ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
20 nisan 2000 leeds united galatasaray maçı
-
hakan şükür'ün attığı goldeki solo performansı kadar golün gelişimi de muhteşemdir. leeds atağını kesen gsli defans oyuncusu topu kendi yarısahasının ortasındaki hagi'ye vermiş ve 10 sn gibi sürede, sahanın %75'ini geçmeyi ve 3 leedslinin de çalımlanmasını içeren bir hücumla top ağlarla buluşmuştur.
http://www.youtube.com/watch?v=rsyyuikg9cm
11 ağustos 1999 güneş tutulmasını görmüş nesil
-
kasabadayım o zamanlar, tutulma sırasında bahçedeki tavuklar akşam oldu sanıp kümese doluşmuşlardı hiç unutmam, ortalık aydınlandığında gariplerim neye uğradığını şaşırdı tabi, horoz zaten mavi ekran.
beşiktaş 9 puan istiyor
-
beşiktaşlıyım. adımı bile efsanelerimizden birisinden aldım.
okur okumaz aklıma gelen ilk şey "mahalle yanarken bazılarının yaptığı şeyler" oldu.
namaza duran yolcuyu beklemeyen otobüs şoförü
-
çok ayıp etmişler...
geçen biz de şaman ayini yapıyoruz otobüs bastı gitti, bizi beklemedi...
türkiye'de inançlara ibadete hiç saygı kalmadı yav.
sevgilinin koyunu
-
(bkz: relationsheep)
decathlon'da satılan gri spor ayakkabı
-
fiyatına göre oldukça kaliteli olan 2 yıldır kullandığım ayakkabı
kurt seyit ve şura
kimsenin yemediği küçük esnaf üçkağıtları
-
indirim yapıyor ayağına hesap makinesine çata çuta sesler çıkararak rastgele basması, daha sonra c'ye abanarak 5 kere basıp istediği fiyatı ekrana yazıp ekranı size göstermesidir.
sokak köpeğine tavuk döner ısmarlamak
-
dönercinin başında kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırmış mahzun mahzun bakan kulağı sarı küpeli güzel köpeğe kıyamayıp tavuk döner almaktır.
o kadar aç insan varken köpeğe de döner mi ısmarlanırmış diye böğüren tüm yaratıklara kulağımı tıkayıp dönercinin gözü önünde yaptım bir de bunu.
insanlar ister, insanlar çalışır, insanlar derdini anlatır ama onlar anlatamaz.
onları gören herkes yolunu çeviriyor. kimse başlarını okşamıyor.
evet aynı durumda olan insanlar da var ama bu demek değildir ki bu hayvanları görmezden gelelim. of of efkarlandım yine. :/
domates sebze mi meyve mi
-
popüler tartışmaların gereksiz bir sorusudur.
meyve, bir bitkinin tohumudur. meyveyi sperm, toprağı da rahim gibi düşünün.
tohumun etrafını tatlı, cazip bir şey ile sarmak bir bitkinin üreme stratejisidir.
bakın bitki şöyle düşünüyor:
"ben bir bitki olduğum için olduğum yerden başka biryere gidemiyorum. ama üremek için tohumlarımı başka yerlere de göndermem lazım. tohumumun (spermimin) etrafını lezzetli bir malzeme ile çevireyim, bu lezzet bazı hayvanları-insanları cezbetsin, onu koparıp yesin, tohumunu biryerlere sıçsın, ben de onu sıçtığı yerde yeniden üreyeyim."
bitkilerin tohumlarının ve çekirdeklerinin mide asidinde erimeyecek zırhla kaplı olmasının sebebi de bu.
doğayı düşünürseniz, aslında bu çok zekice bir strateji. örneğin bir erik ağacı erikler olgunlaşınca meyvelerini döküyor, inek olur, zebra olur gelsin yesin gitsin 3 km ötede çıkarsın diyor. hatta düşünün bizim evde yediğimiz elma, aslında amasya'daki bir elma ağacının üreme taktiği. taa amasya'dan buraya kadar ulaşıyor allahın ağacı. çok garip bir olay aslında.
konuya dönersek,
içinde çekirdeği, tohumu olan yiyecekler meyvedir. sap-kök-yaprak olanlar sebzedir. yani domates meyvedir.
ama biz genelde pişirdiğimiz şeylere sebze, pişirmeden yediğimiz tatlı yiyeceklere meyve demişiz. genel olarak şekersiz meyveler bizi çiğken cezbetmiyor.
işin teorisi başka ama genel kullanım ve toplumsal alışkanlıklar da bir o kadar önemli.
misal bir kabak, patlıcan teorik olarak meyvedir. ama çiğ olarak tadı bizi cezbetmediği için pişiriyoruz. o yüzden sebze olarak kabul etmişiz.
inek olsak, patlıcan çiğ çiğ de çok lezzetli gelecekti, o zaman ona da meyve diyecektik.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
" evde 2 kişiyiz; her iki kişiden birinin akp'ye oy verdiği netleşince eniştemi dövdüm. "
12 nisan 2024 tff yabancı var hakemi açıklaması
-
ya bu yabancılar daha dürüsttür algısını kim oturttu zihnimize. her yerde sahtekar düzenbaz adam çıkar. ama medeni toplumlarda kurallar o kadar iyi uygulanır ki bu adamlara fırsat verilmez.
türkiye'de siyanürle altın çıkaran kanadalı firma ne kadar sahtekar, çevre düşmanı ve kötü değil mi? peki bunu kanada'da yapabilir mi ? hayır.
yani işin özü bizim kurallarımız ve sistemimiz iyi olmadıkça, en doğru ülkeden en doğru insanları getirin onlar da yozlaşır.
savaş hali dışında da seçimler ertelenebilir
-
sen kimsin amk. sen bilirkişi misin sen uzman misin sen kimsin lan yarrağım diye seslendiğim bir ak trollun mabadindan uydurduğu fantezi.
(bkz: sen bilirkişi misin sen uzman mısın sen kimsin lan)
edit: başlık başa kalmış.