hesabın var mı? giriş yap

  • kepazelik.

    linki şu: http://www.youtube.com/watch?v=pmcqrzl3kkq

    mesajı da şu:

    sevgili çoban çocuk,
    ne kadar yazık sana. öyle oğlaklarla, oksijenli havada, taş dizerek filan köylü köylü yaşıyorsun toz toprak içinde. ay kıyamam dişi de yok ne tatlı! halbuki köyüne gelip toprakları dinamitlesek, savrulsan şöyle bir. şaşkın şaşkın bakmana aldırmadan, sen ne olduğunu anlamadan gökten demirler, betonlar yağdırsak, asfaltlar döşesek her yere, egzoz egzoz kokutsak ortalığı ne güzel olur. çok iyiyiz değil mi? her şey senin için çoban çocuk. senin iyiliğin için. sen modern ol, öyle pisilkelköylü olma diye. toza toprağa belenme diye. taşları üst üste dizeceğine legoları diz, plastik topunla oyna, saf keçi kaymağı yiyeceğine e330 içeren algida ye diye. sonra da kirlenmek güzeldir diyip, sana debelenecek bir parça çimen ekelim kapının önüne, ona da "çimlere basma" diye tabela yazalım, basama diye. o içine ışınlandığın dublekse annen temizliğe gitsin, sana da "varoş" diye gülebilelim diye. o filmin başındaki böceği de detan böcek yemiyle yuvasında öldürelim, o çalıyı da keselim yerine ithal bahçe düzenlemesi yapalım da ihya ol diye. çünkü sen milletin efendisisin, efendi efendi otur şehirde diye.

    şehirleşme ne kadar muhteşem bir şey bilemezsin çocuk. bunu tartışmaya bile gerek yok. konya ovası'nın yüzölçümünden de utanmadan buğday ithal etmek ne şahane. iki kelimeyle gerçek oluyor bu: tarım politikası. (başka öyle sihirli şeyler de var üç harfli, sen cahilsin, bilmezsin. abd var, imf var, akp var.) senin karnını çobanlıkla, çiftçilikle doyurmanın yollarını arayacağımıza seni, kendini bile köyünden, köylülüğünden tiksindirecek, gecekondulara imrendirecek kadar fakir, mahrum, cahil bırakmak ne harika. şehirde bin beter fakirliğe, mahrumiyete, cehalete mahkum etmek ne gorgeous! ama merak etme, sana kredi vereceğiz. faiziyle alacağız. ödeyeceğim diye sefil olacaksın. ne müthiş değil mi? çünkü biz "türkiye’nin potansiyelini gerçeğe dönüştüren banka"yız. sen gerçek değilsin, yoksun, potansiyelsin. seni gerçeğe dönüştüreceğiz. ne süperiz.

    ay çok şirinsin. o önüne düşen tuğlayı da kafana attıydık, isabet etmedi. kusura bakma, olur mu.

    seni seven,
    g.b.

  • başlık: romanyadan sevgili buldum kıskanın piçler

    1. internetten tanıştık gelmek için yol parası istedi 200 dolar gönderdim yola çıkmış bile telefonu kapalı çünkü sizde elinizi zikin hahaha.

  • ciddi ciddi keko rap dedikleri şey ülkeyi esir almış lan.

    adamlar bir liste yayınlamış içinden sadece sezen aksu'yu tanıyorum. diğerleri sahnede mal mal hareketler yapıp saçma sapan sözlerle bir şeyler anlatan keko tayfa sanırım. nerede cem karaca, selda bağcan, barış manço, harun kolçak vs gibi sanatçılar nerede bu at hırsızları. allah ramazan ayında pide kuyruğunda bayılan babanıza sabır versin.

  • gunumuzde insanlara "saglikli besin" diye yedirilmeye calisilan, piyasadaki en sagliksiz yiyeceklerden biridir.

    abd'de doktorlar 20 yasinin altindakilerin hic tuketmemesi gerektigini, 20-40 yas arasi kadinlarin mumkunse hic tuketmemesini, genc erkeklerin de en fazla 10-15 gunde 1 porsiyon tuketmesini tavsiye ediyor. peki neden? dogadaki balik cinslerine baktigimizda "buyuk balik kucuk baligi yer" kurali gecerlidir. her balik kendisinden kucuk baliklari yer ve yedigi baliklardaki bakterileri, zararli maddeleri ve atiklari da toplar. gunumuzde ortalama bir balinanin ortalama bir sehir coplugu kadar zehirli madde tasimasinin sebebi de budur. haliyle ton baligi da buyukce bir balik cinsi oldugu icin (kucuk konserve kutulari sizi yaniltmasin, ortalama bir ton baligi bir insandan daha buyuktur) kucuk baliklardaki bir cok zehirli unsuru icinde barindirir.

    ton baliklari civa konusunda cok "zengin" bir balik turudur. ufak baliklarda az miktarda bulunan civa ton baliklarinda cokca bulunur cunku bu baligin civa'yi vucuttan atacak bir sistemi yoktur. bir ton baligi ufak baliklari yedikce vucudunda civa birikir ve yakalnip konserve haline getirilen ortalama bir ton baliginda bir insan icin oldukca zararli miktarda civa bulunur.

    peki civa neden zararlidir? buna cevap bulmak icin japonya'nin minamata kentine gidiyoruz. minamata 1900'lerin basinda kimyasal urunler ureten ve civa uretiminin de yapildigi bir sahil kasabasiydi. uretilen kimyasal maddelerin atiklari okyanusa bosaltiliyordu ve insanlar en basta bunda bir sakinca gormuyordu. bu fabrika disinda kasabanin en onemli gecim kaynaklarindan biri de balikcilikti. bir gun kasabadaki sokak kedilerinin garip davranislari dikkat cekti. kediler sacma sapan hareketlerde bulunuyordu, bazilari durup dururken yere yigilirken bazilari yururken onlerindeki duvari gormeyip kafayi tosluyordu. kedilerin ilginc davranislari dikkat cekse de kimse sebebini anlayamadi. halbuki kediler kirlenen denizdeki baliklari yiyordu ve ilk zarar goren onlar olmustu. kedilerin cogunda agir beyin travmasi vardi ve yeni dogan yavru kedilerin onemli bir kismi ozurlu olarak doguyordu.

    birkac yil sonra kasabadaki cocuklar da garip davranislar sergilemeye basladi. dahasi, kasabada dunya'ya gelen bebeklerde de gariplikler vardi. cogu insan kasabanin "lanetlenmis" oldugunu veya "kotu ruhlar tarafindan ziyaret edildigini" dusunuyordu. hatta kasabada ortaya cikan hastaliga kasabanin ismi olan "minamata sendromu" verildi. doktorlar birkac yil boyunca sorunun cevabini aramaya calisti ve gercek ortaya ciktiginda cok gec olmustu cunku kasabada son birkac yil boyunca dogan cocuklarin tamamina yakini beyin ozurluydu.

    sonraki yillarda olay ortaya cikti. fabrikadan denize atilan maddelerin en zararlisi civaydi. civa gelismemis veya gelismekte olan beyin hucrelerine (ve hatta sinir sisteminin diger bolgelerine de) cok buyuk zararlar veren bir madde. kasabadaki baliklardan ozellikle ton baliginda cok miktarda civa tespit edilmisti. civanin insan vucudundan atilmasi 3 yil surdugu icin buradan ton baligi yiyen bir kadin 3 yil icinde hamile kaliyorsa cocugu zarar goruyordu. yine bir cocugun beyninin gelismesi 20'li yaslara kadar devam ettigi icin cocuk yasta ton baligi yiyenler de zarar goruyordu.

    sonradan yapilan arastirmalarda dunya'nin neresinden cikartilirsa cikartilsin ton baliklarinda olmasi gerekenden kat kat fazla civa oldugu ortaya cikti. amerika'da bugun doktorlar ton baligi tuketiminin mumkun oldugunca azaltilmasi gerektigini soyluyorlar. ton baligi sirketler tarafindan "saglikli besin" olarak tanitiliyor cunku dusuk yag ve yuksek protein oranina sahip ama sirketler nedense yuksek civa oranindan bahsetmiyorlar.

    bu her ton baligi yiyen kadinin ozurlu cocuk sahibi olacagi anlamina gelmiyor ama bunun almaya degmeyen bir risk oldugu asikar. yani haftada 1 ton baligi yiyen bir kadinin cocugun ozurlu olma ihtimali %5 bile olsa bu cok buyuk bir risktir cunku bunu yapan 100 kadinin 5'inin ozurlu cocuk sahibi olacagi anlamina geliyor. erkekler cocuk dogurmadigi icin 20'li yaslardan sonra ton baligi tuketmesinde risk daha az olacaktir ama yine de fazla tuketilmemesi tavsiye ediliyor.

    michigan universitesi'nde 1998 ile 2008 arasinda yapilan bir arastirmada denizdeki ton baliklarindaki civa oraninin her yil ortalama %4 arttigi ve ton baliklarinin giderek daha da zehirli bir hal aldigi ortaya cikmis. harvard universite'sinde yapilan bir baska arastirmada da 1989 ile 2009 arasinda ton baliklarindaki civa oraninin %30'luk bir artis gosterdigi ortaya cikmis. dunya giderek kirleniyor ve baliklar da bundan nasibini alan yiyecekler arasinda. genelde bir balik ne kadar kucukse yenilmesi o kadar guvenlidir denir cunku buyuk baliklar kucuk baliklari yiyerek onlarin zehirlerini de biriktirmektedir.

    yabanci gazete, dergi ve sitelerde bu konuda bir suru yazi var ama turkce siteleri taradigimda cok az bilgi bulabildim. nedense turkiye'de ton baliginin olasi zararlari konusunda kimse bir sey soylemiyor. dikkatli olmakta fayda var.

    minamata sendromu hakkinda: https://en.wikipedia.org/wiki/minamata_disease

  • 19 ocak 2007'de hrant dink’in agos gazetesi önünde silahlı saldırı ile öldürülmesinden bu yana, girift bir adli süreç yaşanıyor. 140journos, kafası karışanlar için bu sürecin akışını ve öne çıkan figürlere ilişkin dava süreçlerini derledi.

    adım adım 2007'den bugüne adli süreç
    22 ocak 2007'de, dönemin istanbul emniyet müdürü celalettin cerrah, suikast için “örgütle bağlantısı yok” dedi.

    ogün samast ile birlikte gözaltına alınan yasin hayal, zeynel abidin yavuz, ersin yolcu ve ahmet iskender, 24 ocak 2007'de tutuklandı.

    temmuz 2007’de ilk duruşma görüldü, davada 18 kişi yargılanıyordu.

    8 ekim 2007’de savcılık, soruşturma dosyasına gizlilik getirdi. dosya, dink ailesi avukatlarına da kapatılmış oldu.

    2008 nisan ayında trabzon’daki jandarma görevlileri hakkında dava açıldı. dava açılanlar arasında jandarma alay komutanı ali öz de bulunuyordu. 2016’daki darbe girişimi sonrası, trabzon jandarma istihbarat görevlisi veysel şahin ve ali öz tutuklandı.

    2008'de dink ailesi avukatları, istanbul 14. ceza mahkemesi ve istanbul savcılığı’na, trabzon ve samsun’da devam eden yargılama ve soruşturmaların ana davayla birleşmesi için dilekçe verdi. dilekçeler reddedildi. 9 yıl sonra, 2016’da, hrant dink cinayeti ve kamu görevlilerine yönelik soruşturmaların tamamı birleştirildi.

    2008'de, dink’in öldürülmesi 1. ergenekon iddianamesinde örgütün işlediği suçlar arasında sayıldı.

    7 temmuz 2008’de davanın sanıklarından, azmettiricilik suçundan tutuklanan yasin hayal’in eniştesi coşkun iğci, mahkemede verdiği ifadesinde, “dink’in öldürüleceğine dair bilgiyi jandarma istihbarat’a verdiğini” söyledi.

    2010'da, dava devam ederken dink ailesi avukatları avrupa insan hakları mahkemesi’ne başvurdu. aihm 10 şubat’ta kararını açıkladı. türkiye’yi mahkum eden aihm’in mahkumiyet kararında, “kamu görevlilerine ilişkin etkin soruşturma yapılmadığı” ve “dink için koruma kararının çıkarılmış olması gerektiği” belirtiliyordu.

    17 ocak 2012 günü mahkeme kararı açıklandı, “örgüt yoktur” denildi.

    12 kasım 2012’de dink ailesi avukatları anayasa mahkemesi’ne başvuruda bulundu. iki yıl sonra, 17 temmuz 2014’te anayasa mahkemesi dink cinayeti davasında ihlal kararı verdi.

    13 mayıs 2013’de yargıtay 9. ceza dairesi, dink cinayeti davasında istanbul 14. ağır ceza mahkemesi’nin verdiği kararı bozdu; “örgüt var” dedi ve dosyayı yerel mahkemeye gönderdi.

    2013 yılının nisan ayında ‘dördüncü yargı paketi’ olarak anılan yasal değişikler yapıldı. aihm tarafından etkin soruşturma yürütülmediğine karar verilen davalarda, soruşturma açılmasına olanak sağlandı.

    temmuz 2013’te dink ailesi avukatları, trabzon emniyet, jandarma, istanbul valilik ve emniyet görevlileri hakkında soruşturma açılması için istanbul cumhuriyet başsavcılığı’na başvuruda bulundu.

    22 ocak 2014’de bölge idare mahkemesi de bu kararı onayladı. neticede 21 şubat’ta da istanbul cumhuriyet başsavcılığı, ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ yönünde karar verdi.

    21 mayıs 2014’te bakırköy 8. ağır ceza mahkemesi, istanbul cumhuriyet başsavcılığı’nın kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararını kaldırdı, ve mahkemede alınan karara göre, artık kamu görevlileri de yargılanacaktı.

    17 temmuz 2014’te anayasa mahkemesi dink cinayeti davasında ihlal kararı verdi: “kamu görevlileri yeterince soruşturulmadı.”

    8 ocak 2014'te cizre emniyet müdürü olarak görev yapan, yine dönemin trabzon emniyet müdürlüğü istihbarat şubesi görevlisi ercan demir tutuklandı.

    13 ocak 2015’te ilk olarak dönemin trabzon emniyet müdürlüğü istihbarat şubesi görevlisi polis memurları muhittin zenit ve özkan mumcu soruşturma kapsamında tutuklandı.

    6 mart’ta dönemin emniyet istihbarat dairesi başkanı ramazan akyürek; 28 mayıs’ta da emniyet istihbarat dairesi c şubeden sorumlu emniyet müdür yardımcısı ali fuat yılmazer tutuklandı, haklarında “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet istendi.

    savcı gökalp kökçü, daha önce 3 kez gönderdiği ve reddedilen iddianameleri düzenleyerek 26 kamu görevlisi hakkında aralık 2015’te dava açtı. böylece kamu görevlilerini yargı karşısına çıkaran ilk savcı oldu. savcı, 11 ocak 2016'da görevden alındı ve 15 temmuz sonrası tekrar atandı.

    26 ocak 2016'da yargıtay, hrant dink suikasti ana davasını, kamu görevlilerinin ihmali davasıyla birleştirdi. önceki davada görülen 25 duruşma boyunca kamu görevlilerin mahkemeye gelmesi yönündeki talepler reddedilmişti.

    15 temmuz darbe girişimi iddianameleri ışığında savcılık, dink cinayetini, “darbe kalkışmasına giden süreçte bu yolda bu amaç için attırılan ilk kurşun” olarak kabul ediyor.

    2016 yılı boyunca, darbe girişimi sonrasında dink cinayetiyle ilişkisi olduğu iddiasıyla, aralarında üst düzey rütbelilerin de bulunduğu 30'u aşkın jandarma görevlisi gözaltına alındı, 15 jandarma görevlisi tutuklandı.

    adli süreçte öne çıkan figürler: ogün samast, yasin hayal, erhan tuncel, celalettin cerrah, ramazan akyürek ve ali fuat yılmazer. bu kişiler ile ilgili, hrant dink davası’nın yanı sıra; 15 temmuz darbe girişimi, dink suikastinin öncesinde yaşanan olaylar ve ergenekon davası gibi dosyaların çerçevesinde edindiğimiz bilgileri derledik:

    ogün samast
    babası ahmet samast, oğlunu televizyonda cinayet zanlısı olarak görünce polisi arayıp oğlunu ihbar etti

    20 ocak 2007’de gözaltına alındı, 24 ocak 2007'de tutuklandı.

    30 ekim 2007’de samsun’da ogün samast’a “kahraman” diyen iki polis memuru hakkında dava açıldı ve beraat ettiler. samast’la birlikte poz veren iki polis şefi, 2016'da, fetö/pdy soruşturması kapsamında önce açığa alınacak, ardından meslekten ihraç edilecekti.

    2010’da samast’ın dosyası, yaşı nedeniyle diğer sanıklardan ayrıldı. çocuk mahkemesinde yargılandı ve 22 yıl 10 ay hapis cezası aldı.

    cinayet günü, samast’a eşlik eden jandarma görevlilerinin görüntüleri basına yansıdı. 2015 yılının kasım ayında, jandarmanın olay yerinde olduğuna dair kanıtlar savcılık dosyasına girdi. ancak gözaltına alınan veya ifadeye çağırılan olmadı.

    yüzbaşı muharrem demirkale’nin, olay yerindeki jandarmalarla sık sık telefon irtibatı kurduğu ve istanbul emniyeti istihbarat şube müdür yardımcısı metin canbay’ı aradığı belirtildi. canbay, ‘paralel devlet yapılanması soruşturmaları’ kapsamında şüpheli olarak halen aranıyor. demirkale, canbay’dan iki dakika sonra ali fuat yılmazer’i de aradı.

    yasin hayal
    cinayet öncesinde trabzon’da bir katolik rahibe saldırı düzenledi, 2004'te mc donald’s bombalı saldırısını gerçekleştirdi, 11 ay cezaevinde kaldı. 2005’te cezaevinden çıktı ve 2006'da trabzon istihbarat şubesi tarafından takibe alındı.

    19 ekim 2005’te ‘hayal’in ermenilere karşı büyük bir kin beslediği, istanbul’da ermenilere karşı eylem yapmayı planladığı,’ 2006 yılının ocak ayında hayal’in tnt bulmak için bazı kişilerle irtibat kurduğu bilgileri istihbarat raporlarına yansıdı. hayal’in ‘istanbul’a giderek hrant dink’i öldürmek istediğine’ dair istihbarat raporunun düzenlenme tarihi 15 şubat 2006’ydı.

    hrant dink cinayetin ardından açılan ilk davada azmettirici olarak yargılandı.

    mahkeme 2012'de verdiği kararla, tutuklu sanık yasin hayal’in, “hrant dink’i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmış, ‘silahlı terör örgütü yöneticisi olmak’ suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı.

    erhan tuncel
    karadeniz teknik üniversitesi’nde öğrenci, yasin hayal ve grubundan emniyet istihbarata bilgi getiren kişi.

    mc donald’s’ın bombalanmasının ardından polis muhbiri yapıldı.

    hayal’in dink’i öldüreceğine dair bilgi polise bilgi veren tuncel’in, aynı zamanda hayal’e de cinayet tasarısı sırasında dink’in fotoğraflarını verdiği iddia edildi.
    dava dosyasına yansıyan bilgilere göre tuncel, görevden alındıktan sonra istihbarat şubesi’ne ait telefonla 34 görüşme yaptı. duruşmalarda, dink cinayetiyle ilgili bilgi vermek istediğini ancak kendisine dönüş yapılmadığını iddia etti.

    trabzon istihbarat polislerinin sorgulandığı duruşmalarda, tuncel’in telefon iletişim kayıtlarıyla kanıtlanmış bu görüşmeleri kiminle yaptığı ortaya çıkartılamadı; polisler görüşme yapmadıklarını iddia etti.

    tuncel, 2007 yılında açılan dink cinayeti davası süresince tutuklu kaldı. 17 ocak 2012’de mahkemenin ‘örgüt bulunamadı’ kararıyla beraat etti ve serbest bırakıldı. yargıtay, yerel mahkemenin kararını bozdu ve tuncel hakkında yeniden tutuklama kararı verdi.

    24 ekim 2013’te yeniden tutuklanan tuncel, 7 mart 2014’te tutukluluk sürelerini 5 yılla sınırlandıran yasa değişikliğinin ardından yeniden tahliye edildi.

    şu anda davada tutuksuz yargılanan tuncel, ifadelerinde ergenekon soruşturmasının başladığı dönemde dink cinayetinin ergenekon tarafından tasarlandığını söylemişti. 15 temmuz darbe girişiminin ardından cinayetin fetö/pdy tarafından işlendiğini söylemeye başladı.

    celalettin cerrah
    dink ailesi avukatları, istanbul emniyet müdürü celalettin cerrah’ın da aralarında bulunduğu istanbul emniyet müdürlüğü görevlisi polislerin ve emniyet istihbarat dairesi başkanlığı görevlisi polis memurlarının tanık olarak dinlenmesini istedi. mahkeme heyeti talepleri reddetti.

    28 kasım 2013'te istanbul valisi hüseyin avni mutlu; cerrah ve cinayetle ilgili soruşturma açılması istenen diğer isimlerle ilgili soruşturma izni vermedi.

    22 ekim 2014'te soruşturmayı yürüten savcı gökalp kökçü; aralarında dönemin istanbul emniyet müdürü celalettin cerrah, istanbul istihbarat şube müdürü ahmet ilhan güler, emniyet istihbarat dairesi başkanı engin dinç ve ramazan akyürek’in de sanık olarak bulunduğu iddianameyi mahkemeye gönderdi.

    aynı gün iddianame teknik gerekçelerle geri gönderildi. kökçü, 25 ekim’de bir kez daha iddianamesini mahkemeye gönderdi. başsavcılık, 3 kasım’da iddianameyi savcıya geri gönderdi; ‘kasten öldürme’ suçu ile şahıslar arasında illiyet bağını yeterli düzeyde delillendirilmemesi gerekçe gösteriliyordu. savcı kökçü, 4 kasım’da iddianamesine bir isim daha ekleyerek yeniden mahkemeye gönderdi.

    2016'da bu soruşturma, diğer soruşturmalarla birleştirildi.

    cerrah’ın bugün, ‘görevi kötüye kullandığı’ iddiasıyla 6 aydan 2 yıla kadar hapsi isteniyor.

    cerrah tutuksuz yargılanıyor.

    ramazan akyürek
    dink 2007’de öldürüldüğünde akyürek, emniyet istihbarat dairesi başkanıydı.

    2012’de emniyet genel müdürlüğü teftiş kurulu başkanlığı’na terfi ettirilen akyürek, 17 aralık yolsuzluk operasyonunun ardından görevden alındı ve 22 temmuz 2014'te emniyet mensuplarına yönelik yapılan operasyonda tutuklandı.

    akyürek şubat 2015'te dink cinayetinde sorumluğu olan kamu görevlileri hakkındaki soruşturma kapsamında tutuklandı. akyürek hakkında ayrıca fetö/pdy soruşturması kapsamında tutuklama kararı bulunuyor.

    ali fuat yılmazer
    cinayet işlendiği sırada istihbarat daire başkanlığı c şube müdürü
    yılmazer, 22 temmuz 2014'te emniyet mensuplarına yönelik yapılan operasyonda tutuklandı.

    şubat 2015'te düzenlenen operasyonda, “terör örgütü kurmak ve yönetmek”, “kurulan örgüte üye olmak”, “terör örgütünün faaliyeti kapsamında siyasal veya askeri casusluk”, “türkiye cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs’’ suçlarından dördüncü kez tutuklandı.

    yılmazer hakkında ‘tasarlayarak kasten öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’ isteniyor. bunun sebebi; dink’e dönük tehditler, dink’i öldürmeyi tasarlayan yasin hayal ve ekibi, dink’e karşı eylemler organize edenler yılmazer’in başında olduğu şubenin çalışma alanına girmesi

    yılmazer, tutuklanma sürecinde verdiği ifadelerde istihbarat olarak “70’lerden bu yana dink’i takip ettiklerini” belirtti.

    yılmazer şu anda dink, yasadışı dinleme ve selam tevhid’de kumpas davaları kapsamında tutuklu.

    yazının tamamı ve sürece dair grafikler, zaman akışları için orijinal haber linki: https://haber.140journos.com/…2b7222e7f1#.aw2w9jxa0

  • hakkında tek bir tespit yapabileceğim harika dizi:

    sscb'yi gorbaçov yerine rte yönetiyor olsaydı ukrayna ve belarus haritadan silinmişti.

    bu kadar net söylüyorum. düşünün dizideki yöneticilerin cehaleti muazzam ama adamlarda ona rağmen liyakat sahibi insan ortama girince susup saygı gösterme davranışı mevcut. ya bizde?

  • şu hindistandaki bok mevzusuna detaylıca bir açıklama getirelim.
    hindistan anayasası kast sistemini kesin olarak yasaklamış olmasına rağmen hindistanın %80'inin inandığı din olan hinduizmin emrettiği kast sistemi ülkede hala yaşatılmaktadır.bu sistemde eğer dünyaya geldiğiniz kastın görevlerini iyi yerine getirirseniz, dünyaya bir sonraki gelişinizde bir üstteki kastta gelirsiniz.yok eğer yanlış yapar ve kastınız gereklerini yeterince uygulamazsanız bir sonraki hayatınızda alt kasta düşersiniz.en üst kasttaysaniz ve görevleri iyi yerine getirip ölürseniz ise artık ulaşılabilecek en iyi yer bir nevi hinduizmin cenneti olan nirvanaya ulaşmış olursunuz. bu kast yukardan aşağıya 4 basamaktır.

    1.brahman (din adamı)
    2.ksatriyanlar ( askerler, savaşçı prensler)
    3.vaisyalar ( esnaf ve çiftçiler)
    4.sudralar (köleler)
    -paryalar (kasta dahil değildir kölenin bile aşağısında)

    şimdi bu bok mevzusunda namı olan hint arkadaşlarımız bu kasttaki parya dediğimiz insanlardır.bunların parya olmayan bir insana dokunmaları yasaktır.öyleki gölgeleri parya olmayan birine değerse bile ceza alabilirler. köpek ve eşek dışında bir şeye sahip olma hakları yoktur.dolayısıyla evleri asla olmaz.sokakta yaşarlar.sokakta uyur,sokakta yemek yer,sokakta çamaşırlarını yıkar ve evet sokağa sıçarlar.en kara tenli hintler ve hindistan'da en ezelden beri yaşayan yani asıl yerlileri de bu paryalardır.nüfusları yaklaşık 250 milyondur.sizin o youtubede gördüğünüz "pis hindistan" temalı videolardaki görüntülerin çoğu paryaların yaşadığı bölgelerde çekilmiştir.

    "öz yurdunda garipsin,öz vatanında parya" sözü de buradan gelmektedir ;)

    edit:imla