hesabın var mı? giriş yap

  • eve kola alındığında, kardeşinle eşit bardaklarda eşit miktarda içmeye kasmayı bıraktığın andır.

  • dostluk, azim, en iyisi olma, çalışkanlık, gibi alt metinler nasıl erken mangalarda yer bulup günümüze kadar tesir etti?

    her şey gibi bu temalar da gökten inmiyor ilk hayata geldikleri devrin yapısını ve gelişim süreçleri boyunca solunan havayı günümüzde dahi taşımaktalar. manganın kültürel açıdan şekillenmesi, her ne kadar meiji dönemi ve öncesinde kendine özgü örneklere sahip bir asya çizim geleneği olsa da, büyük ölçüde japonya’nın ittifaklarca işgali ve “2. dünya savaşı” sonrasını bulmakta. bu ilk temalar; aşırı milliyetçi geleneğin, savaşın kaybı ile beraber yıkık bir ülke ile karşılaşmasından sonra politik ve ekonomik en önemlisi de insani değerleri yeniden inşa çabasının halkta bulduğu yankının bir yansımasıdır.

    ittifak işgali ile japon militarizmini ve bunları yücelten her türlü yayının yasaklanması beklenmedik şekilde yayımlanmalarına hala izin verilen mangalara yönelimin önünü açtı ve bu da sanatta büyük yaratıcılıklara ve teknik gelişmelere gebe oldu, manga halkın her kesimine bir şekilde hitap eden bir anlatı tarzı halini aldı.

    gerekli olan çalışkanlık, ailevi değerlerin tahsisi, dostluk gibi temalar tabii ki vatandaşlardan beklenen unsurlar olduğu gibi vatandaşların da manga gibi en basit eğlencelerinde talep ettikleri temalardı ve manga da bu yönde evrildi.

    bu hengamede iki yetenekli sanatçı tezuka ve hasegawa ileride “shounen”(genç erkeklere hitap eden manga), ve “shojo”(genç kızlara hitap eden manga) olarak karakteristik kazanacak çok yönlü manga tarzlarının ilk tohumlarını büyük inovasyonlar ve yaratıcılıklarla beraber mangaya serpiştirdiler.

    pek çok farklı eser olmasına karşın daha anlaşılır olabilmesi adına en büyük etkiyi yaratarak kendisinden sonra gelenleri şekle sokanlara bakarsak;

    bu dönemlerin ürün olan ve çok büyük ses getiren “mighty atom”(astro boy), “shounen ruhu” denilen dostluğa değer veren, azimli ve yaptığı işte en iyi olmaya çabalayan geleneğin yaratılmasında ilk basamak görevi gördü. serinin yaratıcısı “tezuka” teknik anlamda animasyonda ve mangada geliştirdikleriyle beraber manganın babası olarak kabul edilir. kendi adına sahip “tezuka ödülleri” günümüzde dahi en prestijli ödüllerden birisi konumundadır.

    öbür koldan “machiko hasegawa”nın yarattığı “sazae-san” kolay bir hayat sürmeyen bir karakter olarak savaşlar sırasında yıpranmış hatta evsiz kalmış milyonlarca insanın temsili haline geldi, dönemin havasına uygun olarak çevresel unsurlara karşı neşeli bir direnç gösteren “sazae-san” günlük yaşantı bazlı mangaların ve shoujo’nun öncüsüdür.

    üşenmezsem daha da derinlemesine ve ileriye dönük incelemek gerek tabii. yine fena olmadı gibi.

  • “akşam namazımı kılmadan önce melissa’mın odasında yanına yatıp resim çektim ve sizinle paylaşmak istedim, bu kadar. yaşadığım dini gösterip biraz da olsun buna özendiriyorsam ne mutlu bana” yazmış.

    valla yavrucum zengin ve evli biriyle yasak aşk yaşayıp gününü gün ederek, kolay yoldan paraya kavuşarak zaten kızlarımıza yeterli özendirmeyi gerçekleştirdin.

  • 1885-1957 yılları arasında yaşamış, hitler'in en sevdiği fotoğrafçı. babası gibi fotoğrafı seçmişti hoffmann. 1908'de doğru yerde, doğru zamanda olması ve çektiği bir kaza fotoğrafı ününün pekişmesine sebep oldu. bundan sonra, en azından uzunca bir süre, yürü ya kulum hikâyesi...
    ertesi sene kurduğu atölyesi ile basına fotoğraf sağlamaya başladı. tematikleri arasında savaşın eşiğindeki almanya'nın politik yaşamı, figürleri, bilim adamları, modacıları sayılabilir. birinci dünya savaşı'nın kopması ile birlikte önceleri münih'te çalışmaya devam eden sin, savaşın son yılında fransa'da cepheye sürülmüştü. savaşın bitimi ile birlikte tekrar eski işine döndü. yavaş yavaş aşırı sağ eğilimli oluşumlarda yerini almaya başladı. dietrich eckart ve völkischer beobachter eksenine yaklaştı.
    1920 yılında nsdap üyesi oldu ve giderek sivrildi. birkaç sene sonra almanya'da yükselen bir adamın, portrelerini çekiyordu. bu adam, ileride çok yakın dostu da olacak, adolf hitler idi. hoffmann, partinin yayın organlarında, propaganda metinlerinde hep imzası olan isimlerden biri olmuştu. büyük bir servete kavuştu. führeri ile olan yakın ilişkisi, kızı henriette'nin baldur von schirach ile olan evliliğinde iyice ayyuka çıkmıştı; hitler, şahit olduğu düğünde, genç evli çifte bir de köpek hediye etmişti.
    1937'de açılan grosse deutsche kunstausstellung sergisi için hitler tarafından eser seçmekle görevlendirildi. bu arada bir de kendisine profesör ünvânı bahşedilmişti. entartete kunst sergisi için oluşturulan komisyonda da yer aldı; nazilerin sanat terminatörlerinden biri oldu.
    ikinci dünya savaşı bittikten sonra hapse konan ismin arşivi bir manada, olanların ya da bir tarihin vesikalarıydı. yargılandı, 1950'de tutukluluk hâline son verilen hoffmann, 1957 yılında münih'te ölmüştü.

  • ödemiş olduğum son 3 faturamı gün itibariyle benim son faturamı ödediğim karttan tekrar çekilmesi rezaletidir.

    biraz önce cep telefonuma üst üste 3 defa kartımdan farklı miktarlarda para çekildiği haberi geldi. hemen bankayı aradım, banka bana bu çekimlerin digitürk tarafından yapıldığını söyledi.

    hemen digitürk müşteri hizmetlerini aradım.. ödemiş olduğum son 3 faturamı bugün tekrar benim kartımdan çekmişsiniz, bu 3 faturanın toplam 400 tl civarında bir para yapıyor geri ödenmesini istiyorum dedim.

    müşteri hizmetleri sistemde baktı ve bana dedi ki.. evet fazla çekilmiş şimdi kayıt oluşturuyoruz 15 gün!!!! bak bak 15 gün içinde iade edilecekmiş!!!!

    tabi o an kan beynime sıçradı.. sistemde borcum yok! ödenmemiş faturam yok! bu arkadaşlar benden habersiz benim kredi kartımdan daha önce ödemiş olduğum 3 faturayı tekrar çekecekler.. sonra bu parayı 15 gün işletip bana geri ödeyecekler...

    müşteri hizmetlerine ben 15 gün filan değil bugün bu paranın geri ödenmesini istiyorum dedim. bana yapamayız dediler.. peki dedim genel müdürlüğü arıyorum diyerek kapattım telefonu.

    şimdi genel müdürlüğü aradım.. finans ile görüşmek istedim arkadaşa durumu anlattım , yemeğe çıkmış arkadaşlar saat 1 den sonra arayacaklarmış beni.. yok dedim siz aramasanız da ben saat 1 den sonra arayacağım zaten diyerek kapattım telefonu..

    benim gibi binlerce kişiden yanlışlıkla çekilmiş diye 300 500 para çekseler ve bu paraları bir güzel işletip 15 gün sonra iade etseler.. ne güzel para kazanırlar dimi!!
    ne kadar güzel ne kadar akıllı bir firmasın sen digitürk!!

    şimdi saat 1 den sonra arkadaşlar yemeklerini yedikten sonra görüşeceğim kendileriyle , bu benden çaldıkları parayı aynı gün iade ediyorlar mı etmiyorlar mı yapılan şey gerçekten yanlışlık mı yoksa hırsızlık mı göreceğiz.

    edit1 : şimdi sosyal medya tarafından bir arkadaş aradı beni, olayı kendisine tekrar açıkladım.. bana verdiği cevap 15 gün içinde ödeme yapacaklarmış.. çünkü aynı gün parayı geri veremezlermiş.. bankalarla görüşmeler ve iade süreç alıyormuş. tek yapabileceği acil olduğunun kaydını açmakmış.. tamam dedim siz kaydınızı açın ben öğleden sonra genel merkezinizle görüşeceğim dedim.

    edit2: bir gerzek fakir işi rezalet demiş!! 400 tl yi beğenmemiş arkadaş! kanımın beynime sıçramasının nedeni 400 tl değil.. biri gelip senin cüzdanından senden habersiz 400 tl paranı çalacak.. sen bunu fark ettiğin zaman tamam çaldım 15 gün sonra öderim diyecek! seni aptal yerine koyacak.. ve sende bunu içine sindirebileceksin!! senin gibi adamlar var olduğu sürece böyle firmalar binlerce kişiden para çekmeye devam eder.

    edit3 : şu an genel müdürlükten aradılar.. ve iade işlemini bankaya bildirdiklerini söylediler.. en geç yarın öğlene kadar hesabınıza geçecektir dediler. olayın neden kaynaklandığına dair hiç bir bilgi yok. demek başımıza böyle bir olay geldiğinde 15 gün beklemek gerekmiyormuş.. direk genel müdürlüğü arayıp sözlükte başlık açmak yetiyormuş. ben paranın hesabıma geçtiği tarihi tekrar yazacağım.

    edit4: 28 ekim tarihinde iade işlemleri yapılmış.. bugün itibariyle fazla çekilen paralar kartımın kullanabilir hesabına aktarılmıştır.