hesabın var mı? giriş yap

  • çok başarılı bir film, türk sinemasının en iyi filmleri içindedir. ülkenin yetiştirdiği en kaliteli oyunculardan birisi olan hülya koçyiğit'in daha körpecik bir genç kızken oynadığı ilk sinema filmidir. erol taş her zamanki gibi burada da kötü adamdır. hala güncel bir mesele olan suyun mülkiyeti konusu işlenmiştir. tavuk ve köpek öldürme sahnelerinde ise rahatsız etmiştir.

  • vay arkadaş. oy kaybı baya yüksek sanırım, atatürk sevgisi ile başlayıp devam eden, o saatte anca sarhoşlar gezer diyenlerden nerelere geldik, yakında 22:00 sonrası alkol satışının da önünü açarlar bunlar.

  • 1964 yılında, jim templeton adında bir itfaiyecinin peşpeşe çektiği üç fotoğrafın birinde görünen astronot kılıklı şey. kimisi astronot diyor kimisi gelecekten gelmiş biri, kimisi uzaylı diyor kimisi arı yetiştiricisi.

    23 mayıs 1964'te jim templeton kızını ve karısını alıp ingiltere'de solway firth adlı bir yere gidiyor. kırlık, yeşillik bir yerde güzel vakit geçirmek istiyorlar ailecek. solway firth'de kızının üç kare fotoğrafını çekiyor peşpeşe. hiçbir şeyin farkında değil henüz.

    evlerine geri dönüyorlar ve templeton filmi fotoğrafçıya veriyor. basılan fotoğrafları aldığında görüyorki kızının ikinci fotoğrafında, arkasında birisi duruyor. bu kişi nedense ilk ve üçüncü fotoğraflarda yok. filmin üreticisi kodak filmi muayene ediyor, bir arıza, hile, sahtecilik, dalavere bulamıyor ve fotoğrafın gerçek olduğu hükmüne varıyor. hatta o yıl büyük bir para ödülü de koyuyor, fotoğrafın sahte olduğunu ispat edene vermek üzere. denilene göre bugüne kadar kimse ödülü alamamış.

    templeton "o sırada ben ve kızımdan başka kimse yoktu çevrede" diyor. civardaki insanlar oradaki bir bataklığın uzak ucundaki bir arabanın içinde oturan birkaç yaşlı hanımmış dediğine göre.

    fotoğraf yayınlandıktan sonra "majestelerinin hizmetinde" olduklarını söyleyen ama kimlik göstermekten kaçınan iki siyahlı adamın*kendisine gelip onu sorguladığını, fotoğrafları çektiği yere gittiklerini, adamların ikinci bir astronot görüp görmediğini sorduklarını söylüyor. adamların kendisinden fotoğraftakinin o sırada oradan geçmekte olan birisi olduğunu söylemesini istediklerini, reddedince siyahlı adamların öfkelenip onu orada bırakarak arabalarıyla çekip gittiklerini anlatıyor.

    bu da fotoğrafın ta kendisi:

    http://upload.wikimedia.org/…olwayfirthspaceman.jpg

  • kendisinin işine olan saygısını şöyle anlayabilirsiniz; gittiğim çoğu konser veya gösteride belirtilen saatte çıkanını hiç görmedim. saat 9 dedilerse o saat 9:30 olur. hele konser ise saat 10:00'a kadar yolu var hatta geçer.

    işte bu adam saat tam 9:00'da sahnede olur. belki de daha erken çıktığı da olmuştur. seyirciler daha yerini almadıysa bile sahneye çıkar gelenler ile sohbet eder. herkes yerini aldıktan sonra perdenin arkasına gider tekrar sahneye çıkar.

    çok ünlü şöhretli olabilirsiniz ama işine saygı duymak çok başka bir iş.

  • eski iliskilerden geriye kalmis parcaların sergilendigi bir yermis efendim burasi. vaktiyle cok degerli olan bir takim kiyafetler, mektuplar, bir suru ivir zivir, hatta bir motorsiklet bile bulunuyormus. kalbi kirik insanlar icin bir terapi merkezi olarak goruyolarmis burayi.

    kurucularina burdan seslenmek istiyorum; iyi güzel, butun bu esyalari kavun karpuz sergisi gibi dizmissiniz de...peki ya o icimizde kalan, hayalkirikliklari noolucak? onlar nasil gosterilecek insanlara? onu da gectim, verilmek istenen mesaj ne ki burda? aman bir daha asik olmayin,cok feci olursunuz sonra mi? keske iki don bir corap gormekle cozulebilseydi bu ask mevzusu..

    gelin bari benim gazoz kapaklarimi da alin, bensiz kirik kalpler muzesi mi olurmus?

  • hayatında hiç 60 yaşında insan tanımamış bir öküzün saçmalaması.

    nikola tesla'nın 60 yaşından sonra aldığı patent sayısını biliyormusun sen ? 60 yaşının altında ki senin kaç patentin var ki üretimden, katkıdan bahsediyorsun sen sığır?

    60 yaşından büyük kaç yönetmen var biliyormusun. stanley kubrik 60 yaşından sonra eyes wide shut' ı çekti. sen hangi filmi ürettin bu yaşına kadar.

    ben bu örnekleri çoğaltırım da, sen bana iki neden sayarmısın, sen ne işe yarıyorsun? dünyaya katkın nedir?