 34000000 tl gibi bir borç yok. babamın tarafına cevap vermesine gerek olmadığına gönderilen mailler, borcun miktarı belli. ne yapmamız gerekiyor?

    ben artık ne yapacağımı bilemiyorum. babam 50 yaşını devirdi ve bu stresi kaldıramıyor. kardeşim eve gelen haciz görevlilerine oyuncaklarımı da alacak mısınız gibisinden cümleler kuruyor. biz 4 kişilik küçük bir aileyiz. ancak şuanda samsunun en zenginlerinde bile anca olan bir para ile borçlu durumda gözüküyoruz. diyeceksiniz ki baban neden cevap vermemiş. haklısınız ben de aynı şeyi diyorum ancak bu kadar kolay mı birine borçlu kalabilmek? insanların iyi niyetini kullanarak kandırmak türk hukuk sisteminde bu kadar kolay mı? o zaman ben de herkese haciz ihbarnamesi göndereyim aralarından birisi cevap vermezse alacaklı olayım. bu mudur sistem?

    tek istediğim birinin bize yardım etmesi. bir ailenin, bir esnafın, bir çocuğun hayatını böyle çökertmek bu kadar kolay olmamalı. tek istediğim adaletin sağlanması. çünkü artık babamın ne kadar zamanı kaldığını inanın bilmiyorum. stresten 1 senede saçları beyazladı, almadığı kiloları aldı. pandemide gelir kaybına zaten değinmiyorum. lütfen birileri bu adaletsizliğe dur desin. lütfen paylaşabildiğiniz her yerde paylaşın. belki birileri görür ve bir çözüm yolu sunar.

    teşekkür ederim.

    edit: vishera'dan şöyle bir mesaj aldım: "hocam çok rica etsem 89/1 maddesinden dolayı bu durum oluşmuş diye edit yapabilir misiniz rica etsem. çok teşekkürler."

    edit2: çok yoğun destek mesajları aldım. avukat arkadaşlarının numarasını bırakan yazar dostlara vishera adına teşekkür ederim. kendisine bu attığınız mesajları ilettim. ilerleyen saatlerde bu entryi editleyerek son durumu bildireceğim.

    edit3: magdur caylak yazarin son mesaji; “ 89/1, 89/2, 89/3 gelmiş ve 3.taraf durumunda. cevap veremiyorum yine o kişiye maalesef çaylak olmamdan ötürü. ben yarın avukat ile görüşüp buradan paylaşabileceğim tum detayları öğreneceğim. sonra size iletirim edit yapabilirsineniz insanları daha doğru bilgilendirmis olurum.”

    edit4: vishera’dan yeni bir mesaj var: “ öncelikle avukat desteği alıyoruz. herkese çok teşekkür ederim. 89/1 2 3 hepsi gelmiş. ortada 2 firma var ve babam 3.sahis durumunda. yalnız şöyle bir durum var. bu iki firmanın sahibinin aynı olduğunu düşünüyoruz çünkü ikisinin adresleri aynı. babama gelen 8 bin tl lik borç emaili a firmasından geliyor ancak mail kapanış saygılarımızla b firması diye bitiyor. avukat ile görüşüp belgeleri ve firmayı açıklamada herhangi bir sorun olmayacak ise bütün detayları buradan paylaşacağım. yardımcı olmaya çalışan herkese çok teşekkür ederim.”

    lütfen çözüm önerileriniz, tavsiyeleriniz için olayın mağduru vishera ile iletişime geçin.

  • öküz senin babandır it oğlu it. sen öküz oğlu öküz oğlu eşşek oğlusun. oraya gelirsem ağzının orta yerine sıçarım. ibne. pezevenk...

    (bkz: pardon)*

  • aradaki demir tel ve kangurunun efendiliği olmasa kanguru bunu kulağından tutup sikip atacak ama ortamlarda kanguru tokatladım dersin kim bilecek.

    edit: hayvanat bahçesinin kurallarını hiçe sayan, kendi eğlencesi için hayvanı bunaltan tepki gösteren vurmaya çalışan videodaki şahıs hakkımda hakaret davası açacakmış. mahkemede görüşürüz o zaman delikanlı :)

    edit 2: suç duyurusu "sedat purut" adlı çaylaktan geldi. trollüğü ile meşhur. büyük ihtimal tırt ama yarın bahsettiği hukuk bürosu ile iletişime geçip işin doğrusunu öğreneceğim. eğer ortada bir şey yoksa bu sefer ben yaktım seni sedat purut uğraşır durursun büroyla :)

  • #123803429

    oğlum sen kayınvalidene anne demediğin için boşanmıştın zaten daha önce.
    ayrıca sen bazen itü, bazen odtü mezunu bir erkeksin. neden erkekle evlenip bikini giyiyorsun.
    tamam madem giydin, neden çıkarıyorsun*

    debe editi: sözlüğün bu trollerden temizlenmesi çok önemli. çeşit çeşit troller türedi.
    çeşit çeşit demişken türkü severlere de insan kısım kısım türküsünü bırakıyorum.

  • ben rakamlardan durumu pek anlamiyordum, sonra ankara'nin 2. buyuk ilcesinin buyuk bir hastanesinde epey sure randevu bekleyip nihayet gidebildigim gun sadece 1 tane gastroenterolog oldugunu gordugumde durumu anladim.

    danisikli dovus mudur, kabul edilebilir kayip midir bilmem ama turkiye, savasa girip neredeyse kiyma makinesinden gecirilmis ukrayna gibi bir jenerasyon hediye etti avrupa ve abd'ye. birbirinden koklu fakultelerden zehir gibi doktorlar, bilgisayar muhendisleri, elektrik ve makine muhendisleri, endustri muhendisleri, matematikciler istatistikciler fizikciler, hem dogrudan piyasa hem de akademi anlaminda adamlara sifir maliyetle dunyalari hediye ettik.

    dogumundan yetismesine 0 kurus katkida bulunduklari binlerce odtulu, itulu, bogazicili, hacettepeli, ankara tipli vs ogrenci ulkelerine girdi, mortgage kredilerine girip ev aldi, araba aldi, para da sistemden cikmamis oldu boylece. vergilerini verirler, suc islemezler, kamu hizmetlerine katki saglarlar, firmalara fayda saglarlar... dunyanin en karli ticareti amk. kar marji %500, hatta yetmez %1000.

    belki de reflumu cozecek hoca su an dusseldorf'ta cocuklarinin cantalarini hazirlamis sabah kindergartena birakacagi saate alarm kuruyor. kaliteli nufus ihracati - kalitesiz nufus ithalati kadar buyuk bir hainlik olamaz. asml olacak ulkeyi don dikme pazarina cevirdiler cebirle.