ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
osmanlı torunu olmaktan utanan türk
-
hangi 5 kıtada at sürdüklerini merak ediyordur. asya, avrupa, afrika 3 etti.
edit: evvel zaman içinde pireler berber develer tellal iken osmanlı'nın 5 kıtada at koşturduğunu iddia eden bir entry vardı. iş bu entry o entrye ithafen girilmiştir.
0 850 484 xx xx numaralı telefon terörü
-
ben açıyodum bu numaraları ve karşımdaki kadın erkek demeden yürüyodum. çok tatlısın çok kaslısın falan filan derken baya baya blacklist e alınıyorsunuz. birinde ofisin nerde, çiçek göndercem kısmına kadar gelebilmiştim.
hande ataizi'nin 1998'de ayda 40 milyar kazanması
-
98 hande ataizinin prime oldugu donemdi. o tarihteki 1 yasinda temiz lada samara 3 milyardi. 40 milyar 13 lada samara yapar. bugunun eski model polosuna uyarlarsam 400 binden, 5.1 milyon gibi bir para yapar. o donemlerde hande ataizi gibi cesur oyuncu da fazla yoktu. varsa da dinazordu. mum kokulu kadinlarin piyasadaki ruzgari hala suruyordu ve ruhsar dizisi yeni baslamisti. hande ataizi bir cok reklama da cikardi.
gunumuzde bir artist ile karsilastirmak yanlis olur cunku bugun piyasa da cok fazla oyuncu manken var. sistem daha fazla urettigi icin 2 3 cok degerli kisi aradan siyrilmamis oluyor. belki belki muhtesem yuzyil donemi uzerli seviyesinden 1 2 gomlek ustun haldeydi veya aski memnu donemi beren saat seviyesinden 2 3 gomlek ustun haldeydi.
yani buyuk ihtimalle o donem en cok kazanan turk televizyon kisiligi idi. uc bir ornek yani 1998 hande ataizinin kazandigi para. neyle kiyaslarsaniz kiyaslayin gozunuze fazla gorunebilir.
türkiye'nin kötülerin ülkesi olması
-
gerçekten artık emin olduğum, kanı değil olgudur.
yönetime bakıyorsunuz, hep en yüksek yerlerde kötüler varlar.
iş hayatında; iş ahlakı olmayan, ciğeri beş para etmezler bütün iş kollarındalar. kibar ve nazik biriyseniz ancak bi yere kadar gelebiliyorsunuz. gerisi boş. hep birilerinin sırtına basarak ilerlemek zorundasınız.
ilişkiler de aynı şey yine geçerli. nazik, kibar beyefendiyseniz, çok yüksek ihtimalle kaybeden tarafsınız. bozuk ağızlı, öküzden biri olduğunuzda şansınız çok daha yüksek.
adalette aynı şekilde, hep kötüler kayırılıyor.
ülkede iyi insanlar varsa da, hiçbiri etkin şekilde yüksekte değiller ve insanların genel mantalitesi de bu değil zaten. bu ülke her bakıma kötülerin ülkesi, en yakın zamanda gideceğim.
reza zerrab'ın itirafa başlaması
-
(bkz: ötüyor gönlümün efendisi)
kızının evliliğini düğün günü bitiren baba
-
usul esastan önce gelir.
doğru bir şeyi yanlış şekilde söylemiş kişidir. yaptığı da net şekilde yanlıştır.
türk kadınını videoya alan mültecinin yediği dayak
-
kadın çığlık atarak “telefonu alsana” dediğine göre konu gene aynı.
yalanarak milletin karısını, kızını çekip, sağda solda yayınlıyorlar ve yetkili hiç kimse bundan rahatsız olmuyor.
sadece oy kaygısı vs değil bu kadar göz yumulması.
öldürülen elçinin oğlunun bakışı
-
kultur farki nasil belli ediyor kendini dedigim bakis. aci ofke ve nefret var bu bakislarda hakli da. agit yok vatan millet sakarya yok. omzunda teskin edici el yok.
istanbul'a yapılacak devasa dönme dolap
-
sanki ülkede özel firma kalmamış gibi gene devlet tarafından yaptırılacaktır. biniş ücreti 90 dolar olacak olup işletecek şirkete yılda 15 milyon kişi binme garantisi ile verilecektir.
istiklal caddesi'nin 1996'daki görüntüleri
-
o tarihte üniversitenin üçüncü sınıfındaydım. kahvede okey oynayan gençlerle akrandım.
çiçek pasajı'ndan çeyrek ekmek midye tava alıp, onu yedikten sonra kahvede de bir sıcacık çayla ısınıp robinson kitapevi'ne gider, yolda muhakkak paganini bülent'e rastlayıp onu birazcık dinler, dönerken metropol'den bir cd alırdım. rebetiko'ya meraklıydım. beyoğlu o kara-mavi müziğin ruhuna çok uyardı.
o zamanlarda insan olmanın, genç olmanın, yaşıyor olmanın kıvancı vardı.
tadını çıkarmış olduğuma mutluyum.