hesabın var mı? giriş yap

  • tabii her şeyde olduğu gibi tüm suç cehapededir. sığır byin ülkeyi yöneten kimse o sorumludur.

    bu başlık kalsın. çomar beyninin nasıl olduğuna dair ibret!

  • dark side a geçmek isteyenler için türkiye ofisi iletişim bilgileri.

    akmerkez rezidans no:14 d:2
    akmerkez is merkezi yani
    nispetiye caddesi
    34340 etiler, istanbul, turkey
    tel +90 212 371 08 00

    not: kendiniz koymuşunuz bu bilgileri web sitenize. iki gün sonra pelerinleri giyip arkadan pıçaklamayın mk.

    edit: çok fazla oylandigindan, en fazla okunan entryim olduğu kanısına vardım. amk millet ne kadar rothschild , illuminati bok püsür meraklısıymış.

  • yine rezil bir forma ile karşı karşıyayız. nike yıllardır dalga geçiyor bizimle. daha ne kadar kötü yapılabilir ki diye uğraşıyorlar.

  • "kız arkadaşım bilgisayar oyunlarımdan rahatsız.bu yüzden satmak zorunda kaldım. 60 kilo 170 boylarında yemek yapmayı biliyor. iyi kızdır"

  • çocuğumu bu ülkenin okullarında okutmamak isteme sebebimdir. bu adam gibi zibilyon tane adam sınıf öğretmeni, x, y, z öğretmeni ve malesef çocuklarımıza-çocuklarınıza sarkıyorlar.
    lanet olsun.
    öğretmen olacak herkes kpss zıkkımından evvel psikolojik testlere vs girmeliler. birçok öğretmen diye çalışanın böyle sapkın düşünceleri var !

  • (bkz: neco)

    yillar yillar once*, sinif arkadasim necmettin'i telefona neco diye kaydetmistim. gel zaman git zaman, neco ile muhabbetim kesildi ama numarayi silmedim hic, hep telefonda durdu.

    ıki yil once whatsapp yukledigimde neco ismine karsilik turbanli bir kiz geldigini gordum, herhalde kiz kardesidir dedim kurcalamadim fazla. fakat zaman gectikce o resimler degisti, ama hep ayni kiz resimlerde olmaya devam etti. resimlerde evlendi, cocuk sahibi bile oldu, ama hala neco olarak kayitli olmaya devam etti.

    sonradan anladim ki bizim neco numarayi kullanmayi birakinca bu gsm firmalari numarayi baskasina vermis, sonuc olarak bizim neco olmus sana necmiye.

    hala neco diye kayitli duruyor kizin numarasi, yakinda ikinci cocugu gelecek resimlerden anladigim kadariyla, merakla bekliyoruz*

  • kemal kılıçdaroğlu cümlesi. keşke diyoruz tabii de öyle olmuyor işte.

    "o yoksul insanların vergileri ile kendine 1000 odalı saray yapıyorsun. o sarayı chp iktidarında odtü’ye tahsis edeceğiz. bu iktidar bitmiştir. lüks içinde yaşıyorlar. gırtlaklarına kadar dolara boğulmuş durumdalar. benim derdim onlar değil. bu ülkedeki işsiz insan. her evde tencere kaynayacak. "

    link

  • olay baştan sona saçmalıklar silsilesi olduğu için efes’e sövmenin bir anlamı olmadığını düşündüğüm olay.
    birinci saçmalık, putin ukrayna’ya girdi diye basket takımının suçu ne amk , hadi milli takım olsa anlarım .
    ikinci saçmalık, hadi rus takımlarını elemeye karar verdin , oynanan maçları iptal mi edelim yoksa alınan puanlar sayılsın mı gibi kritik bir kararı takımlara oylatmak nasıl bir mantık? doğal olarak her takım hesap kitap yapıp hangi karar daha çok işine gelecekse o yönde oy verir .
    üçüncü saçmalık madem rus takımlarını elediniz cska’nın oylamada ne işi var ?
    bu euroleague yönetimi tam bir fiyasko , ciddiyetsizlik akıyor .

  • günlük hayat
    öncelikle sofyanın her yerinde hala mevcut kominizmden kalan burdaki isimleriye panel evleri görebilirsiniz. yani devletin bir zamanlar insanlara aile mensubuna binaen verdiği evler, birey sayısı arttıkca değiştirilen ve dünyanın en korkunc yapıları diyebiliriz.
    hepsi aynı yapıda aynı benzerlikte aşağı yukarı. 18 katlısı da var 10 katlısı da bütün pencereler bütün balkonlar benzer yani ufak bi köy gibi binalar. ve gerçekten çooook çirkinler. bir de havayolu üzerinde o kadar çoklar ki sofya'ya gelen, geldiği gibi şok yaşasın diye düşünmüşler kanısına kapılmıştım ben ilk geldiğimde.
    hoş benim de ilk ülkeye girişim kara yoluyla olmuş ve bu binaları gördüğümde 'bunlar gerçek mi?' cümlesi agzımdan dökülmüştü.
    ancak şöyle ki bu evlerin içinde yaşayan herkes bulgar halkının çoğunluğu gibi fakir olacak diye bir şey yok mesela, bu binaların önünde duran araba modelleri ya da içindeki sistemlere, ışıklandırmalara bi kaç kez tanık olduk.
    genel olarak halk gelir azlığı sebebiyle mutsuz, suratsız ve yavaş ama öyle böyle bir yavaşlıkta değil.
    türkiyedeki kaos ortamından sonra buraya gelince insanlardaki slow motion hal akılları zorlayabiliyor. ben yine ilk adapte sancımı marketteki kasa sıralarında yaşamıştım. öncelikle anlamadıgım bi şekilde 'para üstü almaya tövbeli bi millet!' yani atıyorum 50 leva 78 stotin ödeme yapılacaksa önce tek tek tek o 78 stotin (tr'deki kuruş) veriliyor sonra 50 tamamlanıyor sen bitti sanıyorsun ama biter mi? daha alınan şeyler teker teker torbalara giricek.min. bekleme süresi 5 dk. ben ilk etapta afakanlar içinde boğusurken sevgilim 'bak bakk sen milkanın bu çeşidini gördün mü bak bak' diye oyalamaya çalısırken bi bakmışsın alışmışsın! çünkü herkes telaşsız ve sakin ve acelesiz. ülke genelindeki tüm kasariyerler zaten menopoz sonrası yaşlarını süren teyzeler falan.

    sokaktaki (rest.avm.etc etc)ingilizce bilme oranı abartısız %75 diyebilirim. hatta o kadar çok saskınlık içine sokan yaşlılar oldu ki düzgün ingilizleriyle konuşan iletişim kuramamak imkansıza yakın diyebilirim. ilginc bir sekilde suratsız olan bulgarlar ingilizce konuştugum anda bana seker kız candy muamelesi yapıp oldukca yardım sever davranıyorlar.
    unutmadan konuşmayı cok seviyorlar! ama cok ama cok. eski evimizin altındaki markete su kesintisi sorma giden sevgilim 10dk sonra dönünde neymiş dediğimde
    'genel arıza' demişti, bunu diyene kadar da daha önceden olanlar şunlar bunlar mahalle geçmişi vs.anlatılıyor :) biraz komikler o konuda.

    sanırım en komik oldukları nokta erkeklerin takmış olduğu capraz kutu seklinde ve varyasyonlarında cantalar.kimisi boynunda tasıyor evet sözlük aynı inek çanı gibi. ben cantası boynunda denize girenini bile gördüm.farklı bi trend ve alıskanlık yeni nesilde pek yok gibi fakat bir çok erkekte boyunlarında ya da capraz sekilde tasıdıkları kutu dikdörtgen çantaları görebilirsiniz.
    kadınları oldukça güzel, bakımlı hoş bla bla. ne diyim şimdi, aşırı derece süse ve püse düşkünler.parayı sonradan bulanlar inanılmaz derece görgüsüz ve zevksiz diyebilirim. büyük büyük marka döşeli elbiseler ayakkabılar, yani avm'de bizim düğün ayakkabısıyla gezen kadınlar mı görmedim, bütün seritlerinde moshino yazan siyah sandalet giyenler mi (ayagına reklam almıs gibi)gösteriş onlar için gerçekten onemli.

    yemek içme zaten herkesin de bahsettiği gibi oldukça uygun. alkol fiyatlarını gerçekten burdan paylaşmak istemiyorum kavimler göçü gibi bişiy yasanır yine tarihte. tüm türk rakıları tr'de satılanların yarısından da ucuz fiyatta votkalar saraplar vs.hepsi tr ile kıyaslanamayacak ölçekte uygunlar. dışarda yemek yemek burada günlük bir rutin, ev ararkende kapalı mutfak bulana kadar canımız cıkmıstı.cünkü insanlar yemek yapmıyor o yüzden tüm mutfaklar amerikan ve salonun içinde. haftaiçi bile bazı restaurantlarda rez. olmadan yer bulamama ihtimaliniz mevcut.
    sayısız rest. seceneği var düşük/orta ölçeklerde garsonlar da yine mutsuz ve suratsız ancak en meshur zincir olan happyrestaurantlarında hem güzel servis hem de fiyat performans egrisine yakısıcak cinste karnınızı doyurabiliyorsunuz. (bir de ülkenin her yerindeki happy garson kızları 1 karış etek giyer/evet yaş kış)

    rezervasyon demişken akıl almaz bir rezervasyon takıntıları mevcuttur. yani gidip bir şekilde boş oturan manikürcüye ( sadece manikür/pedikür salonları mevcut.tırnak feci bir sektör burada) geçerken giripte maniküre oturamazsın! sen kim yaaaa?der gibi 'ne ne(hayır)' diyiverirler, book almadan gidilmiyor kişisel bakım alanlarına.çok rahatlar yani bizdeki aman abi tabi buyur gel, aa tabi hallederiz kafasının zerresi bunlarda yok.
    bir de sadece a'dan b'ye giden tek bir yolu bildikleri için diğer yolları katiyen kabul etmiyor ve sorunu çözmeden de gidebiliyorlar.benim dünyanın en sakin insanı olan sevgilimi internet bağlantısı yapmaya gelen ekip bu şekilde delirtmişti. hayır bu şekilde olmasın diyoruz (alternatifleri mevcut) e istemiyorsanız yapamayız başka türlü diyip dönüp gidebiliyorlar. nato kafa nato mermer diyebiliriz.

    yeşilliği, doğası her yerdeki parklar göz okşayan peyzajlar mevcut. vitosha dağında yazın ve kışın inanılmaz görsel showu yakalamak mümkün. yemyeşil gerçekten de sofya. yani heryer insanın gözüne mutlaka yeşil bulanıyor. ben leylak ağacının 3 renk oldugunu burda öğrendim.benim en sevdiğim çicek mor leylak iken;burada hem beyazı hem de lilasını gördüm aynı enfes kokuda. zaten gül memleketi ondan bahsetmeye bile gerek yok, her yer gül ve gül çeşitleri.

    gece hayatı
    bu sanırım yaşanacak türden bir tecrübe bu ülkede. yani klüper, iç mekan tasarımları ve tabi ki mekan showları oldukça sağlam.yani bir çok ülkede bir çok klüp görme sansım oldu burdaki klüpler gerçekten cok makul fiyatlar eglenebilinecek oldukça üst seviye yerler.
    nargile burada inanılmaz trend bir olgu haline gelmiş. zaten sigaraya çok kücük yasta başlayan bir ülke iken gece klüplerinde bile nargile görmek mümkün.havuz baslarında vs. bizim mahallede bile 1km capında 3 adet bar-dinner tarzında yerde nargile mevcut.gerçekten fiyat performans olayı muazzamdır zaten alkol fiyatlarının ucuzluğundan bahsetmeye gerek yok. turk rakısı burada türkiye fiyatının neredeyse yarı fiyatına satılmakta.neyse daha fazla uzmeyeyım seni sözlük.

    ulaşım
    tramvay, metro, otobus ve troleybüs yok yok ancak sofya'da en saglıklı ulaşım şekli aracsızsanız eger kesınlıkle telefonunuza ındırecegınız "taxi me" uygulaması; öncelikle taksi zaten oldukca uygun fiyatta app. gercekten kullanıcı dostu haritadan beni burdan al, buraya bırak seklınde rota belirliyorsunuz ve yakınlardaki puanı en yüksek taxiye davetiye düşüyor.oldugunuz yeri bulurken gps yardım ederken gideceğiniz yerin adresini copy paste etmek kısa çözüm zira harita full artı full kiril. cok yogun özel bir gün (yılbaşı, vs)değilse ortalama 5-10dk içinde araç sizi almaya geliyor araç kullanıcı adı mesafenin yaklasık tutarı vs tüm bilgileri de anında. tek kelime bile etmeden istediğiniz yere bu şekilde ulaşmanız oldukça kolay her seyahat sonrası rant istenildiği için soforlerden arıza cıkma durumu nerdeyse hiç olmuyor.ne kadar cok yıldız o kadar cok müşteri daveti.

    henüz kış aktivitelerine sıra gelmedi, kagıt kımlık işlemleri vs derken bu yazı vitosanın farklı bölgelerine civardaki magaralara ve selalere giderek tabiat anayı kucakladık. ben turkıyede de saglam gezmiş; karadeniz akdeniz ege turu yapmıs biri olarak diyebilirim ki burdaki selaler gercekten muazzam guzellıkte görünüşte.e tabi bu alanlara giden alanlarda herkesle selamlasma olsun saga sola atılmıs 1adet çöpü bırak kagıt parcasının olmayısı seni baya baya doganın ıcındeyım hıssıne suruklüyor
    yasaması oldukca kolay, arabaya atladıgımızda da 6-7saat sonra (sınır dahil)aileme ulaşabileceğim uzaklıkta relax bir avrupa kenti.
    insan ne istediğini bilir ve istedikleriyle mutlu olursa yasadıgı her yer ona cennet gelir; sofya bana rahat rahat iş cıkısı parklarda piknik yapma,bisiklete binme (tehlikesizce), arabayla yarım saat uzaklıkta dağlara tırmanma sansı verıyor.yüzlerce restaurant ve gidilebilecek gece klupleri cok lazım olursa bol bol avm.en onemlisi sakin, bagrıssız, kornasız gergınlıkten uzak bi hayat. yemyeşil bir hayat yetiyor mu yetiyor..
    yaşadıkça editleyeceğim şehrim.
    seyahat etmeyı planlayanlar,sorusu olabilecek olanlar yeşil yeşil..

    diger sehir entryleri icin;
    londra (bkz: #49940442)
    moskova (bkz: #30051137)

    not: istanbulda esenler otogarindan kalkan otobusle (has turizm) her gece 10da esenler kalkis,sofya otogarina varis sabah 5 seklindedir (sinirda cok yogunluk yok ise) ve ucreti 75tldir.
    edit; sahsen masallah dedigim 3 gun yasadigi icin yukarda bahsettigim ekspress otobus sefer hatti da yaklasik 2 ay once durduruldu. ne yazik ki sofya'ya kara yoluyla otobus tercihinde has turizm ne yazik ki mevcut degil yerine metro ve hun turizm var ve ekspres degil.
    ancak en kisa surede trenle sofya'ya gelis tecrubemi de yazacagim zira muazzam bir tecrubeydi. otobus yerine yatakli tren harika!

  • geiranger norveç’teki küçük turist kasabalarından biri. güzelliği unesco tarafından da fark edilmiş ki dünya mirasları listesine alınmış. buna ek olarak da lonely planet burasını iskandinavya’daki en güzel seyahat noktası olarak seçmiş.

    geiranger fiyordu; batı norveç kıyılarının en büyük fiyortlarındadır. bu fiyorda bir tepenin zirvesinden bakan geiranger’e, uzun bir vadinin ardından ulaşılır. yemyeşil bir doğa içerisinde inanılmaz manzaraları göreceğiniz bu küçük kasaba birçok gemi turunun vazgeçilmez duraklarındandır.

    1994 yılından beri her haziran ayında yapılan ‘’geiranger – from fjord to summit’’ etkinliği de buranın önemli özelliklerinden. bu etkinlik yarı maratonu ve bisiklet yarışını içeriyor. iki yarış da deniz seviyesinden başlayıp 1,497 metre yükseklikteki dalsnibba dağı zirvesinde son buluyor. bu dönemde dağda hala çok miktarda kar bulunduğundan dolayı bu etkinlik aynı zamanda ‘’from summer to winter’’ olarak da biliniyor.

    from summer to winter etkinliği haritası
    resim 1
    resim 2
    resim 3