hesabın var mı? giriş yap

  • oradan buradan aparma içeriklerine, ölüm tarihinizi tahmin ediyoruz testlerine, kazağının altında külot giyip elinde kahve tutan tumblr kızı gifiyle doldurulmuş "gerçek aşkı bulunca anlayacağınız şeyler" galerine filan razıyım, istedikleri kadar para kaldırsınlar umrum değil, bu ülkede en çok acun, seda bacı filan kazanıyor sonuçta, yeter ki şehitler üzerinden hit almak için yırtınmasınlar. bugün yüksekova saldırısıyla ilgili bir anketine bir de galerisine rastladım, bu kadar da kepazeleşilemez:

    "dağlıca'dan gelen kötü haberler sonrası sosyal medyada pkk saldırısında 10'un üzerinde askerin şehit olduğu bilgisi geldi ve ardından olaylar gelişti"
    demek olaylar gelişti? kaderimin yazıldığı gün dizisini, maçta yapılan taşkınlığı anlatıyor sanki. olaylar gelişmişmiş lan, vay amk.

    sonra üstüne bir de anket çakmışlar, tek eksiğimiz tamamlanmış: "dağlıca saldırısı'ndan sonra herkesin bir fikri var. peki sen ne düşünüyorsun?". birinin genital gölgesini düşünüyorum, dile getirmek istemiyorum. sen de olaya bu kadar üzülme onedio, kendini bu kadar paralama, hasta masta olursun mazallah, don renginizi tahmin ediyoruz testlerine geri dön.

  • gizli değil aslında alenen verilen mesajlardır.
    - dış görünüş her şeyden önemlidir, prenses olmak için güzel mi güzel, prens olmak için yakışıklı olman gerekir. zaten güzel/yakışıklı değilsen masalda ya yan karakter olabilirsin, ya da kötü olursun. güzel=iyi, çirkin=kötüdür.
    - kadınlar aciz yaratıklardır. güzel ve saf olanları kendilerini olmadık durumlara sokarlar (bir kuleye hapsedilip saçını uzatmak, bir ormanda avcı tarafından terkedilmek vb.). onları bu durumdan bir erkek kurtarır ve buna karşılık kadın ona aşık olur. kadının aşık olma sebebi aczine son verilmesi, ona sahip çıkılmasıdır.
    - kadınlar ya güzel ve saf, ya çirkin ve kötüdür. erkekler genellikle kötü olmaz, kötü bir kadının oyununa gelip kötülüğe alet olur sadece. ama her koşulda kötü kadın da emeline ulaşamaz çünkü iyilik her zaman kazanır.
    - ortadirek adamın masalı olmaz, ya kral olacaksın, ya da bir kralın çocuğu. fakirsen de bunlardan biriyle evleneceksin. yoksa masalsı bir aşk olması zor.

  • bazılarımızın kedi videosu izlemek, bazılarımızın gezdiği yerlerin resimlerini paylaşmak, bazılarımızın ders çalışmak*, bazılarımızın oyun oynamak* için buluştuğu ortak yer internet. peki internet bu günlere nasıl geldi, cebimizdeki aletten kedilerin sakarlıklarını izleten teknolojinin nasıl bir tarihi oldu, internetin ilkleri neydi ;

    4 ekim 1957 tarihinde sovyetler birliği ilk el yapımı uydu olan sputnik'i dünyanın yörüngesine göndermişti. aslında gönderilen bu uydunun pek işlevsel olduğu söylenemez zira sadece dünyanın yörüngesinde dolaşıp bip sesleri çıkarmaktaydı ancak sovyetlerin bu teknolojiyi ellerinde bulundurmaları amerikayı endişelendirmişti. o sıralar amerikalı bilim adamları ve mühendisler daha büyük televizyonlar, daha hızlı arabalar yapmakla meşgulken sovyetlerin uzaya bir şeyler göndermesi soğuk savaşı yenecekleri anlamına geliyordu.

    sputnik'in uzaya gönderilmesi amerikalıların bilim ve teknoloji hakkında daha ciddi düşünmelerine sebep olmuştu. o tarihten önce kimya, fizik, matematik gibi dersler lise ve orta okulda verilmez, eğer bölümle ilgiliyse üniversitede verilirdi. bilim konusunda geri kaldığını düşünen amerika bu dersleri çocuklara daha erken öğretme kararı aldı. bunun yanı sıra birçok firma hükümet desteği alarak bilimsel ar-ge çalışmalarına başladı. federal hükümet ise kendi bünyesinde şirketler kurdu. bu şirketlerden birisi nasa, diğeri ise interneti icat edecek olan arpa'ydı.

    amerikan vatandaşlarının korkusu, sovyetlerin olası bir saldırı durumunda telefon hatlarına zarar verirlerse ne olacağıydı. sadece tek bir füzeyle bütün kablo ağlarını yok ederek uzun mesafeli iletişimi kesmek mümkündü. buradan ortaya yeni bir fikir atıldı ve bilgisayarların birbirleriyle konuşabileceği bir sistem düşünüldü. bu sayede eğer telefon hatları zarar görse bile hükümet yetkilileri bilgisayarlar aracılığıyla iletişime geçebilecekti.

    1965 yılında paket anahtarlama ismi verilen yeni bir teknoloji geliştirildi. paket anahtarlamada veriler öncelikle paketlere ayrılıyor daha sonra gideceği yere kendisi gidiyordu. paket anahtarlama olmadan verinin gideceği yer bir insan tarafından belirlenmeliydi ki bu sistem tıpkı telefon hatları gibi kolaylıkla zarar verilebilecek bir sistemdi. burada bir parantez, o yıllarda telefon santralleri bulunurdu ve telefon görüşmesi yapmak için önce santral aranır, santraldeki görevli kişi telefonu açar ve hangi numarayı arayacağınızı sorardı. numarayı söyledikten sonra santral o numarayı çevirir ve bu sayede karşı tarafla görüşmeye başlanırdı. paket anahtarlama santral ihtiyacını ortadan kaldırmıştır.

    1969 yılında iki bilgisayar arasında ilk mesaj gönderildi. her ikisi de küçük bir ev boyutunda olan bilgisayarların birisi kaliforniya üniversitesinde, diğeri ise stanford'da bulunmaktaydı. ilk mesajın "login" olması gerekmekteydi ancak bir sistem hatası yüzünden sadece "lo" harfleri karşı bilgisayara gelmişti. sorun kısa sürede çözüldükten sonra mesajın tamamı sorunsuz şekilde gönderilebilmişti.

    1969 yılının sonunda arpanet'e bağlı sadece dört bilgisayar vardı. 1970'li yıllarda internet hızla büyümeye başladı. 1973 yılında ilk uluslar arası ve deniz ötesi bağlantı sağlanmıştı. birisi ingiltere'de diğeri norveç'te bulunan iki bilgisayar daha internete bağlanmıştı. ancak internetin bu kadar hızlı gelişmesi bazı sorunları beraberinde getirmekteydi çünkü bütün bilgisayarlar tek bir bağlantı üzerinden haberleşmekteydi.

    1970'lerin sonunda bu sorunu çözecek yöntem geliştirildi. adına tcp denilen bu protokol sayesinde internete bağlı her bilgisayar kendi küçük ağlarını oluşturmuştu. tcp, daha sonra tcp/ip olarak değiştirilecekti.

    ilk e-mail 1971 yılında gönderilmişti. bu mail sistemde bulunan diğer bütün kullanıcılara gitmişti.

    arpanet askeri amaçla geliştirilmişti ancak halkın kullanımına açmak fazla sürmedi 1974 yılında telenet halka interneti ulaştırmaya başlamıştı. bu sebeple telenet ilk isp'dir.

    1977 yılında ilk modem piyasaya sürüldü. bu sayede interneti evlerinde kullanan insanlar daha kolay bağlanmaya başlamıştı.

    1978 yılında ilk spam mail gönderildi. dec 2020 isimli bilgisayarın reklamıyla ilgili bir maildi ve yaklaşık 400 kişiye gönderilmişti.

    geliştirilmesine 1970'li yılların başlarında başlanan plato 1972 yılında grafiksel arayüze sahip olmuştu. plato üzerinden çalışan kişiler bu sistemi 1978 yılında oyun oynamak için kullanmaya karar verdi. bu sayede ilk multiplayer online oyun oynanmış oldu. aynı anda 32 kişinin oynamasına izin veren oyun basit bir dungeons and dragons modeliydi.

    1980'li yıllarda internet sadece haberleşme aracının dışına çıkmıştı ve internet üzerinden dosya gönderimi yapılmaya başlanmıştı.

    1985 yılında ilk domain symbolics.com kayıt edildi.

    ilk arama motoru archie, google'dan 8 sene öncesinde yapılmıştı.

    1990 yılında günümüz internet sitelerinin çoğunu oluşturan html tasarlandı. ilk internet sitesi kabul edilen info.cern.ch 6 ağustos 1991 yılında internetteki yerini almaya başlamıştı.

    1991 yılında ise internet günümüzde kullandığımız şekline dönüştü ve world wide web kullanıma sunuldu.

    internete ilk resim 1992 yılında yüklendi. parodi bir müzik grubuna ait olan bu resim tim burners lee tarafından yüklenmişti.

    22 nisan 1993 tarihinde ilk görsel internet tarayıcısı olan mosaic ortaya çıktı. 1 sene sonrasında netscape piyasaya sürüldü. günümüzde kullandığımız google chrome, mozilla firefox, opera, internet explorer gibi internet tarayıcıların çoğunu mosaic'den ilham almıştır.

    1994 yılında yahoo! jerry yang ve david filo tarafından kurulmuştu.

    ilk banner reklamı 1994 yılında hotwired.com sitesinde çıkmıştı. at&t tarafından desteklenen bu reklam müzelerin reklamını yapmaktaydı.

    internet üzerinden ilk alış veriş işlemi 1994 yılında yapıldı. sting'in ten summoner's tales albümü 12.48 dolar karşılığında satılmıştı.

    aerosmith'in head first isimli şarkısı sadece internetten indirilebilmekteydi, albümlerinde bulunmamaktaydı. bu şarkı 1994 yılında geffen records tarafından internete yüklendi.

    amazon üzerinden yapılan ilk sipariş 1995 yılında bir kitap üzerinden gerçekleşti. aynı yıl e-bay'da ilk satışını gerçekleştirdi ancak bu satış bozuk bir lazer üzerinden yapılmıştı.

    ilk mmo oyun meridian 59, 1996 yılında piyasaya sürüldü. ancak mmo piyasasını popüler yapan oyun 1997 yılında çıkış yapan ultima online olmuştur. ilk kez beklenenin üzerinde başarı yakalayan oyun ise 1999 çıkışlı everquest'tir.

    1998 yılında 2 üniversite öğrencisi google'ı kurdu.

    1999 yılında livejournal'ın yaratıcısı brad fitzpatrick "this is a test" diyerek sitenin ilk içeriğini girdi.

    internet ansiklopedisi wikipedia 2001 yılında ortaya çıkmıştı.

    ilk sosyal medya sayılan friendster 2002 yılında çıktı ancak pek sosyal medya işlevini göremedi zira sadece 2000 civarında üyesi vardı.

    2003 yılında ilk skype görüşmesi gerçekleşti. geliştirici ekipte bulunan kişinin söylediği "tere, kas sa kuuled mind ?" sözleri ise ilk skype üzerinden söylenen ilk sözler oldu. estoynaca olan bu sözlerin anlamı "merhaba, beni duyabiliyor musunuz ?"'dur.

    facebook'un kurucu ekibinden olmayan ilk kişi arie hasit 2004 yılında profilini açmıştı. şu an kendisi israil'de dini eğitim almakta. 2006 yılında ise facebook üyelik kaydını herkese açtı.

    dünya üzerinde birçok kişiyi gece gündüz bilgisayar başına bağlayan world of warcraft 2004 yılının sonlarında piyasaya sürüldü.

    internetin ön sayfası denilen reddit, 22 yaşında iki arkadaş tarafından 2005 yılında kurulmuştu.

    2005 yılında youtube'un ilk videosu "me at the zoo" yüklendi. videoda youtube'un kurucu ekibinden birisi hayvanat bahçesinde filin önünde bulunmaktadır.

    twitter'ın kurucu ekibinden jack dorsey 2006 yılında "just setting up my twttr" diyerek ilk tweet'i atmıştır.

    2010 yılında instagram'ın kurucu ekibinden kevin systrom çektiği bir köpek resmini yükleyerek ilk instagram gönderisini gerçekleştirmiştir.

    başarılı bir soru cevap sitesi olan quora 2010 yılında erişimini herkese açtı.

    google'ın pek başarılı olmayan sosyal medyası google+ 2011 yılında çıkışını yaptı.

  • şimdi bu sayfanın tinder vb. date uygulamalarından ne farkı var. nesi rezalet nesi kepazelik.
    kendi despot kafanızla bir kalıba soktuğunuz insanları yine kendi değer yargılarınızla yargılamaktan vazgeçin ammınakoduklarım.

  • "başbakan ensar'ı savundu, aile bakanı ensar'ı savundu, cumhurbaşkanı ensar'ı savundu, müsade edin de çocukları da ben savunayım"

    kemal kılıçdaroğlu

  • dünyada eşi benzeri görülmemiş bir toplumsal deneyin ortasındayız. hakikaten üzerine hukuki tez yazılacak cinsten bir durum bu. ortada bir mevzuat yok (varsa söyleyin avukat olarak ben bulamadım) , yetkililerin "doğrudan" alkol yasağı olduğuna dair bir söylemi yok ; sadece toplumsal olarak böyle bir söylem var ve toplumun neredeyse tamamı bunu kabul ederek bu yasağa uyuyor ya da varlığını kabul ediyor. kitlesel histeri yoluyla kanun uydurup buna uyan dünyanın ilk toplumu olarak tarihe geçtik sanırım.

  • "yaşayandan çok yaşamayan vardır burada.."

    esenler otogarını betimlemek isterken ülkenin özetini geçmiş.

  • hayatımda ilk kez bir tabela üniversitesinde bir dersin hakkıyla notlandırıldığını görüyorum. hocaya burdan tebriklerimi yolluyorum.

  • filmleri, bir film sahnesine ait bir fotografin altina yazilmis bir replik kadar taniyan,

    sair, dusunur yahut yazarlar hakkindaki fikirleri, sadece onlara ait bir cumle, dize ya da kisa bir paragraf kadar olan,

    arkadaslarla bir sey yapmayi, kahvenin adinin bile kahve olmadigi ucube mekanlarda karsilikli oturup telefonlara gomulmek sanrisi ile karistiran,

    baskalarinin dayattiklarini, hic suzgecten gecirme geregi duymadan dogru kabul edip icsellestiren ve bu sayede adim adim kendine yabancilasan,

    bu yabancilasma ve surekli poh pohlanma yuzunden, yedigi yemek, o an nerede oldugu, o gun ne giydigi, o hafta sonu kiminle oldugu baskalarinca gercekten onemseniyormus zannedecek kadar benzersiz bir ego sahibi olan,

    nihayetinde, tum bu sanrilarin kacinilmaz sonucu olarak oncelikli ihtiyaci 'ilgi' olan, tum hareket, davranis yahut soylemleri sadece ilgi cekmek adina olan, istedigi ilgiyi bulamadigi anda kendini dunyanin en mutsuz insani ilan eden, bambaskalasan bir nesildir muhtemelen.

    mutlulugu, 'oglen yemegimizzz kips kips' etiketi ile paylasilan bir fotografin toplayacagi 'like'ta arayanlar, mutsuzluga mahkumdur.

  • geçenlerde buradan bir kıymetli yazarla buluştuk, tanıştık. nickini vermeyeceğim anlatacağım şeyi paylaşmak isteyip istemediğini bilemediğim için ama şöyle bir şey anlattı, hani hayalini kurduğumuz şeyler bir dua gibi bir dilek gibidir ya, ben hayalini hiç kurmamışım ondan böyle oldu herhalde dedi. yani bunun gibi bir şey anlattı.

    o anlatırken, ben sessizce dinliyorken, şunu fark ettim ki ben de daha önce aynısını düşünmüştüm. kendimi izler gibi dinledim.

    hayalini kurduğum ne varsa, öyle ya da böyle, kıyısından köşesinden gelip buldu bir şekilde beni. öyle şeyler yaşadım ki, birebir aynı, sanki kendi elimle çizdim hayatımı. fakat ben hiç evlilik hayali kurmadığımı fark ettim. hiç nasıl bir yuvam olur, eşim, çocuklarım nasıl olur ya da olmalıdır gibi hayallerim olmadı benim. ne çocukken ne ergen ne de yetişkinken.

    hayalini bile kurmadığın bir şey nasıl gelip seni bulur ki? çok saçma değil mi? yalnızlığımı bile elimle çizdim sanırım.

    bazısı bunu farkına varmasa bile hep hissediyor galiba.