hesabın var mı? giriş yap

  • tekrar yazıyorum avrupanın tarım ve hayvancılıkta iddiası olmayan bir ülkesinde dana kıymanın kilosu 12 lira. inanmayan olursa fişiyle faturasıyla koyarım. aynı ülkenin alım gücü türkiyenin üç katı, gsmh ile düzeltilmiş ortalama maaş türkiyenin iki katı, benzinin litresi 3 lira, bira 50 kuruş.

    türkiyede kriz yok.
    türkiyede kriz bir yaşam biçimi.

    ayılın isyan edin diye yazıyorum şunu ama hiç ümidim yok. hayvanın yemini ithal ediyorsun, hayvanı ithal ediyorsun, hayvancıdan markete kadar araya 5 tane aracı sokuyorsun, hayvancılıkta en ilkel üretim tekniğini kullanıyorsun, hayvancılık politikan yok, buna rağmen bir kabulleniş içindesin canım kardeşim.

    eti bugün kilosu 25 liradan satıyoruz deseler camı çerçeveyi indirir 50 kilo stok yaparsın ama bu amk yerinde neden bu kadar pahalı lan bu et demiyorsun. medeni ülkeler için lüks değil lan o kıyma dediğin nane. doğru düzgün yönetilse, birilerini zengin etmek için şerefsiz fırsatçılara imkan verilmese rahat rahat yersin içersin.

    kabahat hayvancıda değil onun iliğini kemiğini emen tüccarlarda, o tüccara göz yuman devlet aklında. bir uyansan höt desen her şey değişecek canına yandığım. kurtul artık şu biz dünyanın zirvesindeyiz, herkes bize hayran, herkes bize düşman kafasından. seni kıskandığını sandığın adam her hafta kilo kilo ete ekmek banıyor sen kurbandan kurbana kavurma hayali kuruyorsun.

    isyan et arkadaşım.

    edit:
    kanıt diye yırtınan bir kitle var üşenmedim bugün markette fotograf çektim. buyrun.

    fiyat çek korunası cinsindendir.
    tl karşılığı kilosu 10.5 tl ediyor.

  • sanki her hafta bütün şarkıcıların ibrahim tatlıses'i eğlendirmek için canlı yayına çıkmış izlenimi veren program.

    ibo oturuyor etrafına bakıp gülümsüyor, şarkıcılar da önünde şarkı söyleyip dans falan ediyor. konsepte bak mk.

  • ah be ayşe.
    bir kadın cinayetine kurban gitseydin, ağlardık senin arkandan. lanet okurduk özgür'e. üzülür, göz yaşı dökerdik. özgecan gibi bir simge bile olurdun belki.

    birisi çıkıp o da haketmiş ama deseydi onu linc ederdik el birliği ile. sözlükten bile uçurulurduk.

    şimdi doya doya söyleyebiliyorum.
    o dayağı sen haketmişsin be ayşe.

  • adamı terk etmiş belli ki. proust'un dediği gibi; bir ilişki biterken şefkatli konuşan taraf, artık sevmeyen taraftır.

  • "atom fiziğine de profesörlüğüne de lanet olsun. insanlık için çalıştık sokakta kaldık. bundan sonra kumarbazlığı, itliği,hergeleliği öğreniciğiz. " şeklindeki kadirizmin güzide repliğidir. filmin adı da ceza olsa gerektir.

  • bir türk erkeği, hiç cümle kurmadan; "eyvallah", "bakarız", "kısmet", "hayırlısı" diyerek en az 5 yıl yaşayabilir.

  • -anı- 9:25

    2000-2001 yılbaşı... yani 2000.. yılının aralık ayı falan....
    asdasda teknedeyim... karayiplerde... mustik adasının açıklarındayım...
    işte.... eşim.. çoluğum çocuğum...
    allah rahmet eylesin bizim cem şaşmaz...
    eşi...
    1-2 tane daha misafirim.... teknedeyiz....
    adasf öğleden sonrası yılbaşından 1-2 gün önce....
    işte yeni demir atmışız ..... işte orda duruyoruz falan....
    aradan bi yarım saat bi saat geçti birisi bağırıyor denizden,
    ceeeeeeem
    ceeeeeeem, cıkk
    karayiplerin ortasında....
    birisi cem diye bağırıyor, bizim teknenin arkasından....
    dedik kim bu huaadasd falan çıktım baktım bi baktım cem boyner.
    aaa napıyon falan gel bilmem ne....
    .
    .
    .

    edit: bu videoyu 2 sene kadar önce şuan hayatta olmayan çok sevdiğim bir kardeşim atmıştı. "kanka millette ne anılar var ben cümleye maksimum 'beşiktaşta arkadaşlarla' diye başlıyabiliyorum, adam okyanusun ortasından koordinat veriyo" diye anlatıp gevrek gevrek gülerek anlatmıştı. videoyu keşfetme hikayesi de youtube'da eski golcülerin gollerini izlerken jardel'in gollerine gelmiş, jardel'den aklına cem uzan gelince oturmuş bi saat cem uzan röportajlarını izlemiş. arada bu sahneyi görünce de müzmin fakir arkadaşı ben gelmişim aklına, benimle paylaşmak istemiş :) bunları bize niye anlattın diye sorarsanız eğer; siz bu entariye her oy verdiğinizde güzel kardeşim aklıma geliyo yâd etmiş oluyorum. hepinizi seviyorum ama onu daha çok seviyodum...

  • ben de aynı durumdayım. oyun oynarken sanki boşa kürek çekiyormuşum ve hayatı kaçırıyormuşum gibi geliyor. gün geçtikçe sorumluluklarım artıyor. yapacak daha önemli şeyler görüyorum. bunu oynayacağıma musluk söküp takmayı öğrenmem lazım diyorum mesela. oyunun beni geliştirmediğini ve kendimi geliştirecek bir şeyler yapmam gerektiğini düşünüyorum.

    çocukken öyle değil. sonsuza kadar yaşayacakmışsınız ve zamanınız çokmuş gibi geliyor. öğrenmem gereken hayatı ileride öğrenirim diyorsunuz. yaşlandıkça ömrün bitmesine az kalıyor, hayatın kısalığını fark ediyorsunuz. annem, babam daha kaç yıl yaşayacak? onlarla vakit geçirmem lazım diyorsunuz. bu kısa hayatta oyuna zaman ayırmak istemiyorsunuz. zaten işten güçten vakit kalmıyor kendinize.

    oyun oynayan,keyif alanlara saygım var ama bende bu şekilde oluyor.

  • bana entry sildiren, taraftarı olduğum kulüptür. son süreçte didier drogba ile alakalı yazdığım entry'leri sildim. sildim çünkü haksızmışım. tribünlerde hakikaten bahsedilen ırkçılığı yapan pislikler varmış ve benim taraftarı olduğum, çocukluğumdan beri desteklediğim kulübüm bu pislikler hakkında gerekeni yapmak yerine, türlü türlü sözde video/fotoğraf kanıtlarıyla bu adamları savunur duruma geçmiştir.

    benim kulübümün savunulacak bir yanı yok. yok çünkü yönetenler, 3-5 çapulcunun yaptığı pisliğin 106 yıllık bir tarihe leke sürmesine göz yummakla kalmayıp, bu lekeye alet olmuştur.

    tükürdüğümü yalıyorum arkadaş. didier drogba; sesli isyan ettin ya, helal olsun.