hesabın var mı? giriş yap

  • "hayatın anlamsızlığı, insanı kendi anlamlarını yaratmaya zorlar" diyerek nasıl bu kadar muhteşem işler yaptığının ipucunu veren usta yönetmen

  • iyi bir yüzücü olmama rağmen suyun çok derinleşmesinden hoşlanmam. sonuçta doğal ortamım değil ve doğa bazen sürpriz yapmayı sever. hayatınızda bir kez bile levrek temizlediyseniz balığın aslında ufak olmasına rağmen nasıl korunaklı olduğunu görürsünüz. karadeniz'de sahil şeridi bulanık iken açıklar daha temiz olduğundan dolayı bazen açılmak zorunda kalıyorsunuz. bunlardan birinde yunus sürüsü gelmişti yanıma. gerçekten panik yapıyorsunuz, en nihayetinde balık bu amk hoşttan anlamaz, kışttan anlamaz. tamam flipper falan sempatimiz var ama hiç mi kötüsü yok ulan bu familyanın? organize olup köpekbalığı öldürebilen bir grup hayvandan bahsediyoruz. suyun içinde biri döndürüp öteki .... kımıldayamazsın ki, zevk için yapıyormuş bu hınzırlar da bizim gibi. sözün özü, iyi yüzerim ama tırsarım gençler. siz de tırsın.

    asla aralarına katılmayacağım amcalardır.

    edit: imla ve ifadeler.

  • boşlukta kalındığı dönemlerde iyiden iyiye hayatı mahvetmeye başlayan hastalık. şöyle ki; düşünecek, kaygılanacak onca şey varken kişi sanki cımbızla çekercesine en önemsiz sorunları bulup üzerine gitmeye başlıyor. bu önemsiz sorunlar öylesine büyüyor, öylesine can sıkmaya başlıyor ki sonunda kişi hayatı için gerçekten önemli olayları takmamaya başlıyor.

  • tartışmak için yanlış mecra. buradaki tüm erkeklerin boyu 1.90 dan, çükü 20 santimden uzun.

  • biz şimdi bu çocuğu ekmek almaya giderken vurup 9 aydır can çekişmesine neden olanlara "emri ben verdim" diyenlerle sandıkta hesaplaşacağız, öyle mi?

    çocukların ömrüne oy biçenlere lanet olsun.

  • ne olduğunu yeni öğrendim ve fark ettim ki ben yıllardır yapıyorum bunu. sanıyorum ki kimse için cidden değerli olmadığını bilen kişiler yapıyor şu zıkkımı.

    her ne kadar genelde depresif bir modum olsa da insanları güldürmeyi severim. çalıştığım, takıldığım her mekanda insanları etrafıma toplayıp bir şeyler anlatmayı, kendimi dinletmeyi bir başarı sayarım ve bilirim ki gittiğim gün kimse arayıp sormayacak, adımı bile hatırlamayacaklar.

    8 yılı beraber geçirdiğim, yediğim içtiğim aynı olan çocukluktan arkadaş grubumun (ki onları da bir araya getiren bendim) orta okuldan mezun olduktan sonra beni dışlaması sırasında kimse için cidden değerli olmadığımı ve olamayacağımı anladım. sonraki ilişkilerimde insan biriktirmeye karşı oldum, hep bir şekilde yok oldum.

    hatta çalıştığım yerden birden istifa ettikten aylar sonra ısrarla arayan çalışanlardan birine bir akrabamın ağzından öldüğüm haberini vermiştim de nedenini bile sormamışlardı. yıllardır beni ölü bilen çok insan var.

    insan sevmiyorum, hep ondan oluyor.