ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
üniversitede okurken aile ile yaşamak
-
çorapla uyumaya benziyor, sıcacık ama rahatsız edici.
15 bin tl'lik telefon almanın mantıklı açıklaması
-
alabiliyor olmak. 15 binlik telefon kadar, milletin yedikleri batmadı maalesef size. mesela sizleri milyonlarca liralık saraylar yaptırmak, ihaleler dağıtmak vs. başlıklarında da görmek isteriz.
bireyin kendi parasıyla, bireyin kendi istekleri doğrultusunda harcamasını eleştirmeniz en basit haliyle haddiniz değil.
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
hemen herkesin bilgisayarla ilk tanıştığında yaptığı, şimdi çoğu komik gelen mallıklardır.
sene 1985-86 falan, babamın aldığı commodore 64 sayesinde hayatımda ilk kez bir bilgisayarı kanlı canlı görmüştüm.
babam bilgisayarı televizyona bağladı, açtı. bilgisayar açılır açılmaz oyunlar başlayacak sandığım için elimde joystick ile bekliyorum.
meşhur mavi açılış ekranı geldiğinde hayal kırıklığı yaşamıştım. babam da -anlamamıştı herhalde ki- bırakıp gitmişti.
oyunun kasetle yüklenen birşey olduğunu da bilmiyorum daha. ready yazısı bana bakıyor ben ona bakıyorum, ne yapacağımı da bilemiyorum.
bir komut verilip bilgisayar anlasın diye bir tuşa basıldığını ve o tuşun return olduğunu da öğrenmişim bir yerlerden, çocuk aklıyla "oyun oyna" yazıp return'e basmıştım ve hayatımın ilk syntax error'ünü almıştım.
hala hatırladıkça gülerim.
bir kez gelinen hayatta çirkin olmak
-
bugün engelli bir öğrenci geldi yanıma. otosmasyon şifresini hatırlayamıyormuş. üniversitenin ilk günü, öğrenci işleri çok kalabalık olduğu için girememiş içeriye engelinden dolayı. "yardımcı olabilir misiniz acaba? " dedi.
şifresini sıfırlamak için sistemde kimlik bilgilerini dolduruyorduk çocuk "anne adı" kısmında duraksadı birden. hatırlamaya çalıştı. utandı, sıkıldı, hafızasını zorladı, birkaç isim söyledi girdik sistem yanlış dedi. çocuk da açıklamak zorunda hissetti kendini. "ya" dedi "kusura bakmayın, annem bizi küçükken terk etmiş ben böyle doğduğum için. hiç konuşmuyoruz onun hakkında ben de unutuyorum böyle bazen." içim parçalandı. öyle bir sessizlik oldu ki odada sağır olacaktım neredeyse. "müsaade ederseniz babamı arayıp öğreneyim." ... "baba" dedi "annemin adı neydi?" yine aynı sessizlikten oldu birkaç saniye. ben gözlerimi kaçırıyorum sürekli dolduğu belli olmasın diye. ama gerekçesi sürekli kafamda yankılanıyordu. "ben böyle doğduğum için..." bi isim söyledi babası. ama sesindeki sitemi duymalıydınız. böyle bir isim söyler gibi değildi, içinden bir şeyler kusar gibi söyledi.
yazdık sistem kabul etti. çocuk aynı utangaçlıkla, sıkılganlıkla gitti. hiçbir şey diyemedim öylece kalakaldım.
bu başlıkta yazılan şeylere bakıyorum şimdi. yok tipim şöyle burnum böyle, boyum şu kadar vs.
yapmayın suserlar bunlar sadece kabuk, içinize bakın. o engelli çocuktaki olgunluğu görmeliydiniz. bakışlarındaki sadeliği, mükemmel diksiyonunu, tavırlarındaki nezaketi, "çirkinliğindeki estetiği" görmeliydiniz.
etmeyin, zarfa takılmayın bu kadar. mazrufa bir bakın hele ne yazıyor içinde.
dilan yeşilgöz zegerius
-
gerizekalı mallar twitter'da tebrik yarışına girmişler, türk bayrağı emojisi falan atan olmuş. allahın embesilleri, bu karı ermeni soykırımı iddiacısı, pkk destekçisi birisi. bir bok bilmiyorsunuz hadi, en azından 2 dk açın da bakın kimmiş bu yahu diye.
ulan türk'ün, türkiye'nin hayrına birinin avrupa'da başbakan olma ihtimali var mı hiç, bu kadar mı akıl engellisiniz?
edit: olamamış zaten. beter olsun.
hayatı değiştirecek mükemmel tesadüf
-
günlerden bir gün arkadaşlarınızla diablo 2 oynamak için bilgisayar başına geçince şöyle bir bakayım diye ekşi sözlüğe girersiniz ve sol frame' de bir başlık görürsünüz. ilginizi çeker bu başlık ve açar okumaya başlarsınız. girilen genelde komik, kinayeli, serzenişli yazıların arasında bir yazı dikkatinizi çeker "vay benden başka böyle düşünen adamlar da varmış." dersiniz. nickine şöyle bir bakar aratır yazılarını okumaya başlarsınız. sizin gibi yeni bir yazardır, o da yazdığı ilk yazılardan biridir şans eseri tam o anda ekşi sözlüğe girip fark etmişsinizdir onu. sonra aklınızda kalır ismi, hergün onlarca yazarın yüzlerce yazısını beğenmenize rağmen bu yazarın adı aklınızda kalır. öyle badi butonunu falan kullanmayı bilmediğinizden her seferinde arama butonuna basıp yazdığı yazılara bakarsınız, sessizce takip edersiniz yazılarını. "ben buradayım seni takip ediyorum" temalı bir yazı yazrsınız arkadaşınıza. bir gün bir yazısı sizi çok şaşırtır aylarca seninle aynı kafadan olduğunu düşündüğün adam aslında bayandır. bu şekilde yıllar* geçer yazılarını okudukça kafa yapınızın ne kadar uyumlu olduğunu anlarsın. bir gün artık dayanamaz selam edersin, haliyle pek sıcak karşılamaz senin selamını ama bir şekilde sürer diyaloğunuz. sonra bir gün birden bir şekilde o da seni fark eder. görüşmek istersiniz ama kader buna izin vermez çünkü daha zamanı değildir. iş için bir çok defa onun bulunduğu şehre gitmene rağmen kah onun sınavı olur**, kah sen arabayla şarampole uçar ölümden dönersin* defalarca denersiniz ama bir türlü görüşemezsiniz çünkü daha zamanı değildir taşlar yerine oturmamıştır. konuşmaya devam dersiniz sürekli her gün zevleriniz ne kadar kesiştiğini ne kadar uymlu olduğunuzu fark edersiniz. kimseyle konuşamadığınız muhatab bulamadığınız şeyleri konuşur gece saat 10-11 gibi "5 dk konuşup yatayım sabah işe erken gidicem" derken ne olduğunu anlamadan saati sabahın 4 ü edersiniz. bir gün ne olduğunu o an anlayamadığınız bir sebepten kavga eder ve konuşmama kararı alırsınız. için için üzülseniz de belli edemezsiniz gurur herşeyden önemlidir çünkü. şuydu buydu derken tekrar konuşmaya başlarsınız ve size bir süre sonra konferans için oturduğun şehre geleceğini haber verir. korkuyla beklersiniz o günü bu kadar zamandır uğraşamanıza rağmen türlü felaketler ve kaderin oyunları sonucu görüşememişsinizdir. o gün sonunda gelip çatar ilk defa o gün telefondan sesini duyarsınız heyecanlanırsınız. ve onu, 4 sene boyunca yazılarını takip ettiğiniz hayal ettiğiniz, hayallerinizde göklere çıkardığınız kişiyi köprünün üzerinde size doğru yürürken görünce yanınıza gelip konuşmasını duyunca hiçte hayal ettiğiniz gibi olmadığını hayallerinizdekinden çok daha mükemmel olduğunu görürsünüz. şimdi onu o köprünün üzerinde hafif tebessüm ederek size bakarken görüşünüzden tam 4 ay sonra onunla evliliğe doğru adım adım ilerlerken bazen 4 sene önce sözlüğe girip sol frame de onun yazısını görüşünüzü hatırlar ve "işte hayatı değiştirecek mükemmel tesadüf böyle bir şey olsa gerek" dersiniz.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
şounen
-
genelde çok ilgiyle takip edilen anime/manga türü. içinde aksiyonu bol japon geyiği olmazsa olmaz bir şey. bakıldığında son dönemde bleach, naruto, one piece iyi örnekler. bir de bu tür için erkekler için diye belirtilmişler ki evet kızlar için şeker kız candy var yeter diyor, bol aksiyonlu shounenlerimize geri dönüyoruz.
28 kasım 2016 ufo saldırısı
-
normalde böyle bir şeye ben de inanmazdım ama bi 15 dakika önce gökyüzünde grup halindadlghmjgk şaka lan şaka, olm hayatınız boyunca hiçbir olağanüstü durumla karşılaşmayacaksınız, sik gibi yaşlanıp öleceksiniz işte şu durumu kabul edin artık.
yıldız futbolcunun yeteneksiz futbolcu kardeşi
-
karl-heinz rummenigge - michael rummenigge
ancak michael'in şanssızlığı diğerlerinden biraz farklıydı. zira o yetenekli olmasına ve istatistiksel olarak birçok şey başarmasına rağmen abisinin gölgesinden kurtulamadı.
ne saçlarının benzer şekilde dökülmesi, ne bayern münich de forma giymesi, ne de 309 bundesliga maçında attığı 80 gol imajını tamamlamaya yetmedi "umut vaadeden" küçük kardeşin. 7 yıl boyunca ter akıttığı bayern munich formasından geriye, real madrid maçında topukla yaptığı asistten başka pek birşey kalmadı.
50 avrupa kupası maçında attığı 11 gole rağmen -belki de dünya kupası final maçlarında abisi kadar boy gösteremediği için- hiçbir zaman federal alman ekolunun unutulmaz efsaneleri arasına giremedi.
dortmund'dan sonra gittiği urawa red diamonds günleri ise kalın bir sis perdesinden ibaret.
czn burak'ın aylık 30 bin tl kazanması
-
şaşırmayın, çok bilinen bir büyüme tekniğidir sürekli yatırımı varlığa ve işe yatırarak kasayı her zaman ekside gösterirsiniz. bir yıllık borç planınız bellidir. size borç verenler de varlığınıza güvenip size borç vermeye devam eder. apple'ın ab'ye abd'ye milyarlarca dolar borcu var ama değeri 4 trilyon dolar. vergi ödeyeceğime yüksek maaş vereyim, yatırım yapayım fikri doğru büyüme stratejisidir. böyle mahkeme olursa da valla hakim bey cebimde 5 lira var aha bunlar da evraklar, hepsi hatasız diyebilirsiniz. doğrudur, inanırım 30.000 lirası olduğuna. bankada 10 milyon tl saklamak kadar büyük enayilik olamaz. git nişantaşı'nda iki daire al 10 milyon 5 yıla 2-3 kat değerlenir. bu konuyu merak edenler "the founder" filmini muhakkak izlemeli. mc donald's köfte satarak büyümedi. açılacak şubenin arsasını şubeyi alana kiraladı ve yatırımı o arsaya yaptı. eğer bir yerde önemli bir marka açılacaksa açılacak noktadaki emlak piyasasından elde edilecek gelir ve kazanç kimseye söylenmeden hesaplanır, önceden toplanır. bugün czn burak sizin mahallede dükkan açsa sizin mahalledeki tüm emlak fiyatları uçar. czn o kar payını neden size yedirsin. kendi yer tik tokta da size izletir.
bilin ki türkiyedesiniz
hayırlı işler'in ingilizce karşılığı
-
steve jobs.
facebook'ta doğum günü kutlama samimiyetsizliği
-
aşağılık kompleksinden kırılan zavallılara pek dokunuyor bu.
sanki millet senin doğumgününü ezbere bilmek zorunda.
adam görmüş orada kutlamış, ne var bunda samimiyetsiz denecek.
sokakta arkadaşına rastlasan, laf arasında o gün doğumgünün olduğunu öğrense,
aaa, doğumgünün müüü, kutlu olsuuun,
dese kafasına çantanı mı geçirecen samimi değilsin diye..
her işiniz böyle sizin.
muhakeme sıfır.
git bi su iç, serinle, kafanın içi çeperine çekilmiş sıcaktan ama ben yine de umutlu değilim, söylüyüm..
34 yaşında hiçbir şeye sahip olmayan insan
-
böyle insanları üzmeyin. bunlardan biri kuzenim. evin tek oğlu. 7 kız kardeşi var. babasını 20 yaşında kaybetmiş. babası benim babamdan beter pis bir adammış. ölünce hiçbirşey bırakmamış tabi. senelerce orda, şurda burda çalışarak kardeşlerine ve annesine bakmaya çalışıyor. babadan anneye anneden de ona hepatit b hastası bir yandan da hastalığıyla uğraşıyor. annesi de hipertansiyon, diyabet ve diyaliz hastası. o da ölürse bu dünyada napacam diyor. hayat herkese gülmüyor işte. kınamayın insanları.