hesabın var mı? giriş yap

  • şu şekilde tahlil edilebilecek şarkı sözü;

    aşk bu kızılötesi: şair burada aşkın kızıldan da, yani kandan da öte olduğunu söylüyor ve bunu ifade ederken "kızılötesi" kelimesini kullanarak harika bir kelime oyununa imza atıyor.

    yaralı müzesi: yine aşk'ı tanımlarken kullandığı bir ifade. aşka düşen herkesin yaralandığını ve dönüp dolaşıp bu yaralı müzesinde yerini aldığını anlatıyor.

    hareket edemem: şairin kendisi de aşktan yaralananların sergilendiği yaralı müzesinde ve bu müze öylesine kalabalık ki, şair içeride hareket edemiyor, belediye otobüsü gibi!

    şimdi tüm ekşici piçler serdar ortaç'dan özür dilesin.

  • trabzonspor galibiyeti ülke puanına 0.4 puan ekleyerek senelik puanımızı 11.2'ye, son 5 yıllık puanımızı ise 31.5'e çıkardı. sıralamadaki 12. yerimizi korumuş olduk böylece.

    arkamızdaki ülkeler ya puan alamadılar ya da 0.4 veya daha düşük puanlarda kaldılar. bu durum normal çünkü çoğu ya takımsız kaldılar ya da tek takımla devam ediyorlar. sadece ukrayna iki takımla devam ediyor.

    önümüzdeki üç ülkeden sırbistan ve avusturya tek takımla devam ederken iskoç takımları zaten kupalara veda etmişlerdi. türkiye ise 4 takımla devam edecek, hatta üç takım bu turu pas geçtikleri, trabzon da rövanş öncesi 1-0 gibi temiz bir galibiyet aldığı için bir sonraki turda da 4 takımla devam edebiliriz.

    bir diğer güzel haber, benim orta vadede rakip olarak gördüğüm ve turnuvalara bizim gibi 4 takımla devam eden belçika'nın bu haftayı puansız kapatması oldu. orta vadede türkiye'nin iskoçya, avusturya ve sırbistan'ı geride bırakıp 8. sıra için belçika ile mücadele edeceğini düşünüyorum, bu sebeple benim gözüm genelde belçika maçlarında oluyor.

    haftanın görünümü
    görsel

    not: ülkece gündemimiz depremken uefa puanı mı düşüneceğiz diye ben de düşündüm ama deprem bölgesindeki arkadaşlarım bile kafa dağıtmak için dünkü maçı takip ettiler. narkoz niyetine...

  • *aklı başına oturmamış sığırın toplumdaki demografik yapıdan sosyolojik tespit yapma çalışmasını yüzüne gözüne bulaştırması sonucu mal durumuna düşmesine sebep olan başlık.

    *yazma ediminin sıçma edimiyle aynı şey olduğunu zanneden entelektüel dünyası sığ insan önermesi.

    *anasının babasının 3 kuruşluk ssk emekli maaşıyla kendisine 501 alma hayalleri kuran lumpen proleter kusmuğu

    edit:40 yaşındayım hem okurum hem yazarım

  • geçen sene, kocasını bir kaç sene önce kaybeden teyzemle alışverişe çıkmıştık. elli yaşlarında bir kadın.
    pentideyken ona da bazı modeller gösteriyordum bak renkleri ne kadar güzel sana da alalım diye. çok utandı ve geçiştirdi beni.
    sonrasında evdeyken sordum, hayatı boyunca krem ve beyaz düz çamaşır kullandığını söyledi. yeni evlendiği zamanlarda heveslenip almış renkli dantelli çamaşırlar ve kocası haşlamış bunu hayat kadını* mısın diye. sonrasında hiç eli varmamış.
    daha sonrasında hediye olarak bir kaç set aldım. geçen sordum, kendine de almaya başlamış. ne kadar güzeller diyor.
    kadınlar hevessiz değil, türkiyede komple hayata bakış açısı rezalettir.
    öncelikle, başka kadınlarda fantezi iç giyim görünce bayılıp da eşinde görünce suçlayan türk erkeklerini sorgulamak lazımdır.

  • yer: budapeşte
    mekan: iş sonrası gidilen bar
    sene: 1990
    dramatis personae: cs, irlandalı adam, ingiliz adam

    ingiliz: ne işiniz var kıbrıs'ta?
    cs: sizin irlanda'da ne işiniz varsa bizim de o işimiz var (bkz: hedef saptirma)
    irlandalı: hop hop, bazılarımız istiyor ingilizleri
    ingiliz: bak, gördün mü? sizi isteyen var mı kıbrıs'ta?
    cs: nüfusun yaklaşık %30'u türk orada
    irlandalı: ya aslında bu ingilizler irlanda'da olmasa daha iyi
    ingiliz: niye? ne zararımız var size?

    cs birasına geri döner... görev tamamlanmıştır...