hesabın var mı? giriş yap

  • antik yunan'da işini seven bir heykeltraş.
    birgün bir kadının heykelini yapar ve yaptığı heykele aşık olup ona "galatea" (uyuyan aşk) ismini verir, giysiler ve mücevherlerle donatır. bu sırada sık sık afrodit'in tapınağına gidip tanrıçaya dua etmektedir, evindeki heykele benzeyen bir karısı olsun diye.
    afrodit sonunda heykeltraşın dualarını duyar ve heykel biraz da kendine benzediğinden dolayı heykeli canlandırmaya karar verir. bundan sonraki kısım iki şekilde anlatılır:
    1- pygmalion eve döndüğünde heykeli canlanmış bulur ve ayaklarına kapanır, galatea'da ona bakarak gülümser.
    2- pygmalion heykeli öperken heykel birden canlanır ve onun öpücüğüne karşılık verir.

    sonra evlenirler, afrodit'e şükranlarını sunmayı unutmazlar ve afrodit de karşılık olarak onlara mutluluk, sevgi ve sıcak bir yuva bağışlar.

  • california, livermore'daki küçük bir itfaiye istasyonunda bulunur ve 1901 yılından beri yanmaktadır. görsel

    "centennial bulb" tüm zamanların en uzun ömürlü ampulüdür. itfaiyenin başka bir binaya taşındığı 1976 yılında sadece 22 dakikalığına söndürülmüştür. yeni evindeki macerası centennialbulb.org adresinden 30 saniyede bir güncellenen görüntüsü eşliğinde takip edilebilmektedir.

    ampulün 20 mayıs 2013 gecesi ampulün yandığı gözlemlenmiş ancak ertesi gün güç sağlayan ups'in bozulması nedeni ile 7 saat sönük kaldığı ortaya çıkmış ve yeni güç ünitesi ile tekrar yanık kalmaya devam etmiştir.

    ampul, 1890'ların sonlarında shelby electric company tarafından shelby, ohio'da üretildi. ilk olarak livermore power and water company'nin sahibi dennis bernal tarafından 1901'de satın alındığında livermore'a gitti. aynı yıl şirketini satan bernal ampulü yerel itfaiyeye bağışladı.

    ampul ilk başta itfaiye hortumlarının bulunduğu depoya, ardından itfaiye garajına ve sonrasında belediye binasına taşındı. en sonunda kalıcı yuvası olacak yere 6 numaralı yangın istasyonuna ulaştı.

    ampul 120 yıldan fazla bir süre ve 1 milyon 50 bin saatten fazla kullanımdan sonra bile yanmaya devam etmektedir. günümüzde ampul orijinal 30 watt'lık gücünde değil 4 watt olarak yanacak şekilde kısılmıştır. bu sayede ömrünün daha da uzun olması beklenmektedir.

    centennial bulb, 1972 yılında dünyanın en dayanıklı ışık kaynağı olarak guinness rekorlar kitabı'na alınmış ve sonraki 16 sayıda da bu ünvanla listelenmiştir. 1988-2006 yıllarında nedensiz olarak rekorlar kitabından çıkarılsa da 2007 yılında tekrar listelenmeye başlamıştır.

    araştırmacılar ampulün tasarımından tam olarak emin olamasa da (bunu incelemek ampul kullanımdayken imkansızdır) shelby electric company tarafından aynı dönemde üretilen diğer ampullerden farklı olmadığı düşünülmektedir.

    artık ampuller bilinçli olarak daha kısa yanacak şekilde üretilmektedir. sebebini larker nickli suser şurada anlatmış: ampullerin daha kısa ömürlü olması için çabalayan yasal çete: phoebus cartel

    kaynak: historydaily - wikipedia - guinnessworldrecords

    peşin not: ampül değil ampul...

  • zeytin dali harekatina guzellemeler dizdikten sonra hdp'li oldugunu iddia eden kalitesiz troll serzenisi.

  • bir gün aniden ortadan kaybolsa bile sonrasında torunlarımıza anlatabileceğimiz acayip bir masalın ta kendisi ekşi sözlük 21 yaşında!

    kendinden bir şeyler katan ve kendinden bir şeyler bulan tüm yazar ve okurlarımıza teşekkür ederiz. iyi ki varsınız.

  • yine ayşe arman'la röportaj yapmış. "iklim farkındalığı" yaratmak istediği şu yeni şarkısıyla ve doğayla ilgili konuşmuş yine.

    tüm yazı bodrum'da teknesinde geçiren kendisi değilmiş gibi, denizi olabildiğine kirleten değilmiş gibi, eşinin denize işerken fotoğrafı yokmuş gibi "çevreci".

    çocuğuna uygun ana okulu bulamayıp "bari ben açayım" deyip milleti silkelememiş gibi de "halkçı"

    10 reklamdan 7-8 tanesinin müziğini kendisi yapmamış, piyasayı domine etmemiş gibi de "eşitlikçi"

    pandemide millet ekonomik zorluklar içinde çabalarken, bu durumu "koza içindeyim gibi düşündüm, kelebek gibi çıkayım kozadan" dememiş gibi de "akıl hocası"

    nefret ediyorum böyle halktan kopuk yaşayıp, halka akıl veren "elitist" insanlardan.

    ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol ya da hiç sesini çıkarma, fikir yürütme de ne olduğun ortaya çıkmasın.

    edit : röportaj yorumlarında da bayağı giydirmişler. neyse ki samimiyetsizliğini anlayanlar çoğunlukta

    ayşe arman'ın nil röportajı

    edit : yahu şu denize işemekle ilgili ne kadar mesaj geldi, bunun neresi yanlış diye. arkadaşlar, yanlış olan direkt tekneden denize işemek. yoksa ben de yüzerken çok sıkıştıysam ve etrafta da kimse yoksa elbette denize işedim. ikinci önemli nokta da, nil ve familyası gibi "kelebek, böcek, koza, doğa, saygı, deniz, toprak...vs" diyip, böyle birşey yapmak. umursamaz davranışlar, şımarıklık, yaparım kimse karışamaz tavrı ve sonrasında da işte bu samimiyetsiz konuşmalar.