hesabın var mı? giriş yap

  • kadının biri kocasını 3 erkekle aldatıyormuş.
    hergün kocası evden gidince 3 adam eve gelir ve kadınla yatarmış.
    kadın yine böyle bir günün sonunda adamlardan birisine demiş ki;

    - 'sen yarın gelirken bir tepsi dolma yaptırıp getir'; diğerine,
    - 'sen de bir büyük kap ayran getir.' demiş.
    diğer adam çok fakir olduğu icin ona,
    - 'sen de... boşver, sen hiç bir şey getirme demiş.

    ertesi gün gelmiş fakat kadın bugünün günlerden pazar olduğunu unutmuş, eteği tutuşmaya başlamış.
    - 'eyvaah' diyerek kocasının yanına gitmiş.
    - 'sen bugün kahveye filan gitmeyecek misin? ben evde temizlik yapacağım deyip kocasını zar zor da olsa evden yollamış.

    kocası gittiği gibi 3 adam da eve gelmiş kadın demiş ki;
    - 'siz hemen gidin. kocam buralarda!' tam bunu söylerken zil çalmış.
    kadın 'eyvah' demiş, 'geldi galiba!' adamları sağa sola saklamış ve kapıya bakmaya gitmiş.

    kocasını karşısında gorunce 'ne oldu?' diye sormuş adam da
    - 'yahu karnım cok acıktı. bana dolma yapsana, canım çok istedi' demiş.
    kadın - 'allah'ım bir tepsi dolma olsa da yesek!' demiş.
    elinde dolma tepsisi olan adam çıkıp yanlarına gelmiş. kadının kocası şaşırmış.

    - 'sen kimsin yahu?!' diye sormuş. adam sakin bir şekilde;
    - 'ben allah tarafından geliyorum. karınız dolma istedi.' demiş. ve hemen çıkıp gitmiş.
    kadının kocası olayın şokunu atlatamadan...

    - 'yaa tamam da..' demiş bu sefer koca,
    - 'bu ayransız gitmez. sen bari bi ayran yap 'kadın büyük bir sevinçle;
    - 'allah'ım bir damacana ayran olsa da içsek' demiş. ayranı getiren adam çıkıp gelmiş.

    kocası tabii çok şasırmış. - 'sen de kimsin?' demiş.
    adam da diğeri gibi,
    - 'ben allah tarafindan gönderildim. karınız ayran istedi' diyerek çıkmış gitmiş.
    kocası hayretler içinde, kendi kendine 'bizim karı ermiş mi oldu ki?' diye söylenmiş.

    kadınla kocası yemekleri yemişler ama 3.adam hâlâ saklanıyormuş.
    1 saat geçmiş, 2 saat geçmiş. 3 saat derken adam dayanamayıp çıkmış yerinden.

    kadının kocası bağırmış,
    - 'ulan sen de kimsin?!!'
    adam:-
    -'ben allah tarafindan geliyorum. boşları almaya geldim...

  • bu adamdan daha yükseğe sıçrayan olacak, hatta oldu.
    bu adamdan daha yaratıcı smaçlar deneyen / yapan olacak, hatta bu da oldu.

    ama bu adam kadar estetik smaç yapabilen henüz gelmedi. zach lavine veya aaron gordon konuşuyoruz kaç gündür, ki 2000'den beri bu kadar eğlenmemiştim, olağanüstü şeyler izledik, yine de açıp vc videolarına bakınca tekrar anladım, bu adam başkaydı.

    smaç basabilen insanlar ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır. topu potaya 90 dereceye ne kadar yakın açıyla sokarsanız o kadar etkileyici ve zor oluyor. bu adam, günümüz smaçlarında gördüğümüz gibi potanın içine cılız bir şekilde bırakmaktan çok, çemberi döver gibi neredeyse dik bir açıyla topu vuruyordu çembere.

    dominique wilkins'te de benzer bir kuvvet söz konusuydu, hatta daha fazlası belki de. ama vince carter sadece kuvvet değil, iyi bir smacı tanımlayan bütün alanlarda yüksek yetiye sahip bir yaratıktı resmen. hepsine örnek vermeye çalışacağım ki canlı izleyememiş genç arkadaşlar daha iyi anlasın.

    kuvvet: yukarda da bahsettiğim gibi potayı kırmaya yönelikti her smacı nerdeyse. özel bir smaç gerekmez anlatmak için zira nerdeyse bütün smaçlarını bi otoriteyle yapıyordu adam. "buranın (pota etrafındaki hava sahası) kralı benim, bana bulaşmayın" mesajı vermek için. ama şunun bende yeri ayrıdır. topu vurduktan sonra sekip gittiği yere bakın, kullanılan gücü anlarsınız.

    sıçrama: daha fazla yükseldiği smaçlar kesinlikle vardır ama ilgili videoyu izlerken bunu paylaşayım dedim.

    yaratıcılık : elbow dunk diyorum sadece

    cesaret : şu pozisyonda smaç yapmayı düşünecek başka adam yoktur herhalde. aman kafayı kırmayayım demiyor kesinlikle.

    estetik : şu videoda 0.25 yavaş çekim izleyin, şu komplike hareketi yaparken bile ne kadar rahat ve estetik olduğunu göreceksiniz. poz ver photoshop ile uçuracaz seni deseler, yerde veya iple böyle poz veremem. bu adamın havadaki fotoğraflarına bakın her biri ayrı güzel durur. havada geçirdiği her saniye estetikti adamın.

    son olarak bu uzun entryde anlatmaya çalıştığımı kısaca kobe bryant'tan dinleyelim.

    greatest dunker of all time

  • sahip olduğunuz potansiyelin, hayat enerjisinin dört bir yandan kişilerce emildiğini, sömürüldüğünü hissetmektir.

    kafanızda milyonlarca fikir, heves; içinizde tonlarca azim varken her fırsatta aşağı çekilip vatan haini, hayırsız, dinsiz yeni nesil ilan edilebilmektir.

    en kötüsü de şanssızlığınızla birlikte zamanında dedesi işçi kontenjanından yurt dışına gitmiş diye orada yaşayabilen ama cahillikleriyle asla o imkanları hak etmediğini düşündüğünüz akrabalarınıza imrenmek, onların sana şükret demesini dinlemektir.

  • -abi konser var herhalde, alçalsana biraz
    ...
    +hani lan ne konseri, bizim barack ulusa sesleniyo
    -abi cnn var kökle
    +ulan...
    -abi uzaktan konser gibi görünüyod...
    +sıs tipini zktiğimin alieni, sayende yakalandık yine kameralara

  • sigara tüccarlarının sizin öğrenmenizi istemediği birkaç şey vardır. bunların başında, sigaranın öksürük dindirici efektifir. ciğerlerinizde cilia adında, saça benzeyen tüyler? vardır. bu tüyler ciğerlerinizi temizlemenizi sağlar. fakat sigara içtiğinizde bu tüyler görevlerini yerine getiremez hale gelirler. sigara bir öksürük dindiricidir (inanması zor, eved), bunun sebebi, sigaranın ciliaları tarumar etmesidir. ayrıca zift ve reçine de aynı şekilde nefes yollarınıza ve ciğerlerinize yapışır. sigara, öksürmenizi önlediğinden yıllarca belki bronşit türevleri hastalıklarla beraber yaşarsınız ve bunun farkına bile varamazsınız. yıllar sonra maskelenmiş hastalığınız (koah, kanser vs.) bir anda bu yüzden baş gösterir. ayrıca ciğerlerinize yapışan bu kimyasallar, her gün üzerine eklenerek artarlar. sabah kalktığınızda öksürmenizin sebebi, az da olsa ciliaların gece boyu çalışmasından kaynaklanır. aslında bu güzel bir şeydir. fakat sigara içtiğiniz an bu temizleme operasyonu “pause” durumuna geçer. yani öksüremezsiniz. öksüremeyince de ciğerlerinizi temizleyemezsiniz. (tamam su falan işe yarar. fakat devamlı sigara dumanı vücudun bu kimyasalları absorbe etmesinin önüne geçer.)

    yani sigarayı bıraktığınız zaman hasta olursunuz. deliler gibi öksürmeye başlar, artık ciğerlerinizi ne kadar öptüyseniz, o derece şiddetli bir hastalık ortaya çıkar. bunun sebebi, sigaranın, yukarıda da bahsettiğim gibi, öksürüğü baskı altına almasından mütevellittir. yani sigarayı bıraktığınızda, otomatikman altta yatan sorununuzu vücudunuz çözmeye çalışır. vücudunuz sizden daha akıllıdır. bu hastalık süresi 2 hafta kadar sürebilir. iğrenç renkli balgam çıkarmaya başlarsınız. o balgamlar ve delicesine öksürük, sizin vücudunuzun eski hale döndüğünün ve sağlıklı olmaya uğraştığının bir kanıtıdır. yani, sigarayı bıraktıktan sonra yoksunlukla beraber gelen kırgınlık ve daha fazlası tamamen bu yüzdendir. bu dönemde bol bol su içmeli, egzersiz yapmalı ve nefes almayı tekrar öğrenmelidir şanslı kişi.

    nikotin her ne kadar zararlı olsa da, yanan bir sigaranın yanında çok masumdur. vücudunuzda zaten nikotin reseptörleri vardır. bu reseptörler, aşırı nikotin alımıyla (sigara içmek), büyümeye ve çoğalmaya başlarlar. sigara satıcılarının sizi sömürdüğü nokta burasıdır. nikotin ihtiyacınızın yanında, sizi sigaraya kattıkları diğer maddelerle sattıkları ürüne tamamen bağımlı hale getirirler. kendi sigaranızdan başkasının öksürtmesinin sebebi de budur. sigara ciddi pişmanlıktır. yanan sigara ile beraber vücudunuza karbonmonoksit alırsınız. ayrıca vücuda alınan oksijeni de hatrı sayılır oranda azalttığından, artık salağa bile bağlayabilirsiniz.

    sigarayı bıraktığınız an, yukarıda bahsettiğim şeylerden anında kurtulursunuz. nikotinin vücudu terketme süresi 3 gündür. 3. gün sonunda nikotin-free olursunuz.

    sigaranın temel bağımlılık faktörlerinden biri de sigara içmektir. şöyle ki; içinize çekmek, dışarı üflemek, tekrar çekmek, boğazınızdaki sigaranın geçişi, elinizdeki sigarayı tutmanız dahi sizde arka planda bağımlılık yaratan faktörler olarak geri döner.

    ben kimsenin ahlak bekçisi, ya da azılı bir sigara savaşçısı falan değilim. ben de sizin gibi sigara içmeyi sevmiş biriyim. yukarıda anlattığım şeylerin hepsi, benim de başımdan geçti. fakat yaşla alakalı olarak bu aydınlanma süresi belki sizden daha uzun sürmüştür, kim bilir?

    sigaranın ne çeşidini içerseniz için, öksürüğünüzü bastıracaktır. yukarıda bir yazarın bahsettiği açık sigaralar her ne kadar pakette satılan sigaralar kadar kimyasal içermeseler de, renklerinin açılması ve albenisi olması için kükürte doydurulurlar. hani kuru kayısıyı normalden 100 kat kükürt içeriyor diye geri yolluyorlar ya ihraç ülkeleri, düşünün bakalım size 10 tlye sattıkları tütünlerin içine hangi oranda kükürt basıyorlardır.

    ben eşeğim, malın önde gideniyim, illa sigara içeceğim diyorsanız size bir tavsiyede bulunayım. 100 ml saf suya 2 gr gelecek şekilde limon tozu ekleyin. (1 litreye 20 gr). sonra aldığınız o boktan tütüne, bu karışımı atomizerı olan bir püskürtücü ile (fısfıs, ama su değil de, buhar gibi su fışkırtanlar), tütününüzü ıslatın. vıcık vıcık yapın. kapalı bir kutuya tütünü koyarak iki gün bekleyin. sonrasında da tütününüzü kurutun. şayet ne kadar boktan bir şey içtiğinizi görmek isterseniz, ıslak tütünü mutfak havlusuna sararak kurutabilir, havluları koklayarak ne kadar iğrenç koktuğunuzu deneyimleyebilirsiniz. bu işlem sonunda sigaranızın ph oranı düşecek ve hayatınızda içtiğiniz en tatlı tütünü içiyor olacaksınız. bence bunu kesinlikle yapmayın. çünkü sigara içecek kadar mal olduğunuzu bir türlü kabul edememektesinizdir.

    ikinci olarak; illa sigara içecekseniz, yukarıdaki işlemi yaptıktan sonra, tütününüzün ve filterenizin arasına aktif karbon ekleyin. aktif karbonu önce yıkamalı, sonra da çok iyi kurutmalısınız bu arada. yoksa pantul taşlayan garibanların kapıldığı hastalığa kapılırsınız (black lungs). bu ömrünüzü biraz daha uzatabilecek bir actiondur. fakat kanser olmanızı, koah keyfini yaşamanızı engellemez.

    size sigara ile ilgili çok değerli bilgiler sundum yukarıda. fakat en değerlisi şudur;

    sigara içmeyi bırakmadığınız her gün, kansere bir adım daha yaklaşıyorsunuz. belki ziller sizin çalıyordur. kim bilir?

    sigarayı bırakmaktan korktuğunuzu biliyorum. bunda sonuna kadar da size hak veriyorum. fakat röntgen filminiz bir gün muhakkak çekilecektir ve o günün korkusunu bugünden yaşadığınızdan o güne kadar korku dolu yaşayacaksınız. yani ketenpereye hoş gelmişsiniz.

    sigarayı bırakmak için acele etmek çok saçmadır. yıllarca ağzınızdan düşüremediğiniz emziğinizi bir günde kenara atmak ehm nasıl diyeyim, oldukça naif bir harekettir. en fazla ara verirsiniz sigara içmeye. sigarayı bırakmak beyinde başlar. vücudunuz herhangi bir maddeye ihtiyacı olduğunda, o maddeyi size aşerdirir. atıyorum, bir anda canınız beyaz peynir istiyorsa, tadı ağzınıza geliyorsa, bu vücudunuzun peynirdeki bir maddeye ihtiyacınız olduğu anlamına gelir. peki dandik havucu bu kadar yemek için vücut böyle yollara başvuruyorsa, kim bilir size sigara içirmek için de hangi yollara başvurur?

    cevap vereyim,

    her yola!

    o sebeple, sigaranın size zarar verdiği gerçeğini sindirmeli ve buna göre sigarayı düşman bellemelisinizdir. yani sigarayı bıraktığınızda, siz bir yol arkadaşından vazgeçmiyor, aksinize sırtınızda size yük olan sorunlardan kurtuluyorsunuzdur. bu zor bir disiplindir ve bunu başarabilmek ciddi irade ister. sigaradan kurtulmayı ve sağlıklı bir hayata adım atmayı düşünüyorsanız, çok da acele etmeyin. kesif kesif için sigaranızı. vurun dibine yarın yokmuş gibi. tiksinti geldiği an da ufak ufak “napıyorum lan ben?” diye sormaya başlayın kendinize. bu metod uzun sürebilir, vaktinizi alabilir. fakat cold turkeyden daha verimlidir. sonunda cidden karar verirseniz, sigaradan sonsuza kadar uzaklaşabilirsiniz. kimsenin umrunda değildir sizin sigara yüzünden kanser olmanız. bu hayat sizin hayatınız ve sigaraya başlayacak kadar kararlar alabiliyorsanız, ki aldığınız için muhtemelen burayı okuyorsunuzdur, ondan kurtulmak için de aynı kararları alabilirsiniz. sigara ve türevleri sizin dostunuz değil, patlamaya ayarlanmış saatli bombalardır. cidden zamanı geldiğinde de içinizde patlayacaktır.

    gelin yol yakınken bu saçmalıktan vazgeçin. söz veriyorum, daha iyi yaşayacaksınız.

  • gerçek uğur ışılak 8 haziran sabahı bir kaza geçirmiş, yerine arap emirlikleri tarafından ya sul kohun isimli android geçirilmiştir, resimdeki de pili bitmiş androiddir. bu kadar uyuyacak ne vardı?

  • dinledim ve sevgilimle beraber denizde sırt üstü uzanmış, gözlerimizi kapatmış güneşten korurken bulduk birbirimizi.

    üstelik kasım ayındayız, en yakın deniz çok soğuk, güneş ısıtmıyor ve sevgilim yok. o derece gerçekçi bir şarkı.

  • "şirin "

    isim garip çünkü büyük büyük dedemin ismi. teknik olarak soyum şirin baba'ya dayanıyor.