hesabın var mı? giriş yap

  • polis banka onundeki park etmis arabanin plakasini anons eder. eleman para cektigini, arabayi hemen cekecegini isaretlerle polise anlatmaya calisir.

    polis ortaligi yikan anonsu patlatir:

    yuz milyon fazla cek, ceza yazdık!

  • bozulmus harddiskten sokulen iki miknatis ile itinayla oynadiktan sonra, ulan ders vardi bi okula ugrayayim diye yurttan firlayip yemekhaneye dogru yola koyuldum. bu esnada hayvani guclu mıknatısları okulda saga sola cak cuk yapistirma maksadiyla pantolonun arka cebine koyup yemege gittim. yemek sırası vs. derken itu nun guzel yemekhanesinde cama yakin bir kenarda (ki neredeyse her taraf cam zaten) bir masaya tabldotu indirdikten sonra plastik bardakla su almaya dogru masalarin arasindan otobuste sagli sollu ilerleme teknigi kullanarak ilerlerken bir anda garip bir hisse kapilip arkami dondugumde yemek yeme pozisyonunda masaya egilmis agzi acik bana bakan genc muhendis adayi arkadasimin surat ifadesine takildim. bana sanki bir uzayliymisim gibi bakiyordu. kaslarimi biraz kaldirip kafami yavasca sola cevirip bir sey mi oldu gibilerinden tavir yapiyordum ki muhendis adayimizin bile anlam vermekte zorlandigi mazaraya ben de tanik oldum. tabldotun ust kismindaki kasigi kicima yapismis benle geliyordu. ne desem bos artik. bu sok anindan yararlanip kasigi biraz abanarak miknatistan ayirip pardon kasiginiz bana yapismis diyerek elemanin tabldota birakip hizla su almaya gittim. artik o kasikla yemek yedi mi yoksa benim hakkimda ulan adamda ne got var varmis gibi mi dusundu bilmiyorum ama ben bile gulmekten yemegimi zorla yedim.

  • dandik ve az gramajlı etin üstüne patates ve sos basıp kaktırmak kolay olduğundandır. piyasadaki hatay dönercilerin %95i böyledir.

  • "biz hala 'oruçluyken bizim yeğen ağzıma osurdu, orucum bozulmuş mudur?' diye tartışırken adamlar, üretiyor, üretiyor, üretiyor."

    cümlesi ile hem güldürmüş hem de doğru söze ne denir diye düşündürmüş olan hanım kişi.

  • yaşanmış hikayedir. telefonların lisede yaygınlaşmaya başlamasının ardından bu çağrı atma olayı meşhur olmuştu. bir akşam tüm aile yemek yerken montumun cebindeki telefonum çaldı ve sustu. annem ''telefonun çalıyo'' dedi, ben de ''çağrıdır'' dedim.annemden gelen soru mavi ekranlara sebep oldu.

    sinirli bir şekilde ''çağrı kim?''

    bu da böyle bi anı işte.

  • ablam durakta adamın tekine bilmemne otobüsü geçtimi diye soracakmış, söze afedersiniz filan diye başlayacağına "efendimiz hede otobüsü geçti mi acaba" demiş salaktır.

  • osmanlı imparatorluğu'nda padişahlarla vezirlere yapılan alkış merasimini yöneten saray memurlarına verilen isimdir. bir nevi şakşakçı başı diyebiliriz. :)

    sefer, cülus, bayram vb. gibi merasimlerde alkış çavuşlarının emrindeki alkışçılar padişahları yahut vezirleri alkışlardı. bu alkış esnasında da ''uğurun açık olsun, devletinle bin yaşa, mağrur olma padişahım, senden büyük allah var'' gibi övgüler sarf edilirdi. bu alkış merasimleri devletin ihtişamlı dönemlerinde oldukça kalabalık ve büyük bir organizasyon olurdu. devletin güçten düştüğü dönemden itibaren ise daha küçük ölçekli törenler yapılmıştır. osmanlı saltanatının sonuna kadar da devam etmiştir.

    tanzimat dönemine gelindiğinde alkış çavuşları lağvedilmiş, yerlerini hassa hademeleri ve mızıka-yı hümayun hademeleri almıştır.

    sultan mehmed reşad'ın başkatipliğini yapan halit ziya uşaklıgil anılarında alkış merasimlerine dair şunları yazmıştır:

    ''hademe arasında bir de alkışçılar diye tabir edilen bir zümre vardır ki sırasına göre altı, sekiz, on kişiden oluşarak, tam hünkarın arabasının geçeceği bir yerde, halka halinde toplanırlar ve gür bir sesle bir şeyler söyleyerek, alkışlarlardı. galiba eski osmanlı padişahlarının haşmet zamanında ''mağrur olma padişahım senden büyük allah var'' diye bağırıldığı hatırımda, belki de yanlış olarak kalmış bu alkışın sözlerini hiçbir zaman anlamak mümkün olmamıştı. böyle sekiz on ağızdan bir gulgule halinde çıkan bu gürültü bende bir merak halinde olurdu. nihayet soruşturmaya mecbur kaldım. sözler: '' yardımcın allah ola. yaşın uzun ola'' diye başlar ve kim bilir nasıl bitermiş.''

    kaynaklar:
    + mehmet zeki pakalın - osmanlı tarih deyimleri ve terimleri sözlüğü - meb yayınları.
    + abdülkadir özcan - ''alkış'' - tdvia - cilt: 2.
    + halit ziya uşaklıgil - saray ve ötesi - yapı kredi yayınları.

  • yalnız bu iş doktor'un sorunu değil iş verenin sorunu... yani satış temsilcisi istifa etti diye sipariş iptal olmaz... öğretmen gitti diye çocuğunuzu okuldan atmazlar... doktor gitti diye niye ameliyat iptal olsun..

    sana sağlık güvencesini veren o doktor değil... göbek bağı ile devlet hastanesinde bağlı değil. daha iyi maaş veren yere gitme hakkı da var.