hesabın var mı? giriş yap

  • emre kongar'ın bu gün yorum farkı programında ismini vermediği bir üniversite öğretim üyesinin yaptığı tespit. bu öğretim üyesine göre istanbul'da 12 milyon kişi yaşıyormuş. bunların yaklaşık 6 milyonu kadın olsa yaklaşık 3 milyonu 18 - 40 yaş arası çoğunluğu oluşturmaktaymış. bunların yarısı türbanlı olsa türbansız olan 1.5 milyon kadın bulunuyormuş. şimdi polis kayıtlarına göre istanbulda 750 bin vesikalı hayat kadını bulunuyormuş. buna göre her başı açık iki kadından birisi hayat kadını oluyormuş.

    tabii bu öğretim üyesinin adı yakında açığa çıkacaktır. ismi açığa çıkınca kendisine birkaç sorum olacak

    - benim ailemde eşim dahil başı açık en az 10 - 12 yakın akrabam olan hanım var. acaba bunlardan hangileri hayat kadınıdır?

    - kendi ailesinde başı açık kaç kadın vardır? bunların kaçı hayat kadınıdır?

    - hayat kadınları hep başı açık kadınlardan mı çıkar?

    artık üniversitelere bile sokulmaya çalışılan bu zihniyetin daha neler yumurtlayacağını merakla beklemekteyiz..

  • haydar:
    "sıfır bir değer değildir. bir sayı bile degildir. ancak başka bir sayının yanına gelince değer yaratır, tıpkı sevda gibi. sevdanın da tek başına değeri yok. ille de biri olmalı. sıfır ne kadar çoksa sayı o kadar çoğalır. sevda ne kadar çoksa insan o kadar çoğalır, büyür.

    biri dese ki, "sevdamı al, kendine ekle, bir ömür ile çarp, sonra sonsuza eşitle". yine değeri sıfır mı olur senin için?"

    evet (bkz: yedi numara)

  • "bir adam tanıdım, kafasız bir kadına yaşamının yirmi yılını verdi. her şeyi feda etti ona; dostlarını, emeğini, dürüstlüğünü bile.. ama bir akşam, kadını hiç sevmemiş olduğunu anladı. canı sıkılıyordu, hepsi bu. insanların çoğu gibi canı sıkılıyordu."

    tokat gibi resmen, oturup üstüne bir süre düşünmüştüm ilk okuduğum vakit.

    (bkz: albert camus)
    (bkz: düşüş)

  • lan allah belamı versin topuklu ayakkabıdan bahsettiğini entryleri okuyunca anladım. içimin bu kadar fesat olduğunu bilmiyordum. kız çok fena gaf yapmış yalnız, yazık.

  • içmeyi bilmeyen arsız turistlerin sokak ortasına bağıra çağıra kusup yattığı, şehrin dokusunu, kültürünü bombok ettiği güzelim avrupa kenti.
    buranın yerlisi mutsuzdur ve ot içip fuhuş yapmaya gelen 18-30 yaş arası görgüsüz insanlardan yana yılgındır.
    sadece türk insanı değil, dünyanın bir çok ülkesinde gençler görgü bilmez. kimseyi rahatsız etmeden mutlu olmayı da pek beceremezler.
    evler genelde alçak kat ve ana caddeye bakar. ana merkez ve coffee shoplardan çıkan gençlerin yürüdüğü cadde ve sokaklarda ev kiraları ve fiyatları, sakin konumlara göre oldukça düşüktür.

    bizdeki kadikoy barlar sokağında anıran, sağa sola işeyen ve kusan insanlar orda da tüm milletlerden görülür.
    genel olarak insanlar sigarasını kafeden alıp ırmak kenarında sohbet ede ede içip güzel bir gün geçiremek yerine limitlerine kadar içip insanların evinin önünde anıra anıra kusar sonra da kaldırımda uyurlar.

    şehir sakinlerinden marijuana kullananlar genelde evlerinde kendi yetiştirir ya da alıp eve gider ve içer.
    otellerde sigara yasağı olsa da bunu balkonlu bir otel odası kiralayarak çözebilirsiniz.

    eğlence için dışarı çıktığınızda size uyusturucu satmaya çalışacak insanlar gördüğünüzde uzak durmalısınız. özellikle kokain öneren onlarca sokak satıcısı size ezilip toz hale getirilmiş parol satacaktır.

    daha ucuz ot satıyorum diyenler de thc oranı düşük, başarısız hasat edilmiş otları satarlar.

    belediye başkanı femke halsema eleştirilse de çok doğru hareket etmekte ve şehrin şehirde yaşayan insanlar için huzurlu hale gelmesini hedeflemektedir. öncelik şehrin ortasına kusup, ertesi gün iş güç koşturacak şehir yerlisinin uykusunu imkansız kılan arsız turistin değil, halkındır. turistik imkanlar ve şehrin özgürlüğü elbette çok önemli. ben de gittiğim dönemlerde keyifle zaman geçiriyorum ancak bazı insanların kural ve sınır tanımazlığı gerçekten tahammül edilir düzeyde değil.