ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
5 eylül 2011 türkiye ispanya basketbol maçı
-
sine büyüka: ismail'in* bir sorusu var... maçın bitimine 31 saniye kala attığın üçlük anında neler hissettin?
hidayet türkoğlu: o pozisyonda, set benim üzerimdeydi. ben kullanacaktım o pozisyonu... hiç tereddütsüz, çıktım attım. iyi ki de sokmuşum, eeeaah...
>>
gelsin şimdi commercial:
iyi ki de sokmuşum eeeaah
iyi ki de, iyi ki de
iyi ki de sokmuşum eeeaah
otuz bir saniye kala
otuz bir, otuz bir
otuz bir saniye kala
o pozisyonda
iyi ki de sokmuşum eeeaah
tereddütsüz
>>
maçı canlı izleyemedim ama iyi ki de sokmuşsun hedo! teşekkürler 12 dev adam!
starbucks bostancı
-
cumartesi sabahı erken bir saate "hadi moonstruck'a gidek" diye gittiğimiz, moonstruck'ın kapanıp yerine buranın açıldığını görünce üzülüp "e kahve içek bari" diye oturduğumuz yer..
sabah erken bir saat olduğu için bizden başka kimse yoktu. siparişimi verdim "iki latte, bi kek, bi çiizkeyk.." adımı sordu. ukala ekşici bir piç olduğum için "bi kişi var zaten" dedim. neyin peşindesin mına koyim?
siparişimi alıp masaya oturunca kasadaki çocuğun içime sokup çevirdiğini anladım:
http://i.imgur.com/u7czz.jpg
herif incici piç çıktı.
inşallah bir gün bütün starbucks senin olur. ışığın hiç sönmezin, yıldızın parlasın.
yeni gezi'ye yeltenenler bedelini ağır öder
-
bahçeli de bu da deliriyor millet niye ayaklanmıyor diye ahahah. oradan da bi 5 yıl ekmek çıkarma hayalleri denize düştü. bu gezi'nin ekmeğini yediler bitti çünkü. ama kimsenin şeyinde değiller. ağzında dişi olmayan taban varoşların hakkını savunacak kadar kimse aptal değil artık. açlık hepsini terbiye edecek.
benim aklıma kendi adamlarını sokaklara chpli bayraklarla çıkarıp, sonra bunları bir güzel dövüp gazlayıp, haberlerde de suni gezi 2 haberleri yapacak kadar delirecekleri geliyor. yokluk bunlara her şey yaptırır, gülmeyin :)
trt'nin gezi eylemlerini dünyaya anlatması
-
yeni bir projeymiş.
dünyanın baştan sona tamamen yalan ilk belgeseli olarak tarihe geçmesi kesindir.
sabıka kaydı:
(bkz: trt'nin gezi parkı direnişindeki dezenformasyonu)
(bkz: trt nin yayınladığı gezi parkı eylemleri ses kaydı)
(bkz: leyla ile mecnun'un yayından kaldırılması) *
düşündükçe o kadar korkunç geliyor ki:
abdullah cömert: kafasını biber gazına vurup ölen genç.
ali ismail korkmaz: arkadaşları tarafından dövülüp öldürülmüş.
ethem sarısülük: arkadaşlarıyla kendisine kurşun işlemeyeceği konusunda iddiaya girmiş.
medeni yıldırım: aslında pkklıymış.
ahmet atakan: uçabileceğini sandığı için ölmüş.
mehmet ayvalıtaş: boyu uzun duvara çarpmış.
hasan ferit gedik: torbacıları dolandırmış.
berkin elvan: o da kimmiş.
recep tayyip erdoğan: melek.
türk polisi: dünyanın en anlayışlı kahramanları.
egemen bağış: aslında mesleği komedyenlikmiş.
fethullah gülen: bu yine ağlıyor değişen bir şey yok.
eylemciler: terörist.
türkiye: tam bir cennet.
vs.
ekşi sözlük'ün şaka maka 30'luk teyze kaynaması
-
eger 30 yaşında teyze kaynıyorsa bu sözlük, bir o kadar da 30 yaşındakilere teyze diyen liseli kaynıyor demektir ki bence bu durum daha vahim.
mersin'de iki motorcunun hayatını kaybettiği kaza
-
yola kontrolsüz çıkan tırdan ziyade sürat kurbanı oluyorlar.
edit: başlık başa kalmış.
kitapçıda çalışmak
-
bir sürü romantik insanı ortaya çıkarmış durum.
he ya, vallahi harikadır kitapçıda çalışmak, müşteri olmadığı zaman hemen köşedeki tchibo'dan cheesecake alıp kahveyle birlikte oturup chuck palahniuk'un son kitabını okuyabiliyorsunuz, öyle süper bir meslek.
ciddi ciddi rahat olduğuna inanlar var, yavrucuğum akşama kadar ayaktasın bir kere, müşterilerle ilgilenmen gerekiyor, alacağınız maaş da asgari ücret, "fırsatını bulsam şu işi bırakır kitapçıda çalışırım" gibi samimiyetsiz istekleriniz de bayıyor, he, bırakırsınız fırsatını bulsanız, yayınevi sahibi ya da kitapçının kendisi değilseniz akşama kadar ayaklarınıza kara sular iner, ay sonu asgari ücretinizi alır evinize dönersiniz artık nasırlaşmış ayaklarınızla, lan azıcık samimi olun, azıcık gerçekçi olun ya.
doğurmayan kadın da annedir
-
bu kadinligi annelikle butunlestirme cabasindan bana gina ve tiksinme geliyor. annelik denen kavramin toplumdaki yuksek mertebesi sebebi ile de kadinlar bu ustlerine yapisan annelik olgusu tarafindan belirlenen degerlerle yargilaniyor. (bkz: cocugunun yuzune nasil bakarsin), (ithal versiyonu she is gonna be somebody's mom).
ayni dusunce yapisi da erkekleri sorumluluktan kurtarmak icin kullaniliyor. adam cocugunu terkediyor, 'baba iste bir anne degil' oluyor. adam yasli anne ve babasina bakmiyor 'kizi olsaydi boyle olmazdi' deniliyor. aslinda hayvan oglu hayvan ve bencil bir it olmasaydi denmesi gerekiyor. bunlar annelikten degil, insanliktan gelen kavramlar.
ben anne degilim. anne olmak gibi bir istegim, amacim yok. evet, arada sirada hormonal sebeplerle ureme durtusu ve istegi hissediyorum, cogu kadin da hissediyor, fakat bu beni anne yapmiyor. kimsenin ogluna anne sefkati ile yaklasmadim diye de yargilanmak istemiyorum. ben de en az erkekler kadar durtuleri ve hedonist istekleri ile yasayan bir birey olmak, ve bunun sonucunda abuk subuk sosyal baskilarla ugrasmak zorunda kalmamak istiyorum. anne olmak isteyip olamayan kadinlara sempatim sonsuz. fakat hayatinizdaki bu eksigin faturasini hepimize kesiyorsunuz boyle laflarla.
londra vs paris vs roma vs barselona
-
hepsini goren biri olarak kisaca fikrimi soylemek gerekirse:
londra: metropol
paris: sanat
barselona: eglence
roma: tarih
internet tembeli
-
bu öyle bir karakter ki insanın ağzını burnunu koparası geliyor. mesela o gün gündeme damga vuran bir olay yaşanmış olsun. internet tembeli konuyu iki saniye araştırıp öğrenmek yerine "merak ettiğim konu" diye entry giriyor.
başka bir durumda özet geçilmesini bekliyor.
daha başka bir durumda kendisine link atılmasını istiyor.
internet tembeli tüm online insanları kendisine hizmet etmekle görevli emekçiler olarak görüyor. araştırma yapacak takati ve becerisi yok ama çocuksu salakça bir merakı var. her şey hemen ayağına serilsin istiyor. bir arama motoruna yazıp ilk üç seçenekten birini okumaya bile tahammül edemeyecek kadar bezgin olduğundan, biri onun yerine araştırsın konuyu irdelesin ona da ezberletsin istiyor.
tam dayaklık.
gerçek tembelden daha yüzsüz oluyor bir de bunlar. ben normal hayatımda tanımadığı insanların arasında ayağa kalkıp "bugün bir durum olmuş taksimde o konuyu bana bir özet geçin bakayım" diyen insan hiç görmedim. vapurda falan biri böyle saçmalasa aşağı atarlar adamı.
popüler olana karşı sınırsız merak + cahil egosu + ölümüne tembellik + anonim olmanın konforu = internet tembeli