hesabın var mı? giriş yap

  • beline ıslak odunla vurmak istediğim insandır. ulan ben cam kenarı yok diye bir sonraki sefere bilet alan adamım, herif gelmiş laapss diye cam kenarına oturmuş.
    "şşştt dayı kalk ordan cam kenarı benim lan" diyesim geliyor. ama
    "amca senin koltuk yan taraf orası benim" diyebiliyorum.
    he bi de homurdanan var yer değiştirirken. onlar ayrı bir durum zaten aç bak lan biletini koridor yazıyor, ikinci sınıf yolcusun sen, biz camdan neler görüyoruz sen koridora bakıyorsun, eziksin ezik o koridor tarafındaki koltukta ölüp gideceksin.

  • "gözlerimiz farklı bir karışım olan gözyaşıyla, göz kapaklarıyla, korunmasındaki estetiğiyle, görme esnasında gerçekleşen olaylarla eşsiz, mükemmel bir tasarıma sahiptir. tüm bu olayların kusursuz bir şekilde işlemesi elbette ki doğanın marifeti değildir. gözdeki tasarım herşeyin rabbi olan allah'a aittir...şükürler olsun rabbim, şükürler olsun"

    rabbim, gozyasi bezlerimdeki bir sorun nedeniyle gozum fazlasiyla kuru, tabakalardan birinin fazla ince olmasi yuzunden isiga karsi asiri hassas, kapaginin ici iltihaplaninca korunmasinda estetik mestetik kalmiyor. genetik olarak goz tansiyonuna yatkinim, mercegimi basbayagi kotu yapmandan dolayi 3.5 derece miyop, gozumun yumurta gibi olmasindan dolayi 1 derece astigmatim, ilerde nasip eylersen katarakt da eklenecek.

    koca elektromanyetik spektrumun got kadar bir kismini bile dogru duzgun goremeyen bu aletin optik zoom'u yok, gece gorusu rezalet (kim bilir kac tane atam bu yuzden luzumsuz yere acilar icinde oldu, ama tabi sen onlari da cok seversin), gorus alani dar ve frames per second'i dusuk.

    bunlari gectim, uc boyutlu dunyadan gelen fotonlari, malzemeden calmak icin olsa gerek, iki boyutlu bir retinaya dusurup, sonra beyinde signal processing yaparak uc boyutlu goruntuyu tekrar olusturmaya calisan, yani dunya kadar bilgi kaybina ugratan oldukca verimsiz bir sistemi dizayn ettigin, bize bagisladigin icin sukurler olsun. hakkaten de hersey pek mukemmel, pek kusursuz.

    edit: soyle bir yorum geldi: "gördüğün için şükretmeyi denedin mi hiç?"

    yani "o kadar mukemmel ki" den, "sen gorebildigine sukret"e mi donduk? kor olmadigima cok memnunum ama konu gozumuzu sevip saymak, onu sadece dunya optometristler gununde (ramazan 14) hatirlamanin ne kadar buyuk bir vefasizlik oldugunu anlamak degil, "o kadar kusursuz ki ancak evreni yaratan sonsuz gucteki bir tanri'nin eseri olabilir" gorusunu elestirmek. sadece gozun degil butun organlarimizin, hatta tum ekolojik sistemlerin ve hatta galaksilerin bu kadar kusurunu her gun tecrube ediyorken ve tum bu yapilarin evrim cizelgelerini az cok anlamisken, bu argumanin komik oldugunu anlatmak.

    bu ates dedigin kati degil, sivi degil, gaz degil. oyle mucizevi birsey ki olsa olsa olimpostaki tanrilarin isidir, prometheus da onlarin kulu ve elcisidir. efendim, sacma mi? ates bir madde hali degil basit bir exotermik kimyasal reaksiyon mu? canim, sen kisin usumedigine, pismis yemek yiyebildigine sukretmeyi denedin mi hic?

  • evliliği bırak daha doğru dürüst ilişkisi olmamış adamların verdikleri normal detaylardır.

    kokudan bahseden arkadaşım, sevgilinin teninin kokusunu sevmiyorsan neden evlenesin ki? veya regl olmasından tiksiniyorsan neden bir kadınla birliktesin? kadın'ın tanımında regl var, git o zaman erkeklerle birlikte ol. biriniz tuvaletteyken diğeri banyoya girmek zorunda da değil, rahatsız oluyorsa böyle şeylerden sırasını bekleyebilir. ayrıca sevgilisinin kendisinin yanında gaz çıkarmasını yakınlık göstergesi olarak görüp mutlu olan insanlar da var. çünkü iş sevgide bitiyor arkadaşlar. eğer seviyorsanız üstünüze kussa bile tiksinmeniz mümkün değil.

  • - baba bak elalemin babasi 276 bin yapiyomus dx-ball*'da sen hala 100binlerde surunuyosun eki eki..
    - nerdeymis sen nerden biliyosun?
    - sozlukte yaziyo iste.
    - e git sen de yaz benim babam 500bin yapiyo o zaman.. ne ki. konsantrasyonumu bozma..
    - hmm

  • 06.05 editi: nazım salur beyin bahsettiği numaradan şikayetimi oluşturdum, bekliyorum. arayıp sorduğum zaman sikayetimin değerlendirmede olduğunu söylüyorlar. nazım bey topu bayilere atmıştı, bayilerde topu nazım beye atıyor. bakalım ne olacak

    ust edit: maaşımızı tam yatırdılar, elden aldığımız mesai parasından kesmek istediler. dolayısıyla resmi kaydım yok. evet ben de biliyorum şubeler franchise ama isveren bize bunu şirket prosedürü olarak açıkladı.
    kendimi ifsa etmek istemiyorum cunku işsiz kalmak istemiyorum. sirket ici yollardan çözümü önermişler, beni bir haftada yildirtip is biraktirmaya çalışırlar allah askina hepimiz turkiyede yaşıyoruz. ben kendi şubemi sikayet etsem, o subede ne kadar çalışabilirim sorarım size

    su an yazmakta bile zorlaniyorum çünkü goz gore gore emeğimizi çalıyorlar. her firsatta sosyal medyadan , sosyal yardım kolileri ile iyi bir profil çizmeye çalışan getir, bugun maas günümüzde bizden sokaga cikma yasaklarını kesiyor. gunde 12-13 saat çalışıp, mesai ücreti alacağız diye yagmurda camurda motor sürdük şimdi ise bizden sokaga çıkma yasaklarını kesiyorlar. yaziklar olsun böyle düzene.

    edit: pek cok dost yazdı destek verdi, avukat arkadaslar yazdı hakkını arayalım diye, herkesten allah razı olsun, çok teşekkürler. bir yandan çalışıyorum bakamıyorum pek telefona , donemedeklerim kusura bakmasin.

    bir dost nazım salura ulaşmış twitterdan , nazım bey'de bayi ic hatlarından sikayet edebilir yazmış. bir kurye olarak benim böyle bir hattan su an haberim oldu, sag olsun. bu kriz zamaninda kendimi ifsa etsem beni elbet bir sekilde isten çıkartırlar, çıkartmasalar baska subeye yollarlar. isimi kaybetmekten korkuyorum. kendileri denetlerse daha memnun oluruz.

    edit 2: kanit isteyenler oldu, bana pek cok depodan , getirin baska depolarından dostlar ulaştı, herkese aynı muamele yapılmış. banabiden emin degilim bir yazar maaşları 11inde alıyoruz dedi, o yuzden kaldırdım.

  • ah be ayşe.
    bir kadın cinayetine kurban gitseydin, ağlardık senin arkandan. lanet okurduk özgür'e. üzülür, göz yaşı dökerdik. özgecan gibi bir simge bile olurdun belki.

    birisi çıkıp o da haketmiş ama deseydi onu linc ederdik el birliği ile. sözlükten bile uçurulurduk.

    şimdi doya doya söyleyebiliyorum.
    o dayağı sen haketmişsin be ayşe.

  • domuz, kanatlı hayvanlarda da olduğu gibi çok yavrulaması ve çabuk büyümesi itibarıyla kırmızı et yetiştiriciliğinde tercih edilen bir hayvan türüdür. (bkz: omnivor)dur, yani hem hayvansal kökenli besin maddeleriyle hem de tahılla beslenebilir.

    domuz, otçul (bkz: herbivor) beslenme doğasına sahip 4 mideli sığır türüne karşın tek midelidir ve bu mide sığırın dördüncü midesine ya da bizim de sahip olduğumuz mideyle eşdeğerdir. protein, yağ ve karbonhidrat sindirimi mide ve ince bağırsakta gerçekleşir.

    kendi enzimleriyle sindiremediği selüloz gibi karbonhidratları, sığırların ilk midesinde gerçekleşene benzer şekilde, kalın barsağında bulunan bakterilerin parçalamasıyla sindirir. bu da domuzu etçillikten çıkarıp hem etçil, hem de otçul yapar.

    günümüz modern domuz yetiştiriciliğinde ise mutfak atığı, çöp, leş gibi şeyler besin maddesi olarak kullanılmamaktadır. gerek besi, gerekse damızlık domuz yetiştiriciliğinde kullanılan bitki türleri ise ağırlıklı olarak buğday ve arpa gibi tahıllar, yanısıra da ağırlıklı olarak mısırdır.

    salmonelloz, bruselloz, leprospiroz, influenza gibi hayvandan insana geçen (bkz: zoonoz) hastalıklar açısından rezervuar niteliği taşıyabilir. yukarıda sayılan hastalıkların sığır ve kanatlılar açısından da zoonoz oldukları unutulmamalıdır.

    tehlikeli addedilebilecek paraziter hastalıklar ise kas seven trichinellose ve domuzun barsak paraziti olan taenia solium'un (bkz: sistiserk) diye isimlenen ara formu olan ve beyne yerleştiğinde tehlike arz eden etkenlerden ileri gelir.

    benzer paraziter hastalıkların diğer hayvan türlerinden de bulaşabileceği unutulmamalıdır. (bkz: taenia saginata)

    bunun kontrolü ise modern hayvan yetişticiliğinde çok kolaydır. biyo-güvenliğin yasal olarak uygulanması istenen ve kontrollerle bunun gerçekleştirilmesini sağlayan almanya gibi ülkelerde birçok hastalığın bulaşımının önüne geçilmesi, bir başka deyişle bulaşma ihtimalinin eser miktara düşürülmesi mümkün. bu çiftliklerde uygulanan temizlik ve dezenfeksiyon işlemlerinin yanısıra düzenli antiparaziter ilaç tedavileriyle, yukarıda adları geçen hastalıkların görülme olasılıkları yok denecek seviyeye inmiş durumdadır.

    salmonelloz ise almanya'da 2007 yılında çıkarılan yönetmelikle kontrol altına alınmıştır.

    bu başlık altında, domuz etini kötülemek adına bir takım çiftliklerde kaydedilmiş görseller, kural tanımaz çiftçilerin sığır, kanatlı ve başka hayvan türlerinin bakıldığı çiftliklerinde de görmek mümkün. iş, bu görsellerle domuz etini kötülemekte değil. bu görsellerin ortaya çıkmaması için işini iyi yapmayanları cezalandırmak, tekrarında ise çiftliğini kapatmaktan geçer.

    şahsen ben, domuz tıbbı (bkz: schweinemedizin) alanında sahada olan bir veteriner hekim olarak almanya gibi bir ülkede ne domuz eti, ne de başka bir hayvanın etinin tüketimi konusunda bir beyis görüyorum.

    bilakis bu şartların sağlanamadığı, domuz etinin tüketilmediği türkiye gibi ülkelerde insanlarda görülen örneğin tüberküloz vakalarının yoğunluğu, bana sorunun domuz etinden başka bir yerde aranması gerektiğini gösteriyor.

    sözün özüne gelecek olursak, dini sebeplerle domuz yemeyenlere sonsuz saygı gösterilmesi koşuluyla bu şartlarda yetişmiş domuz etinin tüketimi, insana güvenilir bir protein kaynağı sunmuş olacaktır. yağ oranı yüksek karın gibi bölgeler yerine düşük yağ oranlı sırt ve boyun eti tüketimiyle protein diyeti yapmak dahi mümkün. *

    bu vesileyle de belirtmek isterim ki, domuz eti tüketiminin dinen yasaklanmasını aklamak için ortaya atılan saldırgan argümanlar tamamen deli saçması safsatalardan ibarettir.

    eyorlaman bu gadar.